Midye Dolma

GASTRONOMİ Sokak Yemekleri/Yiyecekleri

Midye Dolma, Türkiye’de geleneksel olarak tüketilen ve hazır meze kategorisinde değerlendirilen bir deniz ürünüdür. Bu yemeğin Türk mutfak kültürüne dâhil olması Osmanlı Devleti’nin İstanbul’u fethinden sonra gerçekleşmiştir. Fethin ardından özellikle İstanbul çevresinde çeşitli deniz ürünleri mutfak kültürünün bir parçası hâline gelmiş ve farklı pişirme teknikleriyle sofralarda yer bulmuştur. Türk mutfağında yazılı olarak midye dolmaya ilk kez yer verilmesi XIX. yüzyıla tarihlenen ve Osmanlı döneminin bilinen ilk basılı yemek kitabı olan Melceü’t-Tabbahin’de (1844, Mehmet Kâmil) olmuştur. Eserin “Dokuzuncu Fasıl: Zeytinyağlı ve Sağyağlı Dolmalar” başlığı altında “midye dolması” açık şekilde tarif edilmiştir. Bu durum midye dolmanın Osmanlı mutfağında belirli bir yer edindiğini göstermektedir (Ayvaz 2018). İstanbul’un fethini takip eden süreçte Anadolu’daki Ermenilerin İstanbul’a yerleştirilmesiyle birlikte özellikle etle beslenmeye alışkın olan Anadolu halkı etin pahalı olması nedeniyle deniz ürünlerine yönelmek zorunda kalmıştır. Deniz kıyısına yerleştirilen Ermeni toplulukları, midyeleri denizden toplayarak içlerini pirinç ve çeşitli baharatlarla doldurmak suretiyle bu yemeği oluşturmuştur. Böylece midye dolma hem ekonomik hem de besleyici bir alternatif olarak mutfaklarda yer bulmuştur (Çolakoğlu vd. 2022). 

Midyeler (Mytilus galloprovincialis), Mytilidae familyasına ait olup özellikle Akdeniz ülkelerinde yaygın olarak yetiştirilen ve yüksek tüketim oranına sahip bir çift kabuklu yumuşakça türüdür. Gerek çiğ gerekse işlenmiş formlarda tüketilebilen midyeler besin değeri açısından oldukça zengindir ve diyetetik özellikleriyle dikkat çekmektedir. Kaliteli ve ekonomik bir protein kaynağıdır. Düşük yağ ve kolesterol oranlarıyla yüksek düzeyde çoklu doymamış yağ asitleri içermesi (yüzde 42–45 toplam yağ asitleri) nedeniyle sağlıklı beslenme açısından da önem taşımaktadır. Ayrıca hem yağda hem de suda çözünebilen vitaminler (A, B1, B2, niasin, C, D ve E), demir (Fe), kalsiyum (Ca) gibi eser elementler bakımından da zengindir (Barış Bingöl vd., 2008). Ancak midyelerin genellikle denize yakın kıyı bölgelerinden toplanması mikrobiyolojik açıdan belirli riskleri de beraberinde getirmektedir. Özellikle midye dolma üretiminde karşılaşılan hijyenik yetersizlikler, bu ürünün halk sağlığı açısından tehlikeli bir gıda olarak değerlendirilmesine yol açmaktadır. Midyelerin uygun olmayan koşullarda temin edilmesi, iç harcında kullanılan malzemelerin mikrobiyolojik kalite bakımından yetersiz oluşu, üretim sürecinde görev alan personelin hijyen kurallarına uymaması ve ürünlerin uygun olmayan sıcaklıklarda uzun süre bekletilmesi gibi etmenler tüketici sağlığını tehdit eden başlıca faktörler arasında yer almaktadır (Güngörür ve Bostan 2019).

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından tüketime hazır ürünler kategorisinde değerlendirilen midye dolma Türkiye’de özellikle sokak satıcıları aracılığıyla yaygın şekilde tüketilen geleneksel bir gıda ürünüdür (Öztürk ve Gündüz 2018). Midye, dünya genelinde beğeniyle tüketilen bir deniz ürünü olup Türkiye’de en çok “midye tava” ve “midye dolma” olarak hazırlanan formlarıyla sofralarda yer bulmaktadır. Bunun yanı sıra salamura, marine, jöleli, tütsülenmiş ve konserve edilmiş biçimlerde de işlenerek meze ya da ana yemek olarak farklı tüketim biçimleriyle sunulabilmektedir (Güngörür ve Mol 2019). Midye dolma, yalnızca Türkiye’ye özgü bir hazırlama yöntemiyle sınırlı değildir. Farklı coğrafyalarda farklı içeriklerle çeşitlenmiş biçimleri de bulunmaktadır. Bazı bölgelerde pirinç ve baharatlarla hazırlanan dolma türleri yaygınken kimi kültürlerde midyenin içi sebze, peynir ya da baharatlı pirinç topları ile doldurularak alternatif tarifler ortaya konulmaktadır. Örneğin Hindistan’da midyenin içinin çeşitli sebzeler veya baharatlarla hazırlanmış karışımlarla doldurulduğu örnekler görülmektedir. Türkiye’de ise özellikle iç harcında kullanılan pirincin çeşitli baharatlarla oluşturduğu uyum ve servis esnasında üzerine sıkılan limonla elde edilen lezzet dengesi, tüketiciler üzerinde kalıcı bir tat izlenimi bırakmaktadır (Çolakoğlu vd. 2022).

Referanslar

Ayvaz, Z. (2018). Geleneksel bir ürün olarak “midye dolma” ve gelecek önerileri, Ziraat Mühendisliği, (366): 21-27; Baris Bingol, E., Colak, H., Hampikyan, H., ve Muratoglu, K. (2008). The microbiological quality of stuffed mussels (Midye Dolma) sold in Istanbul, British Food Journal, 110(11): 1079-1087; Çolakoğlu, F., Yüzgeç, U. ve Çolakoğlu, S. (2022). Türk mutfak kültüründe midye dolma: Osmanlı İmparatorluğu dönemi, Ege Journal of Fisheries and Aquatic Sciences, 39(2): 170-173; Güngörür, M. N. ve Bostan, K. (2019). İstanbul’da satışa sunulan midye dolmaların mikrobiyolojik kalitesi, Aydın Gastronomy, 3(1): 55-63; Güngörür, M. N. ve Mol, S. (2019). Bir Gıda Olarak Midye, Aydın gastronomy, 3(2): 119-127; Kocatepe, D., Taşkaya, G., Turan, H. ve Kaya, Y. (2012). Midye (Mytilus galloprovincialis L. 1819) ve midye dolmaların mikrobiyolojik yönden incelenmesi. Türkiye, 11: 10-12; Öztürk, F. ve Gündüz, H. (2018). Tüketime Hazır Midye Dolmaların Mikrobiyolojik Kalitelerinin Belirlenmesi, Gıda, 43(5): 745-750; Url 1. https://www.midye.gen.tr/midye-dolma.html, (Erişim tarihi: 04.06.2025).

Konuyla ilgili diğer maddeler için bkz.: