Odunpazarı Tarihi Kent Merkezi (Eskişehir)
Destinasyon Destinasyon Ziyaretçi Merkezi Kentsel Destinasyon Kültürel Miras Destinasyonu UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi Yerleşim Merkezi İlçe Yerleşimi
-
2024
İlçelerinden biri Odunpazarı olan Eskişehir, ortasından Porsuk Çayı’nın geçtiği düzlük bir arazide yer almaktadır. MÖ 1460’lı yıllarda bu bölgede Hititler’in yerleşik hayat kurdukları düşünülmektedir. Bu bölgede MÖ 700’de Frigyalılar yönetime gelerek Doryaeum’u kurmuşlardır. İlerleyen yıllarda ise Romalıların, Lidyalıların, Perslerin, Makedonların, Romalıların ve Celtler’in hakimiyeti sürmüştür. Şehir, 1074 yılında Selçukluların hakimiyetine girmiştir. Rivayetlere göre, şehirde en uygun yerleşim yerini seçebilmek için etlerin en uzun süre çürümeden kalabildiği bölgenin en ideal bölge olduğu düşünülmektedir. Bu sebeple, Porsuk Çayı’nın civarlarına koyun akciğeri ve karaciğeri asmışlar ve çürümenin en geç başladığı noktanın Odunpazarı bölgesi ve ardından Dorylaeum şehri olan Sarhöyük olduğu belirlenmiştir. Odunpazarı, Selçuklu döneminden Cumhuriyet dönemine kadar olan sürece dair birçok tarihi eseri barındırmaktadır. Özellikle Hitit uygarlığına ve Frigya Krallığı’na ait birçok tarihi eser Eskişehir Ovası’na hakim noktada yer almaktadır. Bizans döneminde bölgede üç önemli nokta olduğu bilinmektedir.
Yapılan kazı çalışmalarında bulunan Bizans sikkeleri, VII. ve XI. yüzyıllarda arasında bu bölgede yerleşimin sürdüğünü göstermiştir. Osman Bey, Söğüt’e yerleştikten sonra Karacahisar Kalesi’ni almıştır, Karacaşehir’deki ilk yerleşimin de burası olduğu bilinmektedir. Bölgede 1299 yılında ilk hutbe okutularak Osmanlı Beyliği’nin kurulduğu ve ilk gümüş sikkelerin bastırıldığı bilinmektedir. Şehir, 1877-1878 yılları arasında Osmanlı-Rus Harbi’nden sonra şimdiki Eskişehir sınırları içerisine gelen muhacirler ile beraber kalabalıklaşmaya başlamıştır. Eskişehir’in en belirgin gelişimi ise, demiryolunun seferlere başlamasından sonra olmuştur. Zira Eskişehir’in kentsel gelişiminin temeli de Odunpazarı’nın gelişimiyle atılmıştır. Şehrin ismi, 1074 yılında Selçukluların hakimiyeti sürecinde Sultanönü ismiyle bilinmektedir. Ancak ilçede yer alan Sebahattin Günday Parkı’nın bulunduğu meydanda geçmişte köylüler tarafından dağlardan getirilen odunların satılmasıyla oluşan ritüel nedeniyle bölgenin adı “Odunpazarı” olarak anılarak günümüze dek ulaşmıştır.
Odunpazarı, 2012 yılından itibaren UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer almaktadır. UNESCO’nun amacı; Dünya Mirası kategorisine alınan kaynakların dünyaya tanıtılması, korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasıdır. İlk kez 1994 yılında oluşturulan geçici miras listesinde; dört karma (kültürel/doğal), üç doğal ve yetmiş iki kültürel varlık yer almaktadır. Odunpazarı, mimari zenginliğini 1074 yılında Selçukluların hakimiyeti sürecinde kazanmıştır. Odunpazarı’nda bulunan tarihi Türk evlerinin, iç ve dış mekansal tasarımı geleneksel Türk mimarisinin izlerini taşımaktadır. Bölgedeki mimari yapı elemanları, malzemelerin özellikleri, iç donanım öğeleri ve sokakların doğal yapıları geleneksel mimarinin izlerini günümüze dek taşımıştır. Odunpazarı bölgesi, dört yüz yıllık Mevlevilik dönemine ev sahipliği yapmış olması sebebiyle, kentin ve bölgenin kentsel ve demografik gelişiminde kalıntıları görülmektedir. Zira bölgede yer alan ahşap evler, günümüze dek bozulmadan gelen nadir yapılardandır.
