Kültür Varlığı

Kavram Doğal ve Kültürel Miras

Kültürel varlık kavramı, ilk kez uluslararası hukuk bağlamında 1954 tarihli Lahey Silahlı Çatışma Durumunda Kültürel Varlıkların Korunması Sözleşmesi’nde kullanıldı. Daha sonra, 1970 Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO), Kültür Varlıklarının Kanunsuz İthal, İhraçMülkiyet Transferinin Önlenmesi Yasaklanması İçin Alınacak Tedbirlerle İlgili Sözleşmesi’nde yer aldı.

Koruma altına alınan kültürel değerler ve menfaatler üzerine tek ve evrensel bir tanım yapmak oldukça zordur. Bu durum, uluslararası yazında pek çok yazar tarafından kültürel varlık kavramı ile kapsamı daha geniş olan kültürel miras kavramı arasındaki farkın vurgulanmasıyla aşılmaya çalışılmıştır. Benzer şekilde pek çok yazar, kültürel obje kavramının kullanımında da yine kültürel varlıkla bir tutma yanılgısına düşmektedir. Kültürel miras kavramı, “koruma altında tutulacak ve gelecek nesillere aktarılacak miras şekli” olarak tanımlanmakta olup, kültürel varlık kavramından daha kapsamlıdır ve maddi olmayan kültürel unsurları (dans, folklor vb.) da içermektedir. Varlık (mülk) kavramı nesneler, anıtlar, taşınırlar gibi bir dizi farklı terimin uygun bir alternatifi gibi görünmekle birlikte, kültürel kavramı sanatsal, tarihsel, arkeolojik, etnografik gibi çeşitli nitelendirmeleri özetlemektedir.

Türkiye’de kültür varlıklarının taşınabilir - taşınmaz olanlarının gruplandırması kadar, bakım onarım ve yenilenmesine dair tüm detaylar ilgili mevzuatlar uyarınca belirlenmiştir. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu tarafından düzenlenen ilke kararlarına göre taşınmaz kültür varlıkları şu şekilde gruplandırılmıştır; “Toplumun maddi tarihini oluşturan kültür verileri içinde tarihsel, simgesel, anı ve estetik nitelikleriyle korunması zorunlu yapılar” veya “Kent ve çevre kimliğine katkıda bulunan kültür varlığı niteliğindeki yöresel yaşam biçimini yansıtan yapılar”. Kültür ve Turizm Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından derlenip güncellenen bu ilke kararlarında ayrıca bunların bakım - onarım ilkeleri de mevcuttur.

Taşınmaz kültür varlıklarının korunması gibi, taşınır kültür varlıklarının keşfedilmesi, değerlendirilmesi ve müzelere teslimi de oldukça önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yerüstünde, yeraltında ve sualtında taşınır kültür ve tabiat varlığı bulunduğunu bilenler bunu en yakın müzeye, köyde muhtara veya diğer yerlerde mülki idare amirlerine haber vermelidirler. Bu durumda taşınır varlık, bulanın mülkü içinde ise; Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tasnifi, Tescili ve Müzelere Alınmaları Hakkında Yönetmelik gereğince tespit edilecek değeri usulüne göre ödenerek müzelerce satın alınmasına karar verilmiştir.

Kültür varlıkları hususundaki güncel gelişmeler incelendiğinde, 25 - 26 Nisan 2019 tarihleri arasında İsviçre’nin Cenevre kentinde 1999 İkinci Protokolünün 20 yıl dönümü anısına, UNESCO, İsviçre Hükümeti’nin desteğiyle, “Kültürel Mülkiyetin Korunması: 1999 İkinci 1954 Lahey Sözleşmesine Protokolün 20. Yılı Uluslararası Konferansı” konulu bir konferansın düzenlendiği görülmektedir. UNESCO’nun himayesinde, uluslararası topluluk kültürel mirası koruma isteğini yinelemiştir. İkinci Protokol, uluslararası hukukta, idari, yasal, askeri ve teknik alanlarda daha yüksek düzeyde koruma vaat etti.

