İstanbul Simidi

GASTRONOMİ Simit Sokak Yemekleri/Yiyecekleri

Geleneksel bir unlu mamul ürünü olan simit, buğday unu, içme suyu, tuz ve mayanın birleşimi ile elde edilen hamura halka şeklinin verilmesi, ardından pekmez ve susam ile yüzeyinin kaplanması ve taş fırında pişirilmesi ile hazırlanan gevrek fırıncılık ürünüdür.

Simit hamuru ekmek hamuru ile aynı hamurdan yapılsa da ekmeğe kıyasla daha ince bir yapıda olması nedeniyle pişirme esnasında daha çıtır bir yapıya sahip olmaktadır. Bu çıtırlık, simidin karakteristik özelliğinin ve kimi zaman halk arasında kalitesinin belirlenmesinde önemli bir kriter olarak görülmektedir. Simit denildiğinde gevrek ya da çıtır olarak tabir edilen tekstürel yapı akla gelmektedir. Simit için söz edilecek diğer bir ayırt edici unsur da susamdır. Simidin yüzeyinde yer alan susam lezzeti etkileyen önemli bir unsurdur. Ayrıca susamın hamura yapışması için ve aromatik olarak kullanılan su-pekmez karışımı da simide ayrı bir lezzet katmakta, lezzetin yanı sıra rengini iyileştirerek simdin istenilen esmerliğe sahip olmasını sağlamaktadır.

Simidin kelime kökeni Osmanlı döneminde beyaz undan yapılan özel bir ekmek olarak ifade edilmektedir. Tarihsel kökeni incelendiğinde ise simidin XIV. yüzyıldan bu yana Türk toplumunda yeri olduğu görülmektedir. Simidin gerek halk gerekse saray mutfağında sevilerek tüketilen bir ürün olduğu göze çarpmaktadır. 1651 yılına ait bir mutfak defterinde, beyaz undan üretilen İstanbul simidinin II. Beyazıt (1447-1512) döneminde de üretildiğini gösteren kanıtlara rastlanmıştır. Simit ilk üretildiği zamanlarda simid-i halka olarak ifade edilirken, sonralarda bugün bilinen haliyle simit olarak ifade edilmeye başlanmıştır.

Simit farklı coğrafyalarda üretilen ve geleneksel olarak o yörelerin kültürel kimliğini yansıtan gastronomik bir kültürdür. Türkiye’de de farklı bölgelerde farklı isimlere anılan, kimi zaman küçük ölçekli kimi zaman da büyük ölçüde değişiklikler gösterebilen simit türleri mevcuttur. Bunlardan belki de en bilineni İstanbul simididir. İstanbul Simidi genel olarak ele alındığında herhangi bir standardı bulunmayan bir simit türüdür. Yapımında un, su, tuz ve maya karıştırılarak basit bir hamur hazırlanır. Ardından bu hamura ince ve iki uzun şerit şeklinde birbirlerine bükülerek oval bir şekil kazandırılır. Bu haliyle bir süre mayalandırıldıktan sonra pekmez-su karışımına bulanıp, içerisinde kavrulmuş susam bulunan bir kazana atılarak susamın simidin her yerine nüfuz etmesi sağlanır. Bir süre daha dinlendirildikten sonra yüksek sıcaklıktaki taş fırınlarda pişirilerek gevrek bir yapıya sahip olması sağlanır. İstanbul simidini diğer simit türlerinden farklı kılan temel özellikler soğuk pekmez uygulanması, yüzey kaplamasında bolca susam kullanılması, uzun şerit şeklinde hamurun birbirlerine örgü şeklinde bükülerek şekillendirilmesi ve gürgen odun ateşi kullanılan taş fırınlarda pişirilmesidir. İstanbul simidinin en önemli özelliklerinden biri de en bilinen sokak lezzetlerinden biri oluşudur. Bu spesifik özellikler sayesinde İstanbul simidi kendine has ayırt edici duyusal ve tekstürel özelliklere sahip olmaktadır. 

Tüm bunların yanı sıra İstanbul Simidiyle ilgili olarak ‘‘simitçi’’ kültüründen de bahsetmek bir gerekliliktir. İstanbul simidi sokaklarda simit arabalarında ya da özel tezgahlarda satılmaktadır. Öte yandan simit-çay beraberliğinde yapılan kahvaltının da gastronomik açıdan farklı bir kültürel olguyu yansıttığını söylemek mümkündür.

Referanslar

Başlar, M., Özçelik, G.N. ve Kızıltepe, E. (2023). A Comprehensive Review on Simit, A Turkish Traditional Food, International Journal of Gastronomy Research, 2(1): 19-30; Dikkaya, F. (2011). Evliya Çelebi Seyahatnâmesi’nde Simit ve Simitçiler, Millî Folklor, 23(92): 72-76; Şeker, İ. T. (2018). Sokak Yemekleri; Gastronomi ve Yiyecek Tarihi. Akbaba A. ve Çetinkaya N. (Editörler). Ankara: Detay Yayınları; Ünsal, A. (2010). Susamlı Halkanın Tılsımı. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Konuyla ilgili diğer maddeler için bkz.: