Aççana (Atçana) Höyüğü/Alalakh Kazıları

Arkeolojik Kazı Sit Alanı Arkeolojik Sit Alanı

Hatay ilinin sınırları içinde Amik (Amuk) Vadisi’nin orta kesiminde yer almaktadır. 1935 yılında Ur mezarlığında yaptığı kazı çalışmalarını tamamlayan Sir Leonard Woolley’in British Museum tarafından yeni bir kazıya başlamakla görevlendirilmesinden sonra Woolley, Doğu Akdeniz’de araştırmalar yapmaya başlamıştır. Araştırmalarını özellikle Amik Vadisi’ne odaklayan Woolley, Antakya (Antik adı Antioch) ve çevresinde araştırmalarını sıkılaştırmış ve Ege’nin önemli uygarlıklarından olan Minos Uygarlığı’nın protohistorik Doğu uygarlıkları ile bağlantısını bu bölgede aramaya başlamıştır. Bu bağlamda al Mina Höyüğü’nde kazılar yapmış, ancak al Mina Höyüğü’nün çoğunlukla Klasik Çağ ve Demir Çağı buluntuları veren bir höyük olması dolayısıyla Woolley çalışmalarını Aççana Höyüğü’ne yönlendirmiştir. Aççana Höyüğü Woolley’e istediği araştırmayı yapma şansı tanıdı ve aralıklı olarak yedi sezon kazı yaptıktan sonra Woolley Aççana Höyüğü’ndeki çalışmalarını sonlandırmıştır. Aççana Höyüğü’nün üzerinde bulunduğu Amik Vadisi arkeolojik anlamda önemli bir bölgededir. Höyük, coğrafik olarak Asi (Antik adıyla Orontes) Nehri’nin kıvrımına yakın bir konumda, Amik Vadisi’nin güney ucunda yer almaktadır. Höyüğün keşfi 1930 yılında Robert Braidwood’un yaptığı Amik Vadisi yüzey araştırmaları sırasında gerçekleştirmiş ve höyük bölgedeki 136 numaralı yerleşme olarak kayda geçirmiştir. Sir Leonard Woolley 1936 yılında kazılara başlamış, 1939 yılı çalışmasının sonunda İkinci Dünya Savaşı sebebiyle çalışmalarına ara vermek zorunda kalmış ve 1946 yılında yeniden höyükteki araştırmalarına devam etmiştir. Sir Leonard Woolley 1949 yılına kadar toplamda yedi sezon kazı yapmıştır. Woolley tarafından yapılan kazılarda çok önemli sonuçlara ulaşılmıştır. Çalışmalar sırasında MÖ 2200 ile 1200 yılları arasına tarihlenen bir saray yapısı, bazı tapınaklar ve tablet arşivi ile 17 yapı katı ortaya çıkarılmıştır. Orta ve Geç Tunç çağlarına tarihlenen arşivler Aççana Höyüğü’nün Mukiş Krallığı’nın başkenti Alalakh olduğunu kanıtlamıştır. Yazılı kaynaklardan ikinci binyılda Alalakh’ın XVIII. yüzyıldan XVI. yüzyıla Yamhad (günümüzde Halep-Antik Aleppo) Krallığı’na bağlı bir krallık olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonra XV. ve XIV. yüzyılda Hurri – Mitanni Krallığı’na bağlandığı ve XIV. yüzyıldan itibaren Hitit İmparatorluğu’na dahil olduğu bilinmektedir. Höyük üzerinde Woolley tarafından oluşturulan 17 yapı katı içinde yedinci yapı katı önemli bir yere sahiptir. Bu yapı katında bulunan saray kompleksi, kentin ulaştığı refah seviyesini göstermektedir. Woolley, bu sarayın Yamhad Kralı Yarim-Lim’e ait olduğunu belirtmektedir. Ayrıca ilk kez bu tabakadaki sarayda karşılaşılan çivi yazılı tablet arşivi, Babil Kralı Hammurabi, çağdaşı Yamhad Kralı Yarim-Lim’e ve Yarim-Lim’in oğlu Nikmepa’ya aittir. Aççana Höyüğü’nden elde edilen çivi yazılı arşivlerin yanında Yamhad Kralı Yarim-Lim’in heykeline ait olduğu düşünülen baş höyüğün en önemli buluntuları arasında yer almaktadır ve ziyarete kapalı olan Aççana Höyüğü’nde bulunan diğer eserlerle birlikte Hatay Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Woolley, L. (1953). A Forgotten Kingdom, Being a Record of the Results Obtained from the Excavation of Two Mounds, Atchana and Al Mina, in the Turkish Hatay. Londra: Penguin Books; Yener, A., vd. (2004). University of Chicago, Oriental Institute Aççana Höyük (Antik Alalakh) Çalışmaları, 2003. Paper presented at the 26. Kazı Sonuçları Toplantısı. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınları; Yener, K. A. (2001). Alalakh: A Late Bronze Age capital in the Amuq Valley, Southern Turkey, The Oriental Institute News and Notes, 169: 1-16.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Woolley, L. (1953). A Forgotten Kingdom, Being a Record of the Results Obtained from the Excavation of Two Mounds, Atchana and Al Mina, in the Turkish Hatay. Londra: Penguin Books.