Yeşil Turizm

Kavram Turizm Çeşitleri Üretim Yönetimi ve Pazarlama

1992 yılında Brezilya/Rio’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı, devletlerin iç politikalarında çevreye duyarlı yönetim şekilleri geliştirmeleri için birtakım ilkelerin kabulünde başlangıç olarak kabul edilmektedir. Ardından gerçekleştirilen çalışmalar ile olgunlaştırılan sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin turizm sektörüne de yansıması ile yeşil turizm kavramı, üzerinde önemle durulan bir konu haline geldi. Genel olarak sürdürülebilir anlayış doğrultusunda dünyanın en önde gelen işkolunun turizm sektörü olduğu söylenebilse de, 160 ülke arasındaki küresel karbon akışının incelendiği kapsamlı bir araştırmada; turizm sektöründe yer alan tüm paydaşların çeşitli etkinliklerinin (tesislerin iç ve dış mekân inşasında kullanılan malzemeler, yiyecek ve içecek üretimi; ısıtma-soğutma sistemleri, çamaşırhane-kat hizmetleri-temizlik işleri, atık malzemeler, fosil yakıt kullanan araç ve uzun mesafeli uçaklarla seyahatler, büyük miktardaki atıklar, golf sahaları, kitle turizmi vb.) iklim değişikliğine neden olan küresel karbon salınımına yaklaşık yüzde 8 oranında etki ettiği belirtilmektedir.

Sürdürülebilir turizm kavramı ile bütünlük oluşturan yeşil turizm kavramı; doğal çevre ve ekoloji, turizm işletmeleri, yerel halk, turizm ile ilgili kurum ve kuruluşlar ile turistlerin, ihtiyaçları doğrultusunda hareket ederken birbirlerini olumlu yönde etkilemesini sağlamaktadır. Böylece, yeşil turizm hem yaşanılan zaman diliminde hem de gelecekte izlenecek plan ve politikalara bir yol haritası çizmektedir. Kimi zaman ekoturizm, doğa turizmi, kırsal turizm, çevre dostu turizm, doğaya dost turizm gibi kavramlarla dönüşümlü olarak da kullanılan yeşil turizm kavramı; “İklim değişikliklerini daha da arttırabilecek ve doğal yaşama giderek zarar verebilecek uygulamaların en aza indirilmesi veya olabildiğince ortadan kaldırılmasıyla turizm faaliyetlerini gerçekleştirmeye ve ekonomik anlamda da olumlu bir durumu ortaya çıkarmaya yönelik bir anlayış” şeklinde açıklanabilir. Bu tanım, yeşil turizm anlayışının; çevrenin korunması, yerel paydaşların eğitimi ve ekonomiye katkı sunulması gibi çalışmalar üzerinde odaklandığının da bir göstergesidir. Yeşil turizm kavramının dört alt başlık altında incelenebilecek öz görevleri bulunmaktadır. Bu başlıklar;

  • Çevresel Sorumluluk: Ekosistemi orta ve uzun vadede sürdürülebilir kılmak için fiziksel çevreyi koruyup, niteliğini geliştirmek,
  • Yerel Ekonomik Canlılık: Bir bölgede ekonomik hareketliliği ve bunun devamlılığının sağlanması için yerel işletmeler ile birlikte ve yerel halkın ekonomik faaliyetlerini desteklemek,
  • Kültürel Çeşitlilik: Bölgenin veya yörenin kültürel değerlerinin sürekliliğinin sağlanarak, yerel halkın refah seviyesini iyileştirmek için kültürel çeşitliliğe ve örf, adet ve geleneklerine saygı duymak, takdir etmek,
  • Deneyimsel Zenginlik: Turizm hareketliliğinde yer alan bireylerin deneyimsel zenginliğini arttırmak için, insan, doğa, mekân ve kültür gibi bileşenleri mümkün olan en büyük katkıyı sağlayacak şekilde bir araya getirmektir.

Çevre dostu gezgin, ekoturist gibi yeşil turist kapsamında yer alan tüketiciler, seyahat kararlarını verirken yeşil turizm anlayışı ile faaliyet yürüten turizm işletmelerini öncelikli tutmaktadırlar. Bu kapsamda işletmelerin tamamıyla yeşil turizm felsefesi ile faaliyetlerini yürüttüğünün bir kanıtı olarak standartları net bir şekilde belirlenmiş kriterlere dayalı, çeşitli zamanlarda güncelleştirilen ve belirli periyotlar ile değerlendirilen sertifikalandırma programları hem çeşitli turizm birlikleri hem de devletlerin merkezi ve yerel yönetimlerince de desteklenmekte, çeşitli destinasyonlar yeşil turizm ağı çerçevesinde yer almaktadır. Birleşmiş Milletler Yeşil Ekonomi raporunda da belirtildiği üzere turizm sektörü, yeşil ekonomi uygulamalarının sürdürülebilirlik felsefesi ile desteklenmesi için seçilen 10 sektörden biridir. Bu kapsamda, turizm paydaşlarının yeşil dönüşüm kapsamında gerçekleştireceği uygulamalar ile doğal kaynaklardan verimli bir şekilde faydalanmaya yönelik toplumsal farkındalığı artırabileceği ve böylelikle yerel gelişimin sağlanarak yoksulluğun azaltılmasında önemli bir aracı görevinde bulunabileceği söylenmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Dodds, R. ve Joppe, M. (2001). Promoting Urban Green Tourism: The Development of the Other Map of Toronto, Journal of Vacation Marketing, 7(3): 261-267; İpar, M. S. (2018). Turistlerin Yeşil Otel Tercihlerine Yönelik Algıları, Çevreci Davranış Eğilimleri ve Davranışsal Niyetlerle İlişkisi (Yayımlanmamış doktora tezi). Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Lenzen, M., Sun, Y. Y., Futuray, F., Ting, Y. P., Geschke, A. ve Malik, A. (2018). The Carbon Footprint Of Global Tourism, Nature Climate Change, 8: 522-528; Mensah, I. (2006). Environmental Management Practices among Hotels in The Greater Accra Region, International Journal of Hospitality Management, 25(3): 414-431; UNWTO (2011). Tourism in the Green Economy, https://www.e-unwto.org/doi/pdf/10.18111/9789284414529, (Erişim tarihi: 16. 01. 2020).