Side Antik Kenti

Doğal ve Kültürel Miras Antik Kent

Antik dönemde Kleopatra’nın denize girdiği sahiller olarak bilinen ve eski Anadolu dillerinde nar anlamına gelen Side kenti bir yarımada üzerinde yer almaktadır. Geçmişin derin izlerini taşıyan Side’nin tarihi Hititlere kadar uzansa da bereketin sembolü nar anlamına gelen Side MÖ VII. yüzyılda İzmir’in kuzeyinden gelen birtakım Grek toplulukları (Aioller) tarafından kuruldu. Side’nin paralarında resmedilen nar kentin simgesi olmasını Roma İmparatorluğuna kadar devam ettirmiştir. Grek toplulukları yerel halktan o kadar etkilenmişler ki Grekçe konuşmasını unutup yerli halkın dilini konuşmuşlardır. Büyük İskender Side’yi ele geçirdikten sonra ilk verdiği emir Grekçe öğrenilmesidir. Ayrıca bu dönemde kent kendi adına gümüş sikke basmışlar. Bu sikkelerin üzerinde şehrin simgesi nardan başka tanrıça Athena ve tanrı Apollon resmedilmiştir. En parlak dönemini Roma egemenliği altında yaşayacak kent MÖ 129’da Roma egemenliğine girmiştir. Korsan kenti olarak bilinen Side’de Doğu Akdeniz’in en büyük esir Pazar faaliyetini MÖ IV. yüzyıla kadar sürdürmüştür. Bu dönemde Pamfuliya’nın Metropolis olarak adlandırılan Side dini merkez işlevi kazanmıştır. Kentte dini merkez işlevinin dışında balıkçılık, Doğu Akdeniz kentleri ile deniz ticareti ve esir ticareti çok gelişmiştir. MS IV. yüzyıldan sonra gücünü kaybeden Side giderek yoksullaşmış, kent nüfusu azalmıştır. Ancak V. yüzyıl ile birlikte Pamfilya bölgesinin önemli bir Piskoposluk merkezi olarak tekrar gelişen Side sınırlarını aşmıştır. Kent yangınlar, depremler ve Arap akınlarıyla birlikte terk edilmiştir. Araplar bu şehre Eski Antalya ismini verirken, 1900’lü yılların başında Girit Adası’ndan gelen Türk göçmenler bugünkü Side’yi yurt edindiler ve buraya Selimiye Köyü adını verdiler.

Side’ye ilişkin bilgiler, Strabon, İdrisi ve Stratonikos gibi antik çağ tarihçi-coğrafyacıların ortaya koyduğu bilgilerden öğrenilebilmektedir. Antik çağ coğrafyacılarından Strabon’a göre bu kent, Kyme’nin (Nemrut Köy) bir kolonisidir. Arap coğrafyacısı İdrisi ise (1150’ye doğru) Side’yi yanık Antalya olarak adlandırmakta, halkının ise iki günlük mesafede bulunan Yeni Antalya'da iskân edilmiş olduğunu bildirmektedir. Tarihçi Stratonikos ise kendisine “İnsanların en kötüsü ve haini kimdir” diye sorulduğunda, “Pamfuliya’da Phaselis halkı, fakat bütün dünyada Side” diye cevap verirmiş.

