-
2025
Kayseri, İç Anadolu bölgesinin en önemli şehirlerinden biridir. Kapadokya'ya başkentlik yapan tarihi şehir; kültürü, coğrafi konumu, iklimi ve bölgeye özel yerel dokusuyla birlikte kendine özgü sivil bir mimariye sahiptir. Kentin on altı ilçesinden biri olan İncesu, konumu, bölgede zamanında farklı imparatorlukların yaşamış olması, Müslüman ve Hristiyan halkın bir arada yaşaması gibi etkenlerle birlikte zengin bir kültürü barındırır. Bölgede farklı dini ve etnik grupların bir arada yaşamasının bir sonucu olarak önemli kültürel ve mimari doku oluşmuştur.
İncesu’nun Konumu, İç Anadolu Bölgesi’nin Orta Kızılırmak bölümünde bulunan Kayseri ilinin otuz üç kilometre güneybatısında yer alan merkez bir ilçedir. Günümüzde sönmüş bir volkan olan ve aynı zamanda İç Anadolu Bölgesi’nin en yüksek dağı olan Erciyes Dağı’nın batı eteğinde, kuzey ve güney kısmında uzanan ovanın batı kısmında bulunan bir vadi içinde konumlanmıştır (Çiftçi ve Çavdar 2015). Otuz beş derece doğu boylamı ile otuz sekiz derece kuzey enlemi arasında yer alan ilçe, 16.1917 kilometrekare alana sahip olan Kayseri ilinin içinde 872 metrekarelik yüzey alanına sahiptir. İlçenin denizden yüksekliği 1054 metredir. İncesu’nun kuzeyinde ve doğusunda Kayseri ili, batısında Nevşehir/Ürgüp ilçesi, güneydoğusunda Develi ilçesi ve güneybatısında Yeşilhisar bulunmaktadır. Çevrede bulunan Erciyes Dağı, Sivri Dağı ve Tekke Dağları arasında konumlanmıştır. Kayseri-Niğde-Adana karayolu üzerinde konumlanmasından dolayı ilçeye kolay ulaşım yönüyle avantajlıdır. Ayrıca ilçeye demiryoluyla da ulaşım sağlanabilmektedir.
İlçenin konumlandığı yerde birçok küçük dereler bulunmaktadır. Bu derelerden dolayı birçok vadi oluşmuştur. Bu vadilerden en büyüğü olan Derebağ Vadisi’nin içinden İncesu Deresi akmaktadır. İncesu Deresi’nin öneminden dolayı ilçeye de bu derenin adı verilmiştir. İlkbaharda karların erimesiyle artan su miktarı sayesinde, Boğazköprü mevkiinde bulunan Karasu ile birleşerek Kızılırmak’a ulaşmaktadır.
İncesu tarihi: İlçe tarihi İpek Yolu/Tuz yolu üzerinde bulunmasından dolayı büyük önem arz etmektedir. MÖ 331-95. yüzyılda İncesu’nun bağlı olduğu Kayseri, Kapadokia Krallığı’nın başkentidir. Bu dönemlerde hüküm süren Roma İmparatorluğu’nun Pers Kralı tarafından İncesu’nun da içinde bulunduğu Kapadokya bölgesinde Helen kültürü yaşatılmaktadır. Bu dönemlerde İncesu’nun ismi “Sadagora”dır. Ayrıca, o dönemlerde adı “Nazians” olan Viranşehir Köyü'ne komşudur (Yıldırım 1999). Nazians’da yapılan ilk kazılar da (2010) ortaya çıkarılan mozaik zeminlerin ilk buluntuları ortaya çıkarılmıştır. Geç Roma/Erken Bizans dönemi Latin ve Yunanca yazıtlar bulunmuştur. 2021 sezonunun sonunda, arkeologlar tarafından IV. yüzyıla tarihlenen büyük öneme sahip bir Roma villası olarak adlandırılan on odanın, mükemmel durumda 3.000 metrekareden fazla mozaik zemine sahip olduğu görülmüştür (URL-1).
