Mar Hırmız Keldani Kilisesi

Doğal ve Kültürel Miras Kilise

Mardin, tarihte bilinen en eski medeniyet merkezlerini bünyesinde barındıran Mezopotamya ve Anadolu’nun geçiş noktasında yer alan farklı inanç ve dinlerin ve kültürlerin buluştuğu ve birbirini etkilediği bir alanda kurulmuş olan nadir şehirlerden biri olarak kabul edilmektedir. Tarihsel süreç içerisinde çeşitli uygarlıklara ve kültürlere ev sahipliği yapmış olan Mardin köklü bir tarihi birikime sahiptir. Günümüzde çok kültürlü yapısıyla dikkat çeken Mardin şehri geçmişin zengin kültürel miras öğelerini bünyesinde barındırmakla beraber, sahip olduğu çok dinli ve çok dilli kültürel özellikleri ile dünya kültür mirası açısından önemli şehirlerden biri konumundadır. Günümüzde İslam, Hristiyanlık, Yahudilik, Ezidilik ve Şemsilik gibi farklı dinlerin yanı sıra Türkler, Kürtler, Süryaniler, Ermeniler ve Araplar gibi farklı etnik kökene sahip olan insanların yaşadığı Mardin Arap kaynaklarında Bereketli Hilal olarak bilinen iki nehir arasında yer alan verimli ovanın merkezinde doğal kale şeklindeki bir dağın tepesine kurulmuştur. Mardini Anadolu’daki diğer şehirlerden ayıran en önemli özelliği tarihsel süreç içerisinde gerçekleşmiş olan tüm göçlere rağmen şehirde yüksek oranda Hristiyan nüfusun varlığı ve manastır yaşamının bugün hala devam ediyor olmasıdır. Tarihsel süreçte Mardin şehri birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış ve yüzyıllar boyunca topraklarında yaşayan halkların bırakmış oldukları tarihi eserleri ve kültürel mirasları günümüze kadar ulaştırmayı başarmıştır. Bu tarihi eserler ve kültürel miraslar arasında şehir merkezi ve ilçelerinde yaşayan Hristiyan nüfusun sahip olduğu birçok kilise ve manastır bulunmaktadır. Özellikle, Mardin 1932 yılına kadar Süryaniler için Patriklik Merkezi olduğu için şehir sınırları içerisinde Süryanilere ait birçok manastır ve kilise bugün hala varlığını sürdürmektedir. Bunlardan biri ise Mar Hirmiz (Mor Hürmüz) Keldani Kilisesidir.

Hristiyanlık inancına göre kiliseler; insanların doğumundan ölümüne kadar geçen zaman içerisindeki yaşantısının en anlamlı ve önemli zamanların yaşandığı mekan olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda kiliseler insanların ve cemiyetin hayatında önemli bir mabet veya kurum olarak algılanmaktadır. Mar Hirmiz Keldani Kilisesi’nin MS 397 yılında yapıldığı bilinmektedir. Keldaniler (Doğu Süryanileri) tarafından yapılan bu kilise katolik cemaatine ait olup, VI. yüzyılda Süryani Nesturi Metropolitik Merkezi’ne dönüştürülmüş ve 1552 yılına kadar Nesturiler tarafından kullanılmıştır. Kilisenin en eski bölümü IV. yüzyıldan kalma iki kısımdan oluşan kubbesidir. Sekizgen köşeli bir dış kubbeye sahip olan Mar Hirmiz Keldani Klisesi’nin iç kubbe kısmı kremitlerle yapılmıştır. Tek katlı olarak kesme taştan yapılmış olan kilise içerisinde, farklı azizlere ait olan tablolar ve gümüşten yapılmış kandiller bulunmaktadır. Kduşkudşin (ayin eşyalarının bulunduğu kısım) alanında bulunan ve gümüşle kaplanmış Kutsal Kurban’ın saklandığı kısım bulunmaktadır. Üzerinde Süryani dilinde yazılmış olan bilgiye göre; MS 1890 yılında yapıya sonradan eklenmiştir. Kilisenin tavanı ve müştemilatı betondan yapılmış olup bir divanhanesi ve bu divanhanenin içinde motiflerle süslenmiş bir şömine bulunmaktadır. Şöminenin üst kısmında Osmanlı Sultanlarına ait bir tura sembolü bulunmakta olup, kesme taş üzerinde ise 1318 tarihi yazılıdır. Mar Hirmiz Keldani Kilisesi yapıldığı ilk tarihte Süryanilerin henüz iki farklı mezhepsel gruba ayrılmadığı bilinmektedir.

Mar Hirmiz Keldani Klisesi içerisinde yüzleri doğuya bakacak şekilde sandalyeye oturur poziyonda defnedilmiş olan ve kilisede geçmiş dönemlerde metropolit olarak görev yapan iki metropolit mezar yapısı bulunmaktadır. Metropolitlere ait bu mezar yapıları kilisenin tarihi önemini daha da artırmaktadır. Mezar yapıları nakışlarla süslenmiş olup iki metropolitin ölüm tarihi Doğu Süryanice alfabesi kullanılarak yazılmıştır. Mar Hirmiz adına inşa edilen kiliselerin hemen hemen hepsinde Hristiyanlar azizden bereket, mucize ve şafaat beklemektedirler.

Çok fazla mucizesi olduğuna inanılan Mar Hirmiz adına Mardin’de dahil olmak üzere daha pek çok yerde kilise ve manastır yapılmıştır.

Bu mucizelerden bir tanesi ise; Nesturiler tarafından akıl hastası olan akrabalarının ve/veya yakınlarının bu kiliseye getirilerek boyunlarına ağır zincirler takılarak kilisenin duvarlarındaki kancalara asılmasıdır. Bu şekilde akıl hastası olan kişilerin kilisenin duvarlarında sabaha kadar asılı kalması sağlanarak şifa bulacaklarına inanılırmıştır. Mar Hirmiz Keldani Kilisesi son olarak 2011 yılında restore edilerek kapsamlı bir onarım geçirmiş ve günümüzdeki görüntüsüne kavuşmuştur. Keldani Katolik Kilisesi Vakfı tarafından yönetilen Mar Hirmiz Keldani Kilisesi haftanın sadece belirli günleri ibadete ve ziyarete açıktır.

Yararlanılan Kaynaklar

Küçük, M.A. (2019). Türkiye’nin Turistik Dini Mekanlarına Bir Örnek: Suryani Dini Merkezleri, Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 12(33): 477-520; Soydan, E. ve Şarman, N. (2013). Mardin ve Şırnak İllerindeki Süryanilere Ait Dini Yapıların Kültür (Ve İnanç) Turizmi Potansiyeli, The Journal of Academic Social Science Studies, 6(8): 589-607; Uygur, H.K. (2015). Kültürel Doku İçinde Mardin Süryanilerinin Kutsal Mekan Efsaneleri (Yayımlanmamış doktora tezi). Ankara: Ankara Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Akyüz, G. (1998). Mardin İli’nin Merkezinde, Civar Köylerinde ve İlçelerinde Bulunan Kiliselerin ve Manastırların Tarihi. Resim Matbaacılık: İstanbul.