-
2024
Termal turizmi, eski çağlardan beri insanların faydalandığı ve çeşitli tanımları yapılan bir sağlık turizmi türüdür. Genel anlamıyla sağlık turizmi; sağlığın korunması, geliştirilmesi ve hastalıkların tedavi edilmesi amacıyla ikamet edilen yerden başka bir yere seyahat edilmesi ve gidilen yerde en az yirmi dört saat kalınarak sağlık ve turizm olanaklarından yararlanılması olarak tanımlanmaktadır. Sağlık turizmi, türlerine göre medikal turizm, termal (kaplıca/spa/ wellness) turizmi ve ileri yaş ve engelli turizmi olarak sınıflandırılmaktadır.
Bir sağlık turizmi alt dalı olan ve kaplıca, spa ve wellness turizmini kapsayan termal turizminin çeşitli tanımları bulunmaktadır. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yapmış olduğu tanıma göre termal turizmi, “termomineral su banyosu, içme, inhalasyon, çamur banyosu gibi çeşitli türdeki yöntemlerin yanında iklim kürü, fizik tedavi, rehabilitasyon, egzersiz, psikoterapi, diyet gibi destek tedavilerinin birleştirilmesi ile yapılan kür (tedavi) uygulamaları yanı sıra termal suların eğlence ve rekreasyon amaçlı kullanımı ile meydana gelen turizm türüdür.” Başka bir tanıma göre termal turizmi, doğal şekillerde belirli sıcaklığa sahip olarak yer üstüne çıkan ve faydalı mineralleri içeren şifalı sular, şifalı çamur ve buharların bulunduğu yörelerde, yöreye özgü iklim şartları içerisinde gerçekleşen turizm türüdür. Diğer bir tanıma göre ise termal turizmi sağlığı koruma, iyileştirme gibi amaçlarla belli bir süre için yer değiştiren insanların doğal kaynaklara dayalı turistik tesislerde kür uygulaması, beslenme, konaklama, eğlenme gibi ihtiyaçlarını karşılaması sonucu doğan ilişkiler bütünüdür. Termal turizmi, kaplıcalara katılımın diğer rekreasyonel ve kültürel aktivitelerle birleştirildiği, turistlerin şifalı suları kullanarak fiziksel ve zihinsel sağlıklarını iyileştirmeyi amaçladıkları, termal banyo, hidroterapi ve talassoterapi merkezlerine ziyaretlerini içeren alternatif bir turizm şeklidir.
Termal ve mineralli sular çok eski zamanlardan beri tedavi ve/veya dinlenme amaçlı kullanılmaktadır. Önceleri termal kaplıcalar hastalıklarına şifa arayan insanların ve savaş yorgunu askerlerin sağlıklarına kavuşmaları amacına hizmet sunmaktayken, kaplıcaların hedef kitlesi zamanla genişlemiştir. Termal turizmi, tatillerini gençleşme ve rahatlama, önleyici ve iyileştirici tedavi, zihinsel denge, sosyalleşme ve meditasyon programları ile birleştirmek ve termal turizmin tedavi edici ve faydalı özelliklerinden yararlanmak isteyen farklı demografik özelliklere sahip nüfus gruplarında uluslararası bir çekicilik kazanmıştır.
Diğer turizm türlerinden daha yüksek ortalama kalış sürelerine sahip olması, mevsime bağımlılığının düşük olması, kaplıcaların genellikle kırsal kesimde yer alması ve yerel ekonomiyi canlandırmada belirleyici bir faktör olması termal turizminin temel güçlü yönlerindedir.
Termal turizmi 2017 yılında dünya genelinde 56,2 milyar dolarlık pazara sahipken 2017’den 2019’a kadar termal turizmi pazarı yıllık yaklaşık olarak yüzde 8,7 büyüme göstermiş ve özellikle otel ve tatil köyü spalarındaki büyük artışla 165 bin 714 spa işletmesinde 111 milyar dolara ulaşmıştır. 2020 yılında dünya genelinde etkili olan Covid-19 pandemisi termal turizmini de olumsuz etkilemiş, gelirler yüzde 39 kayıpla 69 milyar dolara ve termal turizmi işletmeleri de dört binden fazla günlük spa kaybıyla 160 bin 100’ e düşmüştür. Pazarın 2025 yılına kadar yıllık yüzde 17 büyümesi ve gelirlerin iki kattan fazla artması (150,5 milyar dolar) ile sektörün hızlı bir şekilde toparlanması beklenmektedir. İstihdam açısından değerlendirildiğinde dünya genelinde termal turizmi sektöründe istihdam edilen işçi sayısı 1,4 milyondur.
Dünya genelinde termal turizminden elde ettikleri gelirler açısından ilk üç ülke Çin, Japonya ve Almanya’dır. Tesis sayısı bakımından Japonya ilk sırada yer almaktadır. Türkiye’ deki tesis sayısı düşük olmakla birlikte gelirler açısından değerlendirildiğinde Türkiye on birinci. sırada yer almaktadır.
Türkiye jeotermal coğrafyası üzerinde bulunduğundan, jeotermal kaynaklar açısından dünya çapında önemli bir potansiyele sahiptir. Alpin-Orojenik kuşağı olarak adlandırılan genç bir dağ zinciri ve aynı zamanda önemli bir jeotermal kuşak üzerinde yer alan ülkemizde bin beş yüzden fazla termal su kaynağı bulunmaktadır. Jeotermal enerjide dünyanın en yüksek potansiyele sahip dördüncü ülkesi olan Türkiye’deki termal turizmi işletmelerinde yıllık yaklaşık üç milyon yerli ve yabancı turist ağırlanmaktadır.
Referanslar
Anadolu Ajansı (2020). https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/termal-turizmde-2020-hedefi-1-milyon-yabanci-turist-/1729224, (Erişim tarihi: 15.01.2024); Borondo, J. P., Vila, N. A. ve Brea, Jose A. F. (2020). Comparison of Spa Choice between Wellness Tourists and Healthcare/Medical Tourists, Healthcare, 8 (544): 1-16; Global Wellness Institute (2022). The Global Wellness Economy: Country Rankings February 2022, https://globalwellnessinstitute.org/industry-research/2023-health-happiness-and-the-wellness-economy-an-empirical-analysis, (Erişim tarihi: 20.01.2023); Nikoli, G. ve Lazakidou, A. (2019). Α Review of Thermal Tourism In Europe And Greece, Tourism: An International Interdisciplinary Journal, 67 (3): 318-322; Öztürk, Y. ve Yazıcıoğlu İ. (2002). Gelişmekte Olan Ülkeler İçin Alternatif Turizm Faaliyetleri Üzerine Teorik Bir Çalışma, Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Dergisi, 2: 183-195; Türkiye Medikal Turizm Değerlendirme Raporu (2013). T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sağlık Turizmi Daire Başkanlığı; T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı (2019). Sağlık ve Termal Turizmi. https://yigm.ktb.gov.tr/TR-11492/saglik-ve-termal-turizmi-tanimi.html, (Erişim tarihi: 20.11.2019); T.C. Sağlık Bakanlığı (2021). Termal Turizmi, https://shgmturizmdb.saglik.gov.tr, (Erişim tarihi: 15.12.2021).