Tell Tayinat Höyüğü

Höyük

Tell Tayinat, antik ismiyle Kunulua, günümüzde Hatay İlinde, Antakya’nın yaklaşık otuz beş kilometre doğusunda, Asi Nehri’nin kuzey kıvrımında yer alan büyük bir höyük yerleşimidir. Höyük, kuzeyde Anadolu yaylaları, doğuda Mezopotamya ve Suriye bozkırları, batı ve güneyde ise Levant kıyıları arasında stratejik bir kavşak konumundadır. Aynı zamanda bu höyük Amik Ovası’nın doğusunda Asi Nehri’ne yakın bir konumda olan höyüğün batısında kuzey-güney yönlü uzanan Amanos (Nur) Dağları bulunmaktadır. 

Höyük, 1933 yılında Robert J. Braidwood’un Amik Ovası üzerinde yapmış olduğu yüzey araştırmaları esnasında tespit edilmiştir. Höyükte 1935 yılında Chicago Üniversitesi Doğu Bilimleri Enstitüsü adına Robert J. Braidwood başkanlığında başlayan kazılar 1938 yılına kadar devam etmiştir. Akabinde söz konusu höyük yerleşiminde 1999 yılında Toronto Üniversitesinden Timoty P. Harrison öncülüğündeki bir ekip tarafından yüzey araştırması yapılmış olup, ikinci dönem kazıları 2004 yılında başlanmıştır. Tayinat Arkeoloji Projesi kapsamındaki kazılar Timoty P. Harrison başkanlığında, Türkiye Amerikan Araştırma Enstitüsünden Elif Denel direktörlüğünde ve Toronto Üniversitesi’nden Zeynep Kuşdil Sak yardımcı başkanlığında Kanada, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye’den oluşan uluslararası bir ekip tarafından yürütülmektedir. 

Höyüğün iskân tabakaları İlk Tunç Çağı’na kadar uzanmaktadır. Fakat esas yerleşimin Demir Çağ I-III’da yani MÖ XII.- VI. yüzyılları arasında gerçekleştiği burada ele geçen önemli kalıntılardan anlaşılmaktadır. MÖ İkinci bin yılda ise iskanda Orta ve Son Tunç Çağ’larına tekabül eden ortalama 800 yıllık bir ara dönem bulunmaktadır. Bu ara dönemin ise Tell Tayinat’ın yaklaşık 750 kilometre güneydoğusundaki Alalah’ın ortaya çıkışıyla eşzamanlı olduğu saptanmıştır. 

Arkeolojik çalışmalar neticesinde Yeni Asur Dönemi’ne tarihlenen büyük bir eyalet merkezi olduğu saptanan Tell Tayinat Höyüğü, Suriye-Hitit krallığı Patina/Unqi’nin başkenti Kunulua olduğu anlaşılmıştır. Tayinat Arkeoloji Projesi kapsamında yürütülen topografik yüzey araştırmasında yaklaşık yirmi hektar alanı kaplayan yukarı höyük ya da kale alanında Kunulua’nın krallık ve kamusal merkezi ortaya çıkarılmıştır. Buna ek olarak yukarı höyükten kuzeye, doğuya ve güneydoğuya doğru uzanan, Asi Nehri’nin alüvyonları tarafından gizlenmiş yirmi hektar alanı kapsayan halkın yaşadığı düşünülen aşağı höyük yerleşimine ulaşılmıştır. Uydu görüntüleri ve seramik yoğunluğu dağılımları, aşağı höyük yerleşiminin yukarı höyükten kuzeye doğru yaklaşık 200 m ve  doğuya doğru yaklaşık 100 metre uzandığını, bunun da 500x700 metrelik bir birleşik yerleşim boyutuna ya da 35x40 hektar bir alanı kapsadığını göstermektedir. Suriye-Hitit Projesi kapsamında yapılan kazılar genel itibariyle yukarı höyüğün Batı Merkez Alanı’na odaklanmıştır, ancak yukarı höyüğün doğu- güney kenarlarında ve aşağı köyük yerleşiminde de kazı alanları açılmıştır. Burada Demir Çağı II-III arasına tarihlendirilen beş farklı mimari evre ya da Yapı Dönemi’nin geniş yatay açılımları ortaya çıkarılmıştır. İlk tabakada yapılan sondaj çalışmalarında MÖ Üçüncü bin yıla tarihlenen kalıntılar ortaya çıkarılmıştır. Söz konusu alanda bulunan İkinci Yapı Dönemi’nde, Anadolu ve Kuzey Suriye kökenli plan türü olan bīt hilāni planında inşa edilmiş saray yapıları ile iki sütuna sahip kompleks yapı biçimi olan megaron tarzında inşa edilmiş giriş portikosu çift aslanlı sütun kaideleri bulunan bir tapınak yapısına rastlanmıştır. Bu İkinci Yapı Dönemi’nin MÖ VIII.-VII yüzyıla tarihlendiği tespit edilmiştir. Daha sonra TAP kapsamında Demir Çağı III’ye tarihlenen yerleşim üzerindeki araştırmalar Batı Merkez Alanı’nın güney ve doğusunda gerçekleşmiştir. Burada megaron planında inşa edilmiş yapı kalıntıları gün yüzüne çıkarılmıştır. 2011-2017 yılı kazılarında Tapınak XVI’nın güneyinde, bir geçit kompleksi olan Bina XVII ve muhtemelen Yeni Asur fethinden önce Kunulua’da iktidar olan yerel Suriye-Hitit ya da Luvi ailenin gücünü ortaya koyan bir dizi heykel, yerlerinden koparılmış bir şekilde ortaya çıkarılmıştır. Yine bu tarihlerde yürütülen kazılarda bazalt heykeller ile apotropaik niteliğe sahip oturur vaziyette bir aslan heykeli ele geçmiştir. 1,6 metre boyutlarındaki bu heykel günümüzde Antakya Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. Burada ayrıca iki tarafındaki çifte aslan protomlarını dizginleyeren hükmeden “Hayvanlar Hâkimi” temalı tahrip olmuş bir heykel kaidesine rastlanmıştır. Bunun yanı sıra arkasında Luvice hiyeroglif yazıt bulunan üst gövdesi ve başı korunmuş erkek heykeli önemli bir buluntudur. Yazıta göre Suppiluliuma olarak tanımlanan 1,5 metre yüksekliğinde ve 1,5 ton ağırlığındaki bu heykel, muhtemelen Unqi/Patina’nın MÖ IX. yüzyıl ortalarında iktidar olmuş bir kralına aittir. Figürün yüzü sakallı olup beyaz ve siyah taştan yapılmış kakma gözleri vardır ve saçları doğrusal sıralar halinde dizilmiş özenli bir bukle dizisi halinde kıvrılmıştır. Her iki kol da dirsekten öne doğru uzatılmıştır ve her birinde aslan başlarıyla süslenmiş iki kol bileziği mevcuttur. Figür sağ elinde bir mızrak, sol elinde ise bir buğday sapı tutmaktadır. Öte yandan Tell Tayinat kazıları sonucu ele geçen önemi buluntular içerisinde II. Sargon’a ait olduğu düşünülen bir diğer yazıtlı stel ve Asarhaddon’a ait olan bir “vasallik/ bağlılık antlaşması” bulunmaktadır.  Ayrıca çeşitli tabakalarda faunal ve botanik kalıntıların yanı sıra depolama siloları, silindirik kil dokuma tezgâhı ağırlıkları ve tekstil üretimiyle ilgili diğer nesneler yoğun olarak bulunmuştur. Aynı zamanda önemli miktarda yerel olarak üretilmiş çanak çömlekler ile Demir Çağ I’e ait bir kil bulla ve hiyeroglif yazılı bir damga mühür ele geçmiştir. Öte yandan yukarı höyük kazılarında Demir Çağ’a tarihlenen bir metal atölyesi de ortaya çıkarılmıştır. Alandaki metal buluntuların kimyasal analizi, atölyede demir işlemeciliği, bakır eritme ve bakır alaşımlama işlemlerinin yapıldığını ve komplekste hem demir hem de tunç işlendiğini göstermektedir. Kunulua/Tell Tayinat Höyüğü’nde Luvi Hiyeroglif yazılı parçalar ile çoğunluğu edebi veya tarihi içerikli çivi yazılı kil tabletler de bulunmuştur.

