Kuşcenneti Milli Parkı

Doğal ve Kültürel Miras Ulusal Park

(Balıkesir, 1959 - )

Balıkesir ili sınırları içerisinde bulunmaktadır. Parkın 1959 yılında ilan edilen kısmı, gölün kuzeyindeki 64 hektarlık alandır. Daha sonra 2005 yılında gölü de içine alacak şekilde sınırları genişletilen parkın büyüklüğü 24.047 hektardır. Milli park, kuşlara beslenme ve üreme için güvenli ve elverişli alan sağlaması, Avrupa, Asya ve Afrika arasındaki göç rotası üzerinde ılıman iklim koşullarına sahip olması nedeniyle önem taşımaktadır. Manyas Gölü’nün güneydoğusunda bulunan Daskyleon kazı alanı bir diğer kaynak değerdir.

Ortalama göl alanı 16.400 hektar olan Manyas (Kuş) Gölü, sığ ve verimli bir çöküntü gölüdür. Suyu tatlıdır. Ortalama derinliği üç metre olan göl, içerisindeki koloidal kil varlığı nedeniyle suyu sürekli bulanıktır. Gölün su seviyesi, mevsimlere göre değişir; ilkbahar aylarında sular yükselir, kıyıları kaplar, yaz aylarında geri çekilmektedir. Bu ritmik hareket, her yıl düzenli olarak tekrarlanır. Manyas Gölü, güneyden Kocaçay, kuzeyden Sığırcı Deresi, Eğri Dere, Dutlu Dere; güneydoğuda Mürvetler Deresi, diğer mevsimsel küçük dereler ile yeraltı suyu ve yağışlardan beslenmektedir. Göle dökülen Kocaçay, Sığırcı ve Dutlu dereleri, göl kıyısında birer delta oluşturmuştur. Gölün su çıkışı, güneyde Ergili Köyü yakınında yer alan Karadere yoluyla sağlanmaktadır. 1992 yılında, gölün güneyinde taşkından korunma ve drenaj amacıyla, 32 kilometre uzunluğunda seddeler inşa edilmiş; Karadere üzerine regülatör yapılmıştır. Regülatörün yapımından sonra, regülatör kapakları kapatılarak gölden gerekli miktarda su bırakılmadığı için milli parktaki ağaçların gövdeleri, yıl boyunca su altında kalmış ve kuşların kuluçkaya yattığı ağaçların tümü kurumuştur. Ayrıca 1970’li yıllarda gölün güney ve doğusunda yer alan tepeli pelikan ve çok sayıda su kuşunun ürediği Kabak ve Kazak adalarındaki ağaçların daha sonraki yıllarda (1990) tahrip edilmesi sonucunda, kuşlar için uygun üreme alanı olarak sadece Sığırcı Deltası’ndaki alan kalmıştır. Bu alan dışında, günümüzde Kocaçay Deltasındaki 10 hektarlık söğüt ormanında, kuşların yoğun ürediği bir alan daha bulunmaktadır.

Milli park ve çevresi, 1981 yılında Birinci Derece Doğal Sit Alanı ilan edildi. 1994 yılında gölün kuzeydoğusu, 1998 yılında gölün tamamı Ramsar Sözleşmesi listesine dâhil edildi. Milli park, 1976 yılında Avrupa Konseyi tarafından A Sınıfı diplomayla ödüllendirildi. Bu diploma kıta ölçeğinde değer taşıyan ve çok iyi korunan doğal alanlara verilmektedir. Gölü’nün sahip olduğu diploma, 1981,1986, 1991, 1996 yıllarında yenilendi; 2001 yılında askıya alındı, 2004 yılından itibaren statüsü korunmuş ve son olarak 2021’e kadar süresi uzatıldı.

Manyas (Kuş) Gölü’nün kuzeydoğu kıyısında Sığırcı Deltası’nda bulunan alan, 1938 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. C. Kosswig ve eşi tarafından keşfedilerek Kuşcenneti adı verildi. Milli park olarak ilan edilen ilk alanda (Sığırcı Deltası) bulunan su basar söğüt ormanı, kuş türleri için önemli üreme ve barınma alanıdır. Söğüt ormanı içinde yoğun saz bitkileri bulunmaktadır. Kocaçay Deltası’nda da benzer bir yapı göstermektedir. Sığırcı Deltası’nda söğüt dışında alana sonradan dikilen dişbudaklar da bulunmaktadır. Gölün çevresindeki kıyılar yer yer sazlarla kaplıdır. Göl kıyısında bulunan sazlık alanlar üreme alanı; göl kıyıları ve yağışlı mevsimde oluşan taşkın sahalar ise çok sayıda kuş türü için beslenme ve konaklama alanıdır.

Afrika’dan, Avrupa ve Asya’ya göç eden kuşların özellikle de su kuşlarının ana göç yolları üzerinde bulunan bu önemli kuş alanında, binlerce kuşun konakladığı tahmin edilmektedir. Su seviyesindeki eşsiz mevsimsel değişim, birçok tür için habitat oluşumuna katkı sağlamakta ve kuşların yuvaları bakımından hayati önem taşımaktadır. Böcek, kurbağa ve balık gibi besin maddelerince zengin olan Manyas Gölü, kuşlar için oldukça ideal bir ortamdır. Bugüne kadar alanda yapılan gözlemler sonucunda, göl ve çevresinde 266’ı aşkın kuş türü tespit edildi. Bunlardan 22’si bazı yıllar, 66’sı ise her yıl düzenli olarak alanda kuluçkaya yatmaktadır.

Parkta; küçük ak balıkçıl, gri balıkçıl, çeltikçi, kaşıkçı, küçük karabatak koloniler halinde üremektedir. Tepeli pelikan, bu alanda yapay platformlar üzerinde üremektedir. Bu tür tüm Avrupa için nesli tehlike altında olan türler listesinde yer almaktadır. Bu türler dışında karabatak, gece balıkçılı, alaca balıkçıl, erguvani balıkçıl, bıyıklı sumru, bahri, sakarmeke, çıkrıkçın, büyük kamışçın, kızıl sırtlı örümcek kuşu gibi türler de alanda üremektedir.

Milli park; hemen her mevsim kuşların barınmalarına imkân vermektedir. Tepeli pelikan ve dikkuyruk ördek gibi önemli türler gölde düzenli olarak kışlamaktadır. Gölde, 1960’lı yılların sonunda yapılan kış ortası su kuşu sayımında 60 bine yakın su kuşu sayıldı. Güncel sayımlarda bu sayı 40 bin civarındadır. Göç sırasında çok sayıda ak pelikan gölde konaklamaktadır.

Manyas Gölü ve yakın çevresinde 118 bitki türü tespit edildi. Söğüt ve saz bitkisinin baskın olduğu parkta; beşparmak otu, ılgın, hasırotu, kamış, ayakotu, hatmi, yaban yasemini, nane, köygöçüren, düğünçiçeği, süsen gibi türler de bulunmaktadır. Göl, planktonlar ve dip canlıları bakımından oldukça zengindir. Bu zenginlik, alanın yaban hayatının hem çeşitlilik hem de yoğunluk bakımından çok yüksek düzeyde temsil edilmesini sağlamaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda gölde 23 balık türü tespit edildi. Balık türlerinin önemli bir kısmı ticari öneme sahiptir. Gölde; sazan, yayın, turna, tatlısu kefali, gümüş, filise, tatlısu kolyosu, havuz balığı, kayabalığı ve kızılkanat gibi balık türleri dışında; dört tür semender, altı tür kurbağa, dört tür yılan, iki tür kertenkele ve iki tür kaplumbağa yaşamaktadır.

Bölge, yeryüzünün en eski yerleşim alanlarından biridir. İnsan yerleşimi ile ilgili bilgiler, MÖ 1200’lü yıllara ait olmasına karşın, ilk yerleşimlerin MÖ 4000’e kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Yapılan arkeolojik kazılarda, Tunç Çağı’na ait kalıntılar bulunmuştur. Tarih boyunca, göl, çevresinde yaşayan insanların ekonomik, kültürel ve sosyal yaşamında önemli rol oynadı.

MÖ 687-652 yılları arasında hüküm sürmüş olan Lidya kralı Gyges, babası Daskylos’un adına ithafen Daskyleon adlı şehri kurdu. Bu şehir bugünkü Ergili Köyü’nün batısında, gölün güneydoğu ucunda bulunan Hisartepe’de yer almaktadır. Daskyleion’da yapılan arkeolojik çalışmalarda MÖ VII. yüzyılda Lidya ve Miletlilerin yaşadığı, Perslerin Lidya devletini yıktıktan sonra, Anadolu’da satraplıklar (valilikler) kurduğu belgelendi. Persler buraya Paradeisos (Cennet Bahçesi) adını verdiler. Bu bölgeyi Krallarına ait park ve av sahası olarak kullandılar. Ayrıca ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi’nin Seyahatname sinde Kuş Gölü ile ilgili bölümler vardır.

Milli parkın Sığırcı Deltas’ında kalan bölümü, alanın en çok bilinen ve ziyaret edilen bölümüdür. Bunun yanı sıra milli parkta bulunan Ziyaretçi Merkezi; merkezin içinde müze ve kuşların yuvalarının izlenmesini sağlayan kamera sistemi bulunmaktadır. Ziyaretçi merkezine yakın kuş gözlem kulesi vardır. Ziyaret için en uygun zaman mart-temmuz ve eylül-ekim aylarıdır. Park’ta 1987 yılından bu yana her yıl bir festival düzenlenmektedir. Festival kapsamında Bandırma ilçe merkezinde de çeşitli etkinlikler yapılmaktadır. Festivalin ana amacı, milli parkın tanıtımının sağlanması ve parkın karşı karşıya kaldığı çevre kirliliği tehlikesine kamuoyu dikkatinin çekilmesidir.

Milli parka Balıkesir-Bandırma karayolunun 15. kilometresi civarı güneye sapan üç kilometre civarı bir yol ile ulaşılmaktadır.

Referanslar

http://kuscenneti.tabiat.gov.tr/, (Erişim tarihi: 21.11.2019); Yurttaş, H. (2011). Manyas (Kuş) Gölü’nde Platalea leucorodia L. 1758 (Pelecaniformes: Threskiornithidae)’nin Biyo-Ekolojisi. (Yayımlanmamış doktora tezi). Hacettepe Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.