Likya Lahdi

Doğal ve Kültürel Miras Lahit

(Kral Nekropolü, Sidon, 1887)

Osman Hamdi Bey tarafından 1887’de Sidon Kral Nekropolü’nde tespit edilmiştir. İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin IX nolu salonunda sergilenmekte olan lahit, MÖ V. yüzyıla tarihlenmektedir (Görsel 1). Nekropol Fenike limanlarından olan Sidon’un doğusunda yer alan Halaliye Tepesi yakınındaki Ayaa denilen yerde konumlanmaktadır. Likya Lahdi’nin de içinde bulunduğu A mağarası 10,20 metre derinlikte, 3,70 metre genişlikte dikdörtgen biçimli bir kuyudur. Doğu kenarı üzerinde altı metre derinlikte, iri taşlar ile işlenmiş üç dizi görülmektedir. Kuyunun tabanında bir dehliz ve dört tarafında birer oda (I, II, IV ve V) yer almaktadır. Lahit, IV nolu oda da tespit edilmiştir. 

Lahdin yüksekliği 2,96 metre, uzunluğu 2,53 metre ve genişliği 1,36 metredir. Paros mermerinden yapılmıştır. Bu durum lahit sahibinin nüfuzlu bir kimseye ait olduğunu düşündürmektedir. 

Lahdin alt kısmı geniş ve düz bir kaide ile piramidal cephelerden kurulu dikdörtgen bir tekne, üst kısmı yüksek, kısa taraflarda sivri kemerleri bulunan kapaktan oluşmaktadır. Tekne normalden çok daha yüksek yapılarak, alt kısım ile üst kısım arasında bir uygunluk elde edilmiştir.  Lahit yukarıya doğru her yönden 0,03 metre daralmaktadır. Bu özellik, lahite piramidal bir görünüş kazandırmaktadır ve teknenin ağır kapağının sağlam bir şekilde taşındığını kanıtlamaktadır.  

Likya Lahdi’nin kabartmaları metop ve friz kabartmaları arasında yer almaktadır. Kabartmalar düz ve derinliğine işlenmemiştir olup yüksek verilmiştir. Figürlerin boyu çerçevenin boyunu geçecek şekilde verilmiştir. Kabartma fonu koyu mavi renkte yapılmıştır. Boya kalıntıları daha yoğun sfenkslerin ve kentaurosların yer aldığı bölümde görülmektedir. Grifonların da bir bölümünde boya izlerine rastlanmaktadır. Silmelerdeki inci tanelerini hatırlatan süslerin bazı bölümleri kırmızı, yumurta dizisinin zemin koyu sarı renktedir. Arşitravda da kırmızı renkte boya izlerine rastlanmaktadır. 

Lahdin sanduka kısmı, 0,18 metre yüksekliğindedir. Alt bölüm düz; üst bölüm lahite doğru eğimli bir kaide üzerindedir. Dikdörtgen formludur ve üst kısma doğru her yönden 0,03 metre daralmaktadır. Sandukanın dört yüzü, genişliği 0,13 metre olan düz bir çerçeve ile sınırlandırılmıştır ve kabartmalar bu bölüm içinde yer almaktadır. 

Sandukanın uzun yüzlerinde at ve araba ile yapılan av sahneleri; kısa yüzlerinde Grek mitolojisi ile ilgili betimler bulunmaktadır.

Aslan avı sahnesi; uzun yüzde iki adet quadriga ile yapılan aslan avı tasvir edilmiştir. Quadrigalar birbirini takip etmekte ve birbirine benzemektedir. Arabaları çeken atlar şiddetle şahlanmışlardır ki bu da yine bir Grek betimine ait özelliklerden biridir. Atlardan birinin dört ayağı da havada betimlenmiştir. Atlar biri diğerini bir göğüs fark ile geçmiş olarak betimlenmiştir. İlk plandaki at başını geriye doğru çevirmiştir; çok tekrarlanan betimlerden biridir. Kompozisyonun sağ köşesinde yer alan aslan, sağdaki birinci arabanın atları arasında oturur pozisyonda ve küçük betimlenmiştir. Başı sağa dönüktür ve vücudu ön ayakları üzerinde bükülmüştür. Ağzı hafif açık verilen aslanın, atların bacakları arasında büzülerek saklanmak istediği görülmektedir. Avcılar mızraklarının uçlarını açıkça hayvana doğru yöneltmiş durumda betimlenmişlerdir. Heykeltraş soldaki birinci arabaya binmiş olan iki figürün organlarını eksiksiz olarak vermiştir. Vücuda sıkıca sarılı ince kumaşın altında hatlar belirtilmiştir.  Arabayı idare eden birinci avcı kolsuz, uzun ve bedene sıkıca sarılı, göğüste çapraz sarılı bir tunik giyimlidir. Elbisenin alt kısmı rüzgarın etkisi ile geriye doğru hareketlenmiştir. Baş oval, saçlar kısa ve buklelidir. Ağız hafif aralı olup gözler öne doğru bakmaktadır. Yüzde korku ve heyecan ifadesi görülmektedir. İki eli ile dizginleri tutmuş ve kuvvetle ayakları üzerine eğilmiştir. Ayaktaki figür, uzun kollu, kısa bir tunik ve boyunda çengellenmiş, sırtta dalgalanan manto giyimlidir. Önünde yer alan arkadaşının başının üzerine doğru sağ elini yukarıya doğru kaldırmış ve aslana karşı silahını atmaya çalışmaktadır. Sağdaki arabayı idare eden avcının saçları daha kısa ve kıvrık verilmiştir.

