Antalya’nın Kaleiçi bölgesinde yer alan özel bir müzedir. Suna ve İnan Kıraç, harap haldeki iki yapıyı satın aldıktan sonra geleneksel Türk halk kültürüne ilişkin unsurları belgelemek, gelecek kuşaklara tanıtmak amacıyla 1993-1995 yılları arasında onarımlarını tamamlayıp restore ettirdikten sonra 18. 05. 1996 tarihinde müze olarak hizmete açıldı. Müze içerisindeki iki binadan biri geç dönemi yansıtan geleneksel bir Antalya evi iken diğeri ise Aya Yorgi (Hagios Georgios) ismindeki 1863 yılında onarım görmüş bir Ortodoks kilisesidir.

Antalya Kaleiçi’nde bulunan Tekelioğlu Konağı’ndan ilham alınarak restore edilen, eski Kaleiçi yaşantısını gözler önüne seren ve Aya Yorgi Kilisesi ile aynı avludaki iki katlı geleneksel Antalya evi farklı bir etnografya müzesi olarak hazırlandı. Geleneksel Antalya evlerinde sıkça rastlanan mozaik bir zemine sahiptir. Zemindeki mozaikler geometrik ve bitkisel bezemelidir. Çakıl taşlarından yapılmış bu mozaiklerin gün içerisinde ıslak bir şekilde kalabilmesi sayesinde şehrin bunaltıcı sıcağında müşterilere ferahlık sağlanmaktadır. Yapının ikinci katına çıkıldığında müşterileri Antalya tarihindeki eski önemli olayları anlatan tarihi fotoğraflar karşılamaktadır. Bu bölüme hayat ismi verilmiştir. Hayat ismindeki bu bölümde toplam üç adet oda bulunmaktadır. Bu odalarda geleneksel bir Antalya düğün evi canlandırılmıştır. Odalardan ilkinde, düğüne gelen misafirlerin ağırlanması tasvir edilirken, ikincisinde çeyizler, üçüncüsünde ise geleneksel bir kına gecesi tasvir edilmiştir. Odalarda yapılan canlandırmalarda kullanılan eşyalar yine Antalya yöresine ait özel olarak seçilmiş geleneksel halı, kilim, kıyafet, mobilya ve örtülerdir.

Müze içerisindeki bir diğer yapı olan Aya Yorgi Ortodoks kilisesi Antalya Kaleiçi’nde bulanan beş Ortodoks Rum kilisesinden biri olma özelliğine sahiptir. Doğu tarafındaki giriş kapısının üst kısmında bulunan yazıtta Yunan alfabesiyle Türkçe olarak yazılı kısmında özet olarak; Bu Aya Yorgi Kilisesi eskiden beri var idi. Harap olduğundan, Antalya’da bulunan Hıristiyanlığın ianesiyle yapılmıştır. Sene 1863 yazmaktadır. Mermer bu yazıtın üzerinde aynı zamanda Aya Yorgi’nin bir ejderhayı öldürme sahnesi de tasvir edilmiştir. Kilise, 1920’li yıllarda gerçekleşen nüfus mübadelesinin ardından atıl duruma düşmüş ve senelerce depo şeklinde kullanılmıştır. Bu sebeple kilisenin bazı kısımlarında bozulmalar meydana gelmiştir. Kilise dikdörtgen şeklindedir ve iç duvarları ve tavanı bezeme sanatı ile süslenmiştir. Kilise içerisinde zaman zaman farklı kültür ve sanat etkinlikleri ile konserler organize edilmektedir. Ayrıca Suna ve İnan Kıraç çiftine ait özel çini eserler de yine bu yapı içerisinde gelen müşteriler için sergilenmektedir. Eserler içerisinde Mustafa Kemal Atatürk’e hediye olarak sunulan çini Türkiye haritası da bulunmaktadır.

Suna-İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi, Çarşamba günleri dışına her gün Haziran-Eylül aylarında 09.00-12.00/14.00-19.30, diğer aylar 09.00-12.00/13.00-18.00 saatlerinde müşterilerin ziyarete açıktır.