Paten ve Asteriskos

DOĞAL VE KÜLTÜREL MİRAS DİNSEL KONULAR

Paten (lat.: Patena), Ökaristi ayininde İsa’nın bedenini temsil eden ekmeğin konulduğu tabak ya da tepsinin adıdır. Düz veya içbükey profilli olup yuvarlak bir forma sahiptir. Genellikle altın ve gümüş malzeme kullanımı tercih edilmiştir. Ancak bronz, ahşap ve sırlı seramikten yapılmış örnekleri de mevcuttur.  

Paten kelimesinin kullanımı oldukça sınırlıdır. Hıristiyanlığın erken dönemlerinden itibaren Batı’da sadece “patena” kelimesi tercih edilmiştir. Latincede “çanak veya tepsi (patina)” anlamına gelir. Batı’nın yerel dillerinde “patena” (İsp. ve İt.), “paten” (İng.), “patene” (Alm.), “patène” (Fra.) olarak adlandırılmıştır. Yazılı kaynaklarda ise İrlandalı Piskopos Tirechan’ın Collectaneası’nda (MS VII. yüzyılın ikinci yarısı), “patini” olarak geçen bir patenden söz edilmiştir.  Bu patenin, Aziz Patrik’in öğrencisi hem piskopos hem de zanaatkar olan Assicus tarafından yapıldığı belirtilmiştir. Orta Bizans dönemine ait manastır typikonlarında (vakıf belgeleri) ise “diskos” olarak ifade edilen bu kelime, Orta Çağ’ın sonlarına doğru Fransız envanterlerinde “platin” olarak adlandırılmıştır. Bu bilgilerin yanı sıra paten kelimesi aynı zamanda diğer liturjik kaplara atıfta bulunulurken de kullanılmıştır. Ancak bu yaklaşım biçimi terimsel anlamda bazı karışıklıkların oluşmasına neden olmuştur. 

Hıristiyanlığın erken dönemlerinden itibaren patenin yapımı için kullanılan malzeme ile ilgili herhangi bir yasal bir düzenleme bulunmasa da uygun olan her yerde altın ve gümüş kullanılmıştır. MS VIII. yüzyıldan itibaren kalisin malzemesi ile ilgili başlangıçta belirli bir yasaya tabi bazı düzenlemeler gerçekleşmiştir. MS XI. ve XII. yüzyıldan itibaren ise bu yasalar daha kapsamlı bir hale dönüşmüştür. Orta Bizans döneminde ise bakır ve bronz malzemeden yapılmış patenler görülse de birtakım olarak kalis ve patenin aynı malzemeden olmasına dikkat edilerek gümüş malzeme kullanımına öncelik verilmiştir. Çünkü zamanla üzerlerinde oluşan pas lekeleri oldukça tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bu konuyla ilgili olarak MS 889’da piskopos Riculf von Soissons’un kuralları içerisinde “eğer mümkünse, kalis ve patenin gümüş ya da tamamen temiz bir metalden yapılmasının gerekliliği” yer alır. Rahip Theophilus’un ise “Schedula Diversarum Artium” adlı eserinde (MS 1110-1140) bahsettiği patenlerin neredeyse tamamı gümüş malzemeden yapılmıştır. Bunun dışında, bakır malzeme kullanılarak yapılan bir paten söz konusu olduğunda ise genellikle üzerine altın kaplama yapılarak kilise envanterlerine kayıtları bu şekilde gerçekleştirilmiştir. 

Erken dönemde kullanılan patenlerin form açısından günümüzde kullanılanlara göre oldukça büyük olduğu tespit edilmiştir. Patenin Erken Bizans döneminde genellikle “yuvarlak formlu (tabak şeklinde), yatay kenarlı veya yatay kenarı olmayan bir çanak formuna sahip” olduğu söylenebilir. En erken tasviri, Ravenna’daki San Vitale mozaiklerinde (MS VI. yüzyıl) görülür. İmparator I. Iustinianos’un elinde tuttuğu patenin yatay kenarları yoktur ve düz iner. Doğu ve Batı kiliselerinin ise patenleri yuvarlak formlu olup sadece kaide kısımlarında ve boyutlarında farklılık görülür. MS X. yüzyıldan itibaren patenin genel formu yuvarlak olsa da erken dönemde görülen zeminin düzlüğü yerini derinlikli ve girintili geçişlere (yuvarlak, dört veya çok geçişli gibi) bırakmıştır. Bu geçişler, Orta Bizans döneminden itibaren çok popüler olmuştur. Belirli bir alan ya da bölgeyle sınırlı kalmayarak Almanya dışında Fransa, İspanya, İngiltere ve İtalya’da oldukça yaygın olarak kullanılmıştır.

