Afyonkarahisar Ulu Camii

Doğal ve Kültürel Miras Cami UNESCO Dünya Miras Alanı

Müslüman şehirlerinde, erken dönemlerde inşa ettirilmiş olan şehrin en görkemli ve büyük ibadet amaçlı yapılan yapılarına Ulu Camii adı verilmektedir. Afyonkarahisar Ulu Camii, 226 metre yüksekliği ile bilinen Afyonkarahisar Kalesi ile Afyonkarahisar’ın bilinen en eski yerleşim yeri olan Hıdırlık Tepesi arasında yer alan vadide yer alıyor. Günümüzde kendi adı ile bilinen Cami-i Kebir Caddesi’nde konumlanmaktadır.

Söz konusu bu cami Selçuklular'dan günümüze kadar korunarak gelmiş nadide eserlerden biridir. Ulu Camii XIX. yüzyıla değin Hoca Bey Camii olarak bilinse de, XIX. yüzyıldan sonra ise günümüzde de kullanılan adı olan Cami-i Kebir yani Ulu Camii olarak anılmaya başlandı. Aynı zamanda bu nadide eser 40 ahşap çamdan yapılma direk üzerine yapılmış olmasından dolayı 40 Direkli Camii olarak da bilinmektedir. Afyonkarahisar’ın en büyük ve görkemli camilerinden biri olan Ulu Camii, Sahipata Nusretiddün Hasan tarafından Anadolu Selçuklu döneminde 36x24 metre çapında 1272-1277 yılları arasında bir arsa üzerine inşa ettirilmiştir. Eser inşa edilirken kargir dört köşe hantal duvarlar üzerine toprak damlı olarak yapılmış olsa da, günümüzde bakır kaplı kubbesi olmayan düz bir çatı ile kapatılmış beş sırada sekizerden 40 çamdan yapılma sütun üzerine oturtulmuştur. Cami, hiç çivi kullanılmadan birbiri üzerine geçme ve bindirme olarak bilinen kündekari tekniği ile yapılmıştır. Bu sebepten dolayı Cami Türkiye’de ve dünyada bu tarzda yapılan sayılı camiler arasında anılmaktadır. Çam sütunların başlıları sarkıt ve baklava dilimleri ile bezelidir. Zamanında sütunların üzerine konulan ahşapların yan yüzleri renkli desenlerle bezenmiş olmasına rağmen maalesef günümüzde çok az izleri bulunmaktadır. Caminin Selçuklu tarzı oyma minberinin kapakları üzerinde yer alan kitabesinde sureler ve eserin yapım tarihini anlatan yazılar bulunmaktadır. Caminin mimarının Emir Hacı Bey olduğu bilinmektedir. Cami içerisinde yer alan ayetleri, Esma’ül Hüsna’yı yazan ve içerideki süslemeleri yapan kişi nakkaş ve hattat Hacı Murat olarak bilinmektedir. Ulu Camii’nin bilinen ilk büyük restorasyonu 1341 yılında, Muzafferüddin Devle Bey'in oğlu Emir Minüddün Abdullah Bey tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu gerçekleştirilen restorasyon neticesinde ise doğu cephesinde yer alan kapısının üzerine bir yazıt eklenmiştir. Yakın bir dönemde ise caminin oturtulduğu direkler ağaç kurtları tarafından yenilerek içleri boşaltılmış olduğu için bir restorasyon görmüştür. Aynı zamanda caminin çatısı onarım görmüş ve caminin batı bitişiğinde yer alan evden dolayı rutubet gördüğü için bu ev satın alınarak yıkılmış ve yerine abdesthaneler ve lavabolar yaptırılmıştır.

Yararlanılan Kaynaklar

Akkanat, C. (2010). Karahisar eteğinde ahşabın sükûneti: Afyon Ulu Camii, Diyanet Aylık Dergi, 237; Aygen, M. S. (1973). Afyonkarahisar Camileri, Türkeli Yayınları No: 1. Ankara: Ulusoğlu Matbaası; Şahin, N. (2007), XIX. Yüzyılda Karahisar-ı Sahib Sancağı. İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık; Sandıkcı, M., Çelik, S., Töre Başat, H. (2016). Afyonkarahisar İnanç Turizmi. Afyonkarahisar: Tasarım Baskı; Uysal, Z. (1993). Afyon Ulu Camii’nin Ahşap Üzerine Boyalı Nakışları. 3. Afyonkarahisar Araştırmaları Sempozyumu Bildirileri: 22-24 Ekim 1993. Afyonkarahisar: Afyon Belediyesi Yayınları; Üstündağ, H. (2018). Afyonkarahisar Ulu Cami’nin Kültürel Değerlerinin Turist Rehberliği Kapsamında Değerlendirilmesi (Basılmamış yüksek lisans tezi). Afyonkarahisar: Afyonkarahisar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü