Bolu merkez ilçenin güneybatısında yer alan Mudurnu ilçesi, su kaynakları bakımından zengin bir bölgedir. Mudurnu Kaplıcaları; Babas Kaplıcaları ve Sarot Kaplıcaları’ndan oluşmaktadır.

İlk kaplıca grubu olan ve Kocababas Kaplıcaları olarak da adlandırılan Babas Kaplıcaları, Mudurnu ilçesinin beş kilometre güneydoğusunda yer almaktadır. Babas Kaplıcaları’nın yüzde 72’si İl Özel İdaresine aitken, yüzde 28’i Mudurnu Belediyesi’ne aittir. Kaplıca Mudurnu Belediye Başkanlığı tarafından işletilmektedir. Bu kaplıcanın Yukarı Kocababas ve Aşağı Kocababas olmak üzere iki adet kaynağı bulunmaktadır. Yukarı Kocababas, sodalı sıcak maden sularından oluşmaktadır. İçerisinde 387 mg/l oranında karbondioksit bulundurmaktadır. Yukarı Kocababas’a göre daha güneyde yer alan Aşağı Kocababas 333 mg/l oranında karbondioksite sahiptir ve Hayat Kaplıcası olarak da adlandırılmaktadır. Rakım seviyesi yaklaşık 860 metre olan Babas Kaplıcaları’nın sıcaklığı yaklaşık olarak 35-40°C’dir. Ziyaretçiler, genellikle banyo tedavisi, cilt ve romatizma problemleri, felç ve sinirsel hastalıkların tedavisi amacıyla bu kaplıcaları ziyaret etmektedir. Babas Kaplıcaları, ziyaretçilerin taleplerini karşılamak adına konaklama ve yeme içme hizmeti sunmaktadır. 18 yataklı bir tesise sahip kaplıcada, 2020 yılının Ocak ayı itibariyle 138 yataklı üç yıldızlı bir otel inşaatı devam etmektedir. Ayrıca il gelişme planında 3.000 yatak kapasitesine cevap verebilecek bir potansiyele sahip olduğu belirtilmektedir. Yılın bazı dönemleri, talep çok fazla olduğu için kaplıcalar alanına çadırlar yerleştirilmektedir.

İkinci kaplıca grubu olan Sarot Kaplıcası, Mudurnu ilçesinin Taşkesti beldesinin yedi kilometre batısında yer alan Ilıca Köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır. Sarot kaplıcalarının mülkiyetinin yüzde 40’ı İl Özel İdaresine aitken, yüzde 60’ı ise Ilıca Köyü tüzel kişiliğine aittir. Bulunduğu bölge Elmacık Dağları’nın eteklerinde bulunmaktadır ve oldukça engebelidir. Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde yer alan kaplıcaların faaliyete tam olarak ne zaman geçtiği bilinmemekle birlikte çevresinde Roma ve Bizans dönemlerinden kalma hamam kalıntıları günümüzde hala görülebilmektedir. Kaplıcaların suyu yaklaşık 60°C sıcaklığa sahiptir. Acı sular grubuna giren kaplıcalardaki su, hipotermal hipotonik bir maden suyudur ve sülfatlıdır. İçme kürü olarak kullanıldığında idrar yolu ve böbrek rahatsızlıklarına; banyo kürü olarak kullanıldığında ise romatizma hastalıklarına olumlu etkileri bilinmektedir. Çevresi oldukça ağaçlı ve engebeli olduğu için küçük bir konaklama tesisi yer almaktadır. Ancak çadır kurmaya uygun alanlar da mevcuttur.