Seferihisar Kaplıcaları
Konaklama Tesisi Termal Tesis - Kaplıca
-
2019
Seferihisar’daki ismini ilçeden alan fay hattının aktif bir fay hattı olması, yörede birçok kaplıcanın bulunmasına yol açmaktadır. Zengin termal kaynakları bünyesinde barındıran Seferihisar’da termal su potansiyeli İzmir’in Çeşme ve Balçova ilçelerine göre daha fazladır. İlçedeki kaplıca kaynaklarının fiziksel ve kimyasal özellikleri, ayrıca çevresel değerleri ilçede termal turizmin ya da sağlık turizminin geliştirilmesi yönünde önemli çekiciliklerden birini oluşturmaktadır. Seferihisar ilçesi kaynak, kaplıca ve sondajlarda su sıcaklıklarının 56-153 °C arasında ölçüldüğü belirtilmektedir. İlçedeki kaplıca suları devirli sistem sınıfına girmektedir ve yüzeye erişirken çeşitli oranlarda soğuk yeraltı suyu ile karışım söz konusudur. Bölgede birçok sıcak su çıkışı bulunmaktadır. Cumalı Kaplıcası (80,5°C), Doğanbey Kaplıcası (71°C) ve Karakoç Kaplıcası (72°C ) en önemlileridir. Cumalı Kaplıcası sıcak su kaynakları ağırlıklı olarak denizel kökenlidir, Doğanbey Kaplıcası ve Karakoç Kaplıcası sıcak su kaynakları ise ağırlıklı olarak meteorik kökenlidir.
Seferihisar’ın 15 kilometre güney doğusundaki Kovacık Köyü eteklerinde yer alan Cumalı Kaplıcası’nın önemli miktarda ihtiva ettiği tuzlu suyu romatizma, cilt ve üst solunum yolları ile kırıkların tedavisinde etkili olmaktadır. Türkiye’nin zengin jeotermal kaynaklarından biri olan, birinci derecede önemli ve öncelikli kaplıcalar arasında yerini alan, 470 hektarlık bir alanı kapsayan, banyo ve deniz kürlerine elverişli olan Seferihisar- Doğanbey kaplıcaları 17. 10. 1993 tarihinde Bakanlar kurulu kararı ile turizm merkezi olarak, 1995 yılında ise ikinci derecede sit alanı olarak ilan edildi. Yüzde 22 oranı ile bor ve sodyum klorür içeren kaplıcanın romatizma, eklem ve kireçlenme, safra kesesi hastalıkları, deri, kalp-dolaşım hastalıklarına iyi geldiği belirtilmektedir. Seferihisar’ın 17 kilometre güney doğusundaki Kavakdere Köyü yakınında bulunan, sodyum klorür ve bikarbonat içeren Karakoç kaplıca sularının romatizma ve cilt hastalıklarının tedavisinde etkili olduğu, içme suyu olarak kullanılması halinde mide ve bağırsak bozukluklarına iyi geldiği belirtilmektedir. İlçede termal suların çıktığı alanların bakımsız olması, termal turizme ilişkin bilincin gelişmemesi ya da bu kaynakların sadece yakın çevreden gelenlerin günlük kullanımına yönelik olması ilçe açısından sorun teşkil etmektedir. Bu yönde ilçedeki kaplıca kaynaklarının özelliklerine uygun, tarihi ve doğal dokuyu bozmadan tesislerin yapılarak ilçenin sağlık turizmi ve termal turizm açısından tercih edilebilir bir niteliğe kavuşturulması gerektiği vurgulanmaktadır.
Referanslar
Emekli, G. (2005). Seferihisar’da termal turizm olanakları. İçinde; Dünden Yarına Seferihisar Sempozyumu (ss. 147-156). İzmir: Seferihisar Kaymakamlığı Çevre, Kültür ve Turizm Birliği Yayını; Göçkan, E. (2012). İzmir İli Yavaş Şehir Seferihisar Örneğinde Doğal ve Kültürel Yapı Üzerine Araştırmalar (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). İzmir: Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü; Güvercin Göçmen, Z. (2008). Turizm Çeşitlendirmesi Kapsamında İzmir’de Termal Turizmin Tedavi Amaçlı Kullanımı ve Ekonomik Değeri (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; https://izmir.ktb.gov.tr/TR-77214/kaplicalar.html, (Erişim tarihi: 13.12.2019); Özzengi, Ö. S. (2004). Seferihisar’ın Turizm Coğrafyası (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). İzmir: Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Selvi, M. S. (2003). Kaplıca Merkezinde Devre Mülk Uygulama Modeli, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 5(4): 84-104.