Yaban domuzu avı sahnesi; Diğer uzun yüzde atlar ile yapılan yaban domuzu avı işlenmiştir. Yaban domuzu kompozisyonun merkezinde verilmiştir. Burnu uzun ve sivridir. Başı profilden verilmiştir. Sağdan gelen atlı avcılardan kaçmakta iken soldan gelen bir grup atlı ile karşılaşmıştır. Burun delikleri ve kulakları açılmış, ayaklar oldukça gergin verilmiştir. Dörtnala şahlanmış atlar üzerindeki avcılardan üçü bir taraftan ikisi diğer taraftan ona saldırmaktadırlar. Hayvanların bir kısmının başı yukarı; bir kısmının aşağı bakmaktadır. 

Mitolojik sahne; Kısa yüzde Grek mitolojisinden alınmış bir sahneye yer verilmiştir. Ayakları üzerinde şahlanmış iki kentaurosun lapithlerden Elatos’un oğlu Kaineus’a saldırısı yer almaktadır. Kentauroslar arka ayakları üzerinde doğrularak lapithlere saldırmaktadırlar. Ortada yer alan lapith çıplak betimlenmiştir. Boynunda düğümlenmiş olan pelerin omuzları üzerinde dalgalanmaktadır. Baş sağa dönük, kendisine doğru saldırı halinde olan kentauroslara doğru kalkmıştır. Sol eli ile tuttuğu oval kalkanıyla kendini korumaya çalışmaktadır. Elinde mızrak tutmaktadır. Kaineus’un genç sakalsız verilmiş olup ağız hafif aralıdır. Gözler yukarıya kentaurosa doğru bakmaktadır. Başında Attika miğferi bulunmaktadır. Kentauroslar çıplak ve sakallı verilmiştir. 

Diğer kısa yüze göre daha iyi korunmuştur. Konu bakımından daha basittir. İki kentaurosun avları olan genç bir ceylan için mücadele sahnesi yer almaktadır. Çakıllı zeminde arka ayakları üzerinde yükselmiş olan kentauroslar ön bacakları ile birbirlerine sarılmışlardır. Sol kolları ile ceylanı tutmuşlardır. Sağ kolları ise birbirlerini tehdit eder pozisyonda verilmiştir. Sol taraftaki kentauros çıplak tasvir edilmiştir. Sağ elini sıkmış, kulağının arkasına götürerek diğerine vurmak için kolunu uzatmaya hazır pozisyondadır. Saçlar kısa, bukleli ve kabarık; sakal ve bıyıklı; kulaklar uzun ve sivri; derin bir çöküntü geçirmiş kırışık alın; çatık kaşlar; kısa-çengel biçimli burun; sarkık dudaklı olarak betimlenmiştir. Sağda taraftaki kentauros, sırtında dalgalanan ve boyunda düğümlenen bir adet panter postu giyimlidir. Sağ elinde ucu yontulmuş bir çam dalı tutmaktadır. Karşında yer alan kentaurosun gözüne doğru fırlatmaya hazırlanmaktadır. Uzun düz ve geriye doğru taranmış saçları, sert sakalı, gür ve çatık kaşları, sert çizgiler ile oyulmuş çıkıntılı alnı, kemerli burnu vardır. 

Yararlanılan Kaynaklar

Akdoğan, G. (2021). Osman Hamdi Bey ve Anadolu’da Yaptığı Kazı Çalışmaları. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). İstanbul: İstanbul Ayvansaray Üniversitesi; İdil, V. (1998) Likya Lahitleri. Ankara: Türk Tarih Kurumu; Önder, M. (1999). Türkiye Müzeleri. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları; Özkan, S. (2009). Osmanlı’da Arkeolojik Kazı Çalışmaları. İzmir: Ege Üniversitesi Basımevi.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Özkan, S. (2009). Osmanlı’da Arkeolojik Kazı Çalışmaları. İzmir: Ege Üniversitesi Basımevi.