Erken ve Orta Çağ ile birlikte değerli taşlar ya da inciler ile patenler süslenirken “telkâri, emaye, niello” gibi birçok süsleme tekniği ile birlikte kullanılmıştır. Sade ve bezemesiz patenler dışında üzerinde işlevi ile bağlantılı “haç ve kristogram, Havari Komünyonu, Çarmıha Geriliş” gibi tasvirler de görülmektedir.

Ökaristi ayininin hem biçimsel hem de görünür özelliklerinin bir parçası olan patenin üzerine konulan ve İsa’nın bedenini sembolize eden ekmeğin ise kendi içinde belirli bazı kuralları bulunmaktadır. Örneğin, kullanılan ekmek “suyla karıştırılmalı ve sadece buğdaydan” yapılmalıdır. Her tür buğday kabul edilebilir ancak diğer tahıl türlerinden yapılan ekmekler ise kesinlikle kabul edilmemektedir. Bu kural aynı şekilde su yerine, süt ya da yağ konulması durumunda da geçerlidir. Ayrıca, sunak ekmeğinin taze ve iyi durumda olmasına da dikkat edilir. Haffner, Floransa konseyine göre “Ökaristinin mayalı ve mayasız buğdaydan yapılmış ekmek” ile kutlanıldığını söyler. Ancak, MS IX. yüzyıla kadar ise tüm kilise geleneğine bakıldığında sadece mayalı ekmeğin kullanımına izin verilmiştir. 

Paten ile birlikte kullanılan “asteriskos” (yun.: ἀστερίσκον) ise ekmek parçalarını korumak amacıyla paten üzerine yerleştirilen küçük, katlanabilir metal bir kaplamadır. Bu kaplama, iki şeritten oluşur ve iki şerit birbirine dik döndürüldüğünde ise birhaç şekli ortaya çıkar. Uç kısımları aşağı doğru bükülür ve böylelikle ayakta duran bir çerçeve oluşur. Katolik kiliseleri şeritlerden oluşan yıldız işaretine ek olarak bazen asterisk’e küçük bir yıldız daha asmaktadır. Ancak Ortodokslar ise herhangi bir ekleme yapılmasını gerekli görmezler. İki şeritle oluşturulan asterisk dışında, altı şeritle oluşturularak ortaya çıkarılan on iki bölmenin üzerine havari isimlerinin yazıldığı örneklerde mevcuttur. Ayrıca bu obje, kutsal eşyalardan biri olarak görüldüğü için rahip ya da diakon dışında dokunulmasına izin verilmemektedir. Sembolik anlamda ise “Beytüllahim yıldızını” simgelediği düşünülmektedir.

Referanslar

Stokes, W. (1887). The Tripartite Life of Patrick: With Other Documents Relating to That Saint, Rerum Britannicarum Medii Aevi Sriptores 89, Vol. 2, Londra: Eyre and Spottiswoode; Braun, J. (1932). Das Christliche Altargerät, in Seinem Sein und in Seiner Entwicklung, Verlag-München: Max Hueber; Hapgood, I. F. (1975). Service book of the Holy Orthodox-Catholic apostolic church (5th), Englewood, N. J. Antiochian Orthodox Christian Archdiocese of New York and All North America; Acara-Eser, M. (2020). Bizans Maden Sanatı: Dini Törenlerde Kullanılan (Liturjik) Eşyalar, Ankara: Bilgin Kültür Sanat; Yıldırım-Ateş, B. (2021). İstanbul Arkeoloji Müzelerinde Bulunan Bizans Dönemi Litürjik Eserler. (Doktora Tezi). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Tarbè, P. (1843). Trésors des églises de Reims, Reims: Assy; Georg Herzog zu Sachsen, J. (1930). Johann Georg Herog zu Sanchen: Neue Streifzüge durch die Klöster und Kirchen Ägyptens, Leipzig: B. G. Teubner; Thomas , J. P. and Hero, A. C. (2000). Byzantine Monastic Foundation Documents: A Complete Translation of The Surviving Founders' Typika and Testaments, Washington, D. C.: Dumbarton Oaks Studies (XXXV).

Konuyla ilgili diğer maddeler için bkz.: