Kastamonu Simidi
GASTRONOMİ Türk Mutfağı DOĞAL VE KÜLTÜREL MİRAS Anadolu Mutfağı Coğrafi İşaretli Ürün Gastronomik Değer Simit
-
2025
Türk mutfağı, zengin ekmek çeşitlerine sahip bir mutfaktır. Türkiye'nin farklı bölgelerinde kendine özgü ekmek ve türevleri bulunmaktadır. Kastamonu’da kimi kaynaklarda 800’den fazla yemek çeşidiyle Türk gastronomisi içinde önemli bir yere sahip illerden biridir. Bu yemekler arasında pek çok ekmek çeşidi de yer almaktadır. Bu yerel lezzetler hem Türk mutfağının hem de yöresel mutfağın derinlik ve zenginliğinin göstergesi niteliğindeki ürünlerdir. Bu tür ürünlerin özgün niteliklerinin korunması, bulundukları bölgenin ekonomik ve kültürel kimliğine önemli katkılar sağlamaktadır.
Kastamonu’nun en önemli gastronomik değerlerinden biri de geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan ve yerel halk tarafından genel olarak “Kel simit” olarak bilinmesine rağmen 2019 yılında büyük olasılıkla şehrin isminin, sahip olduğu gastronomik unsurlar aracılığıyla bilinirliğini artırmak ve marka değerine katkı sağlamak amacıyla “Kastamonu Simidi” olarak tescil edildiği çıkarımını yapan bazı çalışmalar bulunmaktadır. Fakat bazı kaynaklar da ise “Kel Simit” isminin Türk toplumunda nimet olarak kabul edilen bir ekmek türüne yakıştırılmasının çok mümkün olmadığı, zaten bu ismin daha önceki yıllarda kullanılmadığı, son yıllarda ortaya çıktığı yönünde ifadeler bulunmaktadır. Kastamonu Simidi'nde susamın olmaması, “Kel Simit” isminin kaynağı olarak görülmektedir. Bu özelliği Kastamonu simidini diğer birçok Türk simit çeşidinden ayıran temel bir özelliktir.
Kastamonu Simidi'nin yaklaşık 500 yıl civarında bir geçmişe sahip olduğu tahmin edilmektedir. Yörede anlatılan geleneksel anlatılara göre, Fatih Sultan Mehmet Kastamonu’yu fethettikten sonra Kastamonu esnafını dolaşırken fırınları da ziyaret etmiş ve burada yapılan simitleri çok sevmiş, sarayda da bu simitten yaptırmak için bu ustalardan birkaçını İstanbul’a götürmüştür. Ancak bu anlatının tarihsel olarak ne kadar doğru olduğu, mevcut kaynaklarla kesin olarak belirlenememektedir. Yine de bu tür mutfak efsaneleri, bir yiyeceğin kültürel kimliği içindeki yerini pekiştirmektedir. Ayrıca, rivayetlerden bir diğeri simidin Orta Asya'dan Kastamonu'ya geldiği yönündedir. Kastamonu simidi hakkındaki bu rivayetler simide tarihi bir temel ve kültürel bir değer kazandırmaktadır. Anadolu'daki simidin genel tarihine bakıldığında, kökenlerinin Selçuklu dönemine kadar uzandığı ve İstanbul'da ise 1525'ten itibaren tüketildiğine dair arşiv kayıtları bulunmaktadır. 1593 yılında İstanbul'da simidin ağırlığı ve fiyatının standartlaştırılması, Osmanlı döneminde simidin yaygın bir tüketim ürünü olduğunu göstermektedir.
Kastamonu Simidi'nin geleneksel tarifi, temel olarak böreklik un, su, tuz ve yaş ekmek mayası içermektedir. Kastamonu Simidi'nde diğer yörelerden farklı olarak böreklik un kullanılması onu diğerlerinden ayıran özelliklerinden biridir. Böreklik unun, normal una göre daha yüksek protein içeriğine sahip olması, Kastamonu Simidi'nin kendine özgü dokusuna ve yapısına katkıda bulunmaktadır. Bu unun kullanılması, simidin iç kısmının daha çiğnenebilir veya elastik bir yapıda olmasını sağlamaktadır. Hamur, bu malzemelerin karıştırılması ve yoğrulmasıyla elde edilir. Yoğrulan hamur, yaklaşık 20-25 dakika veya bazı kaynaklara göre 10 dakika kadar dinlendirilir. Dinlenmiş hamur, daha sonra halka şeklinde biçimlendirilir. Kastamonu Simidi'nin yapımındaki en önemli adımlardan biri de, şekil verilen hamurun elma veya üzüm pekmezi karıştırılmış kaynar suda haşlanmasıdır. Bu işlem, simide kendine özgü tat ve rengi kazandıran süreç olarak ifade edilir. Ustaların ifadesine göre, hamur pekmezli suya batırıldığında 22 ayar altın rengini alır. Ayrıca, bu pekmezli suyun simidin raf ömrünü uzattığı da belirtilmektedir. Haşlama işleminden sonra simitler fırında pişirilerek tüketime hazır hale getirilir. Bu özel pişirme yöntemi sayesinde Kastamonu Simidi, dışı çıtır, içi ise yumuşak bir dokuya sahip olur. Kastamonu simidinin yapımında kullanılan bu özel malzemeler ve teknikler, coğrafi işaret statüsünün elde edilmesinde ve diğer benzer ürünlerden ayrışmasında önemli rol oynamaktadır.
