Kaleiçi

DESTİNASYON Deniz Destinasyonu Kültürel Miras Destinasyonu

Maddeye katkıda bulunan yazarlar:
Yazar: GAYE KIZILCALIOĞLU (2020) (Madde metni için tıklayınız)
Yazar: SERKAN KILIÇ (2025) (Madde metni için tıklayınız)
1 / 2

Apameia Barışı’ndan sonra (MÖ 188) Kaleiçi’nin bulunduğu bölge Bergama Krallığı’na verildi. Bergama Kralı II. Attalos Philadelphos MÖ 158 yılında Kaleiçi’nin bulunduğu bölgede kenti kurdu. Kentin adı Attalos’un kenti anlamına gelen Attalia’dır. Kentin adı kaynaklara göre değişebilmektedir. Bazı kaynaklarda kentin adı Attaleia olarak geçmektedir.

Kaleiçi’nde en eski yerleşimin hangi tarihe kadar uzandığına dair net bir bilgiye henüz ulaşılamadı. Ancak Korykos adlı bir balıkçı kasabasına ait buluntuların ışığında MÖ IV. yüzyılda Kaleiçi’nde yerleşimin var olduğu ortaya çıkmaktadır. Kral Attalos’un ölümünden sonra Pamphylia’nın Roma İmparatorluğu'nun topraklarına katılmasıyla Kaleiçi, Roma İmparatorluğu’nun egemenliğine girdi. 1207 yılında Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından fethedildi. Selçuklulardan sonra Hamitoğulları ve Tekeoğulları beyliklerinin himayesinde kaldı. VII. yüzyılda Kaleiçi’ni çevreleyen surları sayesinde Arap ve Pers istilalarından diğer bölgeler gibi fazla etkilenmedi. Yıldırım Bayezid döneminde ise Osmanlı topraklarına katıldı. Önce Kütahya ardından da Konya il sınırlarına dahil edildi. Osmanlı döneminde Adalya olan kentin adı, Cumhuriyet’in ilanından sonra Antalya adını aldı. XIX. yüzyılda Kaleiçi’nin surlarının kuzeyde kalan bölümü bugün Tophane ve Kale Kapısı taraflarında yer alan surlar yaygınlara ve hastalıklara sebebiyet vermesi sebebiyle yıkıldı.

Kaleiçi’nde günümüze kadar ayakta duran kentin simgesi haline gelmiş yapılar bulunmaktadır. Bunlardan Hadrianus Kapısı (Üç Kapılar), Hıdırlık Kulesi, Kesik Minare, Yivli Minare ve Saat Kulesi kentin en çarpıcı sembolleridir.

Hadrianus Kapısı, MÖ 130 yılında İmparator Hadrianus’un kenti ziyaret etmesi onuruna yapıldı. Surların yıkılmasıyla günümüzde Kaleiçi’ne giriş için kullanılan ana kapılardan biri oldu. Üç kemerli kapıdan oluşmaktadır. Günümüzde turistlerin Kaleiçi’nde en çok ziyaret ettikleri yapılardan biridir.

Hıdırlık Kulesi, Roma dönemine ait bir yapıdır. Denizin kenarında falezlerin üstünde yer alan bu yapı iki katlı ve yuvarlak bir yapıdır. Alt kat zamanında şapel olarak kullanılırken, üst kat ise kentin korunmasında okçuluk ve mancınık amacıyla kullanıldı.

Kesik Minare Camii, tarihi Helenistik döneme dayanmaktadır. O dönemde agoranın yanına konumlandırıldı. Tarih boyunca Kesik Minare, cami ve kilise olarak kullanılmıştır. XIX. yüzyılda çıkan bir yangında ahşap minare külahı yandığı için Kesik Minare olarak anılmaya başlandı. 2019 yılında yapılan restorasyon çalışmaları sonucunda Kesik Minare’nin yanmış olan külahı tamamlandı.

Yivli Minare, Anadolu Selçuklu mimarisinin en etkileyici yapılarından biridir. XIII. yüzyılda 1. Alaeddin Keykubat döneminde yaptırıldı. Otuz sekiz metre yüksekliğinde silindir şeklinde bir yapıdır. Bugünkü Kale Kapısı’na yakın mevkidedir. Cami, külliye ve hamamdan oluşan kompleks bir yapının içinde yer almaktadır.

