Hierapolis Antik Kenti

Doğal ve Kültürel Miras Sit Alanı Doğal Sit Alanı Antik Kent

Maddeye katkıda bulunan yazarlar:
Yazar: Mehmet ERTAŞ (2019) (Madde metni için tıklayınız)
Yazar: Ayşe SARIHAN (2020) (Madde metni için tıklayınız)
1 / 2

Hem kültürel hem de doğal miras olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Pamukkale Hierapolis antik kenti, bu konuda Türkiye’deki iki yerden biridir (Diğeri Göreme Tarihî Millî Parkı). Hierapolis, Türkiye’deki en büyük antik kentlerden biridir. Pamukkale travertenleri sayesinde beyazlara bürünmüş kent, her yıl iki milyon yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilen, mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır. Bu kent ayrıca, önemli hastalıklara iyi geldiğine inanılan şifalı suları ile ünlüdür.
Arkeoloji alan yazınında Holy City yani kutsal kent olarak adlandırılan Hierapolis, Denizli il merkezine 18 kilometre uzaklıkta, Pamukkale travertenlerinin üzerinde yer almaktadır. Şehrin kutsal kent olarak adlandırılmasının temel sebebi örenyeri içinde yer alan birçok tapınak ve dinsel yapıya ev sahipliği yapmasıdır. Antik kent, MÖ 190 yılında Bergama krallarından II. Eumenes tarafından kurulmuştur. Hierapolis ismi ise Bergama’nın kurucusu Telephos’un karısı, Amazonlar kraliçesi olarak bilinen Hiera’dan gelmektedir. Kent, Roma imparatorluğu döneminde 15 hamamı ile önemli bir termal sağlık merkezi konumundaydı. Aynı zamanda metal ve taş işletmeciliği ve dokuma kumaşları ile ünlüydü.
MS 60’lı yıllarda Roma imparatoru Neron döneminde gerçekleşen büyük depreme kadar kentte Helenistik doku hüküm sürmüştür. Büyük depremde kent, büyük zarar görmesi nedeniyle tamamen yenilenmiştir. Depremler nedeniyle Helenistik dokusunu kaybeden kent, tipik bir Roma kenti haline gelmiştir. Hierapolis antik kenti, Roma döneminde de önemli bir merkez konumundaydı. Kentin önemli bir merkez olmasının nedeni, MS 80 yıllarında Hz. İsa’nın havarilerinden olan Aziz Philip’in burada öldürülmesi, mezarının burada bulunması ve MS IV. yüzyıldan itibaren Hristiyanlık dininin merkezinin Hierapolis olmasından kaynaklanmıştır. Kent, VII. yüzyılın sonlarına doğru Selçuklular’la birlikte Türkler’in eline geçmiştir.
Geç Helenistik ve erken Hristiyanlık dönemlerine ait kalıntılar içeren Hierapolis kenti; Frontinus Caddesi, agora, Kuzey Bizans Kapısı, Güney Bizans Kapısı, gymnasium, Tritonlu Çeşme binası, İon sütun başlıklı ev, latrina, Apollon Kutsal Alanı, su kanalları ve nympheumlar, plutonium, surlar, Ortaçağ Selçuklu Kalesi kalıntıları, tiyatro, Aziz Philippus Martyrionu, Direkli Kilise, nekropol alanı, hamam bazilika, katedral, Büyük Roma Hamamı ve Domitian Kapısı gibi yapı ve bölümlerden oluşmaktadır. Bu yapılardan özellikle tiyatro, tapınaklar, anıtsal çeşmeler, agora ve gymnasium günümüze kadar gelen ve iyi durumda olan yapılardır.
Frontinus Caddesi, 14 metre genişliğinde kentin ana caddesini oluşturmaktadır. Caddenin ortasından üstü monolit taşlarla örtülü kanalizasyon sistemi geçmektedir. Caddenin uzunluğu 170 metredir ve cadde boyunca dükkân, depo ve evler yer almaktadır. Agora, MS 60 yılındaki büyük depremden sonra tekrar inşa edilmiştir. Depremden önce nekropolis ve atölye olarak kullanıldı. Deprem sonrasında 170 metre genişliğinde 280 metre uzunluğunda olan bina, Küçük Asya’nın en geniş agorası olarak inşa edildi. Kuzey ve Güney Bizans Kapıları, MS IV. yüzyılın sonlarına doğru yapılmıştır. Kuzey kapı, güney kapıya simetrik olarak yer almış ve Bizans döneminde kentin anıtsal girişini oluşturmuştur. Gymnasiumun mimari özellikleri büyük depremden sonra kentin yapı faaliyetleri sırasında inşa edildiğini göstermektedir. Apollon Tapınağı ve Frontius Caddesi de bu dönemde inşa edilmiştir.
