Kyzikos Antik Kenti Kazıları

Arkeolojik Kazı Doğal ve Kültürel Miras Yerleşim Kazısı Antik Kent

Balıkesir’in Erdek ilçesinin sınırları içinde, Bandırma-Erdek karayolu üzerinde, Erdek’in sekiz kilometre doğusunda yer almaktadır. 1431 yılında Kyzikos kentini ziyaret ederek Hadrian Tapınağı’nı ilk olarak ayrıntılı tanımlayan Ancona’lı Cyriacus’tur. XIX. yüzyılda Kyzikos’a gelen A. de Mottrage ile J. F. Michaud’ın tapınağı tanımlayamamaları tapınağın büyük ölçüde tahrip olduğunu göstermektedir. Th. Texier ve G. Perrot tapınak kalıntıları üzerinde durmuşlardır. 1910 yılında yayınladığı eserde F. W. Hasluck, Kyzikos ve çevresi hakkında bilgi vermektedir. 1964 tarihli eseri ile R.M. Ertüzün, Kapı Dağ ve çevresinin yanı sıra Kyzikos hakkında da ilk ayrıntılı bilgi veren yazardır. 1989-1997 yılları arasında Prof. Dr. A. Yaylalı, Hadrian Tapınağı’nda ilk bilimsel kazıları yapmıştır. 2006 yılından itibaren de Prof. Dr. N. Koçhan başkanlığında kazı çalışmaları devam etmektedir. Kazıda çıkarılan eserler Bandırma Müzesi’nde sergilenmektedir. Antik kenti ve müzeyi yıl içinde çok sayıda kişi ve gruplar ziyaret etmektedir.

Kuruluş Miti

Kyzikos’u kuranların Pelasglı Dolion halkı olduğu kabul edilmektedir. Strabon ise Pelasglar’ın, Elaia’lı Menekrates’ten aktardığına göre İonia kıyıları ve yakın adalarında yaşayanlar olduğunu kabul etmektedir Homeros ise Pelasglar’ın Theselia’da yaşadıklarını, Troya’nın müttefiki olduklarını belirtir. Kral Kyzikos Dolion kralı olduğuna göre, Kyzikos halkı Aeol saldırıları sonucu Thessalia’dan göç etmek zorunda kalan Pelasglı Dolionlar’dır. Kral Kyzikos, Stilbe’nin oğlu Theselia’lı Aineus ile Trakya Kralı Eusoros’un kızı Ainete’nin oğludur ve bölgede siyasi güç kazanmak için Rhyndakos Kralı Merops’un kızı Kleite ile evlidir.

Tarihi Olaylar

MÖ birinci binli yılların başlarındaki durumu hakkında bilgi sahibi olunmadığından Argonautlar mitosunda da adı geçen Kyzikos’un tarihi, Miletos kolonisi olmasıyla başlatılmıştır. Strabon, Lampsakos’lu Anaksimenes’den aktararak, Kyzikos’u Miletosluların kolonize ettiğini bildirmiştir. Eusebios ilk olarak MÖ 756, ikinci olarak MÖ 679’da Miletos’un Kyzikos’u kolonize ettiği belirtilmektedir.

Lydia’da MÖ 680’de başlayan Mermnad Hanedanı döneminde, Kral Gyges babası Daskylos adına Daskyleion kentini kurdurur. MÖ 546’da Lydia krallığına son veren Persler bu toprakları iki satraplığa ayırmaktadırlar. Güneydeki satraplığın başkenti Sardes, kuzeydekinin ise Daskyleion olmaktadır. Kyzikos, Mitrobates’in yönetimindeki Daskyleion satraplığı sınırları içinde yer almaktadır. Miletos tiranı Aristagoras’ın başlattığı İon isyanı nedeniyle MÖ 494’de yapılan Lade Savaşı’nda galip gelen Persler, Miletos’u tahrip ederler.

Lade savaşı sonrası MÖ 493’de Persler’in müttefiki Fenikeliler, Prokonnesos’u ve Kapıdağ Yarımadası’ndaki Artake’yi tahrip edince Kyzikoslular, Daskyleion satrapı Megabazos ve oğlu Oibares’e Pers yönetimini kabul ettiklerini bildirmektedirler. MÖ 479’da İon Birliği’nin Pers donanmasını Mykale’de yenmesi üzerine bağımsızlığını kazanan batı Anadolu kentlerinin yanı sıra Kyzikos da MÖ 478’de Attik-Delos Deniz Birliği’ne katılmış ve dokuz talent vergi ödemiştir.