İncesu’da bulunan mağaralarda taş devrinin değişik dönemlerine izler bulunmuştur. Kazılarda bulunan seramikler ve mezarlar incelendiğinde MÖ 2600 tarihinde Kızılırmak çevresinde bulunan alanda bir kültürün var olduğu bilinmektedir. İncesu’da bulunan ve en eski yerleşim yeri, Andon Kayası’ndaki Kırklar İnleri’nin de kalıntıları bulunduğu Eski Köy’dür. Bu bölgedeki oyma kaya inlerinde bulunan duvar motiflerinin, Kapadokya bölgesinde bulunan Ürgüp ve Göreme’deki motiflerden daha farklı ve basit olduğu tespit edilmiştir. Bu tespit sonrasında, İncesu’nun yerleşim tarihinin Kapadokya’dan daha eski olduğu kanısına varılmıştır. Daha sonraları inler üzerinde yapılan çalışmalarda rastlanan haç işaretlerinin var olan haç işaretlerine benzememesinden ve bölgede birçok kaya mezarlarının üstünde de bulunmasından dolayı, İncesu’nun Ürgüp ve Göreme’deki Bizans medeniyetinden daha eski olduğuna dair bir delil olmuştur.
İncesu farklı dönemlere ait birçok doğa ve kültür mirasına sahiptir. İncesu Höyüğü (Kumluktepe Höyüğü) İlçenin kuzeydoğusunda bulunan İncesu Kumluktepe Höyüğü olarak adlandırılan höyüğün yüksekliği beş metre, yükseliği çapı ise 150 metredir. İncesu merkezine bir buçuk kilometre uzaklıkta, İncesu tren istasyonun 250 metre güneyinde bulunmaktadır. Bazı kaynaklarda İncesu Höyüğü, bazılarında ise Kumluktepe Höyüğü olarak bahsedilmektedir. Kaçak kazılar esnasında höyüğün batı kısmında geç dönem bir mezar odası keşfedilmiştir. Höyükteki buluntular incelendiğinde, eski tunç devri, Hitit, Frig ve Klasik devirlerde yaşam alanı olarak kullanıldığı görülmüştür. Höyük, birinci derece arkeolojik sit alanı ilan edilmiştir. 1964 ve 1967 tarihlerinde alan I. A. Todd tarafından araştırılmış ve Doğu Çatalhöyük ile benzer bir Neolitik Çağ yerleşiminin olabileceği belirtilmiştir (TAY Projesi 2002). Derebağ mevkiindeki vadinin yamaçlarında çok sayıda mağara bulunmaktadır. Bu mağaralardan en önemlilerinden biri Kırklar İni’dir. Kırkları İni’nde birçok mağara topluluğu bulunmaktadır. Mağaraların etraflarında, yaşayan toplulukların su ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla su sarnıçları bulunmaktadır. Bunun yanı sıra kaya mezarlar ve erken hıristiyanlık kilise kalıntıları bulunmaktadır. Kırklar İni’de bulunan bazı mağaralar göçüklerle tahrip olsa da büyük bir kısmı varlığını sürdürmektedir (Özbek ve Arslan 2008). Kırklar İni’nin karşısındaki yamaçlarda da birçok mağara yapıları bulunmaktadır. Bu mağaralardan en büyüğü Tenten İnleri olarak adlandırılmaktadır. Günümüzde Tenten İnleri çok tahribat görmüş ve yok olma tehlikesi altındadır ( Çavdar ve Çiftçi 2015). Kırklar İni’in batısında bulunan Eski Köyün İnleri, Kırklar İni’ne göre daha büyük ölçeklidir. Mağaraların yanı sıra mezarların ve bir adet şapelin bulunduğu mağaralar topluluğu, doğal etkenlerden kaynaklanan çöküntülerden dolayı tehlike altındadır. Daha az bilinen mağaralardan biri olan mağaralar topluluğu ise Sarnıcın Dere mevkiinde bulunmaktadır. İncesu’ya dört kilometre mesafede bulunmaktadır. Mağaralardan ulaşım sağlanabilmesi için kayalardan oyna merdivenlerin bulunduğu görülmüştür.
Ayrıca İncesu kentsel sit alanı içerisinde bulunan özellikle Bulgurcu Mahallesi’ndeki ignimbirit dokusu üzerinde küçük ölçekte mağaralar bulunmaktadır.
