İstanbul Simidi
GASTRONOMİ Simit Sokak Yemekleri/Yiyecekleri
Maddeye katkıda bulunan yazarlar:
-
2025
Arapça kelime kökeni (samīd) ince öğütülmüş un, irmik veya rafine un anlamlarına gelen ve Türk Dil Kurumu’nda halka şeklinde, üzeri susamlı çörek olarak tanımlanan İstanbul Simidi’nin karakteristik yapısı ve geleneksel formu kullanılan malzemeler ve uygulanan işlemlerden kaynaklanmaktadır. Rafine un, su, tuz ve yaş mayadan hazırlanan ve 45 dakika yoğurulan basit mayalı hamur 25 dakika oda sıcaklığında mayalanmaya bırakılır. 110-140 gramajlık parçalara ayrılan hamur çift fitil örgü tekniği ile şekillendirilerek pekmezleme işlemine tabii tutulur. Pekmezleme işlemi soğuk pekmezleme (su ile seyreltilen oda sıcaklığındaki pekmeze batırma) veya kaynatılıp soğutulan pekmeze batırma olarak iki farklı şekilde yapılmaktadır. Pekmezleme işleminde keçiboynuzu, incir, üzüm veya dut pekmezi kullanılmaktadır. Pekmeze batırılarak susam ile kaplanan simitler, 5-10 dakika tepside mayalandırılır ardından taş (235-250 °C 12-15’) ya da endüstriyel (280-290 °C, 10-15’) fırınlarda pişirilir.
Osmanlı arşivlerine kadar uzanan yazılı kaynaklarda İstanbul Simidi’nin o dönem “simid-i halka” olarak bilindiği ve araba tekeri kadar büyük olduğu görülmektedir. Bu simitlerin değirmenlerde özel olarak öğütülen yüksek kalitedeki beyaz un ile üretildiğine erişilmektedir. Osmanlı'dan günümüze kadar çift fitil örgü ve soğuk pekmezleme gibi geleneksel yöntemlerle üretilen İstanbul Simidi, adını aldığı şehir ile coğrafi sınır ve ün bağı ilişkisi içerisindedir. Bu sebeple İstanbul Simidi’nin üretim aşamalarını, karakteristik dokusunu, kendine özgü aromasını, standardizasyonunu ve kültürel devamlılığını korumak amacıyla mahreç işareti ile tescillenmesine ilişkin Coğrafi İşaret başvurusu yapılmıştır.
Türk mutfak kültüründe önemli bir yere sahip olan İstanbul Simidi lezzeti, kolay erişilebilir oluşu ve karbonhidrat deposu olma özelliği ile günlük diyette sıkça yer almaktadır. İstanbul’u tanıtan film, belgesel ve broşürlerde tanıtılması, turistik noktalarda seyyar satıcılar tarafından satılması ile yabancı turistler tarafından da İstanbul ile özdeşleştirilmiştir. Günümüzde Türk sokak yiyeceği / yerli fast-food olarak tanıtılan İstanbul Simidi dışarıda tüketilen yiyecekler arasında önemli bir yer tutmaktadır.
Referanslar
Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı Bülteni. (2025, 2 Temmuz). Türk Patent ve Marka Kurumu (Sayı: 200). Erişim Adresi: https://www.Turkpatent.Gov.Tr/Bultenler; Dikkaya, F. (2011). Evliya Çelebi Seyahatnâmesi’nde simit ve simitçiler, Milli Folklor, 23(92): 72-76. https://research.ebsco.com/c/vzjnii/search/details/icbts67b5n?db=asn; Özbay, G. (2020). Ulusal ve uluslararası platformda gastronomik kimlik unsuru olarak simit (Simit as an element of gastronomic identity in national and ınternational platforms), Journal Of Tourism & Gastronomy Studies, 8(1): 670-683. doi: 10.21325/jotags.2020.571; Simit. (t.y.) Türk Dil Kurumu güncel Türkçe sözlük içinde. Erişim adresi: https://Sozluk.Gov.Tr/?Ara=Simit; Simit. (t.y.). Nişanyan Sözlük içinde, https://www.nisanyansozluk.com/kelime/simit, (Erişim tarihi: 23. 07. 2025).
-
2025
Geleneksel bir unlu mamul ürünü olan simit, buğday unu, içme suyu, tuz ve mayanın birleşimi ile elde edilen hamura halka şeklinin verilmesi, ardından pekmez ve susam ile yüzeyinin kaplanması ve taş fırında pişirilmesi ile hazırlanan gevrek fırıncılık ürünüdür.