Odunpazarı’nda günümüzde hala bulunan ve rengârenk görüntüsüyle ilgi çeken tarihi ahşap evler, geçmişle günümüz arasında bir köprü oluşturmaktadır. Anadolu-Türk kentlerinin geleneksel dokusunu yansıtan Odunpazarı evleri; bölgenin topografik yapısı dikkate alınarak sokak ve arazinin konumuna uygun şekilde inşa edilmiştir. Evler bitişik bir formda, tek katlı, iki veya üç katlı olmak üzere dar sokaklar üzerinde bitişik bir formda yer almaktadır. Evlerin dış cephelerinin bazılarında küçük pencerelere yer verilmiştir. Giyotin veya çift kanatlı tasarlanan kare ve dikdörtgen formdaki bu pencereler, evlerin sokakla iletişimini koruması amacıyla inşa edilmiş olup bu dizayn şekli evde konaklayanlar için yaşam alanı da oluşturmaktadır. Aynı zamanda ev içerisinde en değerli bölümleri ifade eden bu çıkma pencereler; evde daha geniş bir alan oluşturmak ve boş oda veya evin köşk odası denilen temel yaşam alanını vurgulamak üzere sokağın yapısına ve arsanın şekline göre dizayn edilebilmektedir. Bu evlerin alt katları kiler, depo, kömürlük, ambar olarak kullanılmış olup, barınmanın konforunu artıracak şekilde dizayn edilmiştir. Evlerin kapıları ise, giriş kapısı ve bahçe kapısı olmak üzere iki türe ayrılmaktadır. Kapılar tek ve çift kanatlı olarak tasarlanabilmektedir. Çift kanatlı kapılar, at arabalarının giriş-çıkışlarını kolay hale getirmek üzere tercih edilmektedir. Ayrıca çift kanatlı kapılara sahip evlerin gelir düzeyinin diğerlerine göre daha yüksek olduğu bilinmektedir. Tek ve çift kanatlı olabilen ahşap kapılar, geometrik motiflerle zenginleştirilmiş olup, çakma tekniğinin kullanıldığı işçiliğe sahiptirler.
Odunpazarı tarihi evlerinden bazıları günümüzde restoran olarak kullanılmaktadır. Bu tarihi evlerin içerisinde Eskişehir’in yöresel yiyeceklerini tadabilmek mümkündür. Eskişehir mutfağı hamur işleri ve etli yemekleri ile öne çıkmaktadır. Yöresel yemekler içerisinde Balkan ve Tatar mutfağının esintilerini görmek mümkündür. Tatarların dilinde güzel anlamında kullanılan “çi” kelimesi ile bilinen “Çi Börek” ve büyükler tarafından çelik çomak benzeri bir oyunu oynayanlardan kaybedenlerin yaparak kazananlara ikram ettiği bir tatlı olarak bilinen “Met Helvası”, meşhur yöresel yiyeceklerden bazılarıdır. Odunpazarı’nda ulusal ve uluslararası birçok festival de düzenlenmektedir. “Uluslararası Ahşap Heykel Festivali”; her yıl farklı temalarla düzenlenmekte olup Odunpazarı’nın markası haline gelmiştir. Festivale katılan sanatçılar, Odunpazarı’nda yer alan ve kimileri atölyelere dönüşmüş olan tarihi yapılarda çalışabilmektedirler. Bu festivalde, ağaç işlerine ilgi duyan herkes çalışma yapabilmektedir. Özellikle kuruyan, ölen ve yanmış ağaç gövdeleri kullanılarak eserler oluşturulabilmektedir. Festivalin sonunda ortaya çıkan tüm eserler, Ahşap Eserler Galerisi’nde sergilenmektedir. Ayrıca günümüze kadar düzenlenen beş farklı temadaki festivalden elde edilen gelirler, bölgeye toplamda 450 bin metrekare orman kazandırmıştır. “Uluslararası Cam Festivali” de benzer anlayış ile gerçekleştirilmektedir. Uluslararası sanatçılar Odunpazarı’na gelerek eserlerini sergilemektedirler. “Uluslararası Eskişehir Odunpazarı Seramik Pişirim Teknikleri Çalıştayı” ile, ülkenin farklı yerlerinden gelen sanatçılar ve uzmanlar eser üretmektedirler. Çalıştayda farklı pişirim teknikleri uygulanmakta olup, yetişkinler, üniversite öğrencileri ve çocuklar bu deneyimi yaşayabilmektedirler. Eskişehir taşı ve Beyaz Altın olarak da biline Lületaşının işlendiği “Ulusal Odunpazarı Lületaşı Festivali” kapsamında amatör lületaşı oyma yarışmaları düzenlenmekte ve ortaya çıkan eserler sergilenmektedir. “3D Gençlik Festivali” ise, Avrupa Birliği Derneği işbirliğinde Türkiye ve Eskişehir ile anlaşma imzalayarak Odunpazarı Dinleme, Diyalog, Dayanışma (3D) Gençlik Festivali düzenlenmektedir. Festival, dokuz Avrupa Birliği ülkesinin ardından Eskişehir’de düzenlenmiştir. Festivalde çeşitli dans gösterileri, konserler ve tiyatro gösterileri düzenlenmektedir.
Referanslar
Odunpazarı Belediyesi (2024). Odunpazarı, #Bizi Unutma :), (Erişim tarihi: 22.12.2024);
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü (2024a). Odunpazarı Tarihi Kent Merkezi (Eskişehir) Odunpazarı Tarihi Kent Merkezi (Eskişehir), (Erişim tarihi: 22.12.2024); T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü (2024b). Dünya Miras Geçici Listesi. https://kvmgm.ktb.gov.tr/tr-44395/dunya-miras-gecici-listesi.html, (Erişim tarihi: 22.12.2024).