İncesu İgnimbriti: İgnimbrit terim anlamı olarak “kızgın halde akan” manasına gelmektedir. İgnimbrit jeoloji biliminde farklı tartışmalara konu olsa da piroklastik kayaçlardan sayılmaktadır. Bu kayaçlar yüksek gaz basıncı olan volkanik ürünlerdir. Piroklastik kayaçlarda kalınlık, kaynağa olan uzaklığına, püsküren maddenin miktarına ve yayılma hızına göre değişkenlik göstermektedir. İgnimbritler, bloklardan küllere kadar çeşitli boyutlarda görülebilmektedirler (Gevrek ve Kazancı 1991). İgnimbritlerin oluşumu tek veya sürekli yaşanan patlamalar sonucu püskürme kolonunun çökmesiyle meydana gelmektedir (Koralay 2006). Volkanik bir püskürme tipi olan pliniyen püskürmede, püskürme şiddeti yüksek ve uzun süreli gerçekleşmektedir (Ulusoy, 2001). İgnimbritlerin oluşunda ise, yaşanan bu pliniyen püskürme sonucu yüksek miktarda ve hacimde pomza akışı gerçekleşmektedir (Koralay 2006) . Pomza, volkanik patlamalar sonucu oluşan bir cam taşıdır (Özkan ve Tuncer 2001). Püskürme kolonunda çöken malzeme yüzeyde akarak bir noktada yirmi dokuz birikir. Bu biriken çökeltiye ignimbrit denilmektedir. İgnimbritler vadi gibi çöküntü yerleri doldurarak topografyaya uyumlu yerleşmektedirler (Koralay 2006). İncesu kentsel sit alanında yoğun olarak bulunan ignimbrit, doğal bir peyzaj ögesidir. İncesu ilçesinin içinden geçen İncesu Deresinin ayırdığı iki yamaçta ve ilçe merkezinde birçok yerde ignimbrit dokusuyla karşılaşılmaktadır. Doğal olarak gelişen bu kaya türleri, ilçedeki konut dokusu içinde büyük önem taşımaktadır. İlçenin geleneksel konut dokusu, ignimbrit yayılımına uygun olarak gelişmiştir. İlçede bu kaya türünden oyularak yapılan kaya oyma evleri ve kaya mezarları bulunmaktadır. İncesu ilçesi, Kapadokya denilen bölgede bulunmasına rağmen bölgedeki diğer ignimbrit oluşumlarından daha farklı özellikler göstermektedir. Bundan dolayı ilçede bulunan ignimbrit dokusu, İncesu ignimbriti olarak anılmaktadır.
Türklerin Anadolu’ya gelmesine kadar olan zamanda, Kapadokya bölgesi Bizans yönetiminde kalmıştı. 1048 tarihinden itibaren İncesu ilçesine, Türkmen aşiretleri gelmişlerdir. 1200’lü yıllarda ise yerleşik hayata geçmişlerdir. Bu dönemde bölgenin yerlisi olan Hristiyanlar ile birlikte yaşamışlardır (Sevim 2014). Beylikler Dönemi’nde, Yavuz Sultan Selim Çaldıran Seferi sırasında Dulkadiroğulları Beyliği’nden Ali bey, yönetici olarak Kayseri ve Bozok’a atanmıştır. 1315 tarihinde ise Kayseri Osmanlı topraklarına dahil olmuştur. İncesu’da yaşamın durma noktasına gelmesi ve bölgede yaşayan insanların azalması 1590’lı yıllarda görülmektedir. Faroghni’ ye göre Celali İsyanlarından dolayı huzurlu ve güvenli bir yaşam süremeyen halkın İncesu’yu terkettiği anlaşılmıştır (Akt., Sönmez ve Doğan 2019).
