Sosyo-Kültürel Temas ve Etkileşim

Kavram Sosyoloji

Gündelik hayatta kültür, türlü tanımlamalar çerçevesinde değerlendirilerek anlaşılabilmektedir. Kültür, bir kültür alanında yaşayan bireylerin her türlü yapıp ettikleri davranışları ve sahip oldukları bilgileri, inançları ve adetleri temsil etmektedir. Kültür, toplumların ihtiyaçlarından doğan davranışlar içerisindeki örüntüler bütünüdür. İşte kültür, sosyolojik kurumlarda tekrarlanan kurumsallaşmış davranışlar üzerinden anlaşılabilmektedir.  Gündelik hayatta yer alan ve o toplumsal yapının özelliklerini taşıyan toplumsal roller, bu kurumsallaşmış davranışlardan oluşmaktadır. Toplumsal roller, bireylerin toplumsal alanda sahip oldukları statülerinin bir sonucu olarak değerlendirilmektedir. Toplumsal roller, toplumların o statüden beklentilerini içermektedir. 

Kültür, çok boyutludur ve birçok farklı bakış açısını ifade edecek şekilde tanımlanabilir. Örneğin bir kültür alanında hakim kültür, yaygın kültür iken bu kültürden farklı özellikler gösteren aynı zamanda hakim kültürle bir arada yaşayan alt kültürler oluşabilmektedir. Örneğin gençlik alt kültürü hakim kültürden kendi içinde ayrılan kültürel özelliklere sahiptir denilebilir. Karşıt kültür ise hakim kültürle aynı kültürel alanı paylaşsa da hakim kültüre karşıt bir takım normlar geliştirebilmektedir. Farklı normatif yapıya sahip olması ile karşıt kültür, hakim kültürü birçok açıdan eleştirebilir ve kabul etmeyebilir.  Popüler kültür ise bir dönem yükselen ve yaygın bir şekilde kabul edilen kültürel davranışları ifade etmektedir. Yüksek kültür, popüler kültürün tersine üst sosyo-ekonomik statüye sahip bireylerin kabul ettiği, yaygın olmayan kültürü ifade etmektedir.  

Kültür, önceki nesillerden aktarılarak gelmektedir. Bu aktarım vasıtasıyla bireylerin bir bütün şeklinde aynı hedef doğrultusunda bir arada yaşamalarına imkan vermektedir. Kültür, bu haliyle süreklilik arz ederken zaman içerisinde bazı normatif durumlarda değişikliklere de ihtiyaç duyabilmektedir. Böylelikle kültür, zaman içerisinde değişebilmektedir. Çoğu zaman günün koşullarına ayak uydurmakta geri kalsa da kültür, gösterdiği direnç ile bireylerin sosyal hayatta normsuz kalarak bocalamalarını engellemektedir. Kültürün değişmesinin en önemli sebebi ise sosyo-kültürel temas ve etkileşimlerdir. Sosyo-kültürel temas, kültürlerin diğer kültürlerle etkileşime girerek yeni davranış, inanç ve adetleri öğrenmelerinde aracı olabilmektedir. Kültürel yayılma, sosyo-kültürel temas ve etkileşimlerle kültürlerin daha geniş çapta öğrenilmesine ve tanınmasına sebep olabilmektedir. 

Küreselleşme ile kültürler, birbirleri ile temas ve etkileşimleri boyutunda sosyal hayatta yer edinmeye başlamıştır. Küreselleşme, kültürlerin tüm dünyada tanınabilmesine ve yayılabilmesine aracı olurken bazı kültürlerin de yozlaşmasına neden olabilmektedir. Küreselleşmenin temelinde ekonomik kaygıların belirleyici olması, kültürlerin de ekonomik getiri sağlayabilecek özelliklerini ön plana çıkarmakta ve bu şekilde olmayan özelliklerini de geri plana itebilmektedir. Kültürler küreselleşme ile birbirlerine benzemeye başlamış ve küresel bir kültürün oluşmasına zemin hazırlamıştır. Kültürlerin belirli kültür alanlarında yaşayarak özelliklerini kaybetmemeleri gerektiğini öne süren anlayışların göz ardı ettiği nokta, sosyo-kültürel temasın ve etkileşimin artık engellenmeyecek derecede güç kazanmasıdır. Bu durum, kültürlerin kendi alanlarından çıkarak etkileyen ve etkilenen konuma gelmesine neden olmuştur. 

Kültürlerin birbiri ile sosyo-kültürel teması ve etkileşimi maddi kültür öğelerinin daha hızlı yayılmasına neden olabilmektedir. Maddi kültür öğelerinin bu hızlı yayılımı, maddi olmayan kültür öğelerinin geri planda kalmasına ve maddi kültür öğelerinin değişim hızına ayak uyduramamasına neden olabilmektedir. Kültürel gecikme olarak ifade edilebilecek bu durum, kültürel temas ve etkileşim hızının arttığı günümüzde daha çok deneyimlenebilmektedir. Kültürel gecikme durumunda maddi kültür öğeleri örneğin “Suşi” tüm dünyada hızla tüketilen gıdalar arasında yer alırken Türkiye’de Suşi tüketimi genellikle popüler kültür ürünü olarak değerlendirilerek tüketilmektedir. Bu ürün, bir kısım tarafından reddedilerek tüketilmemektedir. Sosyal medya hesapları, kültürel gecikmeye örnek olarak gösterilebilecek bir diğer küresel kültür öğesidir. Türkiye’de gençler, sosyal medya hesaplarını rahatlıkla kullanıp bu alanlarda kendilerine ait bir dil oluştururken yaşlı bireylerin sosyal medya kullanımına gençler kadar uyum sağlayamadığı söylenebilir.