Bizans'ta Liturji ve Liturjik Eserler
DOĞAL VE KÜLTÜREL MİRAS
-
2025
Liturji kelimesi genel anlamda “kilisenin halka açık bir ibadeti” olarak tanımlandırılmıştır. Grekçe’de “leitorguia” kelimesinden gelen liturji, lēitos kelimesinin bir kombinasyonu olup, “laos-λαός” insanlara ait olan bir sıfat ve “ergon- έργων” iş anlamına gelen bir ismin birleşiminden oluşmuştur.
Bizans Liturjisi “imparatorluk liturjisi”, “doğum liturjisi”, “ölüm liturjisi”, “vaftiz liturjisi” ve “Ökaristi” gibi kendi içinde çeşitli bölümlere ayrılmıştır. Bizans Ortodoks Kilisesi’nde ise liturji terimi özellikle en önemli ritüel olan “Ökaristi” için kullanılmıştır.
Ökaristi
Genel olarak Ökaristi, Hıristiyan ibadetinin ayırt edici bir hareketi olarak görülmüştür. Bu hareket sadece İsa’ya ve ona inananlara ait olarak benimsenmiştir. Kelime anlamı “şükran (ενχαριστια)” olan Ökaristi’nin temelini İsa’nın “Son Akşam Yemeği”ndeki sözleri ve hareketleri dikkate alınarak oluşturulduğu düşünülmektedir. Hem Eski hem de Yeni Ahit’te tanımlanmış bazı bölümleri bulunmaktadır. Tarihsel süreç içerisinde Ökaristi geleneğinin arka planına bakıldığında ise “geniş ve mistik bir literatürle” karşılaşılmıştır.
Ökaristinin teorik çerçevesi ve uygulama biçiminin şekillenme süreci uzun bir zaman dilimi içerisinde gerçekleşmiştir. Ökaristinin anlamı, kutlanış biçimi ve ayin usulüyle ilgili açıklamaların MS I. ve MS IV. yüzyıllar arasında ön planda olduğu görülmüştür. Erken dönemin ökaristi kutlamalarına bakıldığında “dua” oldukça önemli bir pozisyona konumlandırılmıştır. Roman Missal General Instruction No 54 metinde, Ökaristi duası “tüm kutlamaların ana merkezi ve en yüksek noktası” olarak anılır ve Tanrı’nın büyük işlerinin bir resitali /ifadesi olarak kabul edilir. Erken Dönem Kiliseleri’nde Ökaristi duası genellikle kalis üzerinde Yahudiler’in “Birkat-Amazon” duası gibi yapılmıştır. Erken dönemde nasıl kutlandığı bilgisi yazılı metinler dışında, Ignatius (30-107), Aziz Justin Martyr (130-165), Tertullian (145-220), Hippolytus (170-235), Cypian (200-258), Milanolu Aziz Ambrose (339-397), Ioannes Khrysostomos (354-407), Theodoret’te (393-457) ve Augustine (354-430) gibi kilise babalarının eserlerinde de açık bir şekilde ifade edilmiştir.
Yazılı metinler ve erken dönem kilise babalarının fikirleri doğrultusunda MS. IV. yüzyılda Ökaristi ayininin ana hatları şu şekilde açıklanabilir: Cemaat, tören alayı ile birlikte kiliseye giriş yapar. Girişte diakon İncili taşır ve ruhbanların elinde mumlar bulunur. Cemaat, kendileri için ayrılan bölümde yerlerini alırken din adamları apsisin olduğu bölüme doğru yönelir. Rahip, topluluğu selamladıktan sonra “söz liturjisi” olarak adlandırılan kısma geçilir. Vaftiz olmamış Hıristiyanların kiliseden çıkarılmasıyla bu bölüm sona erdirilir. Törenin ikinci kısmı sadece vaftiz olanların katılımı ile gerçekleştirilir ve tören alayı ile başlar. Ön kısımda yer alan diakonlar, mumları ve buhurdanı taşırken bu grubu takip eden diğer diakonlar ise “üzeri örtülü paten ve kalis”i taşır. Daha sonra paten ve kalis altara getirilir. Ayinin bu bölümünün tümünde ise altar görünür vaziyettedir.
MS. IV. ve VI. yüzyıldan sonra Ökaristi sade, basit ve şükretme ritüelinden çıkarak gelişmiş bir merasime ve zengin bir anlamsal içeriğe dönüşmüştür. Bunun bir sonucu olarak ayinin “şükür ve komünyon” anlamları önemini yitirerek günahların bağışlanmasını sağlayan bir “kurban merasimi” olarak görülmesine yol açmıştır. Din adamlarının etkinliği ve rolü arttırılmıştır. Orta Bizans döneminde ise erken öğretiler artık uygulanmamaya başlamıştır. Bu dönemin en belirgin özelliklerinden biri Ökaristi’nin hızlı gelişen ve yayılan “özel bir ayin” haline getirilmesidir. Bu özel ayin, cemaat olmadan tek rahip tarafından gerçekleştirilen bir kutlama anlamına gelmektedir ve uygulama rahipler tarafından başlatılmıştır. Ökaristi, Pazar ve bayram günlerinde halk arasında kutlanırken diğer günlerde ise özel bir ayin şeklinde kutlanmıştır. Sonuç olarak çoğu Hıristiyan, Ökaristi ayininde kendini tam olarak rahat hissedememiştir. Kutlamaları çevreleyen gizemlilik ya da sır onları rahatsız etmiştir. Bu dönem içerisinde ekmeğe ve şaraba yapılan vurgu o kadar aşırı hale getirilmiştir ki bazı düşünürler bu elementlerin İsa’nın gerçek eti ve kanı olduğunu iddia etmiştir. Bu durum yanlış anlaşılmalara yol açarak, insanların Ökaristi ayininden korkmasına neden olmuştur. Dolayısıyla ayinde yemek yerine bakmayı tercih etmişlerdir. Görme arzusu artmış ancak ayine katılım ise azalmıştır. Thomas Aquinas (1225-1274) gibi ilahiyatçılar tarafından “transubstantiation” (ekmek ve şarabın dönüşümü) kavramı ile konuya açıklık getirilmiştir.
Ökaristi Ayininde Kullanılan Liturjik Eserler
Ökaristi, apsis önünde yer alan altar (yun.: trapeza) üzerinde gerçekleştirilir. İsa’nın mezarını sembolize eden bu kutsal nesnenin üzerinde ise Ökaristi ayinin gerçekleşmesine yardımcı olan çeşitli liturjik eşyalar yer alır. Braun, altar üzerinde yer alan bu eşyaları “vasa sacra” (kutsal olan) ve “vasa non sacra” (kutsal olmayan) olarak iki gruba ayırmıştır. Bu eşyalar arasında paten ve kalis ayinin iki ana objesidir. Diğerleri ise ayinin gerçekleşmesine yardımcı olan objeler olarak görülür. Bu objelerin ayinle dolaylı bir ilişkisi bulunur ve kutsanmalarına ihtiyaçları yoktur. Doğrudan ayin sırasında kullanılan liturjik eşyalar, “paten ve asteriskos”, “kalis”, “kaşık”, “ibrik ve trulla”, “yelpaze”, “buhurdan”, “kitap kapağı”, “haç ve kaidesi”nden oluşmaktadır.
Bu eşyalar dışında erken dönemlerden itibaren kullanılan diğer yardımcı objeler ise “fistula”, “ağzı kapalı kaplar veya kutu” (ciborium (container) ve pyxis gibi), “monstranz”, “şarap için kullanılan su kabı” (urceolus, vas (vasculum), cruetta ama (amula) gibi) ve bu kapla birlikte kullanılan tamamlayıcı eşyalar ise “kase”, “süzgeç” ve “kalis kaşığı”dır. Asteriskos dışında sadece Doğu ritüellerine özgü üç liturjik eşya da yardımcı objeler arasında görülmektedir. Bunlar; “ekmek damgası”, “mızrak” ve “sıcak su kabı”dır. Bunların yanı sıra “altar kandili” veya “şamdanı” ise bir başka yardımcı objedir. Elleri yıkamak için kullanılan eşyalar ise “aquamanile, pelvis, bacinum, bacile, concha, patena, discus, manipulus, lanx ve fons” olarak adlandırılır. Bu kaplar dışında “yıkama/yıkanma kaplarının (ablution vessel)” da kullanıldığı bilinmektedir. Ayrıca “pax” (pacem) adı verilen tabletler dışında “altar zili” ve “kutsal su kapları” da kullanılmıştır. Son olarak buhurdanın tamamlayıcı bir aksesuarı olarak görülen “tütsü kaşığı” (cochlear, coclear, cuiller, louchette) ve bu kaşık dışında buhurdandan farklı olarak “tütsünün konulduğu ayrı bir kap” da yardımcı objeler arasında yer alır.
Referanslar
Braun S. J. (1932). Das Christliche Altargerät, in Seinem Sein und in Seiner Entwicklung, Verlag-München: Max Hueber; Liesting, G. T. H. (1968). The sacrament of Eucharist, New York: New Man Press; Frank, G. (2008). From Antioch to Arles: Lay devotion in context, The Cambridge History of Christianity, Vol. 2, New York: Cambridge University Press; Acara-Eser, M. (2020). Bizans maden sanatı: Dini törenlerde kullanılan (liturjik) eşyalar, Ankara: Bilgin Kültür Sanat; Yıldırım-Ateş, B. (2021). İstanbul Arkeoloji Müzelerinde Bulunan Bizans Dönemi Liturjik Eserler. (Doktora Tezi). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi ABD, Eskişehir.