Bu dönemlerde çete saldırılarına maruz kalan İncesu’da, bölgenin güvenliğinin ve huzurunun sağlanması amacıyla dönemin padişahı IV. Mehmet, sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’yı görevlendirmiştir. 1660 yılında Kara Mustafa Paşa İncesu’ya gelerek içinde halkın ihtiyacı olan kervansaray, medrese, cami, hamam, fırın, çeşme ve dükkanlar gibi yapılar bulunan bir külliye inşa ettirmiştir. Kasabadaki güvenliğin sağlanması amacıyla, ilçenin doğusunda bulunan Kayseri cephesini kervansarayla ilişkili bir sur şeklinde kapatmıştır (Yalçın 2005). XVI. yüzyılda Müslüman yörüklerin ve Türkmen göçebelerin kullandığı yerleşimde, yerleşik hayatın başlaması sonucunda köylerin kurulması, XVI. yüzyılın ikinci yarısından sonralarını bulmuştur. Bu dönemde yerleşimde, bir adet yolcu hanı ve bir adet Boran adı verilen Müslümanların yaşadığı küçük bir köy bulunmaktadır.. Osmanlı devleti döneminde İncesu ve çevresi, XVI. yüzyılın başlarında Karataş bucağına bağlı bir yerleşim birimiydi. Bu bucakta Dulkadirliler Beyliği'ne bağlı yörükler yaşamaktaydı (Selçuk ve Kazım 2011). Bir rivayete göre ise Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, 1659-1660 yıllarında bataklık halinde olan İncesu deresinin kenarına ordusunu konaklatmıştır. Rivayete göre konakladığı gece bu bölgenin ihya edilmesi kendisine emredilir. Bunun üzerine Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, bölgede ihtiyaç olan yapıları inşa ettirmiştir (Selçuk ve Kazım 2011). Yerleşimde gerekli yapılar inşa edildikten sonra Karataş’tan ve diğer yerleşmelerden kabileler getirilerek bölgede hayatın başlanması sağlanmıştır. İlçedeki bazı mahalle ve sokak adları bu kabile adlarını taşımaktadır. Bunlardan bazıları Kırım, Etyemez, Karakoyunlu ve Bozkoyunlu’dur. Daha sonraları ise Rumlar yerleşmiştir (Selçuk ve Kazım 2011). Osmanlı döneminde başlangıçta köy olan İncesu, süreç içerisinde bucak daha sonraları kaza olmuştur. 1900’lü yıllarda tekrar bucak olması istense de bu istek kırk iki gerçekleşmeyerek kaza olarak bırakılmıştır. Bu süreç içerisinde İncesu’ya bağlı bazı köyler bazen Ürgüp’e bazen ise Niğde’ye bağlanmıştır (Selçuk ve Kazım 2011). İlçede bulunan Türk mahalleri şöyledir; Bulgurcu, Cami Kebir, Yarım Mahalle , Karakoyunlu, Yeni Cami. İlçede bulunan Rum mahalleri ise şöyledir; Salanta, Orta Mahalle, Kilise Mahallesi, Tırhanlı (Niğde’den), Sada (Aygaozma), (Develi’den) Moln (Molu Köyünden).
İncesu Agios Dimitrios Kilisesi: Kilise yapısı Yeni Cami Mahallesi’nde bulunmaktadır. Kilise kesme taştan inşa edilmiştir. Üç nefli dikdörtgen plana sahiptir. Doğu cephesinde yarım daire şeklinde apsis bulunmaktadır. Kilise yapısı 25.09.2003 yılında 3397 sayı ile Konya Kültür ve Tabiat. Varlıklarını Koruma Kurulu (KKTVKK) tarafından tescillenmiştir (Aslan ve Özbek 2008) Yapının mülkiyeti İncesu Belediyesi’ne aittir. Kilisenin inşaası 1730 yılında yapılmıştır. 1835 ve 1868 yıllarında ise yenileme ve onarım çalışmaları yapılmıştır. Mübadelenin bitiminden sonra yapı tiyatro ve etkinlik alanı olarak kullanılmıştır. Daha sonraları boş kalan yapının bahçe duvarı taşları sökülerek kaldırım taşları olarak kullanılmıştır. Zaman içinde ambar olarak kullanılmış, 1950’li yılların sonlarına doğru kısa bir süre için askeri depo olarak kullanılmıştır. Bir dönem sanat okulu olarak kullanılan yapı, günümüzde İnceu Kent Müzesi olarak düzenlenmektedir.
İncesu Agios Efstatios Kilisesi: Yarım Mahalle’de bulunan kilise yapısı iki katlı olarak inşa edilmiştir. Kilise yapısı geleneksel İncesu konut mimarisine yakın özellikler taşımaktadır. Yapım malzemesi kesme taştır. Kilisenin üst örtüsü İncesu genelinde yaygın olan düz toprak damdır. Kilisenin bulunduğu avluya giriş kapısı iki yanında sütun bulunan kemerli bir kapıyla erişilmektedir. Yapı, 25.09.2003 tarihinde 3397 kurul kararı ile Konya Kültür ve Tabiat. Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tescillenmiştir (Özbek ve Arslan 2008). Mülkiyeti şahısa ait olan kilise yapısında herhangi bir restorasyon çalışması yapılmamıştır. Özgününde kaya oyma bir yapı olan kilise 1729’da büyütülmüştür. 1867 yılında ise kadınlar kısmı eklenmiştir. Son eklemeler 1912 yılında olmuştur. Mübadele döneminden sonra yapı bir süre papaz evi, daha sonraları ilkokul olarak kullanılmıştır. Kilisenin şahıslara satışından sonra konut olarak kullanılmasından sonra 1970’li yıllarda hapishane olarak işlevlendirilmiştir (Açıkgöz 2007).
