Edirne Deveci Han
Kervansaray ve Han Han Doğal ve Kültürel Miras Kervansaray Han
Maddeye katkıda bulunan yazarlar:
Deveci Han’ın yapımına ilişkin kesin bir bilgi olmamakla birlikte yaklaşık olarak XV. yüzyılın ilk yarısında yapıldığı tahmin ediliyor. Farklı kaynaklardan elde edilen bilgilere göre ise 1497 yılında İbrahim Paşa tarafından yaptırıldığı biliniyor. İlk kuruluş amacına uygun resmi defterlerin ve arşivlerin korunmasına yönelik defterhane olarak kullanıldı. Payitahtın İstanbul’a taşınmasıyla önemini yitiren yapı, bu süreçte kullanım dışı kaldı. Ardından zamanın Edirne Valisi Bekir Rüstem Paşa tarafından restore ettirilerek 1845 yılında hapishaneye dönüştürüldü.
Yaklaşık 45 yıl sonra kuzey tarafında hem kadın mahkumlar için bir alan hem de hastaların tedavi edildiği ek bir bina yapıldı. Günümüzde kullanılan çok amaçlı salon bu bölümdedir. Osmanlı hanlarının erken örneklerinden olan yapı iki katlıdır. Yapının inşaatında kesme taş ve tuğla kullanıldı. Restore edilen yapının alt katında Edirneli Ressam Hayri Çizel ile Edirne'de görev yapan Ressam Hasan Rıza Sergi Salonları ile atölyeleri yer alıyor. Üst katında toplam otuz bir oda bulunuyor. Bu odalar idari amaçlı kullanılıyor. Hanın güney cephesinde geçirdiği onarımları belirten Çırpanlı Razi olarak da bilinen Hafız Mustafa Razi'ye ait bir kitabe yer alıyor.
Deveci Hanı, 1942 yılına kadar hapishane olarak kullanıldı. Bu nedenle özellikle halk tarafından eski hapishane olarak da biliniyor. Uzun bir süre bakımsız kalan yapı 1993-2000 yılları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edildi.
Günümüzde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü olarak kullanılıyor. Ayrıca Edirne ilinde merkezi bir konuma sahip olarak Kültür Merkezi rolünü üstlendi. Hanın zemin katında atölye ve sergi salonları ile idari odaların bulunduğu üst katında İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yer alıyor. Kuzeydeki ek yapı ise günümüzde çok amaçlı salon olarak kullanılıyor. Böylece bir kültür merkezi halini alan yapı çeşitli el sanatlarının öğretildiği ve çeşitli kültürel etkinliklerin sunulduğu bir kültür merkezi haline geldi.
Referanslar
http://www.edirne.gov.tr/deveci-hani-eski-hapishane, (Erişim tarihi: 14.11.2019); https://edirne.ktb.gov.tr/TR-76566/deveci-hani-eski-hapishane.html, (Erişim tarihi: 14.11.2019); Pehlivan, G. F. (2018). Anıtsal Türk Mimarlık Örneklerinden Deveci Han’ın Yeniden İşlevlendirilmesi, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi (SUTAD), 43: 537-559.
Erken dönem Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan, iki katlı ve avlulu şehir içi hanıdır. Bekârların konakladığı hanların Edirne’deki tek örneğidir. Önceleri Moskoflar Hanı, sonraları Deveciler Hanı olarak isimlendirmişlerdir. Geçmişteki kullanımlarından ötürü Eski Hapishane ve Defterhane olarak da anılmaktadır. Edirne’nin Çavuşbey Mahallesi, Hükümet Caddesi üzerinde yer alan Han’ın ana girişi de bu cadde üzerindedir. Güneyindeki valilik tarafında tali bir giriş daha bulunmaktadır. Bu giriş kapısının üzerindeki kitabede ilk yapım aşamasıyla ilgili herhangi bir bilgi bulunmazken, onarımla ilgili bilgiler yer almaktadır. Yapının batı tarafında ise bir otopark, kuzey tarafında bir ek yapı mevcuttur.
Han, bir süre defterhane olarak kullanılmıştır. Daha sonra terk edilen yapı, uzun bir süre işlevsiz kalmıştır. 1845-1846 yılları arasında Edirne Valisi Bekir Rüstem Paşa tarafından, yapının onarımı yaptırılarak hapishane olarak yeniden işlevlendirilmiştir. Vali Hacı İzzet Paşa da 1891-1892 yılları arasında mahkûmlar için Han’ın kuzey tarafına ek hastane binası yaptırmıştır. Sonrasında müştemilat eki, pencerelerin duvarla örülmesi, banyo ve oda düzenlemeleri gibi müdahalelerde bulunulmuştur. 1940’lı yıllara kadar aynı işlevini devam ettiren yapı, daha sonrasında çeşitli kurum ve kuruluşların deposu olarak kullanılmıştır. Gerekli bakım ve onarım çalışmalarının yapılmaması sonucu harap olan yapı, zamanla kullanılamaz hâle gelmiştir. Han, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1993-2000 yılları arasında restore edilip yeniden kullanıma sunulmuştur.
Edirne’deki diğer şehir içi hanlarından farklı olarak cephelerde dükkân yoktur. Oldukça sade cephelere sahip olan Han’ın duvarları genel olarak kaba yonu taş örgü, köşeleri kesme taş örgüdür. Han’ın doğu cephesinde alt kısım kaba yonu, üst kısım taş ve tuğladan oluşan almaşık örgüye sahiptir. Giriş, cephe üst kodundan bir miktar yükseltilerek vurgulanmaktadır. Giriş kapısı, kesme taştan söve ve basık kemerle oluşturulmuştur. Zemin katta ortası ajurlu, çevresi ışınsal şekilde kurgulanmış tuğla örgülü dairesel pencereler mevcuttur. Üst katlarda ise kesme taş söveli, lokma parmaklıklı dikdörtgen pencereler, pencereler üzerinde tuğla kemer ve alınlıklar bulunmaktadır. Batı ve güney cephesinde taş söveli, dikdörtgen formlu pencereler, kemerli pencereler ve mazgal pencereler vardır. Güney cephesindeki tali giriş kapısı, süslemeli ve kesme taş sövelidir. Kuzey cephesinde ise batı ve doğu cephesindekine benzer pencereler mevcuttur. Güneybatı ve kuzeybatı köşeleri mukarnaslıdır. Ek yapının doğu cephesi, taş örgüsü ve tuğla silme hizalarıyla ana yapıdan farklı olup pencereleri tuğla kemerli sövelere sahiptir. Kuzey cephesi ise, doğu cephesiyle benzerdir. Tüm cephelerinde yatay doğrultuda giden saçak silmesi, bunun üzerinde kurşun kaplı çapraz ve tekne tonoz çatı örtüsü yer almaktadır. Ek yapının çatısı ise, metal kaplamalı beşik çatıdır.
Avluya bakan zemin katı, revaklı değildir. Üst kat ise kesme taştan sivri kemerli, revaklara sahiptir. Restorasyon sırasında revakların dışa bakan tarafı camla örtülüdür. Orijinal merdiven yıkılmış olduğundan metal ve cam malzeme kullanılarak yeniden yapılmıştır. Zemin katta avluyu saran geniş mekânlar, imaret, ahır ve depo olarak; üst kattaki ocak ve nişli mekânlar konaklama amacıyla kullanılmıştır. Zemin kattaki sekiler, hayvanların yattığı yer ile insanların kullandığı yeri kot farkıyla ayırmak için kurgulanmıştır. Üst katta da müşterilerin oturması amacıyla yapılmış sekiler mevcuttur. Günümüzde zemin katı, atölye ve sergi işleviyle, üst katı İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü olarak, ek yapı ise seminer, konferans, söyleşi, şiir dinletisi vb. etkinliklerin gerçekleştirildiği çok amaçlı salon olarak kullanılmaktadır.
Türkiye sınırları içinde bu isimde başka hanlar da bulunmaktadır. Örneğin; Tokat Deveci Han, Bolu Deveci Han.
Referanslar
Pehlivan, F. G. (2018). Anıtsal Türk Mimarlık Örneklerinden Deveci Han’ın Yeniden İşlevlendirilmesi, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 43: 537-559; Süman, Ş. L. (2000). Edirne’de 15. ve 16. Yüzyıl Osmanlı Dönemi Han ve Kervansaraylarının Mimarisi ve Onarım Sorunları (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Edirne: Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü; Usal, A. (2006). Edirne Hanları – Kervansarayları. Edirne: Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Yayını; Yılmaz U. T. (2006). Kültür Merkezlerinin Tasarımını Etkileyen Kriterler: Türkiye Örneği (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Ankara: Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
Ayrıntılı bilgi için bakınız
Pehlivan, F. G. (2018). Anıtsal Türk Mimarlık Örneklerinden Deveci Han’ın Yeniden İşlevlendirilmesi, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 43: 537-559; Süman, Ş. L. (2000). Edirne’de 15. ve 16. Yüzyıl Osmanlı Dönemi Han ve Kervansaraylarının Mimarisi ve Onarım Sorunları (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Edirne: Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.