Türkiye’de birçok yerel üzüm çeşidi bulunmakla birlikte, orijinal teruarları ile birlikte başlıca kaliteli kırmız şaraplık üzümlere Kalecik Karası-Kalecik, Papaz Karası-Kırklareli, Öküzgözü-Elazığ ve Boğazkere-Diyarbakır; beyaz şaraplık üzümlere ise Emir-Kapadokya, Sultaniye-Manisa, Misket-Bornova ve Narince-Tokat örnek olarak verilebilir.

Gastronomi turizmi, tüm dünyada her geçen gün daha da önem kazanarak büyük kitlelere hitap eder hâle gelmektedir. Bu bağlamda oluşturulan şarap rotaları ile üzüm bağlarının olduğu bölgelerde bağların arasında turlar, gezilecek, görülecek yerler ile yeme-içme mekânları planlanmaktadır. Dünya örnekleri incelendiğinde Fransa, İtalya, Amerika Birleşik Devletleri, İspanya, vb. birçok ülkede alt bölgeleri de içerisine alacak şekilde birçok tanımlı şarap rotası bulunmaktadır. Türkiye’nin hemen her bölgesinde üzüm yetişebilmesine rağmen hali hazırda sadece Trakya Bağ Rotası ile Urla Bağ Yolu olmak üzere iki adet şarap rotası oluşturulmuştur.

Trakya Bağ Rotası; Tekirdağ, Şarköy, Gelibolu ile Kırklareli bölgelerinde faaliyet gösteren 12 butik şarap üreticisinin bir araya gelerek Trakya Kalkınma Ajansı mali desteği ile hayata geçirdiği, Türkiye’nin ilk bağ rotası projesidir. Proje ile dört farklı bağ rotası oluşturuldu ve bu rotalar bir bütün haline getirilerek Trakya Bağ Rotası hayata geçirildi. Yerleşim bölgelerine göre; Tekirdağ: Umurbey, Şato Nuzun, Barel, Barbare, Şarköy: Melen, Gülor, Şato Kalpak, Kırklareli: Arcadia, Çamlıca, Vino de Sera, Gelibolu: Gali, Suvla bağları rota içerisinde tanımlandı. Urla Bağ Yolu, İzmir-Çeşme arasında bulunan Urla bölgesinde yedi butik şarap üreticisinin bir araya gelerek oluşturduğu bir bağ rotasıdır. Urla Şarapçılık, Urlice, USCA, MMG, Mozaik, Urla Bağ Evi ile Limantepe bağları rota içerisinde tanımlandı.

Asmanın gen kaynağı olan topraklarımız üzerinde yeni bağ rotaları belirlenerek Türkiye’nin sahip olduğu turizm potansiyelinin harekete geçirilmesi, bu yolla yerli-yabancı turist sayısının arttırılarak turizm sektörünün geliştirilmesiyle tanımlanacak bölgelerde sosyal ve ekonomik kalkınma açısından sürdürülebilir iyileşme ve büyüme sağlanabileceği açıktır.