Tablo: 1881/1882-1893 Tarihlerinde Osmanlı Nüfus Sayımlarına Göre İncesu (Baykara 2011):
Müslüman |
Rum |
Ermeni (Gregoryen) |
Katalik | Protestan | Toplam | |
Kadın | 6575 | 2356 | - | - | - | 8931 |
Erkek | 6841 | 2312 | 23 | - | - | 9176 |
Genel Toplam | 13416 | 4668 | 23 | 18.107 |
İncesu’nun kuruluşu Osmanlı’nın Klasik dönemdeki şehirleşme anlayışı ve siyasi birliğin gösterilmesi açısından önemli bir örnektir. İncesu kurulurken iki farklı düşünce yapısı ile planlanmıştır. Bunlardan ilki siyasi teşkilatlanma için önemli dini yapılar inşa ettirilmiştir. Diğeri ise, inşa edilen dini yapıların ve külliyenin korunabilmesi için ticari alanlar inşa ettirilmiştir. Bu düşünce yapısı Osmanlı’nın şehircilik anlayışını temelini oluşturmaktadır (Erdoğru 2011). XX. yüzyılda Lozan Antlaşması ile birlikte gerçekleştiren Nüfus Mübadelesi sonucunda gayrimüslimler, İncesu’yu terk etmeye başlamıştır. 1925-1930 tarihleri arasında ilçedeki Rum topluluğu Yunanistan’a göç etmiştir. Nüfusu azalan ilçe merkezine ise Selanik’ten gelen muhacir Türkler getirilmiştir. Bu süreçte ilçedeki ticari faaliyetler azalmıştır. 1950’li yıllarda ise mevcut nüfus ticari faaliyetlerin daha yoğun olduğu Kayseri il merkezine, İstanbul’a ve turizm faaliyetleri yükselen Kapadokya’ya göç etmişlerdir (Sevim 2014). İncesu’da yeniden nüfus artışının görülmesi 1990’lı yıllarla birlikte gerçekleşmiştir. Kayseri’deki sanayi faaliyetlerindeki artış, iş imkanlarının fazlalaşmasına yol açmıştır. Bu duruma bağlı olarak, Kayseri il merkezine yakın olan İncesu ilçesinde dışardan göçler oluşmuş, sosyal ve ticari hareketlilik tekrar sağlanmıştır.
İlçe toprağının yüzde 41,5 ‘i tarım toprağı ve yüzde 46,45‘ i çay ve mera olarak kullanılmaktadır. İlçe arazisinin yüzde 7,2’si ormanlık alan olarak kullanılırken yüzde 4,74 ‘ü ise yerleşim alanı ve diğer amaçlarla kullanılmaktadır. İncesu ilçesinin yakınlarından geçen bir fay hattı bulunmamaktadır. Yerleşim deprem açısından güvenli olmasına rağmen aktif olmayan volkanik alan içerisinde bulunmasından ve yer kabuğu hareketlerinden kaynaklanan şiddetli olmayan depremler yaşanabilmektedir. İncesu’nun ve çevresinin tarihi geçmişine bakıldığında 1717, 1764 ve 1835 yıllarında orta şiddetli depremler yaşanmıştır. İncesu ilçesi sınırlarının da içinde bulunduğu Sultan Sazlığı çöküntü havzası, kuzey ve güney yönlerinde oluşan kırık hatlardan dolayı bölgenin çökmesiyle meydana gelmiştir.
Yerleşmenin bulunduğu alanlarda da oluşan bu kaya türü geleneksel konutlar ile birlikte uyumlu ve bütünleşik biçimde kullanılmıştır (Çöteli 2012). Bu durum yöresel mimarinin doğa ile uyumunu bize göstermektedir. Küçükerman (1988), “Türk Evleri”’nde doğaya gösterilen saygının, yapıların biçimlenişinde son derece etkili bir anlayışın başlangıcı olarak tanımlamaktadır. Bölgedeki tarihi evlerin büyük çoğunluğu terk edilmiş ve günümüzde birçok evin atıl durumda olduğu tespit edilmiştir. Kaybolmaya yüz tutan kültürel dokunun sürekliliğin sağlanması amacıyla tezin ana konusunu ilçede bulunan tarihi evler ve evlerin mimari özellikleri oluşturmaktadır.