Saat Kulesi, 14 metre yüksekliğindedir ve Roma dönemine ait olduğu düşünülmektedir. Surların Beşgen bir yapının üzerine her kenardan bakıldığında görülebilsin diye birer saat yerleştirilmiştir. Kale Kapısı mevkiinde yer almaktadır.

Kaleiçi tarihi yapılar bakımından oldukça zengindir. Kaleiçi’nde yer alan diğer önemli kalıntılar içerisinde mescitler, camiler, kiliseler, okul ve hamamlar bulunmaktadır. Kaleiçi’nde yer alan mescitler; İskele Mescidi, Karamolla Mescidi, Ahi Kızı Mescididir. Kaleiçi’nde yer alan camiler içerisinde; Alaaddin Camii, Kesik Minare Camii, Ahi Yusuf Camii, Tekeli Mehmet Paşa Camii bulunmaktadır. Suna-İnan Kıraç Müzesi bölgenin geçmişine yönelik araştırmaları desteklemektedir. Aynı zamanda müzeye ait bir binanın Aya Yorgi adına inşa edilen bir kilise olduğu düşünülmektedir. Kaleiçi’nde Aziz Alypios Rum (Yenikapı) Kilisesi ve Saint Paul Kilisesi mevcuttur. Günümüzde Dumlupınar Ortaokulu olan Rum Kız Mektebi’dir. Hamamlar içerisinde Balıkpazarı Hamamı, Rum Millet Hamamı, Nazır Hamamı, Yivli Minare Hamamı ve Pazar Hamamı bulunmaktadır. Kırk merdiven, Uzun Çarşı Kitabeleri, Mevlevihane, Yat limanı, Antik tiyatro da günümüze kadar kendini korumuş yapılardır.

Günümüzde Kaleiçi, kentin buluşma noktası olmayı başardı. Turistler tarafından oldukça ilgi olan tarihi yapılara sahiptir. Kaleiçi evleri, butik otel, hediyelik eşya satışı, cafe, restoran ve bar olarak işlev görmektedir. 2016 yılında Muratpaşa Belediyesi tarafından her yıl ekim ayında Old Town Festivali gerçekleştirilmektedir. Festival ile kentin deniz kum ve güneş dışında kültür turizmi açısından da oldukça değerli varlıklara sahip olduğunun tanıtılması amaçlanmaktadır.

Referanslar

Başok, G. (2016). Conservation History of Cultural Heritage in Kaleiçi District in Antalya (From The 20th Century To Present Day) (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Ankara: Orta Doğu Teknik Üniversitesi; Çimrin, H. (2018). Antalya Kaleiçi. Antalya: ATSO Yayınları; Görsev, A. (2012). Changing Sense of Place in Historic City Centers: The Case of Antalya Kaleiçi. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Ankara: Orta Doğu Teknik Üniversitesi; Varkıvanç, B. (Editör) (2015). Kaleiçi Yaşayan Antik Şehir Rehberi (Birinci baskı). Antalya: Muratpaşa Belediyesi.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü. (2020). Kaleiçi. https://antalya.ktb.gov.tr/TR-67576/genel-bilgi.html, Erişim tarihi: 30.07.2020.

