Korikos Örenyeri

Doğal ve Kültürel Miras Antik Kent

Korikos, Mersin-Erdemli-Silifke karayolunun 55 kilometresinin güneybatısında, günümüzde Mersin ilinin Erdemli ilçesine bağlı Kızkalesi Mahallesi’nde bulunan bir antik kenttir. 2014 yılında UNESCO Geçici Miras Listesi’ne giren Korikos, antik coğrafyada Kilikia Trakheia (Dağlık Kilikia)’nın Kalykadnos (Göksu) ve Lamos (Limonlu) nehirleri arasında kalmış olan Olba Bölgesi sınırları içindedir. Komşu antik kent, doğusundaki Ayaş beldesindeki Elaiussa-Sebaste’dir.

Korikos hakkındaki en eski bilgiler, antik yazarlar olan Strabon, Stadiasmos, Livius, Eutropius, Isidorus’dan  bize aktarılmaktadır. Korikos ile ilgili en erken bilgiler MÖ II. yüzyıla olup, MÖ I. yüzyılda sikke basarak özerk bir statüye sahip olmuştur. Kentin adı ilk kez, III. Antiokhos’un (MÖ 223-187) Ptolemaioslar’ı Anadolu’dan tamamen çıkarmak amacıyla MÖ 197 yılında başlattığı askeri harekât sırasında ortaya çıkmıştır. Korikos antik kentinin ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu ile ilgili bilgiler yetersizdir. Tarihin Babası olan Herodotos’un Kıbrıslı bir prens olan Gorges’in Korikos’u MÖ IV. yüzyılda kurmuş olduğundan söz etmektedir. Bazı antik kaynaklarda, zamanla Görgüs/Görges/Korgus olarak da değişikliğe uğramıştır. Korikos’un kelimesinin Kilikya’nın bir burnu anlamına geldiği düşünülmektedir. Ancak zamanla Korikos isminin antik dönemde aşırı meraklı, kulak misafiri olan, casusluk eden, jurnalci, anlamlarında yaygın bir kullanıma sahip olmuştur. Zamanla bölgenin bir korsan yuvası haline gelmesinden dolayı bu isimle anıldığı tahmin edilmektedir.

Antik yazarların dışında, Piri Reis, 1521’de tamamladığı “Kitab-ı Bahriye” adlı eserinde “Görgös” olarak, XVII. yüzyıl seyyahlarından Evliya Çelebi de Korikos’a uğramıştır. Bu seyyahın eserinde ise kentin adı “Görgüs” olarak geçmektedir. Tahmin edilebileceği üzere, bu kelimenin “Korikos” ismininden türediği aşikardır. Beaufort, 1811-1812 yılları arasında Korikos’a gelmiş, anakara ve adada yer alan Ortaçağ kaleleri ile diğer kalıntılardan söz etmiştir.  Texier, Küçük Asya’yı anlattığı 1862-1882 yılında yayınlanan eserinde kısaca Korikos’a değinmiştir. Hicks, 1891’de yayınlanan ve Batı Kilikia’daki yazıtları ele alan çalışmasında Korikos ve Korykion-Antron’daki yazıtları yayımlamıştır. Heberdey ve Wilhelm, 1896’da Kilikia seyahatlerinin sonuçlarında Korikos’dan söz etmişlerdir. Korikos üzerine yapılan araştırmalar, 2XIX. yüzyılda da devam etmiştir. Bell, yaptığı geziler çerçevesinde 1905’te kente uğramış ve Korikos ve çevresinde yer alan yapıları fotoğrafmıştır.  Herzfeld ve Guyer’in ise 1930 yılında  kentin Hıristiyanlık Dönemi yapıları üzerine çalışmışlardır. 1931’de ise Keil ve Wilhelm’in Dağlık Kilikia’daki anıtları inceleyen ve Korikos’taki yazıtlar da ele alınmıştır. Machatchek 1967 yılında yayınlanan kitabında Korikos, Elaiussa-Sebaste ve Kanytella kentlerinde araştırmalar yapmıştır. Trombley, Hild ve Hellenkemper, kenti çeşitli yönleriyle ele almışlardır. Hagel ve Tomaschitz, birlikte kaleme aldıkları ve 1998 yılında yayınlanan eserlerinde Korikos yazıtlarını detaylı olarak araştırmıştır. Antik kentte yapılan araştırmalar: 2004-2009 yılları arasında Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Serra Durugönül başkanlığındaki bir grup akademisyen tarafından kapsamlı bir yüzey araştırması yapılmıştır.  2021 yılından itibaren ise, Mersin Arkeoloji Müzesi tarafından Kara Kalesi’nde kazı ve temizlik çalışmaları yapmaya başlamıştır.

