Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi

Plan ve Proje Proje

XX. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak, birçok Avrupa ülkesindeki gelişmelerden esinlenen Türkiye de sahip olduğu doğal ve kültürel değerleri konaklama/ağırlama kolaylıkları ile donatarak, teknik altyapısını geliştirerek, turizmin ekonomik yararlarından pay almak için kurumsal ve yasal düzenlemelere girişti. 22.05.1953 tarihinde 6086 sayılı Turizm Endüstrisini Teşvik Kanunu, 05.08.1955’te Turizm İşbirliği Nizamnâmesi yürürlüğe girdi, 1955 yılında Turizm Bankası A.Ş. kuruldu. 1963 yılında Başbakanlık Devlet Planlama Müsteşarlığı’nın kuruluşu ve örgütlenmesi ile Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı hazırlıkları başladı ve Türkiye planlı ekonomi denemesine adım attı.

Aynı yıl içinde Turizm ve Tanıtma Bakanlığı kuruldu (1963) (Bakanlık Kuruluş ve Görevlerine İlişkin 265 sayılı Kanun daha sonra düzenlenerek 12.07.1968 günlü Resmi Gazete’de yayımlandı). Böylece daha önce devletçe Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü içinde Turizm Dairesi Başkanlığı’nca ele alınan turizm konusu, bir yandan planlı ekonominin bir sektörü durumuna gelirken bir yandan da bakanlık düzeyinde yetki ve sorumluluk konusu oldu.

Bu bağlamda Devlet, temelde turizm sektörünü geliştirerek dış ödemeler dengesine olumlu katkı sağlamaya odaklandı. Bu amaca da ana pazar bölümü olarak Avrupa’nın zengin ülkelerinin orta ve alt-orta gelir düzeyi ailelerinin oluşturacağı kitle turizmi yoluyla ve temel ürün olarak tarihi eser ve tarihi alan ziyaretleri ile destekli, deniz-kum-güneş tatili yoluyla ulaşmayı kararlaştırdı.

Aynı doğrultuda belirlenen politikalarda aşağıda sıralanan temel öğeler yer almaktadır:

1. Kıt kaynakların gelişigüzel dağıtılmasını önlemek için turizm açısından çekiciliği yüksek alanlar önceden belirlenecek, buraların fiziksel planları tamamlanacak, altyapı ve üstyapı birbiriyle ilişkileri gözetilerek bu planlara göre yapılacaktır.