2 / 2

Kaleiçi, Antalya’nın tarihi kent merkezi ve en eski liman kentlerinden biri olarak bilinmektedir. Antik dönemden günümüze kadar birçok kültür yerleşimine ev sahipliği yapmıştır; günümüze ulaşan kültürel bakiyelerden anlaşıldığı kadarıyla Kaleiçi’nde Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerinin izlerini görmek mümkündür. Kaleiçi’nde Roma ve Bizans dönemlerine ilişkin iskân politikası hakkında kesin bir bilgi olmamasına rağmen kentin Osmanlı dönemi demografik yapısının Selçuklu döneminde oluşmaya başladığı bilinmektedir. Selçuklu döneminde Müslümanlar ile Hıristiyanların farklı mahallelerde yaşadığı bilgisine Eyliya Çelebi ve İbn Battuta’nın seyahatnameleri ile Osmanlı arşiv kayıtlarından ulaşılmaktadır. İbn Battuta’nın Seyahatnamesi’nden Kaleiçi’nde gayrimüslim halkın yaşadığı mahallelerin bir duvar ile sınırlandırıldığı ve kentin diğer bölümlerinden izole edildikleri anlaşılmaktadır. Battuta, Müslümanların şehrin tam merkezinde yaşadığını, bir Cuma Camii, medrese, çok sayıda hamam ve düzenli bir plana sahip kalabalık ve lüks çarşıların olduğunu ileri sürmektedir. Evliya Çelebi’nin anlatımlarına göre, Selçuklu dönemindeki bu yerleşim düzenin Osmanlı döneminde de devam etmiştir. 1530 tarihli tahrir defterine göre Antalya’nın yirmi adet mahalleden meydana geldiği, 1568 tarihli arşiv kaydına göre ise bu sayının otuz dokuz çıktığı anlaşılmaktadır. 1754 tarihli avarız defterinde, Antalya’da kale içerisinde on altı, kale dışında ise yirmi iki olmak üzere toplam otuz sekiz mahallenin olduğu bilgisine ulaşılmaktadır. XIX. yüzyıl arşiv kayıtlarından Kaleiçi’ndeki mahalle sayısının kırk yediden kırk bire düştüğü anlaşılmaktadır. Bu düşüşün en büyük nedenleri arasında iç isyanlar, yangınlar ve savaş koşulları gibi olaylar büyük rol oynamaktadır. 1895 yılında Kaleiçi'nde Hristiyanların oturduğu mahallede büyü bir yangın çıktığı ve bu yangın sonrasında bir cami, bir manastır ve 500’den fazla ev yanmıştır. Ancak yangının hangi mahallede çıktığına yönelik bir bilgiye ulaşılmamaktadır. Yeni Mahalle ve Değirmenönü Mahallesi’nin yangın sonrasında kurulmuş olması, yangının bu iki mahallenin bulunduğu alanı etkilediğini kanıtlamaktadır. Yeni kurulan bu iki mahallede Aya Yorgi ve Aya Panteleimon Kilisesi adıyla iki yeni kilisenin inşa edilmiş olması, yangının daha çok Hıristiyan mahallelerini etkilediğini göstermektedir. XIX. yüzyılın sonlarında, Kaleiçi’nde Hıristiyan tebaanın Müslümanlara nazaran daha fazla olduğu görülmektedir. 

Cumhuriyetin ilan edildiği dönemlerde Antalya’da, 1922-1924 arasında mübadele ile Müslümanların Antalya’ya yoğun bir şekilde gelmesi neticesinde, Rumların terk ettiği evlerin Müslümanlara verildiği ve bu nedenden dolayı da birçok evin talan edildiği ve birçoğunun ise harabeye dönüştüğü bilinmektedir. XIX. yüzyılda Kaleiçi'nde, birçok konut çıraklığını Türklerin üstlendiği Rum ustalar tarafından inşa edilmiştir. Özellikle iki katlı ve cumbalı olarak tasarlanmış olan konutlar, hem yapım tekniği hem de kalem işi süslemeleri bakımından son derece önemli yapılardır. Bu konutlar günümüzde otel, kafeterya, dükkân ve müze olarak yeniden kullanılmaktadır. 

Kaleiçi’nde limandaki restore edilerek çeşitli işlev kazandırılan eğlence merkezleri, balıkçı tekneleri ve çevresindeki ahşap evler görülmeye şayandır. Eski evleri, bahçeleri, dar sokakları ile Eski Kaleiçi, Antalya’nın gezilmesi gereken yerlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Pek çok antik mimari işlemli (devşirme) parçalar, evlerin bahçelerini dekoratif olarak süslemektedir. Bazı evlerin ahşap sütunlarında Roma ve Bizans dönemi mermer sütün başlıkları görülmektedir. Bununla beraber, evlerin duvarlarında, köşe pahlarında, kapı lentolarında antik parçalar sıkça karşımıza çıkmaktadır. Genellikle iki ya da üç katlı olarak planlanmış olan evlerin üst katlarının birçoğu limana ve Beydağları’nın eşsiz manzarasına bakmaktadır. Kaleiçi’nde bulunan eski evlerin kapıları, dar sokaklara açılmaktadır. Özellikle sokakların kesişim yerlerine inşa edilen tarihi konakların köşe duvarları, 3/2 oranında pahlanmıştır. Bu uygulama ile hem insanların hem de at arabalarının daha kolay bir şekilde geçmeleri sağlanmıştır. Aynı zamanda bu pahlanan köşelerin tepe kısımları çeşitli bitkisel ve geometrik motiflerle sokaktan geçen turistlere görsel bir şölen sunmaktadır.

