Kaunos Antik Kenti Kazı Çalışmaları

Arkeolojik Kazı Doğal ve Kültürel Miras Yerleşim Kazısı Antik Kent UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi

Kaunos antik kenti, günümüzde Muğla’nın Köyceğiz ilçesinin Çandır Mahallesi sınırlarında bulunmaktadır. Konumu esas olarak Ortaca ve Köyceğiz ilçelerinin birleşim noktası olan Dalyan Kanalı’nın kıyısındadır. Bununla beraber kentin yayılım alanı içerisinde olduğu kabul edilen bazı yapılar örneğin Roma döneminde kullanılmış olan tuzla, Ortaca ilçesinin sınırlarında bulunmaktadır.

Kaunos, antik dönemde Karia bölgesi sınırlarında tam olarak Karia bölgesinin güney ucunda Karia ile Likya arasında yer alan sınır kentlerinden biridir. Esasen Karia ile Likya bölgelerinin sınırı tarih boyunca değişim göstermiş olup bu sınır Dalaman Çayı, Göcek veya Fethiye Merkez (Telmessos) olarak da kabul edilen bir dönem sınır Dalyan Kanalı olarak kabul edilmiştir. Bütün bu dönemlerde Kaunos Karia bölgesi sınırlarında kalsa da MS II. yüzyıl ve sonrasında Likya Kilise Eyaletleri’nin denetimine geçmiştir.

1840 yılında İngiliz Rd. Hoskyn bölgede yaptığı yüzey araştırmaları sırsında bir yazıt keşfeder ve yazıtın üzerinde Kaunos halkı ve meclisi şeklinde bir pasaj olduğunu görünce buranın Strabon’un Geographika eserinde adı geçen Kaunos kenti olduğu sonucuna varmıştır. Sonraki yıllarda kent, 1876’da Collignon; 1920’de ise Maiuri tarafından ziyaret edilmiştir. 1950’li yıllarda detaylı yüzey araştırmaları yapan Bean’i daha sonra kaya mezarları üzerine araştırmalar yapan Aström ve 1964-70 yıllarında yüzey araştırmaları yapan Roos izlemiştir. Sistemli arkeolojik kazılar 1966’dan 2000 yılına kadar Baki Öğün tarafından yapılmış ve vefatı sonrasında 2001 yılından itibaren Başkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cengiz Işık'ın başkanlığında sürdürülmüş olup 2021 yılı itibarı ile Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Arkeoloji Bölümünden Doç.Dr. Ufuk Çörtük tarafından gerçekleştirilmektedir. Kazı çalışmaları farklı üniversitelerden çeşitli bilim insanlarının katılımıyla yürütülen çalışmalar dönem dönem Kaunos antik kenti dışındaki bazı alanlarda da yapılmıştır. İztuzu Plajı’nın hemen kuzeyinde yer alan Tuz Gölü içerisindeki zaman zaman su altında kalan ve tuz ihtiyacını karşılamak amacıyla özellikle Roma döneminde aktif kullanılan Antik tuzlada ve Köyceğiz Gölü ile Dalyan Kanalı’nın birleşim noktasında yer alan Antik şifa merkezi olan Leto Kutsal Alanı’nda da (Bugün Sultaniye Kaplıcası) yürütülmüştür. Hem İztuzu Tuzlası hem de Leto Kutsal Alanı’nda arkeo-jeofizik taramalar ve sualtı arkeolojisi çalışmaları da yapılmıştır.