Simit hamuru ekmek hamuru ile aynı hamurdan yapılsa da ekmeğe kıyasla daha ince bir yapıda olması nedeniyle pişirme esnasında daha çıtır bir yapıya sahip olmaktadır. Bu çıtırlık, simidin karakteristik özelliğinin ve kimi zaman halk arasında kalitesinin belirlenmesinde önemli bir kriter olarak görülmektedir. Simit denildiğinde gevrek ya da çıtır olarak tabir edilen tekstürel yapı akla gelmektedir. Simit için söz edilecek diğer bir ayırt edici unsur da susamdır. Simidin yüzeyinde yer alan susam lezzeti etkileyen önemli bir unsurdur. Ayrıca susamın hamura yapışması için ve aromatik olarak kullanılan su-pekmez karışımı da simide ayrı bir lezzet katmakta, lezzetin yanı sıra rengini iyileştirerek simdin istenilen esmerliğe sahip olmasını sağlamaktadır.
Simidin kelime kökeni Osmanlı döneminde beyaz undan yapılan özel bir ekmek olarak ifade edilmektedir. Tarihsel kökeni incelendiğinde ise simidin XIV. yüzyıldan bu yana Türk toplumunda yeri olduğu görülmektedir. Simidin gerek halk gerekse saray mutfağında sevilerek tüketilen bir ürün olduğu göze çarpmaktadır. 1651 yılına ait bir mutfak defterinde, beyaz undan üretilen İstanbul simidinin II. Beyazıt (1447-1512) döneminde de üretildiğini gösteren kanıtlara rastlanmıştır. Simit ilk üretildiği zamanlarda simid-i halka olarak ifade edilirken, sonralarda bugün bilinen haliyle simit olarak ifade edilmeye başlanmıştır.
Simit farklı coğrafyalarda üretilen ve geleneksel olarak o yörelerin kültürel kimliğini yansıtan gastronomik bir kültürdür. Türkiye’de de farklı bölgelerde farklı isimlere anılan, kimi zaman küçük ölçekli kimi zaman da büyük ölçüde değişiklikler gösterebilen simit türleri mevcuttur. Bunlardan belki de en bilineni İstanbul simididir. İstanbul Simidi genel olarak ele alındığında herhangi bir standardı bulunmayan bir simit türüdür. Yapımında un, su, tuz ve maya karıştırılarak basit bir hamur hazırlanır. Ardından bu hamura ince ve iki uzun şerit şeklinde birbirlerine bükülerek oval bir şekil kazandırılır. Bu haliyle bir süre mayalandırıldıktan sonra pekmez-su karışımına bulanıp, içerisinde kavrulmuş susam bulunan bir kazana atılarak susamın simidin her yerine nüfuz etmesi sağlanır. Bir süre daha dinlendirildikten sonra yüksek sıcaklıktaki taş fırınlarda pişirilerek gevrek bir yapıya sahip olması sağlanır. İstanbul simidini diğer simit türlerinden farklı kılan temel özellikler soğuk pekmez uygulanması, yüzey kaplamasında bolca susam kullanılması, uzun şerit şeklinde hamurun birbirlerine örgü şeklinde bükülerek şekillendirilmesi ve gürgen odun ateşi kullanılan taş fırınlarda pişirilmesidir. İstanbul simidinin en önemli özelliklerinden biri de en bilinen sokak lezzetlerinden biri oluşudur. Bu spesifik özellikler sayesinde İstanbul simidi kendine has ayırt edici duyusal ve tekstürel özelliklere sahip olmaktadır.
Tüm bunların yanı sıra İstanbul Simidiyle ilgili olarak ‘‘simitçi’’ kültüründen de bahsetmek bir gerekliliktir. İstanbul simidi sokaklarda simit arabalarında ya da özel tezgahlarda satılmaktadır. Öte yandan simit-çay beraberliğinde yapılan kahvaltının da gastronomik açıdan farklı bir kültürel olguyu yansıttığını söylemek mümkündür.
Referanslar
Başlar, M., Özçelik, G.N. ve Kızıltepe, E. (2023). A Comprehensive Review on Simit, A Turkish Traditional Food, International Journal of Gastronomy Research, 2(1): 19-30; Dikkaya, F. (2011). Evliya Çelebi Seyahatnâmesi’nde Simit ve Simitçiler, Millî Folklor, 23(92): 72-76; Şeker, İ. T. (2018). Sokak Yemekleri; Gastronomi ve Yiyecek Tarihi. Akbaba A. ve Çetinkaya N. (Editörler). Ankara: Detay Yayınları; Ünsal, A. (2010). Susamlı Halkanın Tılsımı. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.