Melceü’t-Tabbâhîn

Gastronomi Yayınlar Kitap

(İstanbul, 1844).

1844 yılında İstanbul’da basılan Melceü’t-Tabbâhîn adlı yemek kitabının yazarı, Adliye Tıp Mektebi’nde hoca olan Mehmed Kâmil’dir. Kitabın giriş bölümünde, eski yemek risalelerinden ve deneyimli kişilerden lezzetli yemek tarifleri derlediğini, bunları “yemeğin iyisi hazır olanıdır” diyenler için değil, damak zevki olan kişiler için yazdığını belirtiyor. Kitaptaki 284 tariften 180’i Ağdiye Risalesi’nin nüshalarında rastlanmayan tariflerdir. Tariflerin çoğu 12 fasılda düzenlenmiş, ayrıca sayfa kenarlarında salata, tarator, turşu gibi 46 çerez tarifi yazılmıştır. Kitabın fasıl başlıkları şöyle sıralanıyor: Çorbalar, kebaplar, yahniler, tavalar, hamurdan mamul börekler, hamurdan mamul sıcak tatlılar, soğuk tatlılar, bastılar, zeytinyağlı ve sağyağlı (sadeyağlı) dolmalar, pilavlar, hoşaflar, hahveden evvel tenavül olunacak hulviyat ve meşrubat. 1844’ten sonra yedi basımı daha yayımlandı (1849-50, 1856, 1859, 1867, Kudüs’te yine 1867, 1873 iki ayrı matbaada) ve iki kez farklı başlıklarla yayımlanmıştır (1888 tarihli Ev Hanımı ve 1889 tarihli Aşçı Başı). Arapça’ya çevrilerek 1873 yılında Kahire’de yayımlandı.

Türabî Efendi, 1864 yılında İngilizce olarak hazırladığı Turkish Cookery Book adlı kitaptaki tariflerin çoğunu Melceü’t-Tabbâhîn’den almış, bunların dışında 30 tarif eklemiştir. Eklenen tarifler arasında daha önceki yazma risalelerinde yer almayan işkembe çorbası, pirinç çorbası, kalkan balığı yahnisi, tekir balığı pilakisi, kıymalı kaygana, musakka, kırmızı lahana turşusu, Mevlevi pilavı, tavuk pilavı, pilav-ı hünkari, top marul salatası, limon elmasiyesi, zübde-i hünkârî, armut tatlısı, vişne reçeli ve menekşe şerbeti bulunur. Ayrıca Melceü’t-Tabbâhîn’den alınan tarifleri çevirirken İngiliz okuyucuların bilmelerine imkan olmayan malzemeler ve mutfak eşyalarıyla ilgili açıklamalar ve yeni ayrıntılar katmıştır. Marul salatası tarifi ise Melceü’t-Tabbâhîn’de bu adı taşıyan tariften tamamen farklıdır.

Melceü’t-Tabbâhîn’in taslağı olabilecek bir yazma Osman Güldemir tarafından 2015’te yayınlandı. Bu yazmadaki 214 tarif, ufak sözcük farklılıkları dışında Melceü’t-Tabbâhîn’deki tariflerin aynısıdır.

Basılı kitapta İtalyan mutfağının etkisini yansıtan bazı tarifler bulunur: Lisan-ı Efrencîde istofato kum patates tabir olunan yahni ve istofato kum makaronya başlıklı tariflerdeki istofat kelimesinin aslı İtalyanca stufato olup, kapalı kapta su ilave etmeden yavaş yavaş pişirilen et anlamındadır; makaronya (makarna) İtalyanca maccheroni; burjole (pirzola) İtalyancanın Venedik lehçesinde birisiola’dur. Frenk teresi salatasının da İtalyan kaynaklı olması muhtemeldir. Kavurmalı patlıcan tarifiyle ilgili olarak da “Ekseri Katolik aşçıları böylece tabh ederler” demesi, bu tarifin İstanbul’da çalışan İtalyan veya Fransız aşçılardan aldığını düşündürür.