2. Turizm ve Tanıtma Bakanlığı, biri Ege diğeri Akdeniz Bölgesi’nde iki öncelikli gelişme bölgesi belirledi. Bunlar; Ege Bölgesi’nde Dilek Yarımadası, Akdeniz Bölgesi’nde ise Side yöresidir. Bu ikisinin arasında da Side’ye öncelik verildi ve yukarıda özetlenen politikanın kalkınma planları plan belgelerinde ilk dile getirilişinden ancak beş yıl sonra, Bakanlık, 1969 yılında, Side’nin fiziksel planlarının elde edilmesi amacıyla uluslararası bir mimarlık ve şehircilik proje yarışması düzenledi ve sonuçlandırdı. Ancak yine 1969 yılında Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Müsteşarlığı önerisiyle 6/12209 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı yürürlüğe konuldu. Bu kararnameye göre Çanakkale-Balıkesir illeri sınırının denize saplandığı nokta ile Antalya-İçel illeri sınırının denize saplandığı nokta arasında uzanan üç kilometre derinliğindeki sahil şeridi turizm gelişme bölgesi ilan edilerek, burada çok kısa sürede çok büyük bir nitelikli turistik yatak kapasitesi hedeflendi (2000 yılının sonuna kadar 174.500 yatak), üst düzey koordinasyonu sağlamak üzere Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı başkanlığında, ilgili bakanlıkların müsteşarlarından oluşan bir Turizm Koordinasyon Kurulu kuruldu. Kararname hedeflerini gerçekleştirme sorumluluğunu üstlenen Devlet Planlama Teşkilatı bir yabancı firmaya, kararnamenin tanımladığı bölgenin master planını yaptırdı. Bu çalışmaya bugün ulaşma olanağı bulunamadı, ancak bu maddenin yazarı Turizm ve Tanıtma Bakanlığı Planlama Dairesi’nde ve Turizm Planlaması Genel Müdürlüğü’nde çalıştığı dönemde (1972-1976), bu çalışmayı inceleme ve değerlendirme olanağı buldu. Çalışma bölgenin kıyı boyunca ve hemen gerisinde konaklama tesisi kurulabilecek alanlarını belirledikten sonra iki yöreye öncelik verdi ve bu yörelere ilişkin konaklama tesisi adaları ile ulaşım ağlarını tanımladı. Bu yörelerden biri Antalya kentinin doğusunda, Aksu Nehri ile Köprüçay arasında, yer alan ormanlık kumul yöredir; bu yöre Doğu Antalya proje alanı olarak adlandırıldı. Diğeri ise Antalya kentinin güney batısında, Beldibi Köyü (dahil) ile Tekirova Köyü (dahil) arasında uzanan, hareketli topoğrafyaya sahip çam ormanları, tarım alanları ve kırsal yerleşme alanlarının iç içe yeraldığı kıyı yöresidir; bu yöreye de Güney Antalya Proje Alanı adı verildi. Devlet Planlama Teşkilatı bu iki yörenin ayrıntılı planlarının yapılıp altyapılarını tamamlanması ve özel yatırımcıların özendirilerek turizm konaklama yatırımlarının gerçekleştirilmesinin sağlanması için örgütlenirken, hükümet, Teşkilatın uygulama ile uğraşmaması yönünde karar aldı ve yeni bir karaname ile 6/12209 sayılı kararnamenin belirlediği hedefleri gerçekleştirme görevini Turizm ve Tanıtma Bakanlığı’na devretti.

Bu gelişmeler olurken Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (Dünya Bankası) Turizm ve Tanıtma Bakanlığı’na bir yöresel turizm gelişme projesi düzenlenirse bu projenin gerektireceği teknik altyapının yarı maliyetine eşit uygun koşullu kredi vermeyi önerdi. Bu öneriyi izleyen görüşmeler ve incelemeler sonucunda üç aday yöreden (Side, Doğu Antalya ve Güney Antalya) Güney Antalya Yöresi söz konusu proje için seçildi. Proje, yasal, kurumsal, teknik ve parasal dayanakları Güney Antalya Turizm Gelişim alanı, Antalya Körfezi’nin batı kıyısını oluşturmakta, Antalya limanı ile Körfezin güneybatı bitişini belirleyen Gelidonya burnu arasında uzanmaktadır. Batı Torosların denize en çok yaklaştığı bir topoğrafyada yer alan bu yöre, barındırdığı doğal ve tarihi değerler, tarım peyzajı gibi nedenlerle 1960’lı yıllardan başlayarak yoğun ilgi odağı olmayı sürdürmektedir.

Proje dört evreden oluşmaktadır:

1970-1974 Evresi: Bu dönemde, Antalya il merkezini, Kemer üzerinden, batı ilçelerine bağlayacak kıyı yolunun yapımının başlamasıyla yöre önemli bir ikincil konut baskısı ile karşı karşıya kaldı. 1605 sayılı İmar Kanunu’nun, 6785 sayılı yasayla eklenen ek yedi ve ek sekizinci maddelerinin ve yöre kıyısında kaçak yapılaşmaya karşı kısa bir süre uygulanan kararlı bir mücadelenin caydırıcılığı bu baskıyı kısmen frenlemektedir. Bu evrenin başında yöreye iki farklı bakış ve bunlardan üretilen iki farklı fiziki plan bulunmaktadır. Birincisi, 6/12209 sayılı Turizm Gelişim Politikası Esasları’na İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda, DPT Müsteşarlığı’nın bir yabancı planlama bürosuna yaptırdığı, yörede 75 -80 bin dolaylarında turistik yatak kapasitesi öngören bir ana plandır. Diğeri ise Orman Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı, Olympos-Beydağları Sahil Millî Parkı Uzun Vadeli İnkişaf Planı’dır. Bu plan da yörenin nüfusunun, doğal ve tarihi değerlerinin, tarım dokusunun korunmasının yanı sıra kamping, ev pansiyon, küçük otel-motel, tatil köyü niteliğinde sınırlı konaklama kapasitesi yaratılmasını öngörmektedir. Dünya Bankası’nın bir bütünleşik turizm projesinin altyapısına kredi desteği sağlama önerisini değerlendiren Turizm Bakanlığı bu amaçla seçilen Güney Antalya yöresine ilişkin bu iki farklı yaklaşımı, Bakanlıklararası Turizm Koordinasyon Kurulu’nun gündemine taşıdı, iki planın da farklı yönlerde olmakla birlikte (korumacı <> geliştirmeci) kurul, her iki planın yaklaşımlarını da abartılı buldu ve yörenin özelliklerini hem koruyan hem turizm açısından değerlendiren yeni bir plan yapılması gerektiğine 1974 yılının Ocak ayında karar verdi.

