Maddeye katkıda bulunan yazarlar:
-
2021
Dara Antik Kenti, Mardin’in 30 kilometre güneydoğusunda, Mardin-Nusayibin karayolunun yaklaşık sekiz kilometre kuzeyinde, Mezopotamya ovası ile Tur Dağlarının birleştiği Oğuz Köyü’nde yer almaktadır. Kent, Doğu Roma İmparatorluğu’nun sınırını Sasanilerden korumak amacıyla, İmparator Anastasius (491-518) tarafından 505 yılında garnizon şehri olarak kurulmuştur. Kent, kurucu imparator nedeniyle ‘Dara-Anastasiopolis’ olarak bilinmektedir.
I. Anastasius döneminde kent, metropolis statüsünde hizmet vermiş ve Yukarı Mezopotamya için bir yönetim merkezi halini aldı. Ardından, İmparator Justiniaus (527-565) döneminde kente ilaveler yapılmış, surlar onarıldı ve devasa sarnıçlar inşa edildi. Askeri bir üs olan Dara, savunma yapıları olan surları, burçları, iç kalesi ve hendekleri ile ön plana çıkmaktadır. Ek olarak, kentteki su sistemleri de dikkat çekicidir. Günlük kullanımın dışında, su sistemleri savunma stratejisinin de bir parçası olarak inşa edilmiştir. Kuşatmalar esnasında kente sığınan ordular bu su sistemleri sayesinde direnebilmişlerdir.
Kent, askeri amacının yanı sıra, sivillerin de yaşayabileceği bir yerleşim yeri olarak planlandı. Günlük yaşama hizmet eden yapıları ve güçlü sur duvarları, kentin temel ihtiyaçlarını karşıladı. Sur duvarları, kentin çevresinde bulunan taş ocaklarından çıkarılan bloklarla yapıldı. Kentin içerisinde, köprüler, barajlar, kiliseler, vaftizhane, maksem (ana su deposu), mezar yapıları ve kaya mezarları bulunmaktadır. İlerleyen dönemlerde Sasaniler ve Bizanslılar tarafında el değiştiren kent, 639 yılında Arap hakimiyetine girdikten sonra önemini kaybetti.
Dara Antik Kenti’nde kazılar, 1986 yılında, Mardin Müzesi Müdürlüğü başkanlığında, Prof. Dr. Metin Ahunbay’ın danışmanlığında başladı. 1990 yılına kadar devam eden kazı çalışmalarına, güvenlik sorunları nedeniyle ara verildi. Ardından, yine aynı ekip liderliğinde 2001-2009 yılları arasında kazılara devam edildi. 2020 yılı itibariyle Dara Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı, Kafkas Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hüseyin Metin’dir.
Referanslar
Harman Aslan, E., ve Can, C. (2017). Arkeolojik ve Kırsal Mimari Miras Birlikteliğinin Korunabilirliği: Oğuz / Dara Antik Kenti Örneği, Electronic Journal of Social Sciences, 16 (62); Direk, Y. S. (2019). Mimari Açıdan Şuayb ve Dara Antik Kentlerinin Kırsal ve Kültürel Turizm Özelliklerini Araştırmak, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 125-152; Türkiye Kültür Portalı (2021). Dara Antik Kenti – Mardin, https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/mardin/gezilecekyer/dara-antik-kenti, (Erişim tarihi: 09.01.2021).
Ayrıntılı bilgi için bakınız
Kültür ve Turizm Bakanlığı (2012). Mardin Tanıtım Kitapçığı. İstanbul: Elma Basım.
-
2021
Doğu’nun Efes’i olarak lanse edilen Dara (Anastasiopolis), Mardin’in Artuklu ilçesine bağlı Dara Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Bizans – Sasani sınır bölgesinde kurulmuş bir garnizon kentidir. Mardin’in 30 kilometre güneydoğusunda konumlanmaktadır. Bizans’ın güneydeki Sasani topraklarına oldukça yakın, Mezopotamya Ovası’nın kuzeyindeki Tur Abdin Dağları’nın güney eteğinde ve ovaya hakim bir konumda olması ve su kaynaklarının fazlalığı nedeniyle yüzyıllar boyunca önemini korumuştur.