MÖ 411’de Thrasyllos ile Thrasyboulos’un komuta ettiği Atina donanması, Mindaros komutasındaki Sparta donanmasını Kynossema’da yener. Persler’in Daskyleion satrapı Pharnabazos ile Mindaros’un Kyzikos’da olduklarını haber alarak kente gelen Alkibiades yönetimindeki Atina donanması, limanın dışındaki 60 gemi ile liman arasında kalmıştır (MÖ 410). Bunun üzerine 20 gemideki kuvvetle karaya çıkan Alkibiades, kendisi gibi karaya çıkmış olan Mindaros ile savaşmış ve onu öldürmüştür. Daskyleion satrabı Pharnabazos’un kaçtığını gören Kyzikoslular, kapılarını Atinalılara açmalarına rağmen Alkibiades, Kyzikoslular’dan ağır vergiler almıştır.

Spartalı Agesilaos, Daskyleion satrapı Pharnabazos’u Sardes yakınında Paktalos’da yenince MÖ 394’de Kyzikoslu Apollophanes, Agesilaos ile Pharnabazos’u antlaşma yapmak amacıyla bir araya getirmesine karşın antlaşma sağlanamaz. MÖ 387’de Spartalı devlet adamı Antalkidas’ın çabaları ile Yunanlılarla Persler arasında Antalkidas Barış Antlaşması imzalanmıştır. Buna göre Kyzikos, Pers yönetiminde kalmıştır. MÖ 364 yılında Kyzikos, Atina donanmasının amirali Timotheos’un da desteğiyle, Daskyleion satrapı Ariobarzanes’e isyan ederek bağımsızlığını ilan etmiştir. II. Attik-Delos Deniz Birliği’ne giren Kyzikos, bir yıl sonra birlikten ayrılmıştır. MÖ 362’de ise Kyzikos, Artake’yi (Erdek) ve Prokonnesos’u (Marmara adası) ele geçirmiştir.

Büyük İskender’in Asya seferine hazırlandığını öğrenen Pers Kralı III. Darius, Hellespontos’u elinde tutabilmek için stratejik önemi olan Kyzikos’u MÖ 335’de ele geçirmek istemesine karşın başaramamıştır. Büyük İskender, MÖ 334’de Granikos’da (Biga Çayı) Pers ordusunu yenince (MÖ 334) Anadolu’nun kuzeybatısı Makedonyalıların eline geçmiş ve Zeleia kentini, Persler’e direndiği için idari açıdan serbesti tanıdığı Kyzikos’a bağlamıştır.

MÖ 321’de Küçük Frygia (Hellespontos) satraplığı Triparadisus ile Arkhidaios yönetimine verilmiş, daha sonra Arkhidaios tek başına yönetimi sürdürmüştür. Arkhidaios bölgedeki egemenliğini pekiştirmek için Hellespontos’u kontrol eden Kyzikos’u kuşatmış, ancak ele geçirememiştir. Kurupedion Savaşı’nda (MÖ 281) Lysimakhos’un yenilmesi ve ölümü üzerine batı Anadolu’nun büyük kısmı Seleukoslar yönetimine girmiştir. Kyzikos ile Pergamon arasında, MÖ 280-275 yılları arasında, Philetairos döneminde başlayan dostluk ilişkileri I. Attalos’un (MÖ 241-197) Kyzikoslu Apollonis ile evlenmesi üzerine daha da güçlenmiştir. MÖ 201 yılında Pergamon kralı I. Attalos’un girişimi ile Rhodos, Byzantion ile Kyzikos aralarında ittifak yapmış ve Roma İmparatorluğu’ndan yardım istemişlerdir. Bunun üzerine Roma, Trakya’ya saldıran V. Philip’e savaş ilan etmiş ve böylece Anadolu’ya adım atmıştır. Bu dönemde Kyzikos, ekonomik, sanat ve bilim alanında büyük ilerlemeler kaydetmiştir. II. Eumenes’in (MÖ 197-159) Bithynia Kralı II. Prusias’a karşı kazandığı savaşta kullandığı 80 gemiden 20 tanesinin Kyzikos’a ait olması kentin donanmasının güçlü olduğunu göstermektedir. MÖ 111’de Pontus Kralı VI. Mithridates Eupator, Anadolu’nun batısının büyük kısmını elde ettiği gibi Atina ile güney ve orta Yunanistan şehirlerini hâkimiyeti altına almıştır. Roma’nın iç karışıklıklar içinde olmasından da yararlanarak MÖ 88’de Pergamon’u işgal ederek başkent yapmıştır. Romalı komutan C. Flavius Fimbria, Miletepolis yakınında bir Pontus ordusunu mağlup edince (MÖ 85), VI. Mithridates Pergamon’dan çekilmiştir. Bu başarı üzerine Kyzikos kapılarını C. Flavius Fimbria’ya açmasına karşın, Fimbria kent halkından vergi almıştır. Buna rağmen III. Mithridates Savaşı’nda Kyzikos yine Roma’yı desteklemiştir.