1975-1977 Evresi: Turizm Koordinasyon Kurulu kararı uyarınca Turizm ve Tanıtma, İmar ve İskân, Tarım, Orman ve Köy İşleri (Milli Parklar Genel Müdürlüğü) Bakanlıklarının ortak çalışması ile, 1/25 bin ölçekli Güney Batı Antalya Çevre Düzeni Planı hazırlandı. Bu plan, düzenlenmesine katılan teknisyenler açısından iç ve dış örneklerin ve uygulamaların değerlendirilerek ilkelerin ve hedeflerin ortaya konduğu bir çalışmadır. İlkeleri, hazırlanışındaki ve uygulanışındaki katılım, kurumsallaşmada kimi öncü uygulamalar açısından bütünleşik kıyı alanları yönetimi yaklaşımında bir ön örnek olduğu da söylenebilir. Plan kararlarında yörenin özelliklerini koruma gayreti ağırlık taşımaktadır. Örneğin, gelişmeye ve yapılaşmaya açılan kıyı boyu ile gelişme alanları arasındaki kamuya serbest olarak açık tutulacak günübirlik alanların boyu eşit olarak düşünüldü. (Bu ilke sonradan bozulmuş, kıyı kamunun serbest ve eşit kullanımına kapanmıştır. Oysa bu ilke, Anayasadan başlayarak tüm ilgili mevzuatta ve plan hükümlerinde yer alan bir hükümdür).

1978-1982 Evresi: Yerleşmelerin ve turizm gelişme alanlarının 1/5000 ve 1/1000 planlarının ve yörenin teknik altyapılarının projelerinin düzenlenmesi ve uygulanmaya başlaması evresini kapsayan bu dönemde, Turizm ve Tanıtma Bakanlığı öncü-örnek niteliğinde üç turistik tesisin yapımını başlattı, ancak bunlardan yalnızca Kızıltepe’deki kamping alanı gerçekleştirildi. Öte yandan bu evrede, Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi kapsamında öngörülmüş olan teknik altyapının tamamı, turizm gelişim alanlarında arazi mülkiyet bütünlemesini sağlayacak kamulaştırmalar, kimi kaçak yapıların yıkımı ve 25 bin ABD Doları tutarındaki Dünya Bankası kredisinin yürürlüğe girişi de gerçekleşti. Kredinin kullanımı Hükümet bütçesinden eş değer kullanım koşulu taşımakta ve kullanılmayan kısmı üzerinden yüzde 0,75/yıl faiz ödenmesini gerektirmekteydi. Bu koşullar projeye hem gerekli finansmanı, hem de hükümet nezdinde önemini korumasını sağladı.

1982 Sonrası Evresi: 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu 1982’de yürürlüğe girdi. Bu evre bir yandan bu kanunun ve öngördüğü teşvik tedbirlerinin yürürlüğe girmesi ile turizm yatırımlarının başladığı, daha çok yatırım talebinin bir baskıya dönüştüğü, toplu ya da mevzii değişikliklerle plan yöresinin giderek daha fazla yapılaşmaya açıldığı, ilk planda korunmaya ve kamunun serbest yararlanmasına açılmış olan alanların özel yatırımlara tahsis edildiği, ulusal park sınırlarında önemli değişikliklerin gündeme geldiği ve kısmen gerçekleştiği, bu gelişmelerle birlikte belediyeleşme sürecinin gerçekleştiği evredir.

