Yeşil Otel

Çeşitli kaynaklarda doğa dostu otel, çevre dostu otel, ekolojik otel gibi anlam bakımından benzer terimler ile de ifade edilebilen yeşil oteller, genel anlamda sürdürülebilir işletmecilik yaklaşımı ile yönetilmektedir. Yeşil otel işletmeleri, henüz tasarım aşamasında mimari planların ve projelerin sürdürülebilir anlayış ile tasarlandığı, inşaat ve peyzaj düzenlemeleri aşamasında iklim ve coğrafi özelliklere uygun malzeme ve materyallerin kullanıldığı, işletme aşamasında ise karbon ayak izini azaltmak için tüketilen su ve enerjide tasarruf sağlanması, katı atıkların azaltılması, geri dönüşüm ve yeniden kullanım uygulamalarına önem verilmesi, çalışanlar ve misafirler başta olmak üzere faaliyet gösterdiği yöre insanında çevre farkındalığı oluşturacak eğitimlerin verilmesi gibi uygulamalara da öncülük etmektedir.

Turizm sektörü içerisinde özellikle kuruluş yeri bakımından doğal çevreyle doğrudan ilişkili olan otel işletmelerinde, misafir odaları, genel alanlar ve çamaşırhanede kullanılan kimyasal temizlik malzemelerinin miktarı ile yiyecek-içecek üretimi ve yine çamaşırhane, havuzlar, bahçe bakımı gibi alanlarda kullanılan su ve enerji tüketimi oldukça fazladır. 2009 ile 2013 yılları arasında, 160 ülkenin küresel karbon akışının incelendiği oldukça kapsamlı bir araştırmada, turizm sektörünün küresel karbon salınımına yaklaşık yüzde 8 oranında etki ettiği bildirilmektedir. Diğer taraftan, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Dünya Meteoroloji Örgütü tarafından açıklanan raporlarda ise, turizm sektöründeki karbon salınımının yüzde 21’inden otel işletmelerinin sorumlu olduğu belirtilmekte ve bu oranın 2035 yılında yüzde 25 seviyelerine çıkacağı öngörülmektedir. Dolayısıyla, otel işletmelerinin çevresel sorumlulukları günümüzde göz ardı edilemez boyuttadır.

Yeşil otel işletmeleri, tasarım, inşaat ve işletme aşamalarında gerçekleştirmiş olduğu çevre dostu uygulamaları, ulusal veya uluslararası ölçekte faaliyet gösteren sertifikasyon kuruluşlarının ya da faaliyet gösterdiği ülkedeki ilgili kamu kuruluşlarının geliştirmiş olduğu çevreye duyarlı işletmecilik ve çevreye duyarlı bina kriterlerini dikkate alarak yapılandırmaktadır. Ardından gerçekleştirdiği başvuru sonucu çeşitli kategorilerde verilen yeşil sertifikalara sahip olmaktadır. Böylece yeşil otel olduğunu somut bir kanıta dayandırarak hem topluma kendini daha net bir şekilde ifade ederek farkındalık oluşturmakta hem de önemli bir rekabet avantajı kazanmaktadır. Nitekim, çevre duyarlılığına sahip tüketiciler otel tercihinde bulunurken işletmenin çevre duyarlılığı düzeyini veya yeşil otel belgesine sahip olup olmadığını dikkate almaktadır. Özellikle küresel ısınma olgusu ile birlikte iklim değişikliklerinin etkisinin gün geçtikçe daha fazla hissedildiği yeryüzünde, turizm sektöründe doğaya saygılı, çevreye duyarlı ve faaliyet gösterilen bölgede yaşayan yerel toplumun doğa üzerindeki hakkını korumaya yönelik uygulamalar geliştirdiği için yeşil olarak adlandırılan otel işletmelerinin giderek artması ve birçok ülke tarafından turizm politikaları içerisinde desteklenmesi de bu kavramın önemini vurgulamaktadır.

Referanslar

Chou, C. J. (2014). Hotels’ Environmental Policies and Employee Personal Environmental Beliefs: Interactions and Outcomes, Tourism Management, 40: 436-446; Demir, M. (2014). Sürdürülebilir Turizm ve Otel İşletmeleri. İçinde; M. Kozak (Editör), Sürdürülebilir Turizm (ss. 173-190). Ankara: Detay Yayıncılık; Gao, Y. L. ve Mattila, A. S. (2014). Improving Consumer Satisfaction in Green Hotels: The Roles of Perceived Warmth, Perceived Competence and CSR Motive, International Journal of Hospitality Management, 42: 20-31; Han, H., Hsu, L. T. J., Lee, J. S. ve Sheu, C. (2011). Are Lodging Customers Ready to Go Green? An Examination of Attitudes, Demographics, And Eco-Friendly Intentions, International Journal of Hospitality Management, 30: 345-355; Lenzen, M., Sun, Y. Y., Futuray, F., Ting, Y. Y., Geschke, A. ve Malik, A. (2018). The Carbon Footprint of Global Tourism, Nature Climate Change, 8: 522-528.