Kentin asıl tarihsel süreci MS VI. yüzyılın başlarına işaret eder. Daha önce küçük bir yerleşim olan Dara, Bizans İmparatoru Anastasius (491-518) tarafından doğu sınırlarını koruyan garnizon kent olarak seçildi ve kentte 503-507 yıllarında inşa faaliyetleri yürütüldü. Her ne kadar kentin isminin Pers İmparatoru Darius’tan geldiği düşünülse de, bu sav henüz kanıtlanmış değildir. Kentte yapılan kazılarda da henüz arkeolojik bir bulgu ele geçmemiştir. Ancak yüzyıllar boyunca devam eden bir isim olarak hafızalarda nesilden nesile aktarılan Dara’nın ve kent kurulum tarihinin Anastasius dönemine atfedilmesi doğru bir yaklaşım değildir. Tarihsel süreçte Anastasius kurduğu kente adını verdi (Anastasiopolis) ve Dara’yı Mezopotamya Bölgesi’nin idari ve askeri merkez üssü haline getirdi. Kentin kurulum aşaması I. Justinianus (527-565) döneminde devam etti.
Ayrıca kent I Justinianus döneminde imparatorluğun güney sınırlarında Bizans’ın en büyük askeri üslerinden biri oldu. Bu sebeple Sasani ve Bizanslılar arasında VI. yüzyılda meydana gelen savaşların en önemli sahalarından biri oldu. Dara’nın kent surları Sasani akınlarından dolayı dönem dönem güçlendirildi. Bu konu ile ilgili en önemli kayıtlar Procopius’a aittir. Prokopius surlar hakkında şu bilgileri verir: “Dara iç ve dış duvar olmak üzere iki duvarla çevrilidir. İç duvar yüksekliği 60 adıma ulaşan ve gerçekten mükemmel büyüklüktedir. Dış duvar ondan daha küçük fakat diğer açılardan ondan daha güçlüdür. İki duvar arasındaki mesafe50 adımdan az değildir”.
Dara (Anastasiopolis), 577-591 ve 606-620 yıllarında Sasanilerin egemenliğine girdi. MS 620’de Bizans İmparatorluğu kenti tekrar geri aldı, ancak kent 639-640 yıllarında İslam ordularının eline geçti. Emevi ve Abbasi dönemlerinden sonra Dara (Anastasiopolis), XII. yüzyılın ortalarında Timurtaş tarafından Mardin Artuklu Beyliği’ne bağlı bir kent oldu. Kısa bir süre Eyyübiler egemenliğinde kalan kent bu tarihlerden sonra artık eski önemini kaybetti.
Kentte bugün nekropolis alanı ve galeri mezar, sarnıçlar, köprüler, agora, sütunlu cadde, surlar, kuleler, kent kapıları ve değirmenler gezilebilir durumdadır.
Referanslar
Croke, B. ve Crow, J. (1983). Procopius and Dara, Journal of Roman Studies, 73: 143-159; Croke, B. (1984). Marcellinus on Dara: A Fragment of His Lost. De Temporum Qualitatibus et Positionibus Locorum, Phoenix, 38(1): 77-88; Kaçar, T. (2006). Mezopotamya’da Roma-Sasani Çatışmaları: Nusaybin’in Düşüşü. İçinde; İ. Özcoşar ve H. H. Güneş (Editörler), 1. Uluslararası Mardin Tarihi Sempozyumu (ss.129-138). İstanbul; Buckingham, J. S. (2012). Travels in Mesopotamia With Researches on the Ruins of Nineveh, Babylon, and Other Ancient Cities I, Cambridge University Press.