Boza

Gastronomi İçecek

Türkiye’de genellikle darıdan yapılan boza, yapıldığı yerin başlıca ürününe göre arpa, mısır, çavdar, kara buğday, bulgur bazen de ekmek ve pirinç ile mayalandırılan bir içecektir. Genellikle tatlı-ekşi arası tadı vardır ve kış aylarında içilmesi tercih edilir. Ancak soğuk ya da sıcak hazırlanan boza her mevsim içilebilir. Osmanlı coğrafyası, Balkan coğrafyası ile Orta Asya coğrafyasının bazı kısımlarında yaygın olarak kullanılır.

Bozanın tarihi çok eskilere dayanır. On dördüncü yüzyıl başlarında yazdığı seyahatnamesinde İbni Batuta Kıpçak bölgesindeki Türklerin içtiği bir şırayı “duki (düğ-ince bulgur) tanelerinden yapılan ekşimsi bu içeceğe “buza (boza) diyorlardı” şeklinde aktarmaktadır. Osmanlı’da İlk kez Ermeniler tarafından yapılan ve adına “mırmırık” denilen bozanın, fazla mayalandırıldığı ve içeriğinde alkol oluşması nedeniyle içeni sarhoş ettiği bilinmektedir. Ekşi mayanın sarhoş edici özelliğinden dolayı o tarihlerde görev yapan şeyhülislam Ermeni bozasını yasaklamıştır. O günden bu yana halen boza için “haram ya da helal mi “ diye sorulmaktadır. Daha sonraki yıllarda tatlı boza olarak adlandırılan ve fazla mayalandırılmayan Arnavut Bozası yapılmaya başlanmıştır. Bu bozada alkol oluşmadığından tadı tatlı-ekşi olup, helal kabul edilmiştir. On yedinci yüzyılda Evliya Çelebi seyahatnamesinde İstanbul’da 300’ den fazla bozacı dükkanı olduğunu ve buralarda bin kişiden fazla çalışan olduğunu anlatmaktadır. İçinde afyon katılan ve alkol olan bozaların on dokuzuncu yüzyıla doğru ortadan kalktığı bilinmektedir.

Boza A, E ve B grubu vitaminleri ile fosfor, demir, selenyum, magnezyum bakımından zengin bir içeriğe sahiptir. Aynı zamanda lif içeriği de yüksek bir gıdadır. Fermantasyon ile elde edilen bir gıda olduğu için “probiyotik” oranı da fazladır. Bozanın bir diğer faydası ise balgamı gidererek solunum istemini düzenlemesidir. Bu nedenle, akciğer ile ilgili hastalıklara karşı koruyucu olarak görülür. Ayrıca, boza mayalanma işlemi sırasında ortaya çıkan asitler ve çeşitli enzimler ve zengin antioksidan içeriği sayesinde vücudun detoks işlemini destekler ve toksinlerin atılmasına yardımcı olur.

Bozanın yapımı sırasında öncelikle kullanılacak tahıllar belirlenir. Bu tahıllar bir gün öncesinden suda bekletilir. Ertesi gün suda bekletilen tahıllar suda haşlanır. Haşlama işlemi tamamlandıktan sonra karıştırılarak püre haline getirilir ve ince delikli bir süzgeçten geçirilir. Sonra bu karışım tekrar tencereye konularak kaynatılmaya başlanır. Bu sırada üzerine şeker ilave edilir ve şekerin erimesi sağlanır. Bu aşamada pişirme süresi bozanın istenen kıvamına göre tercihe bağlı olarak ayarlanır. Bu karışım ılıtıldıktan sonra maya ilave edilir. Son olarak karanlık ve oda sıcaklığı olan bir yerde fermantasyon işlemine bırakılır. Ortalama bir gün sonunda tadına bakılarak tüketilebilir. Tamamı tüketilmeyen boza saklanmak isterse buzdolabında altı ya da yedi gün saklanabilir. Buzdolabında muhafaza edilmezse oda sıcaklığında fermantasyon devam edecektir. Bu durumda tadı zamanda daha da ekşiyebilir. Bu yüzden tüketime hazır hale gelen bozanın en kısa sürede tüketilmesi önerilir. Sağlıklı ve geleneksel kalitede boza için tatlandırıcı, katkı maddesi veya mısır şurubu glikoz veya genetiğiyle oynanmış mısır vb. kullanılmaması gerekmektedir. 

