Koltuk Meyhaneleri

Yeme-İçme İşletmesi Meyhane

Osmanlı döneminde ruhsatlı meyhanelere gedikli meyhane denirdi. Ruhsatsız çalışan meyhanelerde koltuk meyhaneler olarak adlandırılırdı. Evliya Çelebi’ye göre XVII. yüzyılda Galata’nın ara sokakları pıtrak halinde kaçak olarak işletilen koltuk meyhaneleriyle doluydu. Buraları genellikle mavnacı, kayıkçı, hamal, araba sürücüsü, tellak, beygir sürücüsü gibi ayak takımının uğrak yerleriydi. Evliya Çelebi, İstanbul’ da 800 kişinin çalıştığı 300 koltuk meyhanesi olduğunu nakleder. XIX. yüzyılın sonlarına doğru bu mekânlara Rum kabadayıları olan palikaryaların yanı sıra efemine tipli ve ay yüzlü Rum pedimular takılmaya başlayınca, gemiciler buraların da müdavimi olurlar. Aslında yeni ve olağan dışı bir şey değildi bu. Liman kenti olan Galata oldum olası İstanbul’un en kozmopolit ve karmaşık bir semtiydi. Yerli ve yabancı gemiciler hemen her dönemde burada diledikleri gibi borularını öttürmüş, kendilerine göre apayrı bir dünya kurmuşlardı.

Koltuk meyhaneleri gedikliler dışında, loncaya bağlı olmayan, kaçak içki satışı yapan yerlerdi. Kimi zaman bozacı, turşucu, bakkal özellikle de aşevi gibi yerlerde ruhsatsız içki satışı yapılmış, buralara da koltuk meyhanesi denilmiştir. Hatta balıkçı meyhaneleri de genelde ruhsatsız çalışırdı. Koltuklularda içki olarak önceleri şarap, XVII. yüzyılla birlikte de giderek artan şekilde rakı verildiği ve XX. yüzyılla birlikte bira da verilmeye başlandığı, bir dönem punch (beş çeşitten oluşan karışım içki/Panç) verildiği hatta meyhanecilerin bu pancçıları şikâyet ettikleri dönemlerde olmuştur. Çünkü meyhanelerden toplanan vergiler özellikle ekonomik darlık yaşanan dönemlerde hazine için önemli bir gelir kaynağı olduğu için ruhsatsız çalışan koltuk meyhanelerine ve sokak aralarında ayaküstü yudumluk içki satan ayaklı meyhanelere yakalandıklarında büyük cezalar verilirdi.

Koltuk meyhaneler Cumhuriyete kadar geçene süre içinde varlıklarını sürdürmüşlerdir. Cumhuriyet döneminde ruhsat alımıyla ilgili kısıtlamalar kalkınca tüm meyhaneler ruhsatlı olmuştur. Cumhuriyet döneminde, ayakta, tezgâh üzerinde, bardak hesabıyla ucuz içki içilip tek tür mezeyle yetinilen salaş yerlere, ruhsatlı olsun olmasın, koltuk meyhanesi denmeye devam edilmiştir. Buralarda örtü yerine temizliği kolay mermer masalar ya da masaların üzerinde muşamba serilir, kış günleri ortada bir soba yanar, rakı, bira peynir, sucuk gibi alışılmış mezelerin yanı sıra patates tava, sahanda yumurta bulunur, kış günleri, dirsek dirseğe içilirdi. Yazın, camları kaldırılır, tezgâhın önüne yüksek tabureler dizilirdi. Ayak üstü, tektekçi, aspirin, yumruk mezesi gibi jargonlar koltuk meyhanelerinden çıkmıştır.

Referanslar

Rakı Ansiklopedisi (2010). Koltuk Meyhaneler. İçinde; Rakı Ansiklopedisi. İstanbul: Overteam Yayınları; Evliya Çelebi (2003). Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesi (Haz. Seyit Ali Kahraman ve Yücel Dağlı). İstanbul: YKY Yayınları, I. Cilt, 2. Kitap: 661; Koçu, . R. E. (2015). Eski istanbul Meyhaneleleri ve Meyhane Köçekleri. İstanbul: Doğan Kitap; Ortaylı, İ. (1986). İstanbul’dan Sayfalar: İstanbul’un Meyhaneleri. İstanbul: Hil Yayınları.