Sultanahmet Meydanı

Doğal ve Kültürel Miras Meydanlık

Bugün Sultanahmet Meydanı adı ile bilinen bölge yani Tarihi Yarımada’nın en uç kısmı İstanbul’un en eski bölgelerinden biridir. Sultanahmet Meydanı, Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkentinde, dünyanın başladığı yer, dünyanın sıfır noktası olarak kabul edilirdi. Farklı dönemleri yaşayan Sultanahmet Meydanı çeşitli kültürlerin etkisinde kalarak İstanbul’un tarihinin şekillenmesi konusunda önemli rol oynadı. Roma İmparatorluğu döneminde hipodrom olarak kullanıldı.

Hipodrom, Septimus Severus tarafından MS 195-196 yıllarında yaptırıldı. Akrobasi ve dans gösterilerinin yapıldığı, atlı araba yarışı etkinliklerinin düzenlendiği ve şövalyeler arasında mızrak dövüşlerinin yapıldığı yer olan hipodromun ortasında, hipodromu ikiye bölen Spina adında bir alan vardı. Spina üzerinde mısırdan getirilen Obelisk, Delfi’de bulunan Apollon Tapınağı’ndan getirilen Yılanlı Sütun ve Örme Dikilitaş bulunuyor ve bu sütunların izleri bugün hala Sultanahmet Meydanı’nda varlığını sürdürüyor. Sultanahmet Camii, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Ayasofya ve Yerebatan Sarnıcı gibi İstanbul’un en önemli abideleri hipodromun çevresinde bulunuyor.

XV-XVII. yüzyılda İstanbul’un Türkler tarafından fethi sonucunda meydan, at meydanı olarak kullanılmaya başlandı. Osmanlılar döneminde meydana ilk olarak Acemioğlan Mektebi olarak kullanılmak üzere Sadrazam İbrahim Paşa tarafından saray yaptırıldı, günümüzde ise bu saray Türk İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılıyor. Bir süre sonra ise karşı konumuna denk gelecek şekilde Kaptan-ı Derya Sinan Paşa Sarayı inşa edildi. 1603-1617 tarihleri arasında Sultan I. Ahmed tarafından mimar Sedefkar Mehmed Ağa’ya tüm Osmanlı coğrafyasındaki altı minareli tek cami olan Sultanahmet Camii ve Külliyesi yaptırıldı.

At meydanı, İstanbul kent tarihinde ve Osmanlı yaşayışında hem coşkulu sünnet düğünlerinin yapıldığı hem de yönetime başkaldıran kapıkulu askerleri tarafından şiddetli eylemlerin gerçekleştirildiği bir meydan olarak seçildi. Sultanahmet Meydanı günümüzde konumu itibarıyla Aksaray’dan gelerek Beyazıt üzerinden Sirkeci’ye devam eden güzergâh üzerinde bulunuyor. Topkapı Sarayı, Sultanahmet Külliyesi ve Ayasofya gibi görkemli yapılarla uzaktan bakıldığında İstanbul şehrinin en çok göze çarpan bölgesi konumundadır. Meydanın bulunduğu tepe, İstanbul’un üzerine kurulduğu yedi tepenin ilkidir. Cumhuriyetin ilanından sonra Sultanahmet Meydanı Osmanlı dönemindeki işlevsel yönünü yitirdi, anıtsal ve tarihten kalan yapılarıyla turistlerin ziyaret ettiği turizm ağırlıklı bir çehreye büründü.

Yararlanılan Kaynaklar

Belge, M. (1999). İstanbul Gezi Rehberi. İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları; Ortaylı, İ. (2010). İstanbul’da Tarihi Yaşamak. İçinde; E. A. Bilgili (Editör), Şehir ve Kültür: İstanbul (ss. 60-101). İstanbul: Profil Yayıncılık; Torgay, H. (2003). İstanbul’un Semtleri: Sultanahmet. İstanbul: Kentim İstanbul Projesi Yayınları.