VI. Mithridates Eupator, Roma amirali M. Aurelius Cotta’ya ait kuvvetleri Kalkhedon’da kuşatıp, limanı koruyan zinciri kırarak dört gemiyi yakmıştır. Ayrıca on tanesi Kyzikos’un olmak üzere 60 gemiyi ele geçirmiştir (MÖ 73). Sonra Kapıdağ’da yer alan Kyzikos kentini kuşatmıştır. Kilikya’dan Pontus üzerine gitmekte olan Lucius Licinius Lucullus da, kenti kuşatmış olan Pontus ordusunu kuşatarak VI. Mithridates Eupator’a gelecek yardımı engellemiştir. Lucullus, Adrasteia tepelerine yerleşen askerlerin Romalı olduğunu ve dayanmaları haberini kente ulaştırınca kent direnmeye devam etmiştir. VI. Mithridates, ordunun yiyeceği azalıp, salgın hastalıklar da başlayınca geri çekilir. Roma’nın, Kyzikos’un bu sadakati nedeniyle kentin özgürlüğünü ve ünvanlarını geri vermesi üzerine oluşan olumlu gelişmelerle kent ekonomik gücünü arttırmış ve hatta Alexandria Savaşı’nda (MÖ 47) Caesar’a yardım etmiştir.

Caeser MÖ 15 Mart 44 tarihinde öldürülünce II. Triumvir’lik kuran Octavianus, Antonius ve Lepidus’un, Caesar’ın katilleri Brutus ve Cassius’un donanmasını barındıran Kyzikos’a karşı duydukları düşmanca tavır, Augustus (Oktavianus) döneminde de devam etmiştir. İmparator Augustus kendisine karşı isyan eden Antonius’a kapılarını açan Kyzikos’a verilmiş ayrıcalıkları MÖ 20’de geri aldığı gibi Kyzikos’un bağımsızlığına da son vermiştir. Ancak, Kırım Yarımadası’ndaki isyanı bastırmak üzere donanma ile MÖ 17’de Suriye’den Sinope’ye gönderilen Agrippa, Kyzikos’a uğradığında iyi karşılanınca kentin ayrıcalıkları ve bağımsızlığı geri verilir, halk da Augustus adına tapınak inşa etmeye başlamıştır. Ancak MS 24 yılında İmparator Tiberius, Augustus Tapınağı’nın tamamlanmadığını, törenlerin yapılmadığını ve Roma vatandaşlarına kötü davranıldığını ileri sürerek Kyzikos’a tanınan ayrıcalıkları kaldırmıştır Fakat MS 37 yılında Tiberius’un ölümü üzerine İmparator Galigula (Gaius) kente tanınan ayrıcalıkları geri vermiştir.

MS 117’de meydana gelen yedi şiddetindeki depremde Kyzikos’daki birçok yapı tahrip olmuştur. Asya gezisine çıkmış olan imparator Hadrian MS 124’de Kyzikos’a uğrayınca kentin onarımına destek olmuştur. Bu maddi destek nedeniyle halk daha önce inşasına başladıkları Zeus (Jupiter) tapınağını inşa ederek Soteri kai Ktiste olarak imparator Hadrian’a adamışlardır. İmparator da kente Neokoria unvanını ve ayrıcalıkları geri vermiştir. Kyzikos, MS 194’de Septimus Severus ile Pescenius Niger arasındaki çekişmede, Septimus Severus’u desteklediği için savaşı kazanan Septimus Severus bir süre Kyzikos’ta kalmıştır. Sikkeler üzerindeki Kyzikos’un kurtarıcısı ve Kyzikos’un ikinci kurtarıcısı ibarelerinden dolayı Septimus Severus’un, Kyzikos’a ikinci kez Neokoria ayrıcalıkları verdiği kabul edilmiştir.

İmparator M. Aurelius Quintillus MS 270’de Kyzikos’da sikke bastırmıştır. MS 297’de İmparator Diokletianus döneminde Kyzikos, Troas ve Küçük Frygia’nın bir bölümü ile 33 kenti içine alan Hellespontos Eyaleti’nin merkezi olmuştur. Bu durum MS 324’de Byzantion’un Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti olmasına kadar devam etmektedir.

MS365 yılında Doğu Roma İmparatorluğu’nu ortak yöneten I. F. Valentinianus batıya, Valens ise Persler’e karşı savaşmak üzere Antiokheia’ya giderken, geçmişte önemli görevlerde bulunmuş olan Procopius kendini imparator ilan ederek Bithynia’yı ve Kyzikos’u işgal etmektedir. Ancak MS 366’da kendi komutanları tarafından öldürülünce isyan sona ermiştir. MS 325 İznik konsülüne Kyzikoslu Theonos gönderilmiş, MS 376’da ise Arianus tarafından Kyzikos’da bir konsül toplanmıştır, MS 431 Ephesos konsülüne Dalmatius ve MS 451 Kadıköy konsülüne Diogenes gönderilmesine rağmen kent eski önemini yitirmeye başlamıştır. Bunda MS 464’de meydana gelen yedi ve imparator Iustinianus dönemindeki (MS 543) dokuz şiddetindeki depremlerin Kyzikos’da oluşturduğu tahrip kadar Byzantion’un başkent olması da etkili olmuştur. Daha sonraları imparatorluğun Thema sisteminde Kyzikos, Nikaia’ya (İznik) bağlanmıştır.

Emevi halifesi Muaviye’nin MS 672-678 yılları arasında Byzantion’a yaptığı seferde kışın Kyzikos’da kaldığı bilinmektedir. 1063 depreminden sonra kent önemini yitirmiştir. 1078’de Byzantion’a isyan eden Vali Nikephoros’un Kyzikos’da topladığı ordusu, Doğu Roma ordusu tarafından Selçuklu Beylerinin yardımı ile yenilgiye uğratılmıştır. 1085 yılında Kyzikos ile çevresi Selçukluların, 1336 yılında Osmanlı yönetimine girmiştir.

Ekonomik Durumu

Kyzikos, stratejik yönünün yanı sıra ekonomik gücünü üzerinde ton balığının yer aldığı elektron sikkeler de yansıtıyordu. Mysia bölgesinde en erken sikkeyi basan Kyzikos kentinin elektron sikkeleri Anadolu dışında Bulgaristan, Romanya ve Güney Rusya’da da kullanılmıştır. MÖ VII. ve VI. yüzyıllarda ticarette denizyolunun tercih edilmesi, Kyzikos’un öne çıkmasını sağlamıştır. MÖ VI. yüzyıldan Büyük İskender dönemine kadar Kyzikos’un elektron sikkelerinin her yerde geçerli uluslararası nitelikte olması, kentin ekonomik gücünün göstegesiydi. Kyzikos, MÖ IV. yüzyıla kadar elektron sikkeler bastığı gibi, MÖ III. yüzyılda Marmara denizindeki ticaretin güvenliğini de sağlıyordu. MÖ IV. yüzyılın ortalarında bölge ticaretini kontrolünde tuttuğu için kentin para birimi stater değer kazanmış ve diğer kentlerin para birimleri için değer ölçüsü durumuna gelmiştir.

