Kastamonu

Yerleşim Merkezi / Destinasyon Kültürel Miras Destinasyonu

33º 46’ doğu boylamı ve 41º 21’ kuzey enlemi arasında bulunan kent, Kuzey Batı Anadolu Bölgesi’nde yer alıyor. Doğuda Sinop ve Çorum, güneyde Çankırı, batıda Karabük ve Bartın, kuzeyde Karadeniz şehrin sınırlarını belirliyor. Kent, 13.158 kilometrekarelik yüzölçümüne sahiptir. Kastamonu’nun kuzeyinde bulunan Küre Dağları, kıyı ve iç kesimler arasında bir set oluşturuyor ve bu sebeple kıyıdan uzaklaştıkça, Karadeniz ikliminden İç Anadolu’nun sert ve kara iklimine geçiş artıyor. Bu sebeple Kastamonu, iki iklim dört mevsime sahip bir şehirdir. Şehrin yüzde 61,5’ini orman varlığının oluşturması ve sahip olduğu coğrafyadaki farklılık sebebi ile biyoçeşitliliği oldukça zengindir. Türkiye biyoçeşitliğinin yüzde 20’sinden fazlası Kastamonu’dadır. Şehirde, çam, köknar, kayın, gürgen, kestane, karaağaç, mersin, kavak, kızılçam, sarıçam gibi birçok ağaç varlığı bulunuyor. Bunun yanı sıra flora ve fauna bakımından da oldukça zengindir. Üç milli parka sahip şehirde dört tane yaban hayatı geliştirme sahası mevcuttur. Kastamonu, odun üretimi bakımından Türkiye’de birinci sıradayken, ormanların sertifikalandırılması konusunda ikinci sıradadır. 170 kilometre kıyı uzunluğuna sahip şehirde 20 ilçe ve dört organize sanayi bölgesi bulunuyor. Bir havalimanına sahip olan şehir, Ankara’ya 248 kilometre mesafededir. Türkiye’de ormancılık ve tabiat turizmi konusunda ihtisaslaşan tek üniversite olan Kastamonu Üniversitesi de bu şehirde yer alıyor. Şehrin ekonomisinde ağaç ve orman ürünleri, turizm, madencilik, tarım ve hayvancılık öne çıkıyor.

Tarih boyunca doğu-batı güzergâhını sağlayan ana yollardan birinin üzerinde bulunan kentin, antik dönemden günümüze kadar jeolojik yapısında çevresel ulaşımı etkileyen dağlar; güneyde doğu-batı doğrultulu Ilgaz Dağları ve kuzeyde ise Küre Dağları’dır. Ayrıca kent merkezinde güney-kuzey doğrultusunda akan Gök Irmak’ın bir kolu olan Karaçomak Nehri, şehri ikiye bölerek düz alanlarla beraber sert eğilimli yamaçlara da kentleşmeye olanak verdi. Kent, antik dönemde Asia Minor (Küçük Asya) içinde, kuzeyinde Pontus Euxeinos (Karadeniz), güneyinde Galatia, güneydoğusunda Kappadokia, güneybatısında Phrygia ve batısında Bithynia bölgeleri ile sınırlandırılan Paphlagonia bölgesinde yer alıyor.

Kentte yapılan arkeolojik kazılara göre şehrin tarihi paleolitik döneme kadar gidiyor. Şehrin bilinen yazılı tarihi ise Hititler ile başladı. Hitit döneminden önce kentte Hititler ve Luvilerle akraba Palalar ve onların doğu komşuları olan Gas/Gaşka/Kaşka ismi verilen savaşçı bir kavmin de bölgede yaşadığı biliniyor. Hititler Gaşkaları yenerek bölgeyi ele geçirdi. Sonraki dönemlerde Frig ve Lidya krallıklarının hâkimiyetinde kalan şehir MÖ VI. yüzyılda Persler’in eline geçti. MÖ IV. yüzyılda Büyük İskender, Pers hâkimiyetine son vererek şehri diğer tüm Anadolu kentleri gibi kendi topraklarına kattı. İskender’in ölümünden sonra imparatorluğunun parçalanması ile bölgede etkin olan Pontus krallığına MÖ I. yüzyılda Romalılar son verdi, şehir Roma hâkimiyetine geçti. Bölgenin ismi olan Paphlagonia artık bir Roma eyaletiydi. Romalılar, günümüzde Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde Pompeiopolis isminde bir kent kurup burayı eyaletin merkezi haline getirdiler. IV. yüzyılda Roma İmparatorluğu'nun ikiye bölünmesi ile şehir sonradan Bizans İmparatorluğu olarak isimlendirilecek olan Doğu Roma İmparatorluğu'nun egemenliğine girdi.