1976’da bitirilerek Dünya Bankası’na gönderilen Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi Sentez Raporu’nda alanın özellikleri aşağıda açıklanmaktadır. Bu anlatımda proje öncesi durum açıklandıktan sonra () içinde ve eğik harflerle bu madde kaleme alındığı zamanki durum da belirtilmektedir.

Sınırlar ve coğrafya

1/25 bin ölçekli plana konu alan Antalya Körfezi’nin Batı kıyısını oluşturan sarp topoğrafyalı ormanlık coğrafyada yer almaktadır. Kuzey sınırı Antalya kentinin de yer aldığı geniş ovanın güneyi, başka bir tanımla, Antalya’nın o sıralarda yapımı süren yeni ticari limanı ve bunun kaya dolgusu için hemen gerisindeki yamaçta açılan taş ocağı, Doğusu Antalya Körfezi, Güneyi, Körfezin de bitim noktası olan Gelidonya burnu, Batısı ise kıyıdan ortalama, yaklaşık 1,6 kilometre ile 11 kilometre arasında değişen bir uzaklıktan geçen hayali bir çizgi ki kıyı gerisindeki geliştirilebilir alanları içermektedir. Alan bu sınırlar içinde Kuzey-Güney doğrultusunda kuş uçuşu yaklaşık 76 kilometre uzunluktadır.

Zengin orman örtüsünün yarattığı habitat zenginliğinin yanı sıra kıyıya paralel uzanan Beydağları, âni bir yükselişle çok görkemli bir görünüm oluşturmaktadır. Bu görünüm hem Antalya’dan ve Körfezin açıklarından itibaren hem de alanın kıyıları boyunca algılanmaktadır. Sel rejimli ve düşük debili akarsuların en önemlisi Ağva deresidir. Bu akarsuyun açtığı vadi, kıyıyı iç kesimlerdeki Gödene Vadisi’ne bağlayacak bir doğal geçit oluşturmaktadır. İklim bölgede hâkim olan Akdeniz iklimidir. Bölgede yazın yakıcı, kavurucu, kışın dondurucu etki yapan kuzey rüzgârı, bu yöreye denizi yalayarak geldiği için olumsuz etkisi yazın da kışın da hafiflemekte ve yörede olumlu bir mikro klima özelliği oluşturmaktadır.

Tarih ve Arkeoloji

Yöre çok eski çağlardan beri yerleşmeye konu olmuştur. Beldibi ve Akyarlar mağaralarında izleri görülen, MÖ 20 bin'e kadar ulaştığı ileri sürülen paleolitik yerleşmeler, Olympos, Phaselis, İdyros antik kentlerinin kalıntıları, daha geç dönemlere ait ve daha az bilinen Gagae ve Melanippe antik ve geç Roma/erken Bizans kentleri kalıntıları, Phaselis ve Gelidonya kıyıları yakınındaki antik batıklar, Adresan kale kalıntıları Millî parkın tarihi boyutunu oluşturmaktadır

İdari Yapı, Yerleşmeler ve Nüfus

Alanın yönetim merkezi Antalya merkez ilçesine bağlı Kemer bucağıdır. Kemer Bucak Müdürlüğü kayıtlarına göre 1975 nüfusları toplam 6.818 kişidir.

Tekirova’nın güneyindeki, Kumluca ilçesi sınırları içinde bulunan, Çıralı ve Çavuşköy (Adresan) yerleşmeleri, bu tabloda gösterilmemektedir. Ancak yörenin idari merkezi ve en büyük yerleşmesi olan Kemer bucak merkezinin nüfusu 500 dolayında olduğuna göre anılan iki yerleşmenin nüfuslarının da 1975’te birkaç yüz kişiden ibaret olduğu varsayılabilir.

