Külliye

Doğal ve Kültürel Miras Külliye

Birçok farklı sosyal, ekonomik, dini ve kültürel fonksiyonun belirli bir planlama çerçevesinde bir araya geldiği, cami merkezli; genellikle üslup birliğine sahip yapı toplulukları Osmanlı mimarisinde külliye ismiyle anılmaktadır. Türk İslam kültürü ile ortaya çıkan külliye kavramı, erken örneklerini Selçuklu döneminde vermekle beraber; en gelişmiş ve anıtsal örnekleri Osmanlı döneminde karşımıza çıkmaktadır. Anadolu’da ortaya çıkan bir plan tipi olarak adlandırabileceğimiz külliye yapılarının en erken formları Artuklu dönemine denk gelmektedir. Bu döneme dair ayakta kalan en eski külliye örneği, kapısındaki kitabeden 1093 tarihinde yapıldığı bilgisine ulaşılan Mardin Emînüddin Külliyesi’dir. Yine erken bir örnek olarak 1228 tarihli Sivas Divriği Ulu Camii; cami, darüşşifa ve türbeden oluşan bir yapı kompleksi olarak külliye kavramına örnek olabilecek ünik yapılardandır. Anadolu Selçuklu döneminde cami, medrese, türbe üçlemesi ile kurgulanan külliye yapıları geometrik bir plan kaygısı gütmeksizin mevcut topografyada dağınık bir yerleşim göstermektedirler. 

Osmanlı dönemine gelindiğinde ise külliye yapıları fonksiyonel anlamda çeşitlenme göstermiş, konumlandığı bölgeye göre şehir külliyesi ve menzil külliyesi olarak iki kola ayrılmıştır. Şehir külliyeleri; devletin üst kademelerinde yer alan, bünyesinde cami, medrese, türbe, çeşme, şifahane, imaret, sıbyan mektebi, kütüphane, çarşı, tekke, zaviye, vb. yapılar bulunduran kent içi yapı kompleksleridir. Sultanın baniliğinde inşa edilen külliyeler, daha büyük ölçekli ve tüm kente hitap eden yapılar içerirken; vezir, paşa gibi daha alt düzeydeki yönetim eşrafının baniliğinde inşa edilen külliyeler daha küçük ve mütevazı bir kurgu ile semt halkına hitap edecek fonksiyonlar içermektedir. Menzil külliyeleri ise yerleşim yerleri dışında, sefer ve önemli ticaret yolları üzerinde kurgulanan planlamasında şehir külliyelerinden farklı olarak kervansaray ve arasta barındıran külliye yapılarıdır. Konumu gereği daha küçük bir cemaate hitap ettiği için şehir külliyelerine nazaran daha küçük bir cami barındır. Klasik Osmanlı döneminde külliye yapılarının plan şeması, daha geometrik bir kurgu sergilerken; fonksiyonel anlamda en geniş çeşitliliğe de bu dönemde sahip olmuştur. Fatih Külliyesi, Süleymaniye Külliyesi, Selimiye Külliyesi gibi yapılar; Mimar Sinan öncülüğünde ortaya koyulan Klasik Dönem Osmanlı mimarisinin en seçkin külliye örneklerindendir.

Osmanlı şehircilik anlayışı için de önemli bir yere sahip olan külliye yapıları, Osmanlı’da imar ve iskân politikalarından da etkin rol oynamıştır. Şehirleşmesi planlanan veya yeni fetihlerle Osmanlı topraklarına katılan bölgelerin kentleşmesinde nirengi noktası niteliği taşımıştır. Planlamanın merkezinde konumlandırılan külliye yapıları kentin ihtiyaçları doğrultusundaki birimlerle desteklenmiş zamanla kentleşmenin de bu yapılar çevresinde teşekkülüne alt yapı hazırlanmıştır. Ayrıca bir vakıf teşkilatlanması merkezinde kurulan külliyeler, bir taraftan kendi sürekliliğini sağlayacak ekonomik faaliyetler yürütürken bir diğer taraftan da kentin ekonomik, sosyal, kültürel etkileşimini sağlayan bir çekirdek niteliğindedir. “Bani” tarafından kurulan külliyenin yönetimi bir “vakıf” tarafından sağlanmaktadır. Genellikle banisi tarafından hazırlanan ve vakfın yönetsel kararlarının yer aldığı “vakfiye”ler bir anlamda dönemin vakıf yönetmeliklerini ifade etmektedir. Külliyenin; çarşı, arasta, fırın, değirmen, Pazar yeri gibi yapıları yoluyla elde edilen gelir, vakıf tarafından yönetilerek külliyenin bakım onarım giderlerinin yanı sıra; külliye tarafından sağlanan ibadet (cami), eğitim (medrese, sıbyan mektebi), beslenme (aşhane, sebil), temizlik (hamam, çeşme), ve sağlık (şifahane) gibi toplumsal ihtiyaçların karşılanması için kullanılmaktadır.

