Sultanahmet Arkeoloji Parkı

Doğal ve Kültürel Miras Meydanlık

İstanbul’un, Neolitik Çağ’a (MÖ 6500’ler) kadar uzanan bir yerleşim yeri olduğu, günümüzde devam eden kazılarla gün yüzüne çıkmaktadır. Önemli kısmını Sultanahmet Arkeoloji Parkı’nın oluşturduğu Tarihi Yarımada, Neolitik, Erken Demir çağları ile birlikle, Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma, Geç Roma, Bizans, Osmanlı dönemleri ile günümüze kadar iskân edilen, bugün de kentin önemli çekim merkezlerinden birini oluşturan, dünyanın belki de en zengin arkeolojik, tarihi ve kültürel bölgesidir.

Sultanahmet Arkeoloji Parkı, Tarihi Yarımada’nın ucunda, birinci tepe üzerinde konumlandırılan, Ayasofya, Topkapı Sarayı Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Aya İrini Müzesi, Türk İslam Eserleri Müzesi, Büyük Saray Mozaikleri Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi, Sultanahmet Külliyesi, Küçük Ayasofya Camii, Sokullu Mehmet Paşa Camii, Yerebatan Sarnıcı, Binbirdirek Sarnıcı, Sultan III. Ahmet Çeşmesi, Kayzer Wilhelm Çeşmesi, Ayasofya Hürrem Sultan Hamamı, Tarihi Şifa Hamamı, Bukoleon Sarayı kalıntıları, Hipodrom (At meydanı) kalıntıları, Yılanlı Sütun (Burmalı Sütun), Dikilitaş (Theodosius Sütunu), Örme Dikilitaş, Million Anıtı gibi birçok tarihi yapıyı ve sivil mimari örneklerini barındırmaktadır. Sultanahmet Arkeolojik Parkı, Tarihi Yarımada’yı batıdan çeviren kara surları, eski İstanbul kent dokusunun günümüze kadar ulaşan en iyi örneklerini barındıran Zeyrek ve Süleymaniye bölgeleri ile birlikte 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alındı.

Sultanahmet Kentsel ve Arkeolojik Koruma Alanı, barındırdığı anıtsal eserler, yer üstü kalıntıları ve yer altında keşfedilmeyi bekleyen eserler açısından Tarihi Yarımada içinde, en fazla tescilli eserin yer aldığı miras alanıdır. Bu alanda tescil edilen 992 eserin 354’ünü anıtsal yapılar oluşturmaktadır. Toplam 354 anıt eserin 347’si mevcut, yedisi kayıp anıt eserdir. Alan’da ayrıca, 446’sı mevcut ve 59’u kayıp olmak üzere, toplam 505 adet sivil mimarlık örneği bulunmaktadır.

Miletli İsidoros ve Trallesli Anthemios tarafından 532- 537 yılları arasında inşa edilen Ayasofya, dünyanın en eski ve görkemli anıtsal mabetlerinden biridir. Fatih döneminde camiye dönüştürülmüş, depremlerde gördüğü hasar üzerine, Mimar Sinan’ın gerçekleştirdiği sağlamlaştırma ve takviye restorasyonu sırasında destek payandaları ile güçlendirilmiş, kubbesi onarılmış, yeni minarelerle daha da etkili bir görünüme kavuşmuştur. Günümüzde müze – cami olarak hizmet vermektedir.

Fatih Sultan Mehmet’in isteği üzerine 1460 yıllarında yapımına başlanan ve XIX. yüzyıla kadar eklenen yapılarla büyüyen Topkapı Sarayı, yaklaşık 380 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetim, eğitim ve sanat merkezi olmuş, günümüzde müze olarak hizmet vermektedir. Topkapı Sarayı avlusu içinde kalmış olan Aya İrene kilisesi günümüzde müzik dinletileri ve konserlerin icra edildiği bir kültür yapısıdır.

Ayasofya’nın karşısında konumlanan, Osmanlı Sultanı 1. Ahmet tarafından, 1609-1615 tarihleri arasında yaptırılan, Sultanahmet Camii kubbeleri, altı minaresi, klasik Türk sanatının en tipik örneği mimarisi ve İznik çinileri ile kentteki en görkemli yapılardandır. Duvarlarında mavi renkli İznik çinileri yoğun bir şekilde bulunduğu için Mavi Camii (Blue Mosque) olarak da bilinmektedir.

Sultanahmet meydanında, MS II. yüzyılda inşa edilen ve IV. yüzyılda Büyük Konstantin tarafından imar edilen, ancak günümüze kalıntıları ulaşabilen Hipodrom (At meydanı) tarih boyunca toplanma, kutlama ve ayaklanmaların yöneldiği bir alan olarak işlev görmüştür.

Çatladıkapı ve Kadırga Limanı arasında yer alan Küçük Ayasofya Mahallesi barındırdığı arkeolojik kalıntılar ve anıtsal yapıların yanında geleneksel ahşap konut mimarisi ile tarihi yansıtan bir bölgedir.

Roma ve Bizans dönemlerinde İstanbul’dan Roma’ya kadar uzanan ve önemli bir ticaret-ulaşım yolu olan Via Egnatia, Sultanahmet Million Anıtı’ndan başlamaktadır.

İki büyük imparatorluğun ve medeniyetin merkezi olan, Sultanahmet Arkeoloji Parkı, günümüzde barındırdığı yüzlerce anıtsal eser, yer üstü kalıntıları ve yer altında keşfedilmeyi bekleyen arkeolojik değerleri ile uluslararası boyutta insanlık mirasına sahip arkeolojik, tarihi ve kültürel değerlere sahip özellikli bir alanı temsil etmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Çakmak, A. (2018). Sultanahmet Arkeolojik Parkı Kapsamında Bulunan 58 Ada 1-2 Parselin Mevcut Durumu ve Koruma Mevzuatı Açısından Değerlendirilmesi (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). İstanbul:Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mühendislik ve Fen Bilimleri Enstitüsü; İstanbul Tarihi Alanları Alan Başkanlığı (2018). İstanbul Tarihi Yarımada Yönetim Planı. Alan Başkanlığı Eşgüdüm ve Denetleme Kurulu; Kültür ve Turizm Bakanlığı (2014). Dünya Mirasında Türkiye. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Tanıtma Genel Müdürlüğü; Sarıarmağan, Ş. (2013). Peyzaj Öğeleri Mekansal Veritabanı Tasarımı, Sultanahmet Arkeolojik Parkı Dünya Miras Alanı Örneği (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). İstanbul: Fatih Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; UNESCO (2009). Türkiye’nin Dünya Miras Alanları Koruma ve Yönetimde Güncel Durum. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Somut Kültürel Miras İhtisas Komitesi.