Tritonlu Çeşme binası, şehirdeki Apollon Tapınağı ile birlikte iki büyük yapıttan biridir. Yapı, caddeye açılan 70 metre uzunluğundaki bir havuzdan ve heykel konulmak için nişlerin kazıldığı iki kıvrımdan oluşmaktadır. Yapının en önemli figürleri Amazzonamachia sahnesinin olduğu bloklar ve nehirlerin kişileştirildiği kabartmalardır. İon sütun başlıklı ev, orijinal olarak MS II. yüzyılda yapılmıştır. Evin dönemin aristokrat ailelerinden birine ait olduğu düşünülmektedir. Eve adını ince İon başlıklı mermer sütunlar vermiştir. Bu eve IV. yüzyılda olduğu düşünülen yeni bir opus sectile döşemeli ziyaret odası eklenmiştir. Odanın duvarı üzerinde ilahi olduğu anlaşılan, İncil’in bir parçası olan yazıtlar vardı. Ev, VII. yüzyılın ilk yarısında meydana gelen deprem sonucu yıkılmıştır.
Latrina, kentin depremle yıkılan başka bir yapısıdır. Buna rağmen traverten bloklardan inşa edilen yapının tüm parçaları yıkıntı halinde günümüze kadar ulaşmıştır. Yarım sütunlar üzerine kırmızı boya ile İmparator Justinianus adına yazılan yazılar, binanın yıkım tarihini ve yıkıma neden olan depremin ne zaman meydana geldiğini göstermesi açısından büyük önem taşımaktadır. Apollon Kutsal Alanı, Hierapolis’in en önemli tanrısına adanmıştır.  Mermer merdivenlerle birbirine bağlanan iki kutsal alanı vardı; iç kısımdaki yapı önceden tapınak olarak tanımlansa da daha sonra kehanet merkezi olduğu anlaşılmıştır.
Tiyatro, dört ada üzerinde inşa edilmiş; yapımı yaklaşık 150 yıl sürmüştür. Yapı inşası, İmparator Septimius Severus zamanında MS III. yüzyılda tamamlanmıştır. Sahne binası, geniş bir sahne arkasına sahiptir. Tiyatroda sekiz merdivenle dokuz bölüme ayrılmış 50o turma sırası bulunmaktadır. Kentin önemli kişileri için yüksek aralıklarla, aslan ayaklı oturaklar yapılmıştır. Burada bulunan kabartmalarda, Apollon ve Artemis’in doğuşu, Dionysos, Satyr ve Menad’lardan oluşan eğlence sahneleri, yeraltı tanrısı Hades’in tanrıça Persephone’yi yeraltına kaçırması gibi mitolojik konular ile sportif yarış sahneleri tasvir edilmiştir. 
Zamanında termal sağlık merkezi olan Büyük Roma Hamamı, kentin önemli yapılarından biriydi. Günümüzde bu yapı, Hierapolis Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmaktadır ve görülmesi gereken önemli yerlerdendir. Ayrıca bugünkü antik kentin orta kısmında yer alan ve içinde tarihi kalıntılar bulunan antik havuzda şifalı sulara girilebilmektedir. Bu antik havuz, Kleopatra Havuzu adıyla anılmaktadır. Havuzun içinde hem Helenistik hem de Bizans dönemlerine ait kalıntılar ve sütunlar vardır. XV. yüzyıl sonrasında Hierapolis belgelere konu olmamıştır. Bu dönemler Osmanlı İmparatorluğu’nun genişlediği yıllara tekabül etmektedir. XVII. yüzyıldan itibaren ise Avrupalı gezginler tarafından yeniden keşfedilen kent, ilk olarak 1765 yılından Raymond Chandler tarafından ziyaret edilmiştir.