Kaleçi, tarihi konakların yanı sıra limana açılan Kırk Merdivenler, Hıdırlık Kulesi, Tekeli Mehmet Paşa Camii, Kesik Minare, Yivli Minare ve Külliyesi, Şehzade Korkut Camii, limanda yer alan İskele Camii, Mevlevihane, Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi, Nigar Hatun Türbesi, Zincirkıran Kümbeti, Osmanlı’dan günümüze ulaşan Balık Pazarı, Sefa Hamamı ve Gavur Hamamı, Aya Yorgi Kilisesi, Yeni Kapı Rum Kilisesi, Hadrian Kapısı gibi birçok tarihi yapıyı bünyesinde barındırmaktadır. Kaleiçi’ni ziyaret eden turistler yukarıda adı geçen yapılara, kentin ana aksı olan Hesapçı Sokak üzerinden ulaşabilmektedirler.  

Referanslar

Arslan, A. (2022). Mübadele Sonrası İskân Faaliyetlerine İlişkin Birkaç Rapor: Antalya Örneği, History Studies, 14(3): 515-528; Avcı, Ü. (2015). Konut Mimarisinde Çakıl Mozaik Sanatı: Antalya Kaleiçi Örneği, Art-Sanat Dergisi, 0 (4): 111-135; BOA., DH.MKT., Kutu No: 421, Sıra No: 61; Dayar, E. (2010). Antalya’da Kültürel ve Toplumsal Hayat (1923-1932). (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Antalya: Akdeniz Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü; Dayar, E. (2020). 1815 Haritası’nda Antalya Kalesi: Surlar, Kapılar ve Burçlar, Belleten, (84): 667-715; Dayar, E. (2021). 20. Yüzyılın İlk Yarısında Antalya’nın Kentsel Gelişimi (1908-1950), CTAD, 17 (33): 125-160; Dinç, G. (2016). Mehmet Ali Paşa İsyanı’nın Antalya’ya Etkileri (1831-1833), Belleten, (80): 857-884; Dinç, G. (2020). XIX. Yüzyıl Antalya’sında Yeni Bir Mahallenin Doğuşu: Rağbetiye Mahallesi, Antalya Kitabı, Antalya’da Doğa ve Medeniyet, (C.3) ss. 99-105. Konya: Palet Yayınları; İbn Battuta (2016). İbn Battuta Seyahatnamesi. (Aykut, A. S. Çev.) İstanbul: Yapı Kredi Yayınları; Kahraman, S. A. ve Dağlı, Y. (2016). Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesi. (C.9, 166), İstanbul: Yapı Kredi Yayınları; Karaca, B. (2002). XV. ve XVI. Yüzyıllarda Teke Sancağı. Isparta: Fakülte Kitabevi; Kurt, Ö. (2010). Kaleiçi’nin (Antalya) Kuruluşundan 16. Yüzyıla Kadar Mekânsal Gelişimi. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). İstanbul: İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul; Moğol, H. (1991). XIX. Yüzyılın Başlarında Antalya. Ankara: Mehter Yayınları; Özdemir, R. (1992). Osmanlı Döneminde Antalya’nın Fiziki ve Demografik Yapısı (1800-1867), Tarih İncelemeleri Dergisi, (7/1): 133-166; Tızlak, F. (2002). Tekelioğlu İsyanı. XIII. Türk Tarih Kongresi, (4-8 Ekim 1999), ss. 239-254, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları; Çimrin, H. (1999). Antalya Tarihi ve Turistik Rehberi. Antalya: Akdeniz Kitabevi.