Kastamonu Simidi, Türkiye'nin farklı bölgelerinde yaygın olarak tüketilen susamlı simitlerden temel olarak susamsız olmasıyla ayrılır. Özellikle Karadeniz Bölgesi'nde susamsız simit çeşitleri diğer bölgelere göre daha yaygındır. Rize simidi de "kel simit" veya "bublik" olarak bilinir ve Kastamonu Simidi ile aynı şekilde susamsız olarak yapılır. Hatta Rize simidinin kökeninin Rusya'ya dayandığı ve XIX. yüzyılda Rize'ye geldiği belirtilmektedir. Rize simidi de 2018 yılında coğrafi işaret almıştır. Her iki simit benzerlik göstermekle birlikte malzemeler açısından farklılıkları vardır. Diğer susamsız simitler arasında Karabük ve Beypazarı simidi de bulunmaktadır. Uluslararası benzerleri arasında Ukrayna Bubliki, Rus Barankası, Aşkenaz Yahudi Simidi sayılabilir.
Kastamonu Simidi, yöresel mutfakta önemli bir yere sahiptir ve özellikle sabah kahvaltılarının vazgeçilmezlerinden biridir. Genellikle sade olarak tüketilen simit, yöresel peynirler veya pastırma ile birlikte de tercih edilmektedir. Ancak Kastamonu Simidi'nin en bilinen yöresel kullanım şekli, bayatlamış simitlerden yapılan "Simit Tiridi" yemeğidir. Bayatlamış Kastamonu Simidi'nin lezzetli ve doyurucu bir yemeğe dönüştürülmesi, Kastamonu bölgesindeki mutfak yaratıcılığını ve kaynakların verimli kullanımını göstermektedir. Bu gelenek, yiyecek israfını en aza indirme anlayışının bir yansımasıdır. Bu yemek için genellikle bayatlamış simitler, kemik suyu ya da haşlanmış badı (Kaz) suyu, kıyma, sarımsaklı yoğurt ve tereyağı kullanılmaktadır.
Kastamonu Simidi, tahmini olarak Osmanlı dönemine kadar uzanan tarihi geçmişi ve Fatih Sultan Mehmet ile olan bağlantısıyla önemli bir yere sahiptir. Yapımında kullanılan böreklik un ve elma veya üzüm pekmezi ile kaynatma gibi özgün yöntemler, bu simidi diğer çeşitlerden ayırmaktadır. Susamsız olması, "Kel Simit" olarak anılmasına neden olan belirgin bir özelliğidir. 2019 yılında alınan coğrafi işaret, bu yöresel lezzetin önemini ve özgün niteliklerini tescillemektedir. Kastamonu simidi, hem sade bir günlük yiyecek olarak hem de simit tiridi gibi geleneksel yemeklerde kullanılan önemli bir malzeme olarak, Türkiye'nin zengin ve çeşitli gastronomik mirasının özgün ve değerli bir parçasıdır.
Referanslar
Gazete Kampüs, (2024). Bir Lezzetin Yolculuğu: Kastamonu Tiridi. https://gazete.kastamonu.edu.tr/index.php/bir-lezzetin-yolculugu-kastamonu-tiridi/, (Erişim tarihi: 10.04.2025); Kastamonu Belediyesi, (2024). Kastamonu Simidi. https://www.kastamonu.bel.tr/kastamonu-simidi/, (Erişim tarihi: 10.04.2025); Kastamonu Gündem, (2024). Zamanın Ötesindeki Lezzet Yolculuğu. https://www.kastamonugundemgazetesi.com/zamanin-otesindeki-lezzet-yolculugu/68979/, (Erişim tarihi: 10.04.2025); Kastamonu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, (2025). Kastamonu Mutfağı. https://kastamonu.ktb.gov.tr/TR-340330/kastamonu-mutfagi.html, (Erişim tarihi: 10.04.2025); Mutfağımdaki Tadlar, (2020). Çıtır Kastamonu Kel Simid Tarifi l Mutfağımdaki Tadlar l Nefis Tarifler. https://www.youtube.com/watch?v=gPt6V1JTeeo, (Erişim tarihi: 10.04.2025); Roth, A. (2012). Simit: Turkey's National Bread, Gastronomica: The Journal of Food and Culture, 12(4): 31-36; Wikipedia, (2025). Bublik. https://en.wikipedia.org/wiki/Bublik, (Erişim tarihi: 10.04.2025); Yeşil, S. Ç. ve Akkuş, Ç. (2022). Tescillenen Yöresel Yemek İsimlerinin Yaygın Kullanımla Uyumu: Kastamonu Simidi mi Kel Simit mi?, Journal of Humanities and Tourism Research, 12(1): 163-172.