Yararlanılan Kaynaklar

Kültür ve Turizm Bakanlığı (Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü) (2019). Pamukkale-Hierapolis (Denizli), http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR-44432/pamukkale-hierapolis-denizli.html, (Erişim tarihi: 10.05.2019); Türkiye Kültür Portalı (2019). Pamukkale Hierapolis Antik Kenti – Denizli, https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/denizli/gezilecekyer/pamukkale-hierapolis-antik-kenti, (Erişim tarihi: 10.05.2019).

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (2019). Pamukkale Hierapolis, https://denizli.ktb.gov.tr/TR-211745/pamukkale-hierapolis.html, (Erişim tarihi: 10.05.2019).

2 / 2

Denizli, Laodikya'ya en yakın olan kasabadır. Laodikya harabelerinden çıkılarak Menderes ovasında kuzeydoğuya doğru gidilirken, doğuda ufku sınırlayan beyaz bir dağ, şekli ve rengi ile dikkat çeken Pamukkale adı verilen kent bulunur. Denizli ilinde bulunan Hierapolis, Phrygia Bölgesi Lykos (Çürüksu) Vadisi'nde yer almaktadır. Kent Karya, Frigya ve Lidya bölgelerinin birleştiği noktadadır. Yunanca olan Hierapolis ismi, “kutsal şehir” anlamına gelmektedir.

İlginç ve büyüleyici görüntüsü, Roma ve Erken Hristiyanlık Çağı mimarlık kalıntılarının zenginliği Hierapolis'in antik çağlardan günümüze ulaşan en ünlü örenlerden biri olmasını sağladı. Çaldağ'ın güney yamacından çıkan ve kalsiyum oksit içeren ırmağın sularının birikimiyle oluşan travertenlerin yer aldığı plato pamuk beyazlığındaki görünümü ile etkileyici bir güzelliğe sahiptir. Kentin nekropolü iyi korunmuş ve geniş bir alanı kaplamakla birlikte eski dönemlerin en ilginç mezarlıklarından biridir.

Kentin Bergama krallarından II. Eumenes tarafından kurulduğu ve Bergama'nın efsanevi kurucusu Telephos'un karısı Hiera'dan dolayı Hierapolis adını aldığı düşünülmektedir. MÖ. 133'de II. Attalos'un vasiyetnamesine göre bütün Bergama krallığı ile birlikte kent de Romalılara miras bırakıldı. MS 17'de Tiberius'un egemenliği sırasında Hierapolis şiddetli bir depremle tahrip oldu. Yeniden kurulan kent MS İkinci ve Üçüncü yüzyıllarda gelişti. Hierapolis'te bulunan güçlü Musevi nüfusu olasılıkla Hristiyanlığın hızla yayılmasında etken oldu. Bununla birlikte Hz. İsa'nın havarilerinden Philip'in MS seksen yılında öldürülmesi (martyr olması) burada meydana geldi. Bizans Çağı'nda Hierapolis piskoposluk merkezi haline geldi ve St. Philip'in adına burada büyük bir kilise inşa edildi.

Hierapolis Antik Kenti'nde; J.Spon, G. Wheeler, T. Smith, R.Pococke, R. Chandler, C.R. Cockerell, W.M. Leake, V.J. Arundell, L. De Laborde, C. Fellows, Ch. Texier, W.J. Hamilton, Ch. Tremaux, E.J. Davis, A.Choisy ve W.M. Ramsay gibi önemli araştırmacılar çalışmalarda bulundu. 1957 yılında P.Verzone başkanlığında İtalyan Arkeoloji Heyeti araştırma ve kazı çalışmalarına başladı. 1969 yılına kadar İtalyan heyet kent planı, Hristiyanlık dönemi yapıları, Aziz Philippus Martyrionu, Apollon Tapınağı kazı çalışmaları, Frontinus Kapısı, Nekropol alanında koruma ve onarım çalışmaları, Tiyatro ve Agora kazı çalışması, Hellenistik dönemde uygulanan hippodomos kent planı üzerinde çalışmışlardır. 1987 yılında Verzone’nin asistanı olan Daria De Bernardi Ferrero kazı başkanlığını devraldı. Frontinus Caddesi’nde bazı onarımlar ve nekropolde bazı anıt mezarların onarımları yapıldı. 1988 yılında Hierapolis Antik Kenti UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine dahil edildi. 1990 yılında KAİP'in yürürlüğe girmesi ile antik kentte bu çerçeve doğrultusunda restorasyon, koruma ve onarım çalışmaları gerçekleştirilmeye başlandı. 2000 yılında kazı başkanlığını İtalya, Lecce Üniversitesi, Klasik Arkeoloji Profesörü Francesco D’Andria üstlendi. Bu yıl yapılan çalışmalarda Apollon Tapınağı ortaya çıkarıldı. 2017 yılında Hierapolis kazısı başkanlığı İtalya, Lecce Üniversitesi, Klasik Arkeoloji Profesörü Francesco D’Andria’dan yine aynı kurum ve statüde bulunan Klasik Arkeoloji Profesörü Grazia Semeraro'ya devredildi.