İç Anadolu Bölgesinde yer alan İncesu, bölgenin sahip karasal iklim özelliklerini göstermektedir. Çevresinin dağlarla çevrili olmasından ve denize uzak olmasından dolayı yarı kurak karasal iklim hakimdir. Bölgede yaz mevsimi sıcak ve kurak, kış mevsimi ise soğuk ve kar yağışlıdır. Gece-gündüz ve mevsimler arası sıcaklık otuz bir farklarının yüksek olmasının nedeni, ilçedeki nem oranının düşük olmasıdır. İlçede yağış miktarının en yüksek olduğu mevsim ilkbahardır. Kışları ise çoğunlukla hava sıcaklığının düşmesinden dolayı don yaşanmaktadır (Çiftçi ve Çavdar 2015). Ortalama aylık sıcaklıklarına bakıldığında en düşük derecenin yaşandığı ocak ayında -1 derece ve en yüksek sıcaklığın yaşandığı temmuz ayında 22.8 derecedir. Sıcaklık farkları günlere, aylara ve yıllara göre değişmektedir. Günümüze kadar görülen düşük sıcaklık -25, en yüksek sıcaklık ise 38 derecedir. İlçenin yıllık yağış miktarı ortalaması 359 mm’dir. Nisan, haziran ve aralık yağış miktarının en fazla olduğu aylardır. Yıllık kar yağış miktarlarına göre karların yerde kalma süresi otuz bir gündür. Karın yağdığı ortalama gün sayısı ise on iki gündür. İlçede bozkır adı verilen bitki örtüsü görülmektedir. Bu bitki örtüsü, ilkbaharda yoğunlaşan yağışlarla beraber yeşerirken, yaz mevsiminde yaşanan kuraklık ile birlikte sararan kısa boylu bitkilerden oluşmaktadır (Çiftçi ve Çavdar 2015). İlçedeki yağış miktarının yetersiz olması, orman örtüsünün oluşmamasına neden olmuştur. Yalnızca Erciyes Dağı’nda ve yüksek alanların çevresinde çam, meşe ve fundalıklar bulunmaktadır.
“23.07.2004 tarih ve 25531 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu” ile birlikte İncesu, merkez ilçe olarak kabul edilmiştir. İncesu’nun merkez ilçe olarak kabul edilmesinden sonra, ilçenin köyleri mahalleleşmiştir. İlçe otuz bir mahalleden oluşmaktadır. Bunun yanı sıra ilçeye bağlı köy (mahalle) bulunmaktadır. Bular; Kızılören, Süksün, Hamurcu, Karahöyük, Küllü, Saraycık, Subaşı, Üçkuyu, Tahirini, Şeyhşaban, Çardaklı ve Garipçedir. 31 Aralık 2020 tarihli Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre İncesu’da bulunan toplam nüfus 28.567 kişidir. İlçedeki nüfus yoğunluğu 34.212 kişi/km2’dir. Kayseri Coğrafi Bilgi Sistemleri verilerine göre İncesu ilçesinde yaşan nüfus yoğunluğu Kayseri İlinin genel nüfus yoğunluğunun yüzde 1,85’ini oluşturmaktadır. Cinsiyet dağılımına göre, ilçe nüfusundan 14.570 kişi erkek, 13.997 kişi kadındır. Bu sayıya göre nüfusun yüzde 49’u kadın yüzde 51’i erkektir.
İncesu’nun Ekonomik Yapısı: İncesu ilçesi, Osmanlı döneminde çok önemli bir ticari yol olan İpek Yolu üzerinde bulunmasından dolayı ticari açıdan önemli bir konumda bulunmaktadır. Geçmişte önem arz eden bu ticari konumu, sanayi ve ticaret faaliyetleri güçlü olan Kayseri iline yakınlığından ve şehirlerarası yol güzergâhları üzerinde bulunmasından dolayı içindeki ticari hareketlilik azalmıştır. İlçede yerel halkın en çok uğraştığı ticari faaliyet tarımdır. Bunun yanı sıra ticaret ve hayvancılık faaliyetleri de yapılmaktadır (Doğan 2011). Yerel halkın en çok uğraştığı faaliyet tarım olmasından dolayı, tarım ilçesi olarak anılmasına rağmen ilçenin arazileri taşlı ve verimsizdir (Yavuzer, 2010). Buna bağlı oyüzde 75.4’ü tarım alanlarında çalışmaktadır. İlçedeki kullanılan toprağın yüzde 42,37’si tarım toprağıdır. Bu tarım toprağının yalnızca yüzde 16’sı sorunsuz tarım toprağıdır ( Doğan 2011).