Kaunos’ta yapılan kazılar en erken verilerin Arkaik Çağ’a ait olduğunu göstermiştir. Antik dönemin ünlü tarihçisi Heredot, Kaunos’tan bahsederken “… İonya’ya baş eğdiren Harpagos, Karyalılar, Kaunoslular ve Likyalılar üzerine yürüdü...” şeklinde bir ifade kullanır ve Kaunos’u Karia ve Likya’dan bağımsız bir bölge adı gibi vurgulamaktadır. Bu metin Kaunos adının ilk kez geçtiği metin olma özelliği taşımasının yanında Kaunos’un MÖ 546 sonrası Pers işgaline karşı direniş gösterdiğini vurgulaması açısından da önemlidir. Bununla birlikte Letoon’da bulunan ve günümüzde Fethiye Müzesi’nde sergilenen Aramca, Likçe ve Grekçe üç dilli bir kitabede (trilingue) Kaunos’un adı Likçe kısmında Kbid olarak geçmektedir, Xanthos agorasında yer alan bir dikmede ve Kaunos’ta bulunmuş MÖ IV. yüzyıla tarihlenen bir stel üzerindeki Karca ve Grekçe dillerinde yazılmış iki dilli (blingue) yazıtta da Karca olarak Kbid ismi kullanılmıştır. Bu verilerden anlaşıldığı kadarıyla Kaunos’un yerel ismi Kbid iken zamanla Grekçe’nin etkisiyle Kaunos halini almıştır.

Kaunos antik kenti MÖ VIII. yüzyıldan günümüze kısa aralıklar dışında neredeyse kesintisiz iskân görmüş bir yerdir. Kentin bulunduğu alanın geçirdiği coğrafi oluşum süreci olasılıkla daha erken verilerin bulunmamasının sebepleri arasındadır. Bölge Holosen sonrası yaşanan deniz seviyesi yükselmesi ve Dalaman Çayı’nın alüvyon biriktirmesi süreçleri sırasında yoğun olarak bataklık durumundadır.

Antik Çağ yazarlarından olan Thukydides, Kaunos ile ilgili bazı bilgiler vermektedir. Buna göre, Kaunos bir süre sınır komşuları Karpasyanda, Pasanda ve Telandros bir süre Atina kontrolünde kalmıştır. MÖ 387 yılındaki Kral Barışı’ndan sonra Klasik Çağ’a denk gelen bu süreçte özellikle Pers Satraplığı yapan Hekatomnidler döneminde Kaunos’un bir Karia kenti olarak büyük gelişim gösterdiği kentte bulunan pek çok yapının bu süreçte inşa edildiği veya yenilendiği örneğin meşhur kaya mezarlarının bu dönemde inşa edildiği bilinmektedir. Güneybatı Anadolu’nun büyük bir kısmına hükmeden, yerli hanedanlık mensubu bir aile olan Hekatomnidler, yerel bir bey olan Hekatomnos tarafından kurulduğu için onun adını almış bir hanedanlıktır. Ailenin en önde gelen kişilerinden olan Maussollos MÖ 377 yılından MÖ 352 yılına kadar Kaunos’a hakim olmuştur. Maussollos çeşitli yapılar inşa ettirdiyse de özellikle Kaunos surlarının en geniş sınırlarına ulaşmasını sağlamış kişi olarak Kaunos’a mimari katkılarda bulunmuştur. İskender komutasındaki Makedon ordusunun Anadolu’yu tamamen ele geçirmesi ve sürecinde MÖ 334 tarihi itibarı ile Kaunos’un yönetimi Hekatomnid hanedanlığının bir üyesi olan Ada’nın eline geçmiştir. Kısa süre sonra İskender’in ölmesiyle Karia bölgesi ve dolayısıyla Kaunos İskender’in komutanları arasında birkaç defa el değiştirmiştir.

Kaunos sonrasında sırasıyla Lysimakhos, Ptolemaios, Antigonos, Ptolemaios arasında el değiştirmiştir. Kaunos, MÖ 189-166 yılları arasında Rodos’a bağlanmış, Roma’nın bölgede hakimiyet göstermeye başladığı dönemde bir süreliğine bağımsızlığını kazanlmıştır. MÖ 129’da kurulan Asia eyaletinin güney sınırında Kaunos’un da adı geçmektedir. Roma Kaunos’u bir süreliğine Likya’nın denetimine bırakmıştır. Pontus Kralı VI. Mithridates’in MÖ 88’de Roma’ya karşı başlattığı saldırıda Kaunos’da Mithridates’ten yana tavır koymuş ve kentteki Romalı nüfus katledilmiştir. Bunun üzerine daha sonra tekrar Roma hakimiyetinin oluşması ile Kaunos cezalandırılmak amacıyla MÖ 85’te tekrar Rodos hakimiyetine bırakılmıştır.

Helenistik Çağ’da, Kaunos’un yönetimi sürekli el değiştirmiş; Plinus, Hıristiyanlık sonrası, Kaunos’u, bağımsız bir şehir statüsünde, o dönemde bir Roma Eyaleti olan Asya’ya ait Karya bölgesinde saymaktadır. Ancak, Kaunos’un, en geç 79 yılından itibaren, imparatorluk dönemi süresince, Asya’ya ait olduğu kuşkuludur. Daha kuvvetli bir olasılık, II. yüzyıldan itibaren Likya eyaletine ait olduğu yönündedir. III. yüzyılda Kaunos, Asya eyaletinden çıkarılmıştır. Sonrasında, Diokletianus’un yönetim reformunun ardından, 301 ve 305 yılları arasında, büyük bir yönetim birimi olan Likya’nın içerisinde bağımsız bir eyalet olmuştur. Kaunos, VI. yüzyılda, Hierokles’in çalışmalarında Roma İmparatorluğu eyaletlerinin şehir listesinde, Likya eyaleti altında bir şehir olarak yer almaktadır. Ayrıca kilisenin piskoposluk kayıtlarında, Notititiae Episcopatuum da, da Likya’ya ait olarak geçmektedir.

655 yılındaki Arap akınlarıyla birlikte şehir, önemini kaybetmeye başlamıştır. Arap tehdidinin sonunda, IX. – XI. yüzyıllarda, Kaunos, Bizans’ın yönetimi kolaylaştırmak için ayrıldığı eyaletlerden biri olan Kibyraioton yönetim biriminin bir limanı durumundadır. Bu dönemden başlayarak, Kaunos iki isimle anılmaktadır: Kaunos- Hagia. Buna karşın Konsil işlemlerinde adı Hagiapolis olarak geçmektedir. Bölgedeki Doğu Roma-Bizans hükümdarlığı XIII. yüzyılın üçüncü çeyreğinde sona ermiştir. 1260 yıllarında Dalaman Çayı’nın birkaç kilometre doğusuna kadar hâkim olan Uçtürkler, 1300 yılına kadar da Karia’nın kuzeyindeki tüm Hıristiyan eyaletlerini kendi hükümdarlıkları altına almışlardır. XV. yüzyılın başlarında bölge, Menteşoğulları hâkimiyetine girmiştir. Kaunos-Hagiası’ndaki arkeolojik yerleşim, bu dönemle birlikte sona ermiştir. 1390–1391 yıllarında I. Bayezid tarafından ele geçirilen bölge, kısa süre Timur’un hâkimiyetine girmiş, sonra 1424 yılında ise tekrar Osmanlı topraklarına katılmıştır. Türkler Hıristiyan kentine yerleşmeyerek küçük köy Dalyan’ı ve onun yukarısında da Köyceğiz’i kurmuşlardır. Piri Reis’in 1521’de tamamladığı oldukça detaylı tasvirlerinde, Hagia’nın (Kaunos) kalıntılarından bahsedilmemekte, yalnızca kuzeydeki Köyceğiz yerleşkesinden bahsedilmektedir. Bölgedeki kıyı şehirleri için XVII. yüzyılın başına kadar sürekli savaşılmıştır.

Kaunos antik kentinin, kente ulaşmadan da görülebilecek, en dikkat çeken yapılarından biri, surlarıdır. Kent surları Dalyan Kanalı üzerinde tekneyle hareket halindeyken de görülebilmektedir. Bazı noktalarda üç metre yüksekliğe kadar korunmuş olan sur duvarlarının genişliği de yer yer 3,30 metreyi bulmaktadır.