Külliyeyi oluşturan yapılar;

Cami: Genellikle külliyenin merkezinde yer alan ibadet yapısıdır. Camiler külliyenin en büyük ve en gösterişli yapıları olarak karşımıza çıkarken, menzil külliyelerinde görece küçük cami yapıları planlanmıştır. İbadet fonksiyonuna ek olarak, bir toplanma ve yönetim mekânı olarak da kullanılan camiler, İslam devletlerinde divanın toplandığı, mahkemelerin görülüp adaletin dağıtıldığı, mali işlerin görüldüğü; bulunduğu kentin karar ve yönetim merkezi olarak toplum için önemli bir misyona sahiptir. Klasik Osmanlı döneminde ise “medrese”nin bir parçası olarak derslik olarak kullanıldığı örnekler de mevcuttur.

Sıbyan Mektebi: Okuma yazma ve Kur’an-ı Kerim eğitimi verilen ilkokul düzeyindeki eğitim yapılarıdır.

Medrese: Orta ve Yüksek öğretim düzeyinde eğitim veren, külliye oluşumunun camiden sonraki en önemli yapısıdır. Klasik Osmanlı dönemi külliyesinde medrese; parasız eğitim veren, devlet memuru yetiştiren, dini ve bilimsel eğitimin ön planda yapılardandır. 

İmarethane: Hem medresede eğitim alan öğrencilere hem de ihtiyaç sahibi yoksullara ve ziyaretçilere yemek dağıtımı yapan ücretsiz yemekhanelerdir. Aşhane ismiyle de anılmaktadır.

Türbe: Külliye için önemli isimlerin mezarlarının bulunduğu, külliyenin banisi, sultan, sultan yakınları, halk üzerinde manevi nüfuzu olan kişiler için inşa edilmiş anıtsal yapılardır. İçinde türbenin de yer aldığı külliye içerisindeki mezarlık alanına ise “hazire” ismi verilmektedir.

Hamam: Kamuya açık banyo ve temizlik mekanları olarak kurgulanan bu yapılar, külliye inşası esnasında işçilerin de faydalanabilmesi amacıyla genellikle en başta inşa edilmiştir.

Darüşşifa: Günümüz hastaneleri olarak hizmet veren bu yapılar, aynı zamanda tıp eğitiminin de verildiği kuruluşlardır.

Kervansaray: Menzil külliyelerinin en önemli birimlerinden olan kervansaraylar, kervan sahiplerinin konaklaması için kurgulanırken alt katlarında yolcuların hayvanlarını da yerleştirebileceği ahırlar barındırmaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Ateş, N. (2017). Osmanlı’da Vakıf-Külliye-Şehir İlişkisi, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 26(2): 151-164; Çobanoğlu, A. V. (2002). Külliye. İçinde TDV İslâm Ansiklopedisi (C. 26, ss. 542-544). Türkiye Diyanet Vakfı, https://islamansiklopedisi.org.tr/kulliye, (Erişim tarihi: 27. 07. 2024); Di̇vri̇ği̇ Ulu Cami̇ ve Darüşşi̇fasi. (2024). Kültür Portalı, http://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/sivas/gezilecekyer/dvrg-ulu-cam-ve-darussfasi
Emineddin Külliyesi. (2024). Kültür ve Turizm Bakanlığı. https://mardin.ktb.gov.tr/TR-318620/emineddin-kulliyesi.html, (Erişim tarihi: 27. 07. 2024); Hasol, D. (2021). Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü (19. Baskı). İstanbul: YEM Yayın; Ödekan, A. (1997). Külliye. İçinde Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi (Cilt-2, ss. 1075-1077). İstanbul: YEM Yayın.
Sınmaz, S. (2017). Külliyelerin Mekânsal Tasarımı, Anadolu’da Külliyelerin Gelişim Süreci ve Kentsel Tasarım Kurgusu, Kent Akademisi, 10(4): 381-395; Sözen, M., & Tanyeli, U. (1986). Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü: Resim-Heykel-Mimarlık, Geleneksel Türk Sanatları, Uygulamalı Sanatlar ve Genel Sanat Kavramları. İstanbul: Remzi Kitabevi; Tokay, H. (1993). Osmanlı Külliyelerinin Temel Özellikleri ve Günümüz Ortamında Değerlendirilmeleri (Basılmamış Doktora Tezi). İstanbul: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi; Yılmaz, A. (2001). Osmanlı Mimarisinde Külliye Olgusu ve Atik Valide Külliyesi Örneği (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi). İstanbul: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Tokay, H. (1993). Osmanlı Külliyelerinin Temel Özellikleri ve Günümüz Ortamında Değerlendirilmeleri (Basılmamış Doktora Tezi). İstanbul: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi.