Smyrna Agora Kazıları

Arkeolojik Kazı

Smyrna, antik dönemde Anadolu’nun en önemli kentlerinden biridir. İlk yazılı kaynaklarda kentin adı Aiol lehçesinde Smurna (Σμυρνα), İon lehçesinde ise Smurne (Σμυρνη) olarak en erken MÖ VII. yüzyılda görülmektedir. Roma dönemi Smyrna için önemli bir dönemdir. MÖ IV. yüzyıl sonu ile III. yüzyılın başlarında Pagos tepesi önünde ve yamaçlarında kurulan yeni İzmir şehrinin planı, araziye uydurularak çizilmiştir. Smyrna kenti MÖ IV. yüzyıldan itibaren antik kaynaklardaki adıyla Pagos Tepesi’nin (Kadifekale) denize bakan eteklerinde ve zirvesinde şekillenmeye başlamıştır. Büyük İskender’e dayanan kuruluş efsanesi ve bu efsaneye paralel seyreden arkeolojik bulgularıyla Smyrna, Hellenistik dönem tarzına uygun planlanmış görkemli bir kenttir. MS IV. yüzyılda Batı Anadolu kıyılarına ulaşan Got akınlarıyla başlayan sürekli siyasi karışıklık ve savaş dönemiyle beraber dağılan güven ortamı birçok kentte olduğu gibi Smyrna’nın da tekrar surlarla çevrilmesine neden olmuştur. Akropol Kalesi bundan sonraki Ortaçağ süreci boyunca konumu gereği savunmanın en önemli yapısı olma özelliğini devam ettirmiştir.

Yalnızca Smyrna’nın değil tüm Batı Anadolu antik kentlerinin su ihtiyacının temini konusundaki ilk kapsamlı çalışma XIX. yüzyıl sonunda Georg Weber tarafından yapılmıştır. Antik kalıntıların henüz gözlemlenebildiği bir dönemde titiz bir araştırma yürüten Weber’in, plan ve çizimler ile zenginleştirdiği çalışması günümüz modern araştırmalarının temelini oluşturmaktadır. Bugün antik Smyrna’nın ihtiyaçlarını karşılayan su yolları hakkında yapılan tüm araştırma ve görüşler Weber’in tespitlerinden yola çıkılarak oluşturulmuştur.

Smyrna Agorası’nın inşası Hellenistik döneme dayanmaktadır. Güney yönden Pagos’un eteklerine yaslanan Agora, bazilikanın kuzeyinden kalan şehir ve Spilos dağlarını görmesi bakımından sadece toplumsal yaşam merkezi değil coğrafi stratejik bakımından da önemini göstermektedir. Smyrna Agorası’nda bulunan yapılar; Avlu, Batı Stoa, Doğu Stoa, Bazilika ve en son ortaya çıkarılan Bouleuterion ve Agora’yı çevreleyen caddelerdir.

1933- 1941 yılları arasında İzmir Müzesi Müdürlüğü ile Türk Tarih Kurumu işbirliği ile başlanan arkeolojik kazılar öncelikle Agora’da yapılmıştır. Bazilikanın in-situ olarak korunmuş sütunları etrafında başlayan kazılar Batı Stoa’ya ve sonra da Doğu Stoa’ya genişlemiştir. Bu kazıların sonuçları ilk olarak 1934 yılında F, Miltner ve S, Kantar tarafından bir kazı raporu olarak, 1943 tarihinde R. Naumann ve S. Kantar tarafından ikinci bir kazı raporu olarak yayımlanmıştır. 1944 yılında Agora’daki kazıları yürüten R. Duyuran tarafından yapılan kazının kısa bir raporu yayımlanmış; daha sonra da 1950 yılında yine R. Naumann ve S. Kantar tarafından daha kapsamlı bir makale olarak yayımlanmıştır.

Bazilika agoranın avlu alanının kuzey kenarında yer almaktadır. Yapı 29 metre genişliğinde 161 metre uzunluğundadır. Avlu düzleminin altında bulunan bodrum katı dört galeriden ibaret olup kemerli bir konstrüksiyona sahiptir. Avlu seviyesi üzerinde iki kat şeklinde yükselen Bazilikanın zemin ve birinci katı ortadaki galeri daha geniş olmak üzere üç galerilidir. Bazilikalar, birbirinden sütun ya da ayaklarla ayrılmış, orta nefi yüksek yan nefleri dar ve alçak olan dikdörtgen planlı yapılardır. Smyrna Agorası’nda bulunan Bazilika avlunun kuzeyinde, doğu batı yönünde konumlanmıştır. 2002 ve 2003 kazı sezonlarında tamamıyla açığa çıkarılan bazilika üç nefli dikdörtgen bir plana sahiptir. Geniş bir orta nef ve daha dar iki yan neften oluşan Bazilika’nın, iki katlı cephe görünümüne sahip bir yapı olduğu anlaşılmıştır. Tek katının yüksekliği daha fazla olan orta nefe rağmen kuzeyde agora dışına ve güneyde avluya bakan yan neflerin iki katlı olduğu düşünülmektedir.