Kentin, Arkaik Çağ’dan Hellenistik Çağ’a kadar kullanılmış olan, iki limanı bulunmaktadır. Bu limanlardan ilki bugün Sülüklü Göl olarak adlandırılan iç göldeki iç liman, diğeri ise güney liman olarak adlandırılmaktadır. Güney liman, küçük Akropolis’in güney doğusunda bulunmaktadır. Bu limanın kentin kuruluşundan Hellenistik Çağ’ın sonlarına kadar kullanıldığı tahmin edilmektedir. İç liman olarak adlandırılan ikinci liman ise bugün Sülüklü Göl olarak adlandırılan bir iç göl durumundadır. Strabon kentin kapatılabilen bir limana ve tersanelere sahip olduğunu yazmıştır.

Dalyan Kanalı üzerinde seyahat ederken görülebilecek bir diğer önemli kent yapısı ise yaklaşık 150 metre yüksekliğindeki Akropolis’tir. Aslında antik kaynaklara göre kentte iki Akropolis vardır. Yerleşimin sahip olduğu iki akropolden birinin Persikon, (Büyük Akropolis veya Büyük Kale) diğerinin ise Herakleion (Küçük Akropolis veya Küçük Kale) olarak adlandırılmaktadır.

Kentin en iyi korunmuş yapılarından biri olan tiyatro binası Akropolis’in batı yamacına oturtulmuştur. Anadolu tiyatrolarının hemen hemen tamamında olduğu gibi theatron güney batıya bakmaktadır. Bu yönüyle seyirciler sahne binasının arkasında İç limanı (Sülüklü Göl) görebilmektedirler. Kalıntılardan hareketle sahne binasının Roma dönemi itibarı ile iki katlı olduğu tahmin edilmektedir. Ancak Hellen mimari geleneğine uygun olarak sahne binasının yüksekliği caveanın üst seviyesine ulaşmamaktadır.

Kilise ve tiyatro binaları arasında kalan üç basamaklı, yuvarlak yapının ölçüm platformu olduğu tahmin edilmektedir. Ünlü Romalı mimar Vitruvius’un Mimarlık Üzerine 10 Kitap adlı eserinde de bahsettiği rüzgar yönlerinin ölçümü için kullanılan bir düzeneğe ait olduğu düşünülmektedir.

Kaunos’ta beş adet kilise yapısı tespit edildi. Bunlar içinde en iyi durumda olanı tiyatro ile hamam binalarının arasında palaestra terası üzerinde bulunan kubbeli kilisedir. Üç nefli olan kilisenin tavan kısmı hariç büyük oranda ayakta bulunmaktadır.

Kent, Anadolu’da Roma İmparatorluğu dönemi hamam binaları içerisinde en iyi korunmuş olanlardan birine sahiptir. Yapı kompleks bir görünüm vermekte olup hamam bölümü ve palaestra olmak üzere iki büyük yapı şeklinde planlanmıştır. Palaestranın 32x22 metre boyutlarında bir avluya sahip olduğu ve üç tarafının stoalarla çevrili olduğu anlaşılmaktadır. Bu stolarda bulunan küçük odacıkların spora hazırlanan genç erkeklerin pudralandığı ve yağlandığı yerler olduğu; büyük odaların ise sosyal yaşam ve eğitim için Ephebeum olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir. Hamam yapısının sıcaklık, ılıklık ve soğukluk bölümlerini görmek mümkündür.

Bunlar dışında kentin iç limanı ile palaestra terası arasında kalan alanı birleştiren bir stoa bulunmaktadır. Stoa boyunca yüründüğünde teras tapınağı, ziyafet binası geçilerek limana ulaşılmaktadır. Limanda agora yapısı, anıtsal çeşme (nyphaeum) gibi yapıların yanında bir zamanlar limana demirleyen gemileri karşılayan çok sayıda tunç heykele ait heykel kaideleri, gümrük nizamnamesi yazılı bir kitabe kalıntıları bulunmaktadır. Ayrıca limanda Kaunos’un en büyük kilisesi olan liman kilisesi ve Quintus Vedius Capito anıtı yer almaktadır. Quintus Vedius Capito bugün Sultaniye Kaplıcaları’nda yer alan Leto Kutsal alanının da rahibidir.

Kenti ziyaret etmek isteyenlerin ilk gördükleri kalıntılar, kaya mezarlarıdır. Bugün Dalyan Kanalı üzerinde bulunan ve kenti ziyaret etmeden de gerek kanal üzerinde seyahat ederken gerekse Dalyan Kasabası’nda kanal kenarında yürürken görülebilecek konumda bulunmaktadırlar. Mezarların en gösterişlilerinin tapınak cepheli oldukları görülmektedir. En eskisi MÖ IV. yüzyılın ikinci çeyreğiyle tarihlenmektedir. Dalyan kanalı kenarındaki mezar grubu en dikkat çeken grup olmakla beraber Kaunos antik kenti çevresinde kente ait 167 adet kaya mezarı tespit edildi. Tamamına yakını in antis planlı ve İon düzeninde yapılmış olan mezarlardan birinin dış cephesinin Dor tarzında işlendiği görülmektedir. Dört sütun cepheli prostylos planlı olan ve Dor düzeninde işlenen mezarın tamamlanmamış olması, bu grup içerisinde en yeni tarihli olanın bu mezar olduğunu göstermektedir. Mezarın yarım kalmış olması sütun başlıklarının belki sonradan İon düzeninde işlenebilecek olma ihtimalini de doğurmaktadır. Mezarların yukarıdan aşağıya sarkıtılan iplerin bağlı olduğu iskelelerde (gök delenlerin camlarını temizlemekte kullanılanlara benzer) çalışan işçiler tarafından yukarıdan aşağıya doğru inşa edildiği önce kaba hatların daha sonra detayların oluşturulduğu anlaşılmaktadır.

Kaunos kazıları sırasında özellikle ilk yıllarda ele geçen eserlerin bir kısmı Ankara’ya götürülmüşse de sonraki dönemde bulunmuş eserler Fethiye Müzesi’nde sergilenmektedir. Kaunos örenyeri de günümüzde Fethiye Müzesi’ne bağlı faaliyet göstermektedir. Fethiye Müzesi’nde yer alan eserler içerisinde Apollon Kutsal Alanı’nda bulunan eserler ağırlıktadır. Bu alanda Hellenistik dönemden kalma, üzeri yazılı pek çok heykel kaidesi açığa çıkarılmıştır. Bu heykel kaidelerinden en önemlileri Mausollos ve babası Hekatomnos zamanında bronzdan adak heykellerini taşıyan kaidelerdir. Kaunos Kybelesi, Hekate ve Nike, Hermes heykelcikleri alanda ele geçirilen diğer eserlerdir. Bu eserlerden özellikle Efes Artemisi, Aphrodisias Aphroditi gibi eserleri andıran, doğa motifleriyle bezeli Kaunos Kybele’si görülmeye değerdir.

Yararlanılan Kaynaklar

Çörtük, U. (2013). Kaunos ta MÖ IV. ve III. Yüzyıldaki Siyasal Değişimlere Genel Bir Bakış, Mediterranean Journal of Humanities, III/2: 81-90; Gölbaş, A., Türker, A. (2020). Kaunos, Turist Rehberleri İçin Anadolu’nun Antik Kent ve Merkezleri; Öğün, B., Işık, C., Diler, A., Özer, O., Schmaltz, B., Marek, C., Doyran, M. (2002). Kaunos. Kbid. 35 Yılın Araştırma Sonuçları (1966-2001). İzmir: Mopak Kağıt-Karton sanayi ve Ticaret A.Ş.; Strabon, (1993). Strabon, Antik Anadolu Coğrafyası (Geographika: XII-XIII-XIV) Adnan Pekman, (Çev.) İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları: Thukydides, (1910). Histories- Thucydides, The Peloponnesian War. J. M. Dent (Çev.). Londra.