Türbe

Doğal ve Kültürel Miras Türbe

Kelimenin “tombeau” ve “tomulus” kelimeleriyle etimolojik bir nisbeti olan “tomba” veya “tonba” kelimesinden geldiğini söyleyen araştırmacılar olsa da “türbe” kelimesi Latince yahut Fransızca kökenli değil Arapçadır. Toprak, topraklı yer, bir şeyi toprakla örtmek, üstüne toprak saçmak anlamlarına gelen “Türab-türb” sözcüklerinin köklerine bakılacak olursa “türbe” kelimesi “toprak” manasından türemiştir. Bu mezarlar farklılıklar arz etse de türbe dışında “kümbet, makam, meşhed, buk‘a, darîh, kubbe, ravza” gibi isimlerle de adlandırılmıştır.

Kutsal sayılan kimselerin kabirlerinin mevcut olduğu üstü kapalı ziyaretgâh. Ziyaret edilen büyük zâtların, evliyânın, şehitlerin, sultanların mezarlarına da denir. Söz konusu ermiş, veli, derviş hülasa velayet sahibi kimsenin insanlara madden ve manen yardıma geleceğine inanıldığından adak adama, mum yakma, dilek dileme, namaz kılma, dua etme, para verme, çaput/bez bağlama gibi türlü ritüel ve uygulamaların gerçekleştirildiği mekânlar. Vefât edeni türlü maksatlarla ziyaret etmeye gelenleri yağmurdan, güneşten vs. korumak maksatlı da kabirlerin üzerine kurulduğu görülür.

Tarihî ve/veya dinî manada ulu kimseler, kendilerinin vefatından sonra sair ölülerden farklı bir konumda bulunmak için ayrıca bir mezar yaptırmayı, yalnız başlarına veya aile fertleri ile birlikte medfun bulunabilme adına sağlıklarında bir türbe yaptırmış yahut bunun yapılması için servetlerinden bu iş için belli bir meblağ ayırarak vasiyet bırakmışlardır. Kimi zaman da halk böyle kimselerin mezarlarını diğer ölülerden ayırmak; onların bu dünyada yardımlarına, ahirette ise şefaatlerine nâil olabilmek için bu işe girişmiştir.

İlk türbeler, çadır, çardak, taş ve topraktan yapılmış oda şeklindedir. Türbeler içerisinde sade taş yığınından ibaret olanlar olduğu gibi mimarî kıymete haiz olanları da vardır. Birer sanat eseri olan türbelerin, basit, dört köşeli çeşitlerinin yanında, alınları -ön cepheleri- çini ve mozaiklerle süslenmiş, dış cephesinde kesme taşlara boydan boya çeşitli motifler işlenmiş, türlü sanatlı yazılarla kitâbeler kazınmış, bazen içleri tezyin edilmiş çeşitleri de vardır.

Türbelerin çatısı, kubbe, piramit ve konik olabilir. Dört duvar üzerine kubbeyle örtülü olanlarına “türbe”, silindirik veya çokgen gövde üzerine konik veya piramit çatıyla örtülü olanlarına da “kümbet” adı verilir. Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar Türklerin göç yolları üzerinde bıraktıkları eserlerin dışında yeni bir sanatın, yeni bir zevkin en kuvvetli habercileri çok defa küçük yapılar olan bu kümbetlerdir. Bunların görünüşlerindeki kuvvetli tesir, hatlarındaki sadelik ve açıklık, o zamana kadarki anıt mezarlardan çok değişik ve karakteristik bir sanat üslubuna işaret etmektedir. Söz konusu yapılar eski Türk çadırlarının anıt-mezar halini alarak ölümsüzleşen şekilleridir.

Göktürklerde “bark” olarak bilinen bu yapılar, Uygurlar döneminde “kurgan” adı verilen gelişmiş mimarî örnekleri ile karşımıza çıkarken; Türklerin İslâmiyet’i kabulü ile birlikte yerini “türbe”ye bırakmıştır. İslâmî dönemde yapılan ilk türbe ise Hz. Muhammed (sav)’in medfûn bulunduğu Hücre-i Mutahhara’dır.

Türbe inşasında Selçuklular malzeme olarak tuğla, taş ve kerpiç kullanmışlardır. Anadolu Selçukluları döneminde ise tuğlanın yerini kesme taşlar almıştır. Osmanlı döneminde boya kullanımı ile beraber kesme taş süslemeleri daha da geliştirilmiş, gövde ve kubbe kasnağına pencereler açılmış, kapı ve pencere üzerindeki süslemelere itina gösterilmiş, çini ve mozaiklerle çeşitli süslemeler yapılmıştır. Türbenin dışında olduğu gibi içinde de benzer süslemeler sergilenmiştir.

Türk-İslâm mimarisinde çok yaygın bir yapı tarzı olan türbelerin herhangi bir yapı ile bağlantısı bulunmayanları olduğu gibi; hane, konak, mescit, cami, medrese, dergâh, tekke ve zaviyelerin hemen yanlarında yahut iç kısımlarında yer alanları da mevcuttur.

Yararlanılan Kaynaklar

Artun, E. (2014). Ansiklopedik Halkbilimi/Halk Edebiyatı Sözlüğü Terimler-Motifler-Kavramlar. Adana: Karahan Kitabevi; Orman, İ. (2012). Türbe. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. (cilt 41). İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, ss. 464-466; Pakalın, M. Z. (2004). Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü. (cilt III). İstanbul. Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları; Tietze, A. (2021). Tarihî ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugati. (Cilt VII). Ankara: Türkiye Bilimler Akademisi; Uludağ, S. (2001). Tasavvuf Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Kabalcı Yayınları; Yeni Rehber Ansiklopedisi. (1994). Türbe. (cilt XIX). İstanbul: Türkiye Gazetesi Yayınları.