Gastronomi Müzesi

Gastronomi Müze

Dünyadaki ilk örneği, 1985 yılında İsviçre’de kurulan Alimentarium müzesidir. Bu müze, doğrudan gıdayı merkezine alan ilk müzedir. Gastronomi müzelerinin tarihsel gelişiminde doğal tarih müzelerinin, tarım müzelerinin, müze evlerin katkısı büyük olmuştur. Ancak bu müze türlerinden hiçbirinde gıda merkezde değildir. Bir doğal tarih müzesinde; savaşlar, devlet adamları, ekonomi, sanat gibi konular her zaman tarımsal uygulamaların kültürü, bunların sosyal hiyerarşisi, yiyeceğin sunumu ve hazırlanışı, tarım ekonomisinde gıdanın anlamı gibi konulardan daha önceliklidir. Tarım müzelerinde de benzer durum söz konusudur çünkü burada, bir bölgenin mahsulüne, geçmişte kullanılan tarımsal tekniklere, araç-gereçlere, yiyecek yollarına daha çok odaklanılırken avlanmanın, balık tutmanın tarihi gibi konulara yer verilmez. Yine müze evlerde mutfak önemli bir unsur olsa da diğer unsurların daima arka planında kalır.

Gastronomi müzeleri gibi diğer pek çok müze türü ya da bu müzelerin sergileri de yiyecek içecek konularını işleyebilir. Örneğin Londra’daki dünyaca ünlü Victoria ve Albert Müzesi’nde açılan “Gıda: Tabaktan Daha Büyük” (Food: Bigger than the Plate) sergisi, yenilikçi birey, topluluk ve kuruluşların gıdaların yetiştirilmesini, dağıtılmasını ve deneyimlenmesini nasıl radikal olarak değiştirebileceklerini ele almaktadır. Gastronomi müzeleri bunlardan farklı olarak bütüncül bir yaklaşımla tamamen gıdaların sosyal ve kültürel etkilerine, yiyecek içeceklerin ticaret yollarını izleme ya da değişen gıda kaynaklarına göre şehirlerin büyümesi gibi konulara odaklanmaktadır. Bazen kurumsal bir binada, bir şirket ve ürününün hikâyesini aktaran gastronomi müzeleri, bazen de tek bir gıda veya ürün türünü tanıtabilirler.

Gastronomi müzeleri, antik dönemde kullanılan mutfak araç-gereçlerinin kronolojik olarak sergilendiği geleneksel müzelerden çok daha fazlasını ifade etmektedir. Yeni müzeolojinin bir gerekliliği olarak geçmişi korumakla kalmayan, onlara aynı zamanda hayat veren gastronomi müzelerinde, yenilikçi sergileme teknikleri deneyim konusunu da önemli hâle getirmektedir. Çeşitli kokuların deneyimlendiği, tadımların yapıldığı gastronomi müzeleri uygulamalı eğitimlerle de ziyaretçilerin tüm duyularına hitap edebilme imkânına sahiptir.

Yararlanılan Kaynaklar

Levent, N. ve Mihalache, I. D. (2017). Food and Museums. New York: Bloomsbury Publishing; Williams, E. (2013). Food Museums. İçinde; K. Albala (Editör), Routledge International Handbook of Food Studies. New York: Routledge.