Teknik altyapı:

Karayolu: Antalya il merkezini, Kumluca, Finike, Kalkan gibi Batıdaki ilçelerine ve daha ötede Muğla iline kıyıdan bağlayacak olan devlet yolu bu alandan geçmekte olup yapım halindedir ve ödenek azlığının yanı sıra zor bir güzergâhtan geçtiği için yavaş ilerlemektedir. Alandaki tüm mevcut yerleşmeler ve turizm tesislerinin yer alabileceği alanlar bu yola doğrudan ya da uzunlukları en fazla 3,5 kilometre olan, yan yollarla bağlanabilecek konumdadırlar. Anayol, Antalya’dan Kemer’e kadar asfaltlanmış olmakla birlikte standartları nedeniyle 50 kilometre/s ortalama hıza elverebilecek durumdadır. Tatil köyü yolu dâhil, Kemer’den sonra kalitesi çok düşük bir şose konumunda olan karayolunun, Çamyuva ve Tekirova bağlantılarının 1976 yılında tamamlanacağı tahmin edilmektedir. (Bu yol tamamlanıp hedef ilçelere ulaştıktan sonra yörenin yapılaşma, nüfus ve bunlara bağlı trafik talebinin öngörüleni çok aşması nedeniyle biraz daha içeriden yeni bir bölünmüş yol açıldı, raporda sözü edilen yol da bir yöresel dağıtım yoluna dönüştü. Ayrıca Antalya çevre yollarının ve ülkenin ve ilin karayolu bağlantılarının gelişmesiyle yöreye karayolu ile erişim çok kolaylaştı.)

Deniz yolu: Yerel ilkel iskelelerden, azmak ağızlarından ya da doğrudan kumsaldan denize sürülen küçük balıkçı motorları ile Antalya’ya 12-20 saatte gidilmektedir. Plan alanının kuzey sınırında, yük nakliyatı için yapılmakla birlikte tamamlandığında kurvaziyer ve tarifeli yolcu gemilerini de kabul edebilecek nitelikteki Antalya kentinin yeni ticari limanı yapım halindedir. (Bugün bu liman ve bitişiğinde yeni bir yat limanı yapılarak işletmeye açılmıştır. Ayrıca yaz aylarında Antalya-Kemer arasında tarifeli seferler yapılmaktadır.)

Havaalanı: Plan alanının kuzey sınırına yaklaşık 60 kilometre uzaklıktaki, askeri ve sivil amaçlara hizmet eden Antalya havaalanının, 1976 sonunda tamamlanması öngörülen 3.400 kilometre uzunluğundaki yeni pisti ve yanı sıra yolcu ve kargo terminal binaları yapım halindedir. (Daha sonra YİD modeli ile TAV tarafından yapılan ve işletilmekte olan Antalya Hava Limanı’na, TAV verilerine göre 2018 yılında, iç+dış hatlar gelen-giden toplam uçak sayısı 191.205, yolcu sayısı ise 16.368.969 oldu.)

Elektrik: Yörenin elektriği yerel jeneratörlerle sağlanmaktadır. İmtiyaz sahibi özel üretim ve dağıtım şirketi Kepez A.Ş. tarafından Antalya’dan yeni limana doğru inşa edilmekte olan 154 KV + 30 KV. gücündeki bir hattın Kemere uzatılabilirliği incelenmektedir. (Halen AEDAŞ, enterkonekte sisteme bağlı olarak, proje yöresine yeterli enerji dağılımını sağlamaktadır.)

Haberleşme: Kemer’de elle kumandalı sınırlı bir santral, jandarma telefonu ve orman koruma görevlilerinin telsizleri dışında haberleşme olanağı yoktur. Uluslararası bağlantılar için yapımı öngörülen denizaltı kablosu tamamlandığında Antalya’da yapımı süren yeni santral sistemi ile Antalya, yurtiçine ve yurtdışına çağdaş teknolojiyi kullanan bir haberleşme sistemiyle bağlanması sağlanacaktır. (Bugün için proje yöresi yeterli yurtiçi ve yurtdışı iletişim olanaklarına sahiptir.)

İçme suyu: Çeşitli yüzey ve yeraltı kaynakları olmakla birlikte düzgün bir kaptaj, depolama ve dağıtım sistemi yoktu. Yerleşmelerin, tarım ve turizm işletmelerinin suyu kuyulardan sağlanmaktadır. (Proje kapsamında yeterli kaynak, depolama ve dağıtım sistemleri kuruldu.)

Katı ve sıvı atıkların toplanma ve uzaklaştırılması: Hijyen normlarına uymayan, sızdırmalı çukurlar ve gömme ya da yakma yoluyla gerçekleşmektedir. Yalnız Kemer’deki tatil köyünde sıvı atık toplama, tasfiye ve deşarj sistemi bulunmaktadır. (Proje kapsamında yeterli sistemler kuruldu.)

5. Sosyal altyapı: Jandarma Komutanlığı, PTT gibi genel idari hizmet birimlerinin yanı sıra bucak Müdürlüğü, Kemer Merkezde ilk ve ortaokul, diğer büyücek birkaç yerleşmede köy ilkokulları, Kemer Merkezde, Ana-Çocuk Sağlığı Merkezi ve gezici ebelerden ibarettir.

(Mülki açıdan ilçe düzeyine çıkan Kemer’de Belediye kurulmuş olup Antalya büyükşehir belediyesi ile işbirliği bağlamında hizmet vermektedir. Buna koşut olarak sosyal ve ticari altyapı da gelişti.)

6. Turizm: Yöredeki tek Bakanlık belgeli tesis, Kemer merkezinin güney-batısında yer alan ve İtalyan Valtur tatil köyleri zinciri tarafından işletilen, yılın beş-altı ayında çalışan ve personelinin önemli kısmı yurtdışından gelen 700 yatak kapasiteli Kemer Tatil Köyü’dür. Bu tatil köyünün dışında az sayıda (toplam 68 yatak), ev-pansiyon/basit otel/motel, mevcut yerleşmelerin içinde, yerli ve yabancı ziyaretçileri ağırlamakta, ormanlık alanlarda serbest kampçılara rastlanmaktadır. (Kültür ve Turizm Bakanlığı istatistikleri, 25.06.2019 geçici rakamlarına göre Kemer ilçesi hudutları içindeki işletmeye açılmış turizm işletme belgeli konaklama kapasitesi 73.613 yatağa, belediye belgeli kapasite ise 26.060 yatağa ulaşmıştır. Proje alanında yer alıpta Konyaaltı ilçesine bağlı bulunan Beldibi ile Kumluca yerleşimlerine bağlı olan Çavuşköy ve Çıralı yerleşmelerini de hesaba alırsak bugün toplam 100 bin yatağın üstünde bir kapasitenin işletmede olduğu anlaşılmaktadır.)

7. Ekonomi: Yöre ekonomisi ağırlığıyla aile işletmelerinin sürdürdüğü turunçgiller ve sebze tarımına dayalıdır. Kıyıya yakın düzlüklerde turunçgil bahçeleri, sebze seraları, az miktarda diğer meyve ağaçları yer almakta, ayrıca susam, mısır ve pamuk yetiştirilmektedir. Tarım Bakanlığı’nın kooperatifleri özendirme çabaları pek sonuç vermemiş, tarımsal endüstri gelişmemiştir, tarım ürünleri toplanıp, işlenmeden Antalya’ya gönderilmektedir. Çok sınırlı ticari balıkçılık faaliyeti, Orman İdaresi’nce zaman zaman kiralanan geçici işbirliği, az sayıda kamu görevi ve yine sınırlı ticaret, tarımı tamamlayan diğer ekonomik etkinliklerdir. 1975 yılında Kemer’de işyeri olarak 19 küçük ticari ünite (iki lokanta, iki kahvehane, bir fırın, bir bakkal, bir hediyelik eşya dükkânı, bir berber, bir sinema (kapalı), üç küçük endüstri ünitesi (bir hızar/marangoz, iki tornacı) faaliyet göstermektedir (Yörenin ticari ve küçük endüstri yapısı bugün çok gelişti. Ana ekonomik etkinlik turizm ve dolaylı olarak turizme bağlı dallar oldu. Yararlanılan kaynaklar arasında sözü edilen doktora tezi bağlamında gerçekleştirilen yarı yapılanmış yüz yüze görüşmelerde açıklanan görüşler, bu bağlamda yörede yaratılan artı değerin yerel halka yeterince yansımadığı doğrultusundadır.)

