Genellikle yarı katı bir tatlı olan sütlacın kıvamı, kişilerin tercihine göre değişebilmektedir. Genel olarak kabul gören ve beğenilen kıvam, pirinç tanelerinin çok sert olmamak kaydıyla ağızda hissedilebilecek şekilde olmasıdır. Fırınlanarak veya fırınlanmadan pişirilerek tüketimi yaygındır. Fırınlanan sütlaçlarda farklı olarak, üzerinin kızarması için yumurta kullanıldığı bilinmektedir. XI. yüzyıl kaynaklarından Divân-ı Lügâti’t-Türk’te Kaşgarlı Mahmut sütlaç ile oldukça benzerlik gösteren; “uwa” adı verilen bir tatlıdan bahsetmektedir. Bu eserdeki tarifi ile uwa pirinç pişirildikten sonra soğuk suya konulmaktadır.  Sonra suyu süzülerek içerisine şeker atılarak soğuk şekilde tüketilmektedir. XV. yüzyılda Kaygusuz Abdal’ın şiirlerinde ise “sütlü pirinç” olarak sütlaç tatlısının ismi geçmektedir. Selçuklular döneminde yaygın olarak tüketildiği bilinen sütlacın Osmanlı Saray mutfağında da fırınlanmış haliyle sıklıkla tüketildiği kayıtlarda yer almaktadır. Çıkış coğrafyasının Türkistan olduğu bilinmektedir. Yabancı kaynaklarda Türk usulü pirinç şeklinde geçen sütlaç, mutfak kültürümüzün önemli tatlılarından birisidir. İtalya’ya ulaşan sütlaç, Papa 6. Alexander’ın torunu ile Fransa Kralı XII. Louis’nin kıznın 1529’da yapılan düğün töreninde konuklara ikram edilmiştir. Sütlacın İtalya’ya geçişinin Osmanlı İmparatorluğu üzerinden gerçekleştiği, sütlaca birçok İtalyan kaynağında Riso Turchesco yani Türk Üsulu Pirinç denilmesinden anlaşılmaktadır. Bu geçişin, Osmanlı İmparatorluğu ile ticari ilişkileri bulunan Venedikli ve Cenevizli tüccarların aracılığı ile gerçekleştiği bilinmektedir. İtalyan aşçısı Cristoforo di Messisbugo tarafından 1549 yılında yazılan "Ziyafetler, Gıda Kompozisyonları ve Genel Aletler" adlı kitapta sütlaçtan ‘Mutfak Eşyaları başlıklı bölümünde, Türk usulü pirinç pişirmek için kap” şeklinde bahsedilmektedir. ‘Süt, pirinç, şeker ve gül suyu kullanılarak riso turchesco yapılan bir mutfak eşyasıdır’ şeklinde tanımlanmaktadır. İtalyan mutfağında sütlaç, Papa V. Pius’ın 1570’de verdiği bir ziyafetin üçüncü yemeği olarak ‘’üzerine şeker ve tarçın serpilmiş Türk usulü sütlü pirinç’’adıyla sunulmuştur. Saray sofralarında yer alan saygın bir tatlı olan sütlaç, İngiliz elçi Lord John Finch, Edirne Sarayı’nda IV. Mehmet’in huzuruna çıktıktan sonra sadrazam tarafından verilen ziyafette sütlaç bulunmaktaydı. Sütlaç,  Friedrich Unger’in 1837 yılında yazdığı "Şarkın Tatlıları" adlı eserinde, İstanbul’da bir Türk konağında verilen ziyafette sunulan yirmi üç yemekten birisi olarak geçmektedir. 

Yararlanılan Kaynaklar

Işın , P., M. (2014). Osmanlı Mutfakİmparatorluğu. İstanbul: Kitap Yayınevi; Yeşilyurt, B. (2020). Farklı buğday çeşitleri ile üretilen sütlaçların bazı fizikokimyasal ve duyusal özelliklerinin belirlenmesi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Bolu: Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

https://midemuhendisi.blog/sutlac-nedir, Erişim tarihi:04.04.2024; https://www.sutis.com.tr/blog/tatlinin-tarihi, Erişim tarihi 04.04.2024.