Artuklu Sarayı

Doğal ve Kültürel Miras Saray

Amida Höyük üzerinde bulunan Diyarbakır Artuklu Sarayı, Roma döneminde inşa edilen ve çeşitli nedenlerden dolayı tahrip olan Roma Sarayı’nın temelleri üzerine Eyyubilere bağlı olan Hasankeyf Artuklu Sultanı El-Salîh Nâsîrüddîn Ebû’l-Feth Mahmûd bin Muhammed (1200-1222) döneminde 1200-1222 yılları arasında yeniden inşa edilmiştir. Bundan dolayı eser, Artuklu Sarayı olarak adlandırıldı ve literatüre bu şekilde geçirilmiştir. Saray daha sonra Amid (Diyarbakır) merkezli kurulan devletler tarafından da kullanılmıştır. Osmanlı döneminde XVIII. yüzyılda terk edilen saray bakımsızlıktan yıkılmıştır. 1650’lerde Amid’i ziyaret eden Evliya Çelebi, İçkaledeki saray hakkında bilgi vermektedir. Evliya Çelebi, sarayın 150 oda ve birçok divanhaneye sahip olduğunu, saraya her vezirin birer oda, hamam, havuz yaptırdığından, sarayın kat kat süslü büyük bir saray konumuna geldiğinden bahsetmektedir. Çelebi, sarayın bütün pencerelerinin ve balkonlarının Dicle Nehri’ne, Dicle Sahrası’na ve Karatepe Vadisi’ne baktığını ve bunların güzel manzaraları olduğunu belirtmektedir. Evliya Çelebi sarayın eski sultanlar tarafından yaptırılmış eski bir divanhanesi olduğunu ve bu divanhanenin bukalemunvari tarz nakışları ve süslemesinin olduğunu ve bu nakışların Kahire’deki Sultan Kalavun’un divanhanesindeki nakışlarla ancak karşılaştırılabileceğini belirtmektedir

Prof. Dr. Oktay Aslanapa ve Prof. Dr. İrfan Yıldız başkanlığında yapılan kazılarda şimdiye kadar sarayın divanhanesi, kabul salonu, bazı mekânları ve kaçış tüneli ortaya çıkarılmıştır. Artuklu Sarayı’nın divanhanesi avlulu, dört eyvanlı, havuzlu plan şemasına sahip olup mozaik ve çini süslemeleri ile dikkat çekmektedir. Eser, planı, mimari özellikleri, süsleme özellikleri, çini ve mozaik bezemeleri bakımından önemli bir yapı olmasına rağmen özellikle El-Cezeri’nin sibernetik çalışmalarını yaptığı ve kitaplaştırdığı yer olması açısından dikkat çekmektedir. Yapı, El- Cezeri gibi büyük bir İslam âlimi ve mucidinin yetiştiği mekân olması açısından İslam medeniyetinde önem arz etmektedir. Günümüzde makine sanayinde kullanılan önemli parçalardan biri olan krank mili El Cezeri tarafından bu sarayda icad edilmiş ve kullanılmıştır. Diyarbakır Artuklu Sarayı dünyada ilk robotların yapıldığı yer olması, sibernetik, robotik, otomasyon ve bilgisayar sisteminin temellerinin El – Cezeri tarafından atıldığı bir mekân olması bakımından bilim tarihi açısından da dikkat çekmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Altun A. (2011). Diyarbakır İç Kale Artuklu Sarayı. İçinde; İ. Yıldız (Editör), Medeniyetler Mirası Diyarbakır Mimarisi (s.123-139). Diyarbakır: Diyarbakır Valiliği Yayınları; Aslanapa O. (1962). Diyarbakır Sarayı Kazısından İlk Rapor, Türk Arkeoloji Dergisi: 10-18; Çalışkan D. (2016). Günümüzde Cezeriyi Anlamak. Metin Eriş. İçinde; Ahmet Ağırakça (Editör). Karanlık Gösterilen Aydınlık Çağ Uluslararası Sempozyum El-Cezeri (ss.65-82). İstanbul: Mardin Artuklu Üniversitesi Kültür Yayınları; Korkusuz Ş. (2003). Evliya Çelebi Seyahatnamesi. İçinde; Seyahatnamelerde Diyarbekir (ss. 22-41). İstanbul: Kent Yayınları; Yıldız İ. (2019). El Cezeri’nin Yaşadığı Artuklu Sarayı’nın Bilim Tarihi Açısından Önemi. İçinde; İ. Özcoşar (Editör), Keşfi Kadîmden Vaz’ı Cedîde İslâm Bilim Tarihi ve Felsefesi. (ss. 545-556). İstanbul: Divan Kitap Yayınları.