Damat İbrahim Paşa Külliyesi

Doğal ve Kültürel Miras Külliye

Lale Devri’nin ünlü sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından XVIII. yüzyılın ilk yarısında (1726-1727) bir anlamda Batılılaşma olarak da adlandırılan dönemde Anadolu’da inşa ettirilen geniş bir külliyedir. Külliye, programı açısından klasik Osmanlı külliye programlarının son uygulamalarından biridir. Bezeme programı açısından da Lale Devri bezemelerinin en güzel ve önemli örneklerine sahip bir külliyedir.

Külliye; cami, medrese, sıbyan mektebi, imaret, kervansaray, hamam ve iki çeşmeden oluşmaktadır. Eğimli bir araziye yerleştirilen külliyede cami, medrese, sıbyan mektebi batı ve doğu yönlerinde istinat duvarları ile sınırlandırılan bir alan üzerindedir. Ortasından Câmi-i Cedîd Caddesi geçen bu alanın doğusunda cami ve avlusu, batısında sıbyan mektebi, medrese ve imaret, biri cami avlusunun güney duvarının dışında, diğeri sıbyan mektebi avlusu köşesindeki istinat duvarı üzerinde olmak üzere iki çeşme bulunmaktadır. Hamam bu bölgenin kuzeyinde, eğimli bir arazi üzerinde yer alırken, kervansarayın girişi Câmi-i Cedîd caddesi tarafını bir istinat duvarı ile çevrelidir.

Cami: Kare planlı harim ve mihrap önü bir niş şeklinde güney duvarından çıkıntı yapan bir plan şemasına sahiptir. Kesme taş malzeme kullanılarak yapılan beden duvarlarında içte kubbeden gelen yüklerin taşındığı bölümlerde sütun görünümü verilen altı adet geniş yivli, yarım daire kesitli göme ayak bulunmaktadır. Dışta da doğu ve batı duvarlarında aynı noktalarda ve harimin güneydoğu ve güneybatı köşelerinde iki yönde birer dikdörtgen kesitli ayak vardır. Sekiz destekle taşınan kubbeye geçiş tromp ve aralarındaki pandantiflerle sağlanmaktadır. Caminin içi, doğu ve batı cephelerinde dörder, kuzey ve güney cephelerinde ikişer, mihrap önü mekânında mihrap duvarında iki diğerlerinde birer tane olan pencere dizilerinin yanı sıra, üst örtüye geçişte ve kubbe eteğinde birer sıra pencere ile aydınlatılmaktadır. Giriş kapısı, ahşap kanatlı ve basık kemerli tasarıma sahiptir. Caminin kuzeydoğu köşesinde, onaltıgen planlı barok tarzda yapılan minaresi yer almaktadır. Ampir üslubunun süsleme öğelerinin yer aldığı şerefesi ise XIX. yüzyılda tamir edilmiştir.

Şadırvan: Avluda, cami giriş kapısı ve mihrap ekseni üzerinde yer almaktadır. Onikigen planlı mermer su haznesinde çeşmelerin yer aldığı yüzeylerin köşelerine yapılan sütunlar çeşmelerin birbirinden ayrılmasına neden olmaktadır. Üzeri de konik külahla örtülüdür. Bu bölümde sekiz adet baklavalı başlıklı mermer sütunla çevrilidir. Sütunlar yuvarlak kemerlerle birbirine bağlıdır. Bu sütunlar ahşap saçaklı üst örtüyü taşımaktadır.

Medrese: Bugün kütüphane olarak kullanılan medrese caminin batısında yer almaktadır. Kareye yakın dikdörtgen planlı, revaklı bir avlu etrafına dizilen 17 adet öğrenci hücresi, doğu –batı doğrultusunda medreseye giriş ve avluya geçiş eyvanlarından oluşan bir plana sahiptir.

İmaret: Caminin batısında medrese ile sıbyan mektebi arasında yer almaktadır. Avlunun kuzeyine yerleştirilen bir mutfak ve iki oda ile avlunun batısındaki tuvaletler ve avlunun güneyindeki sıbyan mektebinin altındaki kayaya oyulan depo mekânından meydana gelmektedir.

Sıbyan Mektebi: Külliyenin güneyinde bulunan sıbyan mektebi, diğer yapıların bulunduğu alandan daha yüksek bir kattadır. İmaretin avlu duvarına bitişik olarak inşa edilen sıbyan mektebi dörtgen planlı bir dershane ve güneyinde iki üniteli revaktan oluşan bir plana sahiptir.

Hamam: Külliyenin kuzeyinde, kervansarayın karşısında yer almaktadır. Hamamın soğukluk kısmı, iki yanında basık beşik tonozla örtülü birer oda bulunana giriş eyvanı ve bunların açıldığı kubbe örtülü kare bir mekândan oluşmaktadır. Ilıklık bölümü, soğukluk bölümünü kuzeybatı ve kuzeydoğu yönünde “L” şeklinde sarar. Sıcaklık kısmı da dıştan sekizgen bir kasnakla desteklenen kubbeyle örtülüdür.

Kervansaray: İki kısımdan oluşan kervansarayın, birinci bölümü dokuz ayakla taşınan beşik tonozla örtülüdür. Daha alçakta olan ikinci bölüm ise iki adet destek bırakılarak tamamen kaya içine oyulan bir mekândır.

Külliyede süsleme en çok cami ve medresede yoğunlaşmaktadır. Süsleme unsuru olarak kalem işi, taş, ahşap, vitray, alçı ve az da olsa çini kullanılmıştır. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Külliyesi, genel hatlarıyla klasik Osmanlı mimarisinin bir devamı niteliğindedir. Başta minare olmak üzere barok unsurlara da rastlınmaktadır. Bu da bize bu yeni yaklaşımların İstanbul dışındaki yapılara da yavaş yavaş girmeye başladığını göstermektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Anadol, K. (1970). Nevşehirde Damat İbrahim Paşa Külliyesi. İstanbul: Yapı Merkezi Yayınları; Arel, A. (1975). Onsekizinci Yüzyıl İstanbul Mimarisinde Batılılaşma Süreci. İstanbul: İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi; Arık, R. (1999). Batılılaşma dönemi Anadolu Türk Mimarisine Bir Bakış, Osmanlı Ansiklopedisi Kültür ve Sanat. Ankara: Yeni Türkiye Yayınları: 247-264; Eyice, S. (1993). Damat İbrahim Paşa Külliyesi, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı: 443-445.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Aktuğ, İ. (1993). Nevşehir Damat İbrahim Paşa Külliyesi. İstanbul: Kültür Bakanlığı Yayınları.