8. Arazi mülkiyet durumu: Yörenin kadastrosu henüz tamamlanmamıştır (Bu nedenle vatandaş ormandan ya da kıyıdan arazi kazanma çabasındadır). Mevcut kadastro paftaları, Güneydeniz, Kemer, Kızıltepe ve Tekerlektepe turizm gelişme alanlarını kısmen kapsamaktadır. (1979 ve 1980 yıllarında yörenin kadastrosu tamamlanmış, kadastrosuzluktan kaynaklanan yanlış uygumalar ve sorunlar son bulmuştur.)

9. Fiziksel planlama: Birbiriyle çelişen ve üstünde tartışılan iki farklı yaklaşım söz konusudur:

  • Orman Genel Müdürlüğü’nce geliştirilen Beydağları-Olimpos Sahil Millî Parkı İnkişaf Planı’nda yörede çok sınırlı nüfus artışı ve yine çok sınırlı turistik faaliyet öngörülmektedir. Orman Bakanlığı, yörenin doğal flora ve faunasının, hidrografisinin, yer şekillenmesinin, tarihi ve arkeolojik değerlerinin, kırsal yerleşme ve tarım dokusunun olanak oranında korunması ve ülkenin ve yabancı ziyaretçilerin doğa gözleme, bilimsel inceleme, araştırma, doğayla kaynaşık dinlence ve dinlenme türü kullanımlarına sunulması yaklaşımını benimsemektedir.
  • DPT Müsteşarlığı tarafından yaptırılan fiziksel planda ise tam tersi yönde, toplam 70 bin yatak kapasiteli kitle turizmi tesislerinin ve bunlarla orantılı ikincil hizmet tesislerinin gerçekleştirilmesi öngörülmektedir. (Turizm Koordinasyon Kurulu’nun Ocak 1974 aldığı karar doğrultusunda düzenlenen Güney Batı Antalya 1/25 000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı ve buna dayalı olarak geliştirilen Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi (1976) ile belli bir koruma-kullanma dengesi kurulmuştur, ancak sonradan gerçekleşen plan değişiklikleri ile yine aşırı yapılaşma ve bunun doğurduğu doğa tahribatı ile kullanma dengesizliği ortaya çıktı)

10. Mevcut yapılaşma eğilimi: Yol yapımı ve Kemer Tatil Köyü yöreye yönelik bireysel ya da kooperatifler halinde yazlık konut talebini tetiklemiştir. Yörenin kadastrosunun tamamlanmamış olması, tapu kayıtlarındaki belirsiz ve esnek ifadelerden kaynaklanan, aslında olmayan arazilerin satışına, daha doğrusu, olmaması gereken tapularla, kıyının,hazine ve orman arazilerinin özel mülkiyetmiş gibi sahiplenilip kullanımına olanak vermektedir. (Yapılaşma baskısı ve buna verilen ödünler bugün için de sürmektedir.)

3. Güney Batı Antalya Çevre Düzeni Planı ve Turizm Gelişim Projesi’nin hedef ve öngörüleri ve bugüne değin yapılan değişiklikler

1976 Planı

Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı’nın hazırlattığı Güney Antalya Turizm Master Planı, Bakanlıklararası Turizm Koordinasyon Kurulu’nun (TKK) 1974 yılının Ocak ayındaki toplantısında çeşitli yönleriyle incelendi, ancak uygun bulunmadı ve üç bakanlığın ortak çalışmasıyla yeni bir plan hazırlanması gerekli görüldü. Bu karara bağlı olarak hazırlanan, 1/25 000 ölçekli Güney Batı Antalya Çevre Düzeni planı dengeli bir gelişmeyi hedeflemektedir. Bu doğrultuda;

1- Turizm yatırımlarını özendirmek için nitelik, büyüklük, bedel olarak uygun arazi sağlanma ve ayrıca turizm tesislerinin yörenin ana çekicilik ögesi olan denize olanak oranında yakın olması gereksinimi nedeniyle kıyının gerisinde yer alan orman alanları turizm gelişimine ayrıldı.

