Liturjik Yelpaze
DOĞAL VE KÜLTÜREL MİRAS DİNSEL KONULAR Dinsel Ritüel
-
2025
Yelpaze, kutsal olan ekmek ve şarabı, toz ve böceklerden korumak için kullanılan liturjik bir eşyadır. Yazılı kaynaklarda, genellikle Yunanca “ṕιπίδιου”, “ṕιπίς”, “ṕιπιστήρ”, “ṕιπιστήριου” ve “έξαπτέρυγου” olarak bilinmektedir. Ṕιπίς kullanımına, Cyril’in, Aziz Euthymius (473) ve Genç Simeon Stylites’in annesi Aziz Marta’nın (551) Vitası’nda, MS XII. ve XIII. yüzyıl aralığına tarihlenen Theodor von Andida'nın, Commentatio Liturgica’sında rastlanılmıştır. Ṕιπιστήρ kullanımı, Athanasius’a atfedilen Sermo De descriptione Deiparae (MS 7VII-VIII. yüzyıl) adlı eserde, “ṕιπιστήριου” ise Aziz Epiphanius (310-403) Vitası’nda yer almıştır. Greko-Slav ayinlerinde ise yelpaze “ripida” olarak adlandırılmıştır. Diğer yandan altı kanat anlamına gelen "Eξαπτέρυγου" yakın zamanda ortaya çıkan bir isim olmuştur. Bu ismi altı kanata sahip olan Seraphim meleğinden almıştır. Kıpti ayininde ise yelpaze, “ripidion” ve “ripisterion” olarak bilinmektedir. Sembolik anlamıyla bağlantılı olarak “ckerubim” da denilmektedir. Suriye’de ise bu eşya “marvhasa (Süryanice: marwatho)”, Ermenice “kchots” olarak adlandırılmıştır. Latince kaynaklarda yelpaze, “flabellum” (flavellum, frabellum, flagellum), “ventilabrum”, “muscarium” (muscatorium, musco, muscifugium, museale, emuscallus), “rostarollum” (rosterium), “cherubim”, “philacia”, “dyadema”, “rotula” olarak ifade edilir. Flabellum, Batı’da yelpazenin en eski adıdır ve Orta Bizans döneminde en yaygın olarak kullanılan isimlerden biri olmuştur.
Doğu ayinlerinde yelpaze kullanımı yazılı kaynaklarda birçok kez belgelenmiştir. Bunun en eski kanıtına, kökeninin Suriye olduğu düşünülen ve yaklaşık olarak 400 yılına tarihlenen “Constitutiones Apostolicae”de rastlanılmıştır. Bu metinde, katakümenler ayrıldıktan sonra, altarın sağında ve solunda iki diakon’un bulunduğuna ve ellerinde biri ince deriden (parşömen) diğeri ise tavus kuşunun tüyünden veya ketenden yapılmış iki yelpazeyi tuttuklarından söz edilir. Bu yelpaze ile diakonlar, küçük uçan hayvanları (sivrisinek vb.) hafifçe korkutarak, kalisin içine herhangi bir şeyin düşmesini engellemişlerdir.
MS V. yüzyılın başlarında ise Pseudo-Areopagite “De Hierarchia Ecclesiastica” adlı metninde, liturjik amaçla kullanılan bir yelpazeden bahseder. Ayrıca, MS. 631 ve MS. 641 yıllarına tarihlenen “The Chronicon Paschale (Easter Chronicle)” adlı paskalya kroniğinde, MS VII. yüzyılın sonlarında, piskopos George’nin (muhtemelen Arap piskoposu), Jacobit liturjisi üzerine yaptığı bir yorumda, MS VIII. yüzyılın başlarında, Konstantinopolis patriği olan Germanus’un “Historia Mystica Ecclesiae Catholicae” adlı eserinde (733) yelpaze ile ilgili çeşitli bilgilere yer verilmiştir. Bu yazılı kaynaklar, yelpazenin sadece doğu ayinlerinde karşımıza çıkmadığını, MS IV. yüzyılın başlarından itibaren kilisede önemli bir ibadet aracı olarak görüldüğünü de kanıtlamıştır. Diğer yandan Apostolicae Constitutiones’de (375-380) de liturjik yelpazenin dönem bazında yeni bir düzenlemeyle ortaya çıkmayarak aksine var olan bir geleneğin sadece yeniden bir üretimi olarak karşımıza çıktığı bilgisi yer alır.
Diakonların taşıdığı yelpazelerin kullanımı ise hem pratik hem de kolaydır. Erken dönemlerde bu eşyaya doğrudan mistik ve sembolik bir anlam yüklenmemiştir. Çünkü şarap ve ekmek kutsanırken, kalis’in içine düşen sivrisinek ve benzeri hayvanları engellemek için bir bakıma bu eşyaya ihtiyaç duyulmuştur.