Kyzikos, karayoluyla Pergamon’a ve Kral Yolu’nun bittiği Sardes kentine bağlanmıştır. Pergamon kralı Philetairos, Bakırçay (Kaikos) Ovası’ndan elde ettiği tarım ürünlerini Kyzikos’a ulaştırmak için bu karayolunu kullanmıştır. Kyzikos’da kent bankerinin olması da ticareti olumlu etkilemiştir. Strabon, Kyzikos’da hazine, tahıl ile silah ve savaş makineleri yönetimini üstlenen üç yöneticiden bahsetmiştir.

Efesos’da bulunan ve imparator Nero dönemine tarihlenen bir yazıtta “Denizden kim bir şey alıp götürüyorsa bunu vergisinde belirtmeli, Kalkhedon, Daskylaion, Apollonia, Kyzikos, Priapos, Parion ve Lampsakos da…” denmesinden Kyzikos’un da önemli bir deniz ticaret merkezi olduğunu göstermektedir. Bir Kyzikos sikkesi üzerinde görülen kantharosa şarap döken Silenos tasviri ile Dionysos’a ait heykel ve kabartmaların çok sayıda olması, ayrıca şarap pres altlıklarının bulunması şarap üretiminin kent için önemini göstermektedir. Kentte üretilen şarabın kalitesini kontrol etmekle görevli Oinophylaks-şarap muhafızı bulunmaktaydı. Kyzikos yalnız şarap değil bunun yanı sıra balık ile vücut yağı gibi endüstri ürünleri de ihraç etmekteydi. Önemli ihraç ürünleri arasında Kyzikos çevresinde yetiştirilen süsen bitkisinden elde edilen ünlü parfüm ile iris bitkisinden yapılan irinum merhemi vardır.

Kent Surları

Kyzikos kentinin güçlü ve gösterişli sur duvarlarına sahip olduğunu günümüze gelen sur kalıntıları göstermektedir. Üçte ikisi ova kısmında yer alan kentin savunması için güçlü sur duvarlarının inşa edildiği anlaşılmaktadır. Sur duvarlarının yalnız kara kısmında değil deniz ile bağlantılı güney, güneydoğu ve güneybatı kısımlarda da güçlü oldukları, yapı özellikleri nedeniyle farklı dönemlerde yapıldıkları ve birçok kez onarıldıkları günümüze gelen kalıntılardan tespit edilmektedir. MS IV. yüzyılda ise sağlam sur duvarlarına sahip olduğu ve kente beş kapıdan sağlandığı bilinmektedir.

Hadrian Tapınağı

Tapınak, Bandırma-Erdek karayolu üzerindeki Düzler Köyü’nün girişinde, yolun kuzeyinde yer almaktadır. MS I. yüzyılda inşasına başlanan, ancak mali sıkıntılar nedeniyle uzun zaman bitirilemeyen, imparator Hadrian’ın yaptığı yardımlar nedeniyle büyütülerek inşasına devam edilen tapınaktan MS II. yüzyıl yazarlarından Skolast Lucianus da bahsetmektedir. Böylece Kyzikos Anadolu’da Pergamon ve Smyrna’dan sonra imparator tapınağı yapan kent olmaktadır.

Cassius Dio’nun, MS 155 yılında meydana gelen ikinci depremde “Mevcut yapıların en güzeli ve en büyük tapınağın ...” yıkıldığını belirtir, ancak Antoninler döneminde tamamlanmaktadır. MS 166 yılında Hatip Elius Aristeides, Kyzikos’ta tapınağın açılışında yaptığı konuşmada böyle anıtsal bir tapınak için gerekli olan mermerin ancak bu bölgeden sağlanabileceğini ve bunu ancak Kyzikoslular’ın başarabileceğini, tapınağın üç katlı yapısı ile denizcilere bile yol gösterdiğini belirtmiştir. Kyzikos’u 1431 yılında ziyaret eden Cyriacus 33 sütunlu, sellasında tanrı heykeli olan üçgen alınlıklı tapınaktan söz ederken, 1444 yılı ziyaretinde sütunların ve duvarların büyük ölçüde tahrip olduğunu bildirmiştir. Th. Texier’de tapınaktan bahsetmektedir.