Kastamonu Türkler’in eline 1105 yılında Danişmentliler döneminde geçti. Haçlı seferleri süresince Bizans ve Türkler arasında el değiştiren şehirde, kalıcı Türk hâkimiyeti XIII. yüzyılda sağlandı. Şehir, 1213 yılında Selçuklu hükümdarı Keykavus’un emri ile Emir Hüsameddin Çoban Bey tarafından yönetilmeye başladı. Bu dönem Müslüman Türk nüfusun bölgede sayıca hızla arttığı dönemdi. Bir uç beyliği olarak hayatını sürdüren şehir, 1309 yılında Süleyman Paşa tarafından alındı. Topraklarını genişleten paşa Candaroğulları Beyliği'ni kurdu ve Kastamonu artık Candaroğullarının bir kenti oldu. 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet, Candaroğulları beyliğine son verdi. Osmanlı döneminde de kent tarihi önemini korudu, ilim merkezi olmaya devam etti. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı dönemlerinde en fazla şehit veren şehirler arasında yer aldığından şehitler diyarı olarak da biliniyor. Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara’ya İnebolu limanından yapılan cephane sevkiyatı savaşın gidişatını değiştiren en önemli unsurlardan biridir. Mustafa Kemal “Gözüm Sakarya’da kulağım İnebolu’da” sözünü bu sebeple söyledi. Kastamonu, işgale karşı direnen ve birleşen kadınları ile ilk kadın mitinginin düzenlendiği yerdir. Ayrıca Atatürk’ün kıyafet devriminin ilk işaretini verdiği yerdir.

Kastamonu sahip olduğu coğrafyası, farklı medeniyetin yerleştiği bir geçmişi olması sebebi ile pek çok eseri bünyesinde bulunduruyor. Tümülüsler, höyükler, camiler, medreseler, hamamlar, hanlar, imaretler gibi eserlerin yanı sıra nah hatlık, taş baskı, tırnak bağı, şimşir kaşık, sepetçilik, dokuma gibi somut olmayan kültürel mirasları ve sahip olduğu doğası, sahil şeridi uzunluğu, kültürel çeşitliliği, farklı iklim özellikleri ile de tam bir turizm şehridir. Şehir, doğa turizmi açısından Türkiye’deki öncelikli şehirlerden biridir. Mağaraları, yaylaları, kanyonları ve sağlık turizmi potansiyeli ile de dikkat çekiyor. Ilgaz Dağı Milli Parkı şehrin diğer milli parklarından farklı olarak Türkiye’nin önemli kış sporları turizm alanlarındandır. Kastamonu, pek çok âlim ve evliyanın türbesinin burada olmasından dolayı Evliyalar Şehri olarak tanınıyor. Bu sebeple Türkiye’nin önemli inanç turizmi merkezlerinden biri olarak gösteriliyor. Kastamonu, sahip olduğu Osmanlı sivil mimari eserleri ile de pek çok konağın bulunduğu ve bazılarının yeniden işlevlendirildiği kentlerden biridir. Kastamonu’da kültür turizmi kapsamında gezilebilecek müzelerden bazıları; Arkeoloji Müzesi, Kent Tarihi, Şapka, Liva Paşa Konağı ve Etnografya müzeleridir.

Anadolu’nun dört manevi sacayağından biri olan Şeyh Şaban-ı Veli’nin türbesinin bulunduğu külliye, ilk hayvan haklarının korunduğu düşünülen İsmail Bey Külliyesi ve Devehanı, Mehmet Akif Ersoy’un Cuma hutbesi okuduğu Nasrullah Camii, milli mücadelede haber beklenen İstiklal Yolu Milli Parkı, Pompeipolis Antik kenti, Yakup Ağa Külliyesi, Kastamonu Kalesi, Taş Köprü, Saat Kulesi, Çatak Kanyonu ve Cam Teras, Gideros Koyu, Valla ve Horma Kanyonları, Ilıca Şelalesi, Cem Sultan Bedesteni, Kurşunlu Han, Penbe Han, Yılanlı Külliyesi gibi pek çok turizm yeri ile keşfedilmeye hazır bir turizm şehridir.

Kastamonu’nun sahip olduğu turizm çeşitlerinden biri de gastronomi turizmidir. Sahip olduğu 812 çeşit yemeği ile önümüzdeki yıllarda adından çok daha fazla bahsedilecek olan şehrin coğrafi işaret alan ürünlerinden bazıları; Taşköprü sarımsağı, Tosya pirinci, Devrekani hindi banduması, çekme helva, siyez bulguru, Daday et ekmeği, Kastamonu simidi, Taşköprü kuyu kebabı, Pınarbaşı kara çorbasıdır. Pastırması, tiridi, eğşisi, Ecevit çorbası gibi birçok lezzeti ile gezilmesi yanında mutlaka tadılması gereken bir şehirdir.

Referanslar

İbret, Ü., Aydınözü, D. ve Uğurlu, M. (2015). Kastamonu Şehrinde Kültür ve İnanç Turizmi, Marmara Coğrafya Dergisi, 32: 239-269; İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (2019). İstatistikler ve Veriler, http://www.kastamonukulturturizm.gov.tr/TR-77218/istatistikler-ve-veriler.html, (Erişim tarihi: 10.10.2019); Kastamonu Belediyesi (2019). Turizm, http://kastamonu.bel.tr/sayfa/turizm, (Erişim tarihi: 17.11.2019); Kastamonu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (2019). Kastamonu, http://www.izmirkulturturizm.gov.tr/TR-77446/kastamonuhtml, (Erişim tarihi: 05.12.2019); Kastamonu Valiliği (2019). İlimizin Tanıtımı, http://www.kastamonu.gov.tr/, (Erişim tarihi: 11.11.2019).

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Küçük, N. (2011). Tarih ve Kültür Şehri Kastamonu. Ankara: Ankara Ofset.