Türkçe’deki ilk domatesli, kavatalı ve patatesli tarifler bu kitapta yer alır. Domates dolması, domates pilavı, domatesli kızartma yahni ve domates salatası tarifleri, XVIII. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı topraklarında yetiştirilmeye başlanan domatesin benimsendiğini gösterir. Şiş kebabı, türlü, etli sebze yemeklerinin anlatıldığı sebzevât ve midye salması tariflerinde taze domates veya luâb denen domates salçası kullanılmıştır. XVII. yüzyılın sonunda Afrika’dan gelen kavata, iki tarifte kullanılmaktadır (domatesli kızartma yahni ve türlü). Patates ise sadece istofato kum patates adlı İtalyan yemek tarifinde kullanılır ve yazarın patatesin bir tür yer elması olduğunu anlatmak zorunda hissetmesi, hâlâ yaygın olarak bilinmediğini gösterir.

Daha önce tarifleri kaydedilmemiş yemekler arasında tas kebabı, kuzu dolması, kuyu püryanı, terbiyeli köfte, paça yemeği, mumbar ve şirden dolmaları, midye dolması, yalancı dolma, türlü, bamya yemeği, çeşitli pilakiler, imam bayıldı, puf böreği, su böreği, kol böreği, Tatar böreği, cacık, çeşitli taratorlar, ekmek kadayıfı, irmik helvası, tavukgöğsü ve elmasiye sayılabilir.

Kitaptaki ilginç bilgiler arasında, mücver yapmak için özel gözlü tavaların bulunduğu; balık dolmasının “baharlı ve renkli şekerler” ile süslendiği; karadut peltesinin pilavın yanında sunulduğu; balık çorbasının soğuk yendiği; yeşil salataya erguvan çiçeği katıldığı; çarşıda satılan muhallebiye pekmez konulduğu; püryanın diğer adının orman kebabı olduğu; kızartma etin düğünlerde ikram edildiği; pirinç baklavasının Rumeli’de Filibe ve Pazarcık taraflarında meşhur olduğu; kurutulmuş bardaşa eriğinin Sakız Adası’ndan küpler içinde İstanbul’a geldiği; Avrupa’dan bokal (İtalyanca bocale, geniş ağızlı kısa boyunlu şişe) içinde sirkenin ithal edildiği; badem şurubunun punççu dükkanlarında somada adıyla satıldığı sayılabilir.

Referanslar

Güldemir, O. (2015). Bir Osmanlı Yemek Yazması Kitabüt Tabbahin (Muhammed Kâmil), 2 cilt. İstanbul: Oğlak Yayınları; Kut, A. T. (1985). Açıklamalı Yemek Kitapları Bibliyografyası (Eski Harfli Yazma ve Basma Eserler). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı; Kut, G. ve Kut. T. Hazl. (2015). Mehmed Kâmil, Melceü’t-Tabbâhîn, Aşçıların Sığınağı. İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları; Taşkın, G. Türkçeye aktaran (2015). Mehmet Kâmil, İlk Matbu Türkçe Yemek Kitabı: Melceüt’t-Tabbâhîn (Aşçıların Sığınağı), 1844. İstanbul: Çiya Yayınları; Türabî Efendi, Turkish Cookery Book, A Collection of Receipts dedicated to those royal and distinguished personages, the guests of his Highness the late viceroy of Egypt, on the occasion of the Banquet given at Woolwich, on board his Highness’s yacht the Faiz-Jehad, the 16th July 1862. Compiled by Türabi Efendi from the best Turkish authorities, Londra, tarihsiz (1864)

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Kut, G. ve Kut. T. Hazl. (2015). Mehmed Kâmil, Melceü’t-Tabbâhîn, Aşçıların Sığınağı. İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları; Taşkın, G. Türkçeye aktaran (2015). Mehmet Kâmil, İlk Matbu Türkçe Yemek Kitabı: Melceüt’t-Tabbâhîn (Aşçıların Sığınağı), 1844. İstanbul: Çiya Yayınları.