MS V. yüzyılın başlarında, Apostolik Anayasalarda (MS 375-380) liturjik yelpazenin malzemesi ince deri, tavus kuşunun tüyü ve keten olabileceği belirtilmiştir. Bunlar genel olarak yaylı bir sistemle yapılmıştır. Ancak dayanıklılığı ve bir kullanılma sürelerinin var olup olmadığı ile ilgili bilgiler yazılı kaynaklarda yer almamaktadır. MS VI. yüzyıl ile birlikte metal kullanımı başlamıştır. MS 577 yılına tarihlenen Riha ve Stuma hazinelerindeki yelpazeler örnek olarak gösterilebilir. Önemli ve nadir törenlerde ise gümüşten yapılmış yelpazelerin kullanıldığı bilinmektedir. Batı dünyasında yelpaze, MS XIII. yüzyıl ve sonrasında kilise envanterlerinde yerini alır. Bu yelpazelerde genellikle parşömen, tavus kuşu tüyü, ipek ve kadife kumaşlar kullanılmıştır. Yelpazenin sap veya tutamaç kısmında ise ahşap bir malzeme kullanıldığı düşünülmektedir. Ancak geç dönemde (XIV. yüzyıl ve sonrası) bu kısımların fildişinden yapılmış örnekleri de mevcuttur.
Yazılı kaynaklarda, yelpazenin formu hakkında çok fazla bilgi bulunmasa da genel olarak “saplı ve yuvarlak bir disk” şekline sahiptir. Bu form Doğu’da MS XIII. yüzyıla kadar kullanılmıştır. Yelpazenin bir diğer farklı form çeşidini Rohault de Fleury “Ghelath” adıyla yayınlamıştır. Bunlar bir haç şeklinde, biri ortada olmak üzere dördü çevresine tutturulmuş beş yuvarlak diskten oluşmaktadır. Tespit edilen benzer bir örneği MS XI. yüzyıla tarihlenen Gürcistan’da Shemokmedi Kilisesi’ne aittir. MS XI. yüzyılda ise yanlardan yarım daire şeklinde büyüyen bir kare formun kullanıldığı bilinmektedir. Bu forma ait yelpazeyi, Rohault de Fleury “Kiev” adıyla yayınlamıştır. Yelpazenin bir diğer formu, çevresi birbirinden ayrı altı daire ile oluşturulmuştur. Bu dairelerin aralarında oluşan boşluk ise yonca yaprağı şekli ile kapatılmıştır. Özellikle Doğu’da tercih edilmiş son form örneğinde ise altı kanatlı melek bir daire içerisinde yer alır. Bu form Ermeni ayinlerinde görülmüştür. Yelpazenin kenarlarına hareket ettirildiğinde çalan küçük çanlar yerleştirilmiştir.
Genel olarak ayinsel yelpazenin süslemesi, kherub ve seraph olarak adlandırılan kanatlı melek tasviri ile karşımıza çıkar. Bunların dışında yelpazeler üzerinde sırayla “Evangelist semboller”, “İsa’nın figürü” (genç ve/veya çocuk İsa), “Meryem, çocuk İsa ile birlikte tahtta”, “azizler” (genellikle ayakta)” ve “melek figürleri” (ayakta ve/veya yarım boy uzunlukta) yer alır.
Referanslar
De Linas, Ch. (1883). Les disques crucifieres, le flabellum et l’umbrella, Revue de L’art Chretien 26, France; Rohault de Fleury, C. (1888). La Messe, Etudes Archéologiques Sur Ses Monuments, Vol. VI, Paris: Librairie Des Imprimeries Reunies; Braun, J. S. (1907). Die liturgische Gewandung im occident und orient, Herder: Freiburg im Breisgau; Acara-Eser, M. (2020). Bizans Maden Sanatı: Dini Törenlerde Kullanılan (Liturjik) Eşyalar, Ankara: Bilgin Kültür Sanat; Yıldırım-Ateş, B. (2021). İstanbul Arkeoloji Müzelerinde Bulunan Bizans Dönemi Liturjik Eserler. (Doktora Tezi). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi.
Ayrıntılı bilgi için bakınız
Cange, C. F. Du (1688). Glossarium Mediae Et İnfimae Graecitatis, Lugduni: Posuel, s. 1299; Connolly, R. H.and Codrington, H. W. (1913). Two Commentaries on The Jacobite Liturgy, London; Ultzen, Leroy, J. (1964). Les Manuscrit Syriaques a Peinture Conserves Dans Les Bibliotheques D’Europe et D’Orient: Contribution à l'étude de l'iconographie Des Eglises de Langue Syriaque, Paris: P. Geuthner; W. (2010). Constitutiones Apostolicae (1853), Whitefish: Kessinger Publishing, LLC.