Coğrafi İşaret

Kavram Doğal ve Kültürel Miras Üretim Yönetimi ve Pazarlama Coğrafya Coğrafi İşaretli Ürün

Coğrafi işaretler vasıtasıyla toplumlar, özgün yemek kültürlerini ve yerel ürünlerini koruyabilmekte; bununla birlikte sahip oldukları bu değerlerin gelecek nesillere aktarılmasını sağlamaktadırlar. Coğrafi işaret kavramının ilk olarak, Avrupa ve İngiltere’deki dokumacıların ürünlerinin üzerine üretildiği coğrafyaya ait etiketleme yapmasıyla ortaya çıktığı belirtilmektedir. Bu uygulamanın temel amacı; sınırları belli bir bölgeyle özdeşleşmiş olan ürünleri, birer marka haline getirerek ve kalitesini koruyarak üreticiye destek olmaktır. Ayrıca milli ve kültürel değerleri gelecek nesillere özgünlüğünü koruyarak aktarmak ve kırsal bölgelerin gelişimine destek olmak da uygulamanın amaçları arasındadır.

Türk Patent Enstitüsü, coğrafi işareti “Temel olarak benzerlerinden farklılaşmış ve bu farkı kaynaklandığı yöreye borçlu olan bir yöresel ürün adını ifade eder. Bu anlamda coğrafi işaret, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren işarettir.” olarak tanımlamaktadır. Ürün tescilinin temel amacı, kalitenin belirli şartlarla sağlanması ve bu durumun sürdürülmesidir. Coğrafi işaret tecilinin sadece gıda ürünlerini kapsadığı düşünülmemelidir. Ürün tescili gıda ve tarım ürünleri dışında maden, el sanatları, sanayi ürünleri için de alınabilmektedir. İşaret kendi içinde menşe adı, mahreç işareti ve geleneksel ürün başlığı altında ayrılmaktadır.

Bölgesel kalkınmada en önemli unsurlardan biri turizmdir. Turizm sayesinde yerel ve yöresel ürünler tüketici için değerli hâle gelmektedir. Coğrafi işaretli ürünler de destinasyon tanımlarında ifade edilen belirli bir coğrafi alan ile bağdaştırılan ürünlerdir. Yerel etkinlikler sayesinde katılımcılar; etkinliğin düzenlendiği bölgeye ait kültür, yaşam tarzı ve bölgenin ekonomisi hakkında bilgi sahibi olmaktadırlar. Bu faaliyetler önemli bir turistik potansiyele sahiptir. Turistik ürün çeşitlendirmesinde küresel marka yaratılmasında kültürel kaynakların payı oldukça yüksektir. Aynı zamanda coğrafi işaretler bir sınai mülkiyet hakkıdır. Böylece ulusların kimliklerinin oluşmasında katkı payı yüksek olan kültürel/yöresel değerlerin ekonomiye kazandırılması ve korunarak gelecek nesillere aktarılması sağlanmaktadır. Dolayısıyla kültürel değerlere gereken önem gösterilmeli ve tescillenerek koruma altına alınmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle coğrafi işaretli ürünler Türkiye’de Türk Patent Enstitüsü tarafından, 27. 06. 1995 itibariyle 555 sayılı coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname uyarınca tescil edilerek koruma altına alınmaktadır.

Türk Patent Enstitüsü 2019 bilgilendirmesi doğrultusunda coğrafi işaret başvurusu için kurumun internet sitesindeki gerekli formlar elektronik ortamda doldurularak yapılabilmektedir. Bu koşulla birlikte dikkat edilmesi gereken diğer unsurlar şu şekildedir: üretim yöntemine ve ürüne özelliğini veren (varsa) yerel üretim tekniklerine ilişkin bilgi ve belgeler başvuru formuna eklenmelidir, coğrafi alanın sınırları açıkça belirtilmelidir, ürünün ayırt edici özellikleri tüm ayrıntılarıyla belirtilmelidir, coğrafi işaret tescil başvurusunda bulunulan ürünün üretim süreci ya da diğer işlemleri hakkında yeterliliğe sahip, tarafsız bir denetim komisyonu oluşturulmalıdır.

Referanslar

Acar, Y. (2018). Türkiye’deki Coğrafi İşaretli Ürünlerin Destinasyon Markalaması Kapsamında Değerlendirilmesi, Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 6(2): 163-177; Oraman, Y. (2015). Türkiye’de Coğrafi İşaretli Ürünler, Balkan ve Yakın Doğu Sosyal Bilimler Dergisi, 1(1): 76-85; Şahin, G. (2013). Coğrafi İşaretlerin Önemi ve Vize’nin (Kırklareli) Coğrafi İşaretleri, Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 15: 23-37; https://www.turkpatent.gov.tr/TURKPATENT/resources/temp/8946322C-E661-4FE0-9286-ABFBC5B899B2.pdf, (Erişim tarihi: 19. 11. 2019).

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Tanrıkulu, M. (2007). Türkiye’de Coğrafi İşaretlerin Tespiti ve Tescil Edilmesinin Önemi, Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Dergisi, 1(2): 173-184.