1992 yılında hazırlanan Boza Standardına (TS 9778) göre boza; "yabancı maddelerinden temizlenmiş darı, pirinç, buğday, mısır ve benzeri hububatın kırma veya unlarından biri veya birkaçına içme suyu katılarak pişirilmesi ve beyaz şeker ilave edilerek tekniğine uygun olarak alkol ve laktik asit fermentasyonlarına tabi tutulması ile hazırlanan bir mamul" olarak tanımlanmaktadır. Aynı standartta bozada toplam kuru madde en az yüzde 20, sakkaroz cinsinden toplam şekerin en az yüzde 10, etil alkol içeriğinin yüzde 2’yi geçmemesi, laktik asit cinsinden asitlik değerin tatlı bozada yüzde 0,2 0,5 ekşi bozada ise yüzde 0,5-1,0 olması gerekmektedir. Geleneksel ve belirlenmiş standart ölçülere göre hazırlanan bozanın içine sarhoşluk verici bir şey karıştırılmadığı ve fazla ekşitilmediği için içilmesi haram değildir. Bu haliyle meyve suyu gibi meşrubat sınıfına girmektedir. 

Türkiye’de boza üretiminde bütün tahılların unu ya da irmiği kullanılmakla birlikte en uygun tat ve lezzeti olan bozanın darıdan elde edildiği belirtilmektedir. Bozanın ürün özelliklerini etkileyen en önemli faktörler üretiminde kullanılan tahıl ya da tahıl çeşidi, formülasyondaki miktarı, fermantasyon süresi ve sıcaklığıdır. Bozanın içildiği ifade edilse de genellikle katıya yakın bir formdadır. Bu yüzden genellikle kaşıkla, tercihe göre soğuk veya sıcak, sade veya tarçın ve sarı leblebi ile içilir. Genellikle oda sıcaklığında veya kış aylarında sıcak olarak tercih edilebilir. İçinde kullanılan temel tahıl maddesine göre farklı adlar altında üretilen bozanın günümüzde geleneksel yanında, fabrikasyon olarak üretimleri de mevcuttur. Ülkemizdeki ünlü bozacılardan bazıları hakkında aşağıda kısa bilgi verilmektedir. 

Vefa Bozacısı: 1876 yılından bu yana İstanbul Fatih’ de hizmet vermektedir. Türkiye’deki ilk boza ticareti yapan kurumdur. Hacı Sadık Bey’le başlayan, bugün dördüncü nesil aile fertleriyle devam eden boza üretimi, Türk standartları ve geleneksel damak tadı korunarak devam etmektedir.

Karakedi Bozacısı: Eskişehir’de 1955’den bugüne kadar üretimi devam eden Karakedi Bozacısı şehrin önemli bir lezzet simgesi olmuştur. 

Velimeşe Bozası: İlkez 1960 yılında Çorlu ilçesinin Velimeşe beldesinde üretilen Velimeşe Bozası, Edirne-İstanbul arasında işleyen trenlerde seyyar olarak satılmaya başlanması ile ünlenmiştir. Giderek artan talep karşısında, zamanla Ergene ve Çorlu ilçelerinde yaygın üretimine başlanmıştır. Coğrafi işaretli bir üründür. 

Bozacı Ali Çınar: Manisa’da sokak aralarında satarak başladığı bozacılık mesleğini günümüzde ikinci nesil işletmeciler ile sürdürmektedir. 

Bilecik Pazaryeri Bozası: Susamların özel taş değirmenlerde ezilip tahin ve beyaz şekerin karıştırılmasıyla hazırlanan “Pazaryeri helvası” ile boza yapan Bulgaristan göçmeni aile 82 yıldır boza ticaretini sürdürmektedirler. 

Alikoka Bozası: 1886’da Kosova Prizren’den Adapazarı’na yerleşen bir Alikoka geçimini bozacılık yaparak sağlamaya başlamıştır. Bir süre sonra Ali Koka boza dükkanında hizmet vermeye başlar ve 1950’lerden bu yana ise ikinci nesil işletmeciler ile yola devam etmektedir. 

Şemikler Bozacısı: 1078’den bu yana Karşıyaka, İzmir’de hizmet veren bozacı, İlk olarak bir pastane olarak kurulmuş, sonrasında sadece boza yapıp satan bir dükkân haline gelmiştir. 

Yararlanılan Kaynaklar

Levent, H. ve Algan Cavuldak, Ö. (2017). Geleneksel Fermente Bir İçecek: Boza, Akademik Gıda, 15 (3): 300-307; https://tr.wikipedia.org/wiki/Boza, (Erişim tarihi: 16. 01. 2024); https://www.medicalpark.com.tr/boza-nedir/hg-3037, (Erişim tarihi: 16. 01. 2024).