Ticaret ve liman kenti olarak tanınan Side antik kentinde eserler çoğunlukla MS II. veIII. yüzyıla aittir. Helen, Roma ve Bizans dönemlerinin yapı özelliklerini gösteren şehir surları arasında oldukça tahrip olan Ana Kapı’dan antik kente giriş yapılmaktadır. Ana Kapı’nın karşısındaki Anıtsal Çeşme (Nymphaeum) bulunmakta ve şehrin su ihtiyacını Manavgat Çayı’nın (Melas) kaynağından şehre su getiren Su Kemeri aracılığıyla sağlamaktadır. Çeşmenin önünde geniş bir havuz bulunmaktadır. Şehir Kapısı olarak adlandırılan Ana Kapı Helenistik dönemde yapılmış, ayrıca dıştan iki kule ile kentin savunma ihtiyacını karşılamaktadır. Şehir kapısından sonra Sütunlu caddeler başlamaktadır. Tiyatroya kadar uzanan Sütunlu Cadde’de birbirine bitişik dükkanlar ve arkasında Konsollu Ev dikkat çekmektedir. Bu evlerin içinde çeşme, kanalizasyon sistemi bulunmaktadır ve ayrıca oturma odaları mozaiklerle süslüdür. Ticaret Agorası kare planlı, ortasında 12 sütunlu çevrili yuvarlak planlı Tykhe Tapınağı (Şans Tanrıçası) yer alırken, güneybatı köşesine de 24 kişilik oturma yeri ile yarım daire biçimli latrina (tuvalet) yerleştirilmiştir. Dükkanlarla çevrili olan Agorada granit sütunlarla çevrili bir stoa da vardır. Ticaret Agorası’ndan Tiyatro’ya giden yolda İmparator Vespasianus’a (MS 69-79) adanan Vespasianus Anıtı bulunmaktadır. Bu anıt daha sonra çeşme binasına dönüştürülmüştür. Tiyatro’nun kuzeybatı köşesinde Dionysos Tapınağı bulunmaktadır. Liman Hamamı, Büyük Hamam ve bugün müze olarak kullanılan Agora Hamamı olmak üzere antik şehirde üç hamam bulunmaktadır. MS II. yüzyıldan kalma Roma Hamamı onarılarak ve restore edilerek 1964 yılında müze olarak hizmete açılmıştır. Müze, heykeltıraşlık eserleriyle birlikte antik bir hamamın özelliklerini Apodyterium (Soyunma Odası); Frigidarium (Soğuk Bölüm); Tepidarium (Ilık Bölüm); Caldarium (Sıcak Bölüm) ve Sudatorium (Terleme Odası)) taşımaktadır. Ayrıca müzede heykeller, boğa başları, su ve güneş saati gibi eserler görülmektedir. Bugün müze olarak kullanılan Agora Hamamı’nın zeminden ısıtma (Hypocaust) sistemi de bulunmaktadır. Yine bir MS II. yüzyıldan kalma yapısı olan diğer bir yapı da Tiyatro’dur. 15 bin seyirci kapasitesine sahip olan tiyatro, diğer tiyatrolardan farklı olarak yamaca yaslanmadan inşa edilmiştir. Tiyatro, MS V. ve VI. yüzyıllarda açık hava kilisesi olarak da hizmet vermiştir. Bizans dönemine kadar çok tanrılı bir dini benimseyen Sideliler, şehirde birçok tanrı adına tapınaklar yapmışlardır. Bunlar: Athena, Apollon, Men tapınaklarıdır. Büyük Tapınak baştanrıça Athena’ya; küçük Tapınak ise Apollon’a adanmıştır. Ünlü Mısır Kraliçesi ile destansı aşk yaşayan Roma İmparatoru Marcus Antonius’un burada birlikte denize girdikleri ve günbatımını izlediklerine inanılmaktadır. Ancak yeni arkeolojik çalışmalar ile birlikte Men Tapınağının aslında Demeter’e ait olduğu tespit edildi. Athena ve Apollon Tapınaklarının bulunduğu kutsal alana MS V. yüzyılda Güney Bazilikası inşa edilmiştir. Side antik kentinin diğer yapıları arasında nekropol (şehir mezarlıkları), şehir limanı, devlet agorası, su sarnıçları, klişeler-piskoposluk sarayı, misafirhane bulunmaktadır.

Side antik kentinde Ord. Prof. Dr. Arif Müfid Mansel tarafından başlatılan kazılarda, müzede sergilenen eserlerin büyük bir bölümü, Ord. Prof. Dr. Arif Müfid Mansel ve öğrencisi Prof. Dr. Jale İnan tarafından 1947-1967 yılları arasında kazılarda ortaya çıkarılan buluntulardan oluşmaktadır. 2010-2018 yılları arasında kazı başkanlığını Anadolu Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hüseyin Alanyalı yürütmüştür. 2019 yılında ise bu görevi Prof. Dr. Feriştah Alanyalı yürütmektedir. Kazı çalışmaları hamam yapısı ve tapınaklar alanı üzerinde yoğunlaşmaktadır.

Günümüzdeki Side, eskinin yeni ile buluşması gibidir. Side Çarşısı’nda mağazaların içindeki cam zeminler ve altındaki mozaikler bunu kanıtlayıcı niteliktedir. Side antik kentinin yakın çevresinde Titreyen Göl ve Manavgat Şelalesi bulunmaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Çimrin, H. (2002). Antalya Tarihi ve Turistik Rehberi. İstanbul: Yaylacık Matbaası; Kazıbaşkanı, https://kvmgm.ktb.gov.tr/Eklenti/68361,2019bakanlarkurulukararlikazitpdf.pdf?0, (Erişim tarihi: 10.09.2020); Side Müzesi-Tiyatrosu Ziyaretçi Sayısı, http://www.dosim.gov.tr/assets/documents/2019-ZIYARETCI-WEB-SITESI.pdf, (Erişim tarihi: 10.09.2020); Side Örenyeri, https://muze.gov.tr/s3/MysFileLibrary/Antalya%20Side%20antik%20tiyatro-0eb4d3c3-17bd-42e1-9181-4b90979a5514.pdf, (Erişim tarihi: 10.09.2020); Tonguç, E. S. (2018). Ayrıcalıklı RotalarTürkiye. Yücel Sönmez ve Serkan Ocak (Editör), Antalya. İstanbul: Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık; Yenen, Ş. (1998). Anadolu Destanı Türkiye Gezi Rehberi. İstanbul: Asır Matbaacılık.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Antalya İl Kültür Müdürlüğü. (2012a). Dünden Bugüne Antalya Cilt-I. Antalya: Antalya Valiliği; Antalya İl Kültür Müdürlüğü. (2012b). Dünden Bugüne Antalya Cilt-II. Antalya: Antalya Valiliği.