Kentteki çok sayıdaki yapı Roma Dönemi kalıntılarından oluşmaktadır. Roma İmparatorluğu Akdeniz dünyasına egemen olarak, bu büyük coğrafyada yönetim kolaylığı sağlayabilmek için Romanizasyon politikalarıyla, bu coğrafyada yer alan Korikos Antik Kenti’nde de Roma etkileri yoğun olarak anlaşılabilmektedir. Roma hakimiyetinde tarım alanındaki gelişmeler çerçevesinde özellikle zeytinyağı ihraç merkezi olmuştur. MS 260 yılındaki Sasani Kralı I. Şapur’un istilası yüzünden kentin eski gücünü yirdiği anlaşılmaktadır.  Kent araştırmalarında, altı adet kule ile 34 adet mezar ayrıca yakınlarında rastlanan ve pres, harman yeri ve sarnıç gibi yerlerin olması tarımsal üretime yönelik faaliyetlerin olduğunu göstermektedir. MS IV. yüzyılda Isauria Eyaleti’ne bağlanması ile birlikte bir metropolis kenti olarak ticari açıdan bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Bu çerçevede, Akdeniz’in güney ve doğu bölgeleriyle yakın ticaret ilişkileri kurmuştur. MS V. ve VII. yüzyıllar arasına tarihlenen mezar yazıtlarında, zengin ticaret hayatını gözler önüne sermektedir. Burada çalışanların şarap, zeytinyağı, ekmek satıcıları, bakkaliye tekstile (yün, kentten, çuval, yelken bezi), dericilerden (kunduracılar) liman görevlilerine (armatörler, gemiciler, tersane işçileri ve balıkçılar) kadar çok sayıda farklı meslek dallarından olan insanların mezarlarına rastlanmıştır. Bölgede, kereste, koyun ve keçiden elde edilen hayvansal ürünler önemli bir yere sahiptir. Fakat bölgenin ekonomisinde en önemli yeri, zeytinyağı ve şarap üretimi oluşturmaktadır. Kilikia’nın batısının dağlık arazi yapısı, bağcılık ve zeytincilik şartlarına çok uygun olduğu için Geç Antik Dönem'de, bölgede, zeytinyağı ve şarap üretimi yoğun olarak yapılmıştır. Korikos’da bulunan ele geçen mezar yazıtlarında çok sayıda şarap tüccarının adının geçmesi önem arz etmektedir.

Kentteki Başlıca Yapılar

Deniz Kalesi: Son derece etkileyici bir manzarası olan ve oldukça kayalık bir ada üzerindeki kale, karadan 600 metre güneybatı açığında, yaklaşık 160 metre uzunluğunda ve en geniş yeri 90 metre genişliğe sahip olan ve üzerinde Ortaçağ kalesi bulunmaktadır. Söz konusu ada, karadaki yerleşimin konumunu güçlendirir bir niteliğe sahiptir ve Ortaçağda olduğu gibi antik dönemde de muhtemelen çeşitli amaçlarla karaya katkı yapmış olup, ileri karakol amaçlı kullanılmış olduğu kuvvetle muhtemeldir.

Adadaki kale, bir efsaneden dolayı, halk arasında Kız Kalesi olarak isimlendirilmektedir. Efsaneye göre, kâhin Kral’a kızın belli bir yaşa geldiğinde yılan tarafından sokularak öleceğini söyler. Kral, kızını bu durumdan korumak için, yılanın ulaşamayacağı bir yer olan bu adaya kale yaptırarak kızını içine kapatmasına rağmen, Ada’ya getirilen bir üzüm sepetinin içindeki bir yılan, kızı ısırarak onun ölümüne neden olmuştur.

Kara Kalesi: Bir Ortaçağ Kalesi surlarındaki taşların neredeyse tamamına yakını Roma Dönemi’ne ait devşirme taşlardan yapılmıştır. Bunların içinde kalenin inşası sırasında iç surun güneybatı duvarına monte edilmiş anıtsal kapı kentin Roma Dönemi’nde yapılmıştır. Kara Kalesi’nin savunmasına daha da güçlendirmek için Ortaçağda, doğusunda bir hendek açılmıştır. Osmanlı Şehzadesi Cem Sultan Rodos şövalyelerine gitmek için kullanılan rotalardan biri de 16 Temmuz 1482’de buraya uğramıştır.