İlçede bulunan hanelerin sahip olduğu ortalama toprak miktarı altmış iki dekardır. Bundan dolayı yapılan tarım daha çok hanenin geçimini sağlayacak kadar gelir elde edilmesine yol açmaktadır. Kullanılmaya elverişli olan tarım toprağında ise en çok üzüm yetiştirilmektedir. Yüzyıllardır bu topraklarda yapılan üzüm bağcılığı ilçenin bir simgesi haline de gelmiştir. İlçede yaygın olan otuzdan fazla tür otuz beş üzüm yetiştirilmektedir. “Türkiye Asma Genetik Kaynakları Milli Koleksiyonu” hazırlanmıştır. Bu koleksiyon kapsamında bulunan on dört çeşit üzüm Kayseri iline aittir. Bu on dört çeşit üzümün on ikisi ise İncesu’ya ait yerel üzüm çeşitleridir. 2022 Türkiye İstatistik Kurulu (TUİK) verilerine göre Kayseri İlindeki 59 542 dekar üzüm alanının, yaklaşık kırk üç 000 dekarı İncesu’da bulunmaktadır. Kurutmalık Çekirdekli Üzüm, Sofralık Çekirdekli Üzüm ve Şaraplık üzüm üretimi İl genelinde 30187 ton civarındadır. Bunun 17500 ton kadarı İncesu ilçesinde üretilmektedir.
Yapılan tanıtımlar ve etkinliklerle İncesu üzümü ve pekmezi ilçeye güçlü bir gelir kaynağı sağlamıştır. Her yıl yapılan İncesu üzüm festivaliyle yurtiçi ve yurtdışından misafirlerin gelmesiyle ilçede ticari bir hareketlilik sağlanmaktadır. İlçede üzüm haricinde buğday, arpa, çavdar, şeker pancarı, ayçiçeği ve çeşitli meyve ve sebzelerin tarımı da yapılmaktadır (Yavuzer 2010). İlçede yapılan hayvancılık, ticari ve hane içi kullanım içindir. Yetiştirilen hayvanların etlerinden yararlanılmasının yanı sıra süt, peynir, yoğurt ve yağ gibi hayvansal üretimler yapılarak Kayseri ve Ürgüp’e satışları yapılmaktadır (Yavuzer 2010). Hayvancılık faaliyetlerinde büyükbaş ve küçükbaş hayvanların yanı sıra arı yetiştiriciliği de yaygındır.
İlçede halı dokumacılığı el sanatları faaliyeti olarak en yaygın görülendir. Daha önceleri ticari bir faaliyet olan halı dokumacılığı, zaman geçtikçe önemini yitirmiş bir el sanatı olarak devam etmektedir. Bu el sanatıyla ilgilenen yerel halk bir araya gelerek halı dokurken sosyalleşirler. İlçede tiyatro, sinema, konser gibi faaliyetlerin düzenleneceği bir alan bulunmamaktadır. Fakat belediye binası içerisinde bulunan konferans salonunda tiyatro ve sinema gösterimleri yapılmaktadır. Bu gösterimler düzenli aralıklarla değil, bazı özel günlerde ve daha çok çocuklar için düzenlenmektedir. İlçede bir adet Kent Müzesi bulunmaktadır. Müze henüz ziyarete kapalı düzenleme çalışmaları sürmektedir.
İlçe Kayseri, Ürgüp ve Avanos'a ortalama otuz kilometre civarında olduğu için ilçede gerek turizm belgeli gerekse belediye belgeli hiç konaklama tesisi bulunmamaktadır. Konaklama ihtiyacı bu yörelerden karşılanmaktadır. Hatta öğretmenevi bile konaklamasız hizmet veren türdedir. İncesu Belediyesine ait "Marina Restoran" işletmesi ilçe merkezine beş kilometre meafedeki taşkın göleti kıyısındadır. İlçe merkezinde beş kadar lokanta ve beş kadar dürüm/çiğköfte satışı yapan mekanlar vardır. Son olarak geçtiğimiz hafta pizza/hamburger satışı yapan yeni bir fast food restoranı açılmıştır. Yöre halkı geleneksel usüllerle yemek ihtiyacını karşılamya yoğun olarak devam etmektedir. Sabah/öğle/akşam için gerek evlerde gerekse kasap/marketlerden aldıkları malzemelerle, etli/peynirli pide, fırın ağzı, kayseri tava/güveç yaptırarak gerek evlerinde gerse iş yerlerde tüketmektedirler.
