Mardin Kenti
DOĞAL VE KÜLTÜREL MİRAS Coğrafya YERLEŞİM MERKEZİ Şehir Büyük Şehir
-
2025
Tarihi Mardin kenti, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Dicle bölümünde yer alır. Toroslar Yayı'nın dış kenarlarıyla Türkiye-Suriye sınırı arasında yer alan ve bütünüyle geniş bir plato görünüşünde olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi hafifçe kıvrımlı ve kısmen faylı bir jeolojik yapıya sahiptir. Büyük bir kısmında yer şekillerinin sadeliği dikkati çekmektedir. Bu plato çanaklaşmış havzalarla orta yükseltideki kubbeleşmiş dağlar ve tepelerden ibaret olup kuzeyden güneye doğru alçalıcı bir özellik gösterir. Geniş düzlüklerin yer aldığı bölgede önemli yükseltileri, Mardin-Midyat Eşiği ile kalkan şeklinde uzanan Karacadağ bazalt konisi oluşturur. Bu yükseltilerden Mardin şehri, bütünüyle kalker bir plato özelliğinde olan Mardin-Midyat eşiğinin Suriye Arabistan düzlüklerine bakan kısmında yer alır.
Türkiye’nin ve bölgenin önemli tarihi kentlerinden olan ve 1923 yılında idari olarak il merkezi olan Mardin kentinin 1927 nüfus sayımında 20.000 olan nüfusu 1935'ten sonra artmaya başlamış, 1940-1950 döneminde azalmış, 1950'den sonra ise düzenli artmaya başlayarak 1990 yılında 53.005'e 2000 yılında ise 65.072 ye, 2023 yılında ise 194.073’e ulaşmıştır. İdari olarak Mardin ilinin bir ilçesi durumundaki Kızıltepe'nin ise 2023 yılı nüfusu 271.307’dir. Bu durum, biri birine çok yakın bu iki yerleşim merkezinin büyüme hızı açısından önemli bir olgudur. Mardin kentinin kentsel büyümeyi kısıtlayıcı coğrafi özelliklerinden dolayı önemli fonksiyonları yanı başındaki Kızıltepe' ye yüklediğinden söz edilebilir.
Mardin çevresindeki kıvrım yapıları ve bunlara paralel uzanan faylar bölgenin tektonik açıdan hareketli olduğunu göstermektedir. İnceleme alanındaki genç tabakaların da kırılmış olması yörenin çok genç bir tektonizma etkisinde olduğuna işaret etmektedir. Tektonik yapı ayrıca Mardin çevresinin vadi kuruluşu ve akarsu ağı üzerinde de etkili olmuştur. Plato içlerindeki kurak topografyaya karşılık Mardin dağları antiklinalinin özellikle güneye bakan kuytu vadilerinde gür su kaynakları söz konusudur. Nitekim faylanmanın Mardin antiklinalinin güneyini sınırlandıran faylar farklı yaştaki formasyonlar dokunak oluşturmuşlardır. Bu durum bu yamaçlar boyunca Gurs ve Beyazsu gibi gür karstik fay kaynaklarının oluşumuna neden olmuştur.
Genç tektonik hareketlere bağlı olarak yükselen, güneyi faylanan Mardin antiklinali güney kanadında, bu kesimde Kalkerli Midyat formasyonunun da incelme göstermesine ve altta aşınmaya karşı dirençsiz Gercüş formasyonunun ortaya çıkmasına bağlı olarak aşınım dalgası hızla ilerlemiş ve şahit tepeler dizisi ortaya çıkmıştır. Eski Mardin kenti zamnının savunma ihtiyaçlarına bağlı olarak böyle bir şahit tepenin üzerinde kurulmuş ve gelişmiştir.
Mardin-Midyat Platosu'ndaki yerleşim alanları, tarihi yapıları ve anıtlarıyla dünya kültür mirasının önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Bu bölgedeki geleneksel konutlar, camiler, kiliseler, sinagoglar, kümbetler, türbeler ve mescitler, zengin dini yapıları ve su yapılarına ek olarak, surları, hanları, hamamları ve kervansaraylarıyla dikkat çekmektedir. Özellikle Mardin, Savur, Midyat ve Dara, bu kültürel mirasın zengin temsilcileridir.
Açık hava müzesi olarak kabul edilen Mardin, geleneksel mimarinin en çeşitli ve çarpıcı örneklerini barındırmaktadır. Mardin’in mimari tarzı, dünya genelinde yalnızca Kudüs'te görülebilen nadir bir türdür. Artuklu Beyliği döneminde, Mardin’de yoğun bir yapılaşma sürecine girilmiştir. Bu dönemde inşa edilen dini ve sosyal yapılar, işlevleri, planları, formları ve süslemeleriyle Anadolu mimarisi açısından büyük bir önem taşımaktadır.
Mardin evlerinin yapımında en belirleyici unsur, bölgenin iklimi ve topografyasıdır. Kentin bulunduğu arazinin fiziksel özellikleri, konutların kütlesel oluşumunu etkiler. Eğimli bir arazide inşa edilmesi, evlerin genellikle güneye yönelmesini zorunlu kılarken, kısıtlı bir alanda gelişim, yatay yayılma yerine dikey katmanların tercih edilmesine neden olmuştur. Harem-selamlık düzenine sahip evlerin mimarisinde, yüksek taş duvarlarla çevrili avlular ve teraslar, merkezde yer alan geniş mutfaklar gibi özellikler öne çıkmaktadır. Güneye bakan cepheler, bu tasarımda önemli bir rol oynar; yaşam birimleri, eyvan ve revak gibi ana mekânlar genellikle güney cephesinde bir araya gelir. Ayrıca, her yapı, birinci katlarından itibaren diğerinin önünü kapatmaz ve pencereler birbirini görmeyecek şekilde tasarlanmıştır.
Referanslar
Arslan H. ve Karadoğan, S. (2007). Makalelerle Mardin II Ekonomi- Nüfus-Kentsel Yapı, Mardin Şehrinin Situasyonu ve Yer Seçiminde Etkili Olan Coğrafi Faktörler. İstanbul: Avrupa Birliği Desteğiyle Mardin Tarihi İhtisas Kütüphanesi, Yayın No: 8; Bekleyen, A., Dalkılıç, N. ve Özen, N. (2014). Geleneksel Mardin Evi’nin Mekânsal ve Isısal Konfor Özellikleri, TÜBAV Bilim Dergisi, 7(4): 28-44.; Halifeoğlu, F. M. ve Dalkılıç, N. (2006). Mardin-Savur geleneksel kent dokusu ve evleri, Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dergisi, 11(1); Halifeoğlu, F.M. (2007). Makalelerle Mardin II Ekonomi- Nüfus-Kentsel Yapı, Savur Geleneksel Kent Dokusunda Bir Konak Örneği. İstanbul: Avrupa Birliği Desteğiyle Mardin Tarihi İhtisas Kütüphanesi, Yayın No: 8; Karadoğan, S. ve Yıldırım, A. (2008). Mardin-Midyat Platosunun Ekoturizm Açısından değerlendirilmesi. İçinde; V. Ulusal Coğrafya Sempozyumu (ss. 16-17). Ankara üniversitesi Türkiye coğrafyası Araştırma ve uygulama Merkezi.
Sanal Gezinti / İnternet Adresi
https://www.arcgis.com/apps/360vr/index.html?id=485c399f4bb74f61a2106d9264248369