Antik kentte, Korinth sütun başlıklı Büyük Tapınak ve Küçük Tapınak, Büyük ve Küçük Hamam, Sütunlu Cadde ve büyük bir sarnıç yer almaktadır. Kentin hemen kuzeyinde topoğrafyanın yapısına göre sıralanmış, Roma Dönemi nekropolisin mezar çeşitliliği içerisinde tholos (yuvarlak planlı) mezarları, tapınak mezarları, tonozlu mezarları, kaya mezarlarını, lahitleri ve khamasorionları (kayaya oyulmuş) mezarlar bulunmaktadır.

Adamkaya Kaya Mezar ve Kabartmaları: Kızkalesi (Korikos)’nin kuzeybatısındaki Karyağdı (Miytan) Dere’nin çok derin olan Karyağdı Kanyonu’nun vadisinin doğu yamacında, kireç taşından oluşan oldukça görkemli kaya kabartmaları topluluğuna verilen mahalli bir isimdir. Kaya mezarlarının üst kısmında on bir erkek, dört kadın, iki çocuk, bir dağ keçisi ve bir Roma kartalı kabartması yapılmıştır. İki bin yıllık olduğu düşünülen mezarların kime ait olduğu bilinmemekle beraber, bölgenin önemli kişilerine ait olduğu düşünülmektedir. 

Korikos antik kentinde, geçmiş yıllarda tesadüfen ve yol çalışması sırasında yer yer küçük buluntular ele geçmiştir ve bunlar, Mersin Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü 2022 yılı verilerine göre, 28.571 kişi ziyaret etmiştir. Ancak, beldenin sahiline her yıl özellikle yaz ve sonbahar aylarında on binlerce insan gelmektedir. Son derece mükemmel bir kumsala sahip olan Kızkalesi, tarih ve doğanın iç içe olduğu bir yerdir. Her iki kalenin kazı ve restorasyonu yapıldığı takdirde uzun dönemde Türkiye’nin yıldızı olmaya aday bir yer olacaktır.

Yararlanılan Kaynaklar

Aşkın, E. (2010). Korikos’un (Dağlık Kilikia) Hellenistik Dönemi Üzerine Gözlemler, Tüba-Ar 13: 77-90; Aşkın, E. (2012). Dağlık Kilikia’daki Korikos Antik Kentinden Hellenistik ve Roma Dönemlerinde Kentleşme Süreci. (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Mersin: Mersin Üniversitesi; Durugönül, S. ve Ozaner, S. (1992). Adamkayalar (Kilikia) Kabartmalarının Arkeolojik ve Morfolojik değerlendirilmesi ve Korunmasına İlişkin Öneriler, AST 11: 527-546; Girginer, S. K. ve Uygur, S. (2014). Toroslar’ın ve Amanoslar’ın Gölgesin Kültürlerin Buluştuğu Nokta Kilikya Arkeolojik Rehber. İstanbul: Homer Yayınları; Mackay, T. S. (1976). Korikos. The Princeton Encyclopedie of Classical Sites içinde (ss. 464-465).

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Durugönül, S., Aşkın, E. ve Kaplan, D., Alkaç, E. (2011). 2009 Yılı Korikos (Kızkalesi) yüzey araştırması. Araştırma Sonuçları Toplantısı, 28 (1): 115-123; Erol, M. (2005). Türk Dünyasında, Kız Kalesi: Adlandırmalarının Kaynağı ve Bunlara Dair Anlatılan Efsanelerin Teşekkülü Üzerine, Millî Folklor 65: 73-83; Şahin, H. (2003). Geç Roma İmparatorluğu ve Erken Bizans Dönemlerinde Dağlık Kilikya (Kilikya Trakya) Bölgesi yazılarında meslekler.(Yayınlanmamış Doktora Tezi). İstanbul: İstanbul Üniversitesi; Trombley, F. R. (1987). Korikos in Cilicia Trachis: The economy of a small coastal city in late Antiquity (Saec. V-VI). A Précis, The Ancient History Bulletin, 1(1): 16-23.