Hierapolis Antik Kenti'nde;Hierapolis Tiyatrosu, Agora, Gymnasium, Tritonlu Çeşme Binası, İon Sütun Başlıklı Ev, Nekropoller (kuzey ve güney nekropolis), Antik Havuz, Kleopatra Havuzu, Apollon Tapınağı, Frontinus Caddesi, Kapılar (Güney Roma Kapısı, Kuzey ve Güney Bizans Kapısı), Hamamlar (Bizans Hamamı, Büyük Hamam, Hamam Kilise), Surlar, Aziz Philippus Martriumu ve Direkli Kilise gibi önemli eserler gün yüzüne çıkarıldı.

Bölgede, Denizli Adamı (Homo Erectus) (GÖ. 780.000 öncesi), Geç Neolitik Çağ (MÖ. 6.000), Geç Kalkolitik Çağ (MÖ 5.500- M.Ö. 3.000), Eski Tunç Çağı (MÖ. 3.000-M.Ö. 1.200), Hitit (MÖ 1.750-MÖ 1.300), Demir Çağı (MÖ 1.200- MÖ. 546), Frig (MÖ 750-M.Ö. 545), Lidya (MÖ 700-MÖ 545), Pers (M.Ö. 545-MÖ 333), Arkaik Dönem (MÖ 650- MÖ 480), Klasik Dönem (MÖ. 480- MÖ 300), Hellenistik Dönem (MÖ 330-MÖ 30), Bergama Krallığı (MÖ 241-MÖ 130), Roma Dönemi (MÖ 30-İ.S.395), Bizans Dönemi (MS 395- M.S. 1206), Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti Dönemleri (MS 1206 sonrası) tespit edildi.

‘‘Altertümer Von Hierapolis’’ isimli kitabın yazarları olan C. Humann, C. Cichorius, W. Judeich ve F. Winter, 1898 yılında Hierapolis Antik Kenti ile ilgili ilk bilimsel yayını yaptı. Kentin topografyası, yapıların mimari özellikleri ve nekropol hakkında detaylı bilgiler veren yayında çoğunlukla yazıtlara dayanarak Hierapolis’in toplumsal, dinsel ve kültürel yaşamı ele alındı.

Antik kent, eski eser ve sanatla ilgilenenler için önemli bir ziyaret merkezidir. Fakat yakınında bulunan ve değil Asya'da belki de bütün dünyada benzeri olmayan kaplıcalardan dolayı, Pamukkale (Hierapolis)'nin ünü bugüne kadar devam etti. Hierapolis’te M.S. Beşinci - Yedinci yüzyıllarda kiliselerin inşa edilmesi kentin dinsel açıdan öneminin ve Bizans döneminde büyük bir merkez olduğunun da göstergesidir.

Hierapolis Antik Kenti, her yıl yaklaşık bir milyonu aşkın kişinin ziyaret ettiği önemli yerleşim yerlerinden biri olup ele geçen eserler Denizli Müzesi'nde sergilenmektedir.

Antik kentte yapılan çalışmalar; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Denizli Valiliği, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Denizli Müzesi Müdürlüğü, Pamukkale Üniversitesi Arkeoloji Bölümü, İtalyan kurumları (Üniversite ve Araştırma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Ulusal Araştırma Konseyi, Salento-Lecce Üniversitesi, Puglia Bölgesi Meclis Üyesi Akdeniz Sorumlusu), İtalyan sponsorlar (FOWA, Panasonic-Torino, Quarta Caffè-Lecce, Monte dei Paschi di Siena, Hierapolis Dostları Derneği) ve Türk sponsorlar (Fiat Koç Vakfı, Denizli Kömürcüoğlu Mermer) tarafından desteklendi.

Yararlanılan Kaynaklar

Akurgal, E. (2003). Anadolu Uygarlıkları, İstanbul: Net Turistik Yayınları; D’Andria F. (2003). Hierapolis (Pamukkale) Arkeoloji Rehberi (Çev. N. Fırat). İstanbul: Ege Yayınları; Ramsay, W.M. (1890). The Historical Geography of Asia Minor. Londra; Strabon.(2000). Antik Anadolu Coğrafyası (Geographika:XII-XIII-XIV) (Çev.A.Pekman). İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları; Texier, F.M.C. (1862). Texier, Asie Mineure, description géographique, historique et archèologique des provinces et des villes de la Chersonnèse d’Asie. Paris: Par Charles Texier de l’Institut.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Akurgal, E. (2003). Anadolu Uygarlıkları. İstanbul: Net Turistik Yayınları.