Kültür varlıklarının Türkiye’de veya uluslararası platformda çeşitli yasal düzenlemelerle koruma altına alınması kadar, turizm paydaşlarının tamamının özverili olması da önemlidir. Kültür turizmi, sürdürülebilirlik ilkelerine dayalı planlarla geliştirilemezse, yörelerin sahip olduğu kültürel varlıklar üzerinde olumsuz etkilere de neden olmaktadır. Bunun sonucunda ise, yerel kültürel varlıkların bozulması, yabancılaşması ve orijinalliğini kaybetmesi söz konusu olmaktadır. Bu hususta turizm sektörü kadar kültürel varlıkların potansiyel birer kullanıcısı olan turistlere de önemli görevler düşmektedir. Kültür varlıklarının taşıma kapasitelerinin üzerinde kullanılmamaları son derece önemli olup, bunların tahrip olmalarına ve hatta yok olmalarına engel olmada yardımcıdır.

Turizmin kültür varlıkları üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerine değinilecek olursa; en göze çarpan olumlu etki turizmin yerel halkın yasam seviyesini yükseltmesi ve yeni is olanakları yaratmasıdır. Bu ekonomik gelişmeler, yerel halkın toplum bilincinin yükselmesini, geleneksek kültürün yeniden canlanmasını ve kültür varlıklarını korumaya yönelik yatırımların artmasını sağlamaktadır. Kültür turizminin gelişmesiyle sağlanan ekonomik kazanç, kültürel mirasın korunması için gerekli finansal desteği sağlamaya da yardımcıdır. Kültür varlıklarının, turizmden nasıl olumsuz etkilendiği incelenirse ise, temelde turistlerin aşırı kullanımı, yerel halkın yerini değiştirmesi, aşırı kalabalık, trafik, çöp sorunu ve gürültü ile genellikle doğal ve kültürel varlıkların kapasitesinden fazla kullanımı söz konusu olabilmektedir. Turistler aldırmaz bir tavır içine girerek, yerel kültür üzerinde olumsuz etkide bulunabilir, gittikleri yörelerin kutsal saydığı birçok alanı kirletebilir ve kültür varlıklarının kültürel özellikleri ile geleneksel değerleri korunamayabilir. Kültürel varlıkların özellikle genç insanlar tarafından değerinin anlaşılmadığı için hor kullanılması, turizm gelişimine bağlı olarak altyapının önceden planlanmaması gibi nedenlerle varlıkların fiziksel bozulmaları gerçekleşebilmektedir.

Tüm bu hususlar dikkate alınarak, kültür varlıklarının değerinin bilinmesi, tüm paydaşlar tarafından korunması, yasalarla korumanın desteklenmesi, taşınır kültür varlıklarının keşfi söz konusu olduğunda derhal turizme kazandırılması, uluslararası antlaşmaların sürekli güncellenerek kültür varlıklarının muhafazası ve sürdürülebilir şekilde gelecek nesillere aktarılması konusunda düzenlemelerin yapılması çok önemlidir.

Yararlanılan Kaynaklar

660 nolu İlke Kararı. Taşınmaz Kültür Varlıklarının Gruplandırılması, Bakım ve Onarımları (1999), Karar No. 660. Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu, Ankara, 5. 11. 1999. http://teftis.ktb.gov.tr/TR-14330/660-nolu-ilke-karari-tasinmaz-kultur-varliklarinin-grup-.html, (Erişim tarihi: 30.12.2019); Frigo, M. (2004). Cultural property v. cultural heritage: A “battle of concepts” in international law? Revue Internationale De La Croix-Rouge/International Review of the Red Cross, 86 (854); 367-378; http://www.unesco.org/new/en/culture/themes/armed-conflict-and-heritage/geneva2019/international-conference-on-the-20th-anniversary-of-the-1999-second-protocol-to-the-1954-hague-convention-25-26-april-2019-geneva-switzerland/, (Erişim tarihi: 30.12.2019); Mckercher, B., Cros H. (2002). Cultural Tourism, The Partnership Between Tourism And Cultural Heritage Management. New York: The Hawort Pres; Uygur, S.M., Baykan, E. (2007). Kültür Turizmi ve Turizmin Kültürel Varlıklar Üzerindeki Etkileri, Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Dergisi, 2: 30-50.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

O’Keefe, R. (1999). The Meaning of ‘Cultural Property’ under the 1954 Hague Convention, Netherlands International Law Review, 46 (1): 26-56. doi:10.1017/S0165070X00002084.