Son dönemde Namazgah Mevkii’ndeki Smyrna Agorası’nda Batı Alan olarak tanımlanan alanda Bouleuterion, Bouleuterion Caddesi, Agora Kuzey Cadde batı sonu, Agora Roma Hamamı, Osmanlı dönemi tescilli yapı ve kuzey alan olarak tanımlanan alanda ise Agora Kuzey Cadde doğu sonunda ve Temaşalık Mevkii’nde Smyrna Tiyatrosu’nda kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Bununla birlikte Bazilika bodrum katı grafitoları konservasyon çalışmaları da yapıldı. 2017 yılına kadar yapılan kazı çalışmaları ile bouleuterion parseli olarak adlandırılan bu alanda Hellenistik dönemden Geç Roma dönemine kadar üç kez Smyrnalıların meclis yapısı inşa ettiği tespit edilmiştir.

Smyrna Agorası Hamam yapısında ve Basmane Mevki kazılarında ele geçen ve Erken Bizans dönemine tarihlendirilen çok sayıda kandil üzerindeki yıldız tasviri dikkat çekici bulunmuştur. Yahudiliğin önemli sembollerinden biri olan Davud Yıldızı’na (Magen David) bu kandiller üzerindeki yıldız tasvirlerinin benzerliği bu topluluğun Smyrna’daki varlığının işareti olarak değerlendirilmiştir.

Smyrna, MS 54 yılında Ephesos’a gelerek, iki yıl üç ay kalacak olan Aziz Paulus’un üçüncü misyonerlik yolculuğunda, Ephesos’a gelmeden önce veya sırasında çok kısa süre de olsa ev sahipliği yapmıştır. Smyrna Kilisesi’nin Aziz Paulus’un geldiği zaman ya da sonrasında veya Aziz Yuhanna’nın kesin olarak bilinemeyen bir tarihte Smyrna’ya geldiği zaman kurulduğu düşünülmektedir. Smyrna Kilisesi’ne ilişkin tek atıf İncil’de yedi kiliseden birinin bulunması ile ilgilidir. Erken Bizans döneminde inşa edilecek yedi Aziz Yuhanna Kilisesi’nden biri de Smyrna’da inşa edilecektir. Ancak kilisenin yeri konusunda kesin veri bulunmamaktadır.Muhtemelen Smyrna Agorası’nın hemen güneyindeki yamaçta yer alan metruk Aya Yanni Kilisesi’nin bulunduğu yer en uygun nokta olarak işaret edilmiştir.

2007 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi adına Doç. Dr. Akın Ersoy’un başkanlığıyla başlanan kazı çalışmaları günümüzde konservasyon ve restorasyon çalışmalarında Agora Roma Hamamı doğu kemeri ve kuzey duvarı konservasyon projesi uygulaması ile devam etmektedir. Ele geçen buluntular İzmir Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmekte olup, Agora örenyerini yılda yaklaşık 100 bin kişi ziyaret etmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Beyru, R. (2011). 19. Yüzyılda İzmir Kenti. İstanbul: Literatür Yayınları; Doğer, E. (2011). İzmir’in Smyrna’sı, Paleolitik Çağ’dan Türk Fethine Kadar, İstanbul: İletişim Yayınları; Ersoy, A., Göncü, H. ve Akar Tanrıver, D.S. (2019). Smyrna/İzmir Kazı ve Araştırmaları III (Smyrna/İzmir Excavation and Research III). İstanbul: Ege Yayınları; Ersoy, A. (2018). Bazı Arkeolojik Buluntu Örnekleri Üzerinden Antik Smyrna/İzmir’de İnançlar, Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 1 (5): 87-107; Ersoy, A. (2019). Smyrna/İzmir,2018. 41. Uluslararası Kazı Sonuçları Toplantısı (KST), (17-21 Haziran 2019-Diyarbakır) Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Yayınları, Cilt- 1: 79-93; Rudolf N. ve Selahattin K. (1943).İzmir’de Roma Devrine Ait İyon Agorasında Yapılan Hafriyat Hakkında İkinci İhzari Rapor, Belleten, VII/26. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi: 213-225.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Ersoy, A., Göncü, H. & Akar Tanrıver, D.S. (2019). Smyrna-İzmir Kazı ve Araştırmaları III (Smyrna/İzmir Excavation and Research III). İstanbul: Ege Yayınları.