Anadolu’nun birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bölgelerinden biri olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan Artuklu, Mardin ilinin ilçelerinden biri olarak yer almaktadır. Artuklu, 1102 yılında Güney Doğu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde kurulmuş bir beylik olduğu kabul edilmektedir. Bölgeye ismini Türkmen Beyi olan “Seyyid Artuk Bey” den aldığı bilinmektedir. Artuklu’lar Hasankeyf, Mardin ve Harput olmak üzere üç farklı koldan idare edildikleri yazında yer almaktadır. Artuklu Bey ise 1086 yılında Kudüs’ü de aldıktan sonra vefat etmiştir. 

Çeşitli beyliklere sahip olan bölgede Artuklu Beyliği'nin kurucusu İlgazi Bey olduğu bilinmektedir. Özellik olarak, Artuklu Beyliği Güneydoğu da yer alan Mardin, Hasankeyf ve Harput bölgelerinde 1102-1409 yılları arasında varlığını sürdürmüş bir Oğuz Türkmen Beyliği olduğu kabul edilmektedir. Artuklu olarak adlandırılan beyliğin verilen bilgilere ek olarak hangi soydan oldukları tarihçi araştırmacılar tarafından tartışılmakta olduğu yazında yer almaktadır. Oğuzların soyuna mensup olduğu kabul edilse de hangi soydan geldiği konusunda yine de bir tartışma söz konusudur. Aynı zamanda XIV yüzyılda yaşamış olan Şemseddin Cezeri tarafından ortaya koyulan Cevahirü’s Sülük eserinde Artukluların soyunun Oğuzların Döğer boyundan geldiği kaleme alınmıştır (Artuk 1988). 

Artuklu mimari yapısı ve arkeolojik tarihi ile zamanın durduğu şiirsel kentlerden biri olarak bölgede varlığını sürdürmektedir. Artuklu çeşitli toplumlara ev sahipliği yaptığı dönemlerden kaynaklı olarak, çeşitli dini inançlara sahip ve sanatsal açıdan zengin bir yapıya sahip coğrafyadır. Ayrıca bu inanç çeşitliliği olan toplumlara ev sahipliği yapmasının sonucu olarak camii, türbe, kilise ve manastırları barındırmaktadır (mardin.gov.tr). Örnek olarak Artuklu’da yer alan medreselerin mimari yapısında açık bir avlusu olan bir ya da iki kata sahip olan ve avlusunda çeşmeye sahip olan bir plana sahip olduğu bilinmektedir. Anadolu’da yer alan diğer medreselerden ayıran özelliği ise, içerisinde baskın bir şekilde yer alan camii kısmının bulunmasıdır. Bu özellikleriyle Suriye’deki yapılarla benzer mimari özelliklerinin olması karşımıza çıkmaktadır (Erdal 2020).

Artuklu, Fırat ve Dicle nehirleri arsındaki Mezopotamya olarak adlandırılan ve tarihler boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan bölgede, bir dağın tepesinde kurulduğu savunulmaktadır. Bu bilgilere ek olarak Artuklu, Yukarı Mezopotamya olarak adlandırılan bölgenin en eski yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Tarih boyunca MÖ 4500’den başlayarak sırasıyla, Arami, Süryani, Subari, Sümer, Akad, Babil, Mitanniler, Asur, Pers, Bizans, Araplar, Selçuklu, Artuklu, Osmanlı ve son olarak da Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında yönetilmektedir.

Artuklu ilçesinde yer alan tarihi ve karakteristik mimari yapılarına örnek olarak öncelikle Kırklar Kilisesi yer almaktadır. Şar mahallesinde yer alan bu kilise, 569 yılında Süryani olan Azizi Mor Benham ile kız kardeşi olan Şaro adına inşa edildiği bilinmektedir. Kilisenin avlu mimarisi dikkat çeken on iki kalın sütunla desteklenmiş olan dikdörtgen bir yapıya sahiptir. Kemer yapılarıyla bölünmüş olan kilise bin yıl gibi uzun süredir varlığını sürdürmektedir. 400 yıllık ahşap yapıya sahip olan kapıları, baskı perdeleriyle içinde bulunan çan kulesi evi taş oymacılığının sanatını bizlere sunmaktadır. Diğer bir yapılardan biri olan Kasımiye Medresesi eşsiz yapıya sahip olan iki katlı, kubbeli, açık avlusu olan medrese kesme taşlarla inşa edilmiştir. Bu özellikleri ise medreseye estetik bir görüntü sunmaktadır. 

Artuklu’da yaşamış olan farklı inanca sahip toplumlara ev sahipliği yapmış olmasından dolayı Camii’leri de bulundurmaktadır. Şeyhçabuk Camii, büyü bir tarihe sahip olup inşa edilme tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte XV. yüzyıldan günümüzdeki haline kavuştuğu bilinmektedir. Tarihinde iki kez restorasyon süreci geçiren camii Artuklu döneminin izlerini barındırmaktadır. Önemli yapılardan biri olan Surur Hanı, tarihi yapısı ve dokusuyla ziyaretçilerini etkilemeye devam etmektedir. XVII. Ve XVIII yüzyılda inşa edildiği düşünülmektedir. Hanın fiziki özelliği olarak dikdörtgen bir yapıya sahip, iki katlı olarak yer almaktadır. Eski çağlarda önemli bir taciri iş merkezlerine ev sahipliği yaptığı bilinmektedir (www.turkishmuseums.com).

Artuklu, Türkiye Cumhuriyeti gölgesi altında, 12 Kasım 2012 tarihinde TBMM'de kabul edilen 6360 sayılı kanun ile Mardin ilinin merkez ilçesinin kaldırılmasından sonra ilçe olarak kabul edilmiştir. Artuklu, iklim olarak Akdeniz ve karasal iklimine sahip bir coğrafyaya sahiptir. Bölge yaz aylarında aşırı sıcak ve kurak geçerken kışları ise yağışlı ve soğuk olmaktadır (www.wikipedi.org). Güncel olarak yaşayan toplumun Türk, Arap, Kürt, Süryani ve Ermenilerin yaşadığı görülmektedir. Geniş bir etnik köken çeşitliliğine ev sahipliği yapmaktadır.

Artuklu bölgesinde turistik hizmet verme adına ve yöredeki insanların da faydalanabileceği şekillerde yiyecek içecek işletmeleri yer almaktadır. Bu işletmeler özelinde yöresel lezzetlerin sunumları ve insanların bu lezzetleri tatması adına özellikle organizasyonlar düzenlenmekte ve insanların deneyimlemesine ortam hazırlanmaktadır. Ayrıca yine bölgesel izlerin taşıdğı mimarilerle desteklenmiş olan iriki ufaklı konaklama işletmeler de yer almaktadır.

Referanslar

Artuk, İ. (1988), Artuk Beğ, Türk Büyükleri Dizisi, No: 104, Ankara; Erdal, Z. (2020). Mardin’deki Artuklu türbeleri, Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim (TEKE) Dergisi, 9(1): 455-486; http://www.mardin.gov.tr/artuklu#:~:text=Artuklular%201102%20y%C4%B1l%C4%B1nda%2C%20G%C3%BCney%20ve,%C3%BC%C3%A7%20ana%20koldan%20idare%20edildiler.(erişim tarihi: 28.01.2025). https://www.turkishmuseums.com/blog/detail/mardin-de-gezilecek-10-yer/10122/1 https://tr.wikipedia.org/wiki/Artuklu,_Mardin#cite_note-1, (Erişim tarihi: 28.01.2025).