Yeni Asur’un Kunulua’daki etkisi, muhtemelen Yeni Asur kralları II. Asurnasirpal ve III. Salmanassar’ın MÖ IX. yüzyılda Kuzey Suriye üzerine gerçekleştirdikleri seferler ile başlamıştır. Zira III. Tiglat-pilaser’in MÖ 738 yılında bağımsız Patina/Unqi Krallığı’nı hakimiyeti altına aldığını, eyalet başkentini Kunalia/Kunulua olarak belirlediği anlaşılmaktadır. Zaman içerisinde Babil karşısında hızla gücünü kaybeden Asur, sahip olduğu toprakları, dolayısıyla MÖ 738’de Kunalua’yı da Yeni Babil Krallığı’na terk etmek durumunda kalmıştır.

Referanslar

Denel, E. ve Harrison, T. P. (2018). Yeni-Assur Dönemi Tayinat. İçinde; S. F. Adalı, K. Köroğlu (Editör), Asurlular-Dicle’den Toroslar’a Tanrı Assur’un Krallığı (ss. 364-379). İstanbul: Yapı Kredi Tayınları.; Lauinger, J. (2012). Esarhaddon’s Succession Treaty at Tell Tayinat: Text and Commentary, JCS, 64, 88-122; Yıldırım, N. (2016). .Çivi yazılı Kaynaklara Göre Patina Krallığın’dan Unqi Krallığı’na Antakya ve Amik Ovası’nın Tarihsel Süreci, Belleten, 80 (289): 701-718; Lauinger, J., Batiuk, S. (2015). A Stele of II. Sargon at Tell Tayinat, Zeitschrift für Assyrologie, 105(1): 54-68.; TAY-Yerleşme Dönem Ayrıntıları, http://www.tayproject.org/TAYages.fm$Retrieve CagNo=2891&html=ages_detail_t.html&layout=web, (Erişim tarihi: 11.02.2024).

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Harrison, T.P. (2011). Temples, Tablets and The Neo-Assyrian Provincial Capital of Kinalia, Journal of the Canadian Society for Mesopotamian Studies, 6: 29-37; Harrison, T.P. (2013). Recent Discoveries at Tell Tayinat (Ancient Kunulua/Calno) and Their Biblical Implications. Congress Volume Munich-Brill, 396-425; Lauinger, J. (2012). Esarhaddon’s Succession Treaty at Tell Tayinat: Text and Commentary, Journal of Cuneiform Studies, 64: 88-122; Lauinger, J. ve Batiuk S. (2015). A Stele of II. Sargon at Tell Tayinat, Zeitschrift für Assyrologie, 105(1): 54-68.