Referanslar
Baykara, A. (2011). XIX. Yüzyıl Temettüat Defterlerinde İncesu’da Sosyal Ekonomik Durum. I. Ulusal İncesu Sempozyumu, (Cilt: I, ss. 34-52). Kayseri: İncesu Belediyesi Kültür Yayınları; Çakmakoğlu, S. (2020). Memleketim İncesu. Ankara: Kültür Ajans Yay., No:407; Çavdar, H. ve Çiftçi, H. (2015). Coğrafyadan Vatana İncesu. Kayseri: İncesu Belediyesi Kültür Yayınları; Çöteli, M. G. (2012). Kültürel Peyzajın Korunması ve Sürdürülebilir Kentsel Gelişmenin Yaratılması Yönünde Bir Politika Önerisi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 32 (1): 71-110; Deker, Y. ve Yuvalı, Y. (2011). Tarihi Süreçte İncesu’da Doğal Afetler. I. Ulusal İncesu Sempozyumu, (Cilt: I, ss. 3-10). Kayseri: İncesu Belediyesi Kültür Yayınları; Denktaş, M. (1989). İncesu’daki Türk Devri Yapıları. (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi). Konya: Selçuk Üniversitesi Sosya Bilimler Enstitüsü; Denktaş, M. (1997). İncesu Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Külliyesi, Vakıflar Dergisi, 26: 199-200; Doğan, H. H. (2011). İncesu’nun Sosyal ve Ekonomik Konumu ve Kentleşme Düzeyi, I.Ulusal İncesu Sempozyumu, (Cilt III, ss. 177-214). Kayseri: İncesu Belediyesi Kültür Yayınları; Doğan, H. ve Sönmez, F. (2019). Kayseri’nin İncesu İlçesinde Tarihi Bir Ev: Hacı Osman Mestav Konağı, 2019 Mimarlık Planlama ve Tasarım Alanında Araştırma ve Derlemeler, ss. 47-68. Ankara: Gece Kitaplığı; Durum. I.Ulusal İncesu Sempozyumu (Cilt I, s. 34-52). Kayseri: İncesu Belediyesi Kültür Yayınları; Gevrek, İ., ve Kazancı, N. (1991). İgnimbrit: Oluşumu ve Özellikleri, Jeoloji Mühendisliği Dergisi, 38: 39-42); Koralay, T. (2006). İncesu İgnimbiritinin (Kayseri) Jeolojisi, Petrolojisi ve Ayırtman Özellikleri (Basılmamış Doktora Tezi). Ankara: Ankara Üniversitesi; Özbek, Y. ve Arslan, C. (2008). Kayseri Taşınmaz Kültür Varlıkları Envanteri Cilt: III. Ankara: Kayseri Büyükşehir Belediyesi Yayınları; Özdal, E.(2023), Kayseri-İncesu İlçesi Geleneksel Mimari Dokusunun Koruma Bağlamında İrdelenmesi. (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi). İstanbul: Mimar Sinan Üniversitesi; Ulusoy, İ. (2001). Volkanik Patlama Bulutları, Mavi Gezegen Dergisi, 5: 62- 65; Yavuzer, H. (2011). İncesu’da Sosyal Hayat. I. Ulusal İncesu Sempozyumu, (Cilt: II, ss. 153-179). Kayseri: İncesu Belediyesi Kültür Yayınları.
İnternet Kaynakları:
URL-1: https://kreaktivist.com.tr/kayseride-devasa-roma-donemi-mozaikleri-kesfediliyor, (Erişim tarihi: 08. 02. 2025).
Ayrıntılı bilgi için bakınız
http://www.incesu.gov.tr/ilcemiz, (Erişim tarihi: 08. 02. 2025).
https://www.incesu.bel.tr/icerik/tarihce, (Erişim tarihi: 08. 02. 2025).
https://kreaktivist.com.tr/kayseride-devasa-roma-donemi-mozaikleri-kesfediliyor, (Erişim tarihi: 08. 02. 2025).