Mimar Aristainetos’un denetiminde, doğu-batı yönünde uzanan yedi galeri üzerine oturtulan tapınak 8x16 sütunlu, dipteros planlı ve korinth düzenindedir. Tapınağın alt krepis basamağı seviyesinde 62,40 x 116,14 metre ölçüsündedir. Girişi doğudan olan tapınağın çevresi düz mermer bloklarla döşelidir. Sütun parçalarından anlaşıldığına göre sütun çapı, kaideye oturan kısımda 2,10 metre, başlık altında iki metredir. Üst krepis basamaklarında yaklaşık 6,00-6,50 metre ara ile alttaki galerilere açılan havalandırma boşlukları yer almaktadır. Ölçüsü ile Roma döneminin en büyüğü olan sütun başlığının yüksekliği ise 2,49 metredir. Başlığın altında yer alan sütun tanburu üzerinde amphora motifleri yer almaktadır. Bu ölçülerin yanı sıra frizde yeralan yaklaşık insan boyutundaki insan figürleri ile dünyanın sekizinci harikası olarak kabul edilmektedir.

Kilise tarihcisi Sokrates, tapınağın sellasında yer alan Hadrian heykelini Olympos’un 13. tanrısı olarak anmaktadır. Aristeides de, Hadrian Tapınağı’nın kuzeyindeki Agora’da MS 166’da yaptığı bir konuşmada, tapınağın alınlığında yapının Hadrian’a ithaf edildiğini belirten yazıtın olduğunu bildirmektedir.

Amfiteatr

Amfiteatr kentin kuzeybatısında, surlarının dışında eski adı Kleite olan dere yatağında yer almaktadır. Büyük oranda tahrip edilmiş olmasına karşın, Anadolu’daki üç amfiteatrdan günümüze en sağlam ulaşanıdır. Dıştan dışa 155x180 metre ölçülerinde, elips şeklinde olan yapının doğu ve batı yöndeki oturma basamakları toprağa, güney ve kuzey yönlerdekiler ise dere yatağından dolayı güçlü ayakların taşıdığı tonozlar üzerine oturtulmuştur. Dere yatağına inşa edilmiş olması nedeniyle, gladyatör oyunlarının yanı sıra deniz savaşı oyunlarının oynanması için de kullanıldığı düşünülmektedir.

Doğu eyaletlerinin yönetimini elinde bulunduran Romalı komutan Antonius, MÖ I. yüzyılda Kyzikos’da gladyatörlere idmanlar yaptırmıştır. Amfiteatr’ın inşasına MS 117 depreminden sonra başlanmış olduğu düşünülmeketedir. MS 155’de meydana gelen Kyzikos ve çevresini etkileyen depremden sonra tamamlandığını söylemek mümkündür.

Tiyatro

Kentin kuzeye doğru yükselen kısmında yer alan tiyatro yaklaşık 8-10 bin kişi kapasiteli olmalıdır. Dıştan dışa kaveası 145 metre, orkestrası 55 metre çapında olan tiyatronun orkestradan kaveanın en yüksek noktasına yüksekliği yaklaşık 20 metredir. İlk olarak Hellenistik dönemde inşa edilmiş olan tiyatronun kenti tahrip eden depremde zarar gördüğü, Roma imparatoru Hadrian’ın maddi desteği ile yapılmaya başlandığı ve inşasının Antoninler döneminde de devam ettiği düşünülmektedir.

Bouleterion

Kentin güneydoğusunda, Panormos Limanı’nın kuzeybatısında yer alan yapıdan günümüze, doğudaki giriş kapısının iki yanındaki duvar kalıntıları ile güneybatı köşesindeki tonozlu altyapı gelebilmiştir. Erken araştırmacılar yapıyı Prytaneion olarak tanımlamaktadır. Yaklaşık 75x75 metre ölçülerindeki yapıya giriş doğu taraftan sağlanıyordu. Yapının doğu girişi önünde yeralan beyaz mermer baştaban parçası üzerindeki yazıtın bir kısmı mevcuttur. Bu yazıtta “.....sahnenin .....tamamlandı (onarıldı) ....Theodoros’un .....” ibaresi yer almaktadır. Burada geçen sahne kelimesi dikkate alındığında, bu öğenin tiyatro, odeon ve bouleterionlarda olduğu bilinmektedir. R. Hasluck, Kyzikos’ta vatandaşların altı sınıfa bölündüğünü ve bunların temsilcilerinin oluşturduğu Boule’nin kanunları yaptığını belirtmektedir. Bu Kyzikos’da Boule’nin olduğunu, bu nedenle de bunların toplanacağı yapının da olduğunu göstermektedir.

