Olba Antik Kenti

Doğal ve Kültürel Miras Antik Kent

Dağlık Kilikia olarak adlandırılan Tracheia’da bulunan, sınırları tam olarak, Kalykadnos (Göksu) ile Lamas (Limonlu) nehirleri arasında, günümüzde ise Mersin’in Erdemli ve Silifke ilçeleri arasında kalan ve Olba Teritoriumu olarak adlandırılan bölgede bulunan yerleşim alanlarından biridir. Olba antik kenti, kuruluşu Helenistik dönemin başlangıcına kadar inen Olba Tapınak Devleti’nin (Olba Krallığı) önemli merkezlerinden biri olarak anılmaktadır. Olba Tapınak Devleti ile birlikte bölgede yer alan kendine bağlı tüm yerleşim yerleri, Helenistik dönem içlerinde Seleukos İmparatorluğu’na, daha sonra da Roma İmparatorluğu’na bağlanmıştır. Tam olarak Mersin’in Silifke ilçesine bağlı Örenköy yakınlarındaki Uğuralanı Mahallesi’nde yer alan Olba antik kentinin, batısında yer alan Uzuncaburç beldesindeki yerleşim alanı ile Roma İmparatorluk dönemine kadar birlikte anıldığı bilinmektedir. Uzuncaburç, Helenistik dönemde de Olba Tapınak Devleti’nin kutsal alanı olarak anılmaktaydı ve Roma İmparatoru Vespasianus’un tahta geçmesiyle birlikte, MS 72 yılında, Uzuncaburç, Olba’dan ayrılarak Dioacaesarea (Tanrı-İmparator Kenti) adıyla özerk bir kent konumuna gelerek, Olba antik kentinden ayrılmıştır. Bu gelişmelere rağmen, Uzuncaburç’un (Olba-Diocaesarea) dinsel merkez olması, Olba antik kentinin ise günlük yaşamla ve üretimle ilgili bir kent özelliği taşıması, Roma İmparatorluk döneminde dahi bu iki yerleşim yerinin dolaylı birlikteliğini göstermektedir. Bu iki yerleşim yerinin ortak bir yol ile birbirine bağlanmış olması, bu birlikteliğin kanıtlarından biridir. Olba antik kentinin çevresinde gerçekleştirilen yüzey araştırmaları neticesinde bu bölgede dağınık halde, irili ufaklı ve tarımsal üretime dayalı kırsal yerleşim alanları bulunmaktadır. Bu kırsal ve üretime dayalı kent yapısına rağmen Olba antik kenti de komşusu Olba-Diocaesarea gibi Geç Roma imparatorluk çağında bir psikopozluk merkezi haline gelmiştir.

Kentte ve bölgedeki en önemli kalıntılar genellikle mezar yapılarıdır. Hem Olba antik kentinde hem de bölgede en çok karşılaşılan mezar tipleri, üç grupta incelenebilir: Kaya Mezarları, Lahit Mezarlar ve Tapınak Plânlı Anıt Mezarlar. Olba antik kentinde sürdürülen yüzey araştırmaları sırasında keşfedilen ve sondaj kazıları neticesinde hem yapının planı hem de yapıda kullanılan yapı elemanları hakkında detaylı bilgiye ulaşılan en önemli mezar, prostylos tapınak biçimde inşa edilmiş olan tapınak planlı mezar yapısıdır. Bu mezar yapısının cephesinde korint nizamına ait sütun başlıkları keşfedilmiştir; ayrıca yapının duvarları harçsız rektogonal örgü biçimdedir. Bu yapı haricinde, Nymphaeum (Çeşme Yapısı), Tiyatro, Nekropol Alanı (Mezarlık Alanı), Aquaeductus (Su Kemeri), Manastır ve Katedral kentte kalıntıları günümüzde halen gözlemlenebilir nitelikte olan yapılardır. Bu yapıların varlığı Olba antik kentinde Roma İmparatorluk dönemi boyunca imar faliyetlerinin söz konusu olduğunun kanıtıdır. Bunun en önemli göstergeleri, Lamas Nehri’nden kentin su ihtiyacını karşılamak amacıyla MS II. – III. yüzyılda inşa edilen Nymphaeum ve Aquaeductus yapılarıdır. Ayrıca 2015 yılında, manastır yapısında keşfedilen ve bir Roma dönemi Villae Rusticae’sına ait olduğu düşünülen mozaik tabanın tarihi için de MS II. – III. yüzyıllar önerilmektedir.

Olba antik kenti ve şüphesiz ayrı düşünülemeyecek olan Olba Teritoriumu’nda ilk bilimsel araştırmalar XIX. yüzyılın sonlarında gerçekleştirildi. Özellikle James Theodore Bent’in Olba antik kentine ait çizim ve haritalama çalışmaları yanı sıra aquaeductus’un ilk defa kayıt altına alınışı onun çalışması neticesinde gerçekleştirilmiştir. Erken dönemli bu çalışmanın haricinde, 1930’lu yıllarda Josef Keil ve Adolf Wilhelm’in gerçekleştirdiği çalışmalar da önemli belgeleme çalışmalarından sayılmaktadır. Kentte, 2001 – 2009 yılları arasında, Prof. Dr. Ayşe Emel Erten başkanlığında düzenli arkeolojik yüzey araştırmaları gerçekleştirilmiştir. Bu yüzey araştırmaları 2010 yılında başlayan ve günümüzde de sürmekte olan arkeolojik kazı çalışmaları ile desteklenmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Erten, E. (2004). Archaeological Surveys at Olba (Uğuralanı), Silifke-Mersin, in 2003, ANMED. 2004-2: 105 – 109; Erten, E., Özyıldırım, M. ve Akçay, T. (2014). Results of the 2013 Olba Excavations, ANMED. 2014-4: 81 – 83; Erten, E. (2002). Olba (Uğuralanı) 2001 Yüzey Araştırması. İçinde; 20. Araştırma Sonuçları Toplantısı (ss. 185 – 196): Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları; Erten, E. (2003). Olba 2002 Yüzey Araştırması, 21. Araştırma Sonuçları Toplantısı (ss. 55 – 66). Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları; Erten, E. (2016). Olba 2015 Kazılarından Yeni Bir Buluntu: Roma Mozaiği, Seleucia, 6: 61 – 91; Hellenkemper, H. ve Hild, F. (1986). Neue Forschungen in Kilikien und Isaurien, Band 4, Viyana; Morel, A. (2014). Dağlık Kilikia Bölgesinde (Olba Territoriumu) Özköy Antik Yerleşimi: Tarımsal Organizasyon ve Yerleşim Düzenlemesi, Arkeoloji’de Bölgesel Çalışmalar Sempozyum Bildirileri, YAS 4: 147 – 171; Sayar, H. S. (2016). Olba: Tapınak Devletinden Şehir Devletine, Seleucia, 6: 107 – 118; Şengül, F. (2017). Yeni Kültür Turizmi Destinasyonu: Olba Antik Kenti, Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 1 (2): 20 – 28; Şimşek, Z. (2016). Olba Su Sistemleri (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi): Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.