Kültürel Uzaklık
Kavram Sosyoloji
-
2019
İş ve yaşam olanaklarının elverişsizliği gibi zorunlu nedenlerle uzun ya da kısa süreli göçler, turizm gezileri gibi yer değiştirmek zorunda kalan bireyler farklı coğrafyada yer almanın yanı sıra farklı kültürel ortamların içine girmektedir. Yer değiştirmekle yaşanan ilk baştaki yeni ev sahibi kültürün yaratmış olduğu merak ve heyecan verici durumun devamı bireyin içinde bulunduğu kültürel uyum sağlama sürecinin başlamasıdır. Sosyo-kültürel uyum süreci, bireyin yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, mesleği gibi demografik değişkenlerin yanı ev sahibi kültür hakkında edinilen bilgi birikimi, çevreyle etkileşim düzeyi, dil yeterliliği, kültürleşme baskısı, sosyal destek ve kültürel uzaklık gibi değişkenlere bağlı olarak hızlı ya da yavaş geçmektedir. Kültürel uyum sürecinde kültürel uzaklığın önemli bir etkisi vardır. Kültürel uzaklık ya da mesafe (cultural distance) basit bir ifadeyle “Sosyal ve fiziksel özelliklerine dayanarak iki kültür arasındaki uzaklık” olarak tanımlanmaktadır. Söz konusu mesafe fiziksel durumu ya da alt kültürün sosyo-kültürel anlamda ülkenin geri kalanına benzemesi olarak ifade edilebilir. Diğer bir tanılamada “İçinde bulunulan ev sahibi kültür ile orijinde sahip olunan kültür arasındaki farklılık, kültürel uzaklık” olarak ifade edilmektedir. Kavram ilk olarak Babiker, Cox, ve Miller’in (1980) çalışmalarında geçmiştir. Kültürel uzaklık düzeyinin temel parametreleri; kullanılan dil, yemekler, dua şekli, giyim tarzı, aile hayatı, arkadaşlık, hayat standardı, yaratıcı aktiviteler, boş zaman geçirme uğraşları, oyun oynama şekli, flört ya da evlilik, toplumsal örgüt ya da ilişkiler, eğitim seviyesi ve hava sıcaklığı gibi çoğunlukla sosyo-kültürel özelliklerdir. Bu temalar arasındaki benzerliğin yüksek oranda olması kültürel uzaklığın az olduğunu farklılığın yüksek olması ise kültürel uzaklığın fazla olduğunu göstermektedir.
Kültürel uyum teorileri kapsamında kültürel uzaklık kavramına çok fazla yer verilmektedir. Zira kültürel mesafenin büyüklüğünün kültürel uyum sürecinde belirleyici bir faktör olduğu ortaya konulmaktadır. Kültürel uzaklık ne kadar kısa olursa, içinde bulunulan ev sahibi kültürle benzerlik o kadar fazla demektir. Böylelikle yeni kültürü tanımak kolaylaşacaktır. Ancak bireyin kendi kültürü ile içine bulunduğu ev sahibi kültür arasındaki uzaklığın büyük olması, kültür şoku yaşamasına ve içinde bulunduğu ev sahibi kültüre uyum sağlamasını zorlaştırmaktadır. Diğer bir ifadeyle, kültürleşme sürecinde algılanan kültürel uzaklığın büyüklüğü arttıkça içinde bulundukları ev sahibi kültürle etkileşim düzeyleri azalmaktadır. Etkileşim seviyelerindeki azalışla birlikte yer değiştiren bireylerin kendi ülkelerine duydukları özlem artmaktadır. Aynı zamanda kültürel uzaklığın fazla olması nedeniyle kültürleşmedeki zorluklardan ortaya çıkan sosyal, psikolojik ve fiziksel kötü etkileri görülen kültürleşme stresinin artması ise bireyin içinde bulunduğu ev sahibi kültüre uyum sağlamasında direnç göstermesine neden olmaktadır. Direnç gösterme süreci uzadıkça kültürleşme de gecikmektedir.
Diğer taraftan farklı kültürel uzaklıklardaki ülkelerin cazibesi daha fazla olduğu kabul edilebilir. Turizm amaçlı yer değiştirmelerde sosyo-kültürel benzerlik oranı düşük olan ülkelere duyulan merak ve farklılıkları görme heyecanı, bilgi sahibi olma arzusunu da arttıracaktır. Kültürel uzaklık unsuru turizm hareketliliğinin yönünü de belirleyen olumlu faktörlerden biri olarak kabul edilebilir.
Referanslar
Babiker, I. E., Cox, J. L. ve Miller, P. M. (1980). The Measurement of Cultural Distance and Its Relationship to Medical Consultations, Symptomatology and Examination Performance of Overseas Students in Edinburgh University, Social Psychiatry, 15: 109-116; Bektaş, Y., Demir, A. ve Bowden, R. (2009). Psychological Adaptation of Turkish Students at U.S. Campuses, International Journal for the Advancement of Counselling, 31 (2): 130-143; Berry, J. W. (1997). Immigration, Acculturation, and Adaptation, Applied Psychology: An International Review, 46: 5-68.