Agoralar

Kyzikos antik kentinde iki agora tespit edilmiştir. Birincisi Hadrian Tapınağı’nın hemen kuzeyinde, 82.50 metre genişliğinde, ancak uzunluğu belirlenemeyen Hadrian Agora’sı, ikincisi Hytos Limanı’nın doğusunda, güney sur duvarının bitişiğinde yer alan Güney Agora’dır. Güney Agora’nın uzunluğu içten içe güneyde 220 metre, kuzeyde 225 metredir. Genişliği ise doğuda 67 metre, batıda ise 75 metredir.

Metroon

Bouleterion’un batısında ve Panormos Limanı’nın kuzeydoğusunda yer alan yapı kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanmaktadır. Herodotos, birçok ülkeyi görmüş olan İskitli Anacharsis’in Kyzikos’a geldiği gün Tanrıların Anası'nın onuruna düzenlenen bayram ile karşılaştığını ve adak adadığını bildirir. Kutsal alan yaklaşık 30x110 metre ölçülerinde bir alanı kaplamaktadır.

Limanlar

Strabon, kentin iki limanının iki yüzden fazla gemiyi barındırdığını bildirir. Kyzikos kenti antik dönemde iki değil, üç limana sahip ender kentlerden biridir. Kentin güneyinde yer alan Hytos Limanı tamamen dolmuştur ve dikkatli bakılınca denizin içinde dalgakıranın kalıntıları görülmektedir. Bugünkü kumsaldan deniz içine doğru yaklaşık 84 metre devam eden dalgakıran yaklaşık 0,80x1,50 metre ölçülerinde taşlarla inşa edilmiştir.

Kentin güneyinde, bataklık alan içinde yer alan Panormos Limanı’nın sura eklenen dalgakıranı düz şekilde güneybatıya yaklaşık 115 metre devam etmektedir. Kentin kuzeydoğusunda yer alan Thrakikos Limanı’nın dalgakıranı doğuya doğru devam etmektedir ve Aşağıyapıcı Köyü’ne giden karayoluna kadar görülmektedir. Liman çok korunaklı olması nedeniye olasılıkla tersane olarak kullanılmış olabilir.

Referanslar

Ashmole, B. (1956). Cyriac of Ancona and the Temple of Hadrian at Cyzicus, Journal of the Warburg and Courtauld Institutes, 19: 179-191; Ertüzün, R. M.(1964). Kapıdağı Yarımadası ve Çevresindeki Adalar Tarih ve Arkeolojisi Üzerinde Araştırmalar. Ankara: Türkiye Ticaret Odaları, Sanayi Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Matbaası; Hasluck, F. W. (1910). Cyzicus. Cambridge: Cambridge University Press; Herodotos (1973). Herodot Tarihi. (Çev. M. Öktem). İstanbul: Remzi Kitabevi Yayınları; Koçhan, N. (2011). Kyzikos Tarihi ve Mimari Kalıntıları. Bursa: Renk Vizyon Ofset Form Matbaacılık; Koçhan, N. (2014). New Proposals On Cyzicus Hadrian Temple. İçinde; M. Seve ve P. Schlosser (Editörler) Cyzique, Cité Majeure et Méconnue de la Propontide Antique (ss. 279-294). Centre de Recherche Universitaire Lorrain D’Historie Universite de Lorraine; Rhodius, A. (1919). The Argonautica. (Çev. R. C. Seaton). Londra: William Heinemann; Soysal, H., Sipahioğlu, S., Kolçak, D. ve Altınok, Y. (1987). Türkiye ve Çevresinin Tarihsel Deprem Kataloğu (MÖ 2100-MS 1900). İstanbul: Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu. Matematik-Fiziki ve Biyolojik Araştırma Grubu Proje No: YBAG 341; Strabon (2000). Antik Anadolu Coğrafyası (Geographika: XII-XIII-XIV). (Çev. Adnan Pekman). İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları; Yaylalı, A. (1991). Kyzikos 1989 Yılı Çalışmaları, XII. Kazı Sonuçları Toplantısı II, 171-194.