2- Ancak turizm gelişmesinin yörenin temel değerlerini bozmayacak düzeyde tutulması istendi, bunu sağlamak için şu önlemler öngörüldü:

  • Kıyı gerisinde turizm tesislerine ayrılan alanlar arasında, en az bu alanlar uzunluğunda, kıyıya bitişik, kamuya açık serbest alan ve bunlara taşıtlı ulaşım ve otopark olanağı,
  • Antalya limanı ile Beldibi tüneli arasındaki alanın tümünün, koyları ve plajları ile Antalya kentinin günübirlik rekreasyon gereksinimi için ayrılması ve yapılaşma dışı tutulması,
  • Sınırları kıyıya bitişmekte olan Kemer yerleşmesiyle kıyı arasında 30 metre genişliğinde bir yaya gezinti yolu, Çamyuva’daki, plan onayından önce müktesep hak kazanmış yapılaşmalar hariç Beldibi, Göynük, Çamyuva, ve Tekirova yerleşmeleri ile kıyı arasında 300-1000 metre uzaklık bırakılması,
  • Yapıların kıyı kenarına 30 metreden fazla yaklaşamaması, yapı yüksekliklerinin kıyıya yaklaştıkça azalması, yeteri kadar kıyıdan uzaklaşmak koşuluyla, en fazla Z+3 kat = 13,5 metre olabilmesi,
  • Turizm gelişme alanlarının önüne rastlayan kıyının kullanım yoğunluğunun, uluslararası kabullere göre kitle turizmi için gerekenden daha düşük yapı alanlı ve yoğunluklu, lüks turizm normuna yakın tutulması,
  • Kat Alanı Kat Sayısının, turizm alanları ve kırsal yerleşmeler için yüzde 30, Kemer kentsel gelişme alanı ve kent dışı konaklama alanı için yüzde 40, Kemer merkez konaklama alanı için yüzde 60, tarım alanları için yüzde 3 olarak alınması.

3. Plana paralel geliştirilen Turizm Gelişim Projesi ile planın yalnızca gelişmeyi denetleyici edilgen bir plan değil gelişmenin önemli ögelerinin uygulanmasını içeren bir eylem planı olması sağlandı. Bu kapsamda;

  • Kemer bucak merkezinin destek kent, Tekirova, Çamyuva, Göynük, Beldibi köylerinin ise destek köy olarak geliştirilmesi, turistik tesislere yöre dışından gelecek işgücü için sosyal konut yapılması, böylelikle küçük kapasiteli tesislerin yerleşmelerin içinde yer alması ve gecekondulaşma eğiliminin önlenmesi ve yerel nüfus için yeterli sosyal donanım sağlanması hedeflendi.
  • Üç aşamalı karayolu ağı, küçük tekne barınağı, çift devre elektrik iletim hattı, otomatik telefon santralı ve yeraltı haberleşme hatları, içme suyu ve kullanılmış su arıtma, fenni katı atık depolama sistemleriyle ileri düzeyde ve çevre kirliliğine yol açmayacak bir teknik altyapı öngörüldü.
  • Phaselis antik kentinde zararlı bitki temizliği, ziyaretçi kolaylıkları, milli park için daha etkin bir güvenlik sistemi yaratılması öngörüldü.

Bu bağlamda, turizm gelişme alanlarında 1996 yılının sonuna kadar toplam 21.770 yataklık bir konaklama kapasitesi öngörüldü. Kırsal yerleşme içi küçük tesislerle birlikte bu rakamın 23 bin yatağa çıkabileceği varsayılabilir (Çavuşköy ve Çıralı gibi, Kumluca ilçesine bağlı yerleşmeler hariç). En yüksek doluluk oranının 0,90 olacağı varsayılarak 1996’da, geçici yazlıkçı nüfus, kampçılar, günübirlikçiler, mevsimlik işgücü, konaklama tesislerinde kalan turistler dahil, yılın en yoğun kullanım döneminde yörede bir araya gelebilecek toplam insan sayısının 22.540 kişi olacağı varsayıldı.

(TÜİK 2015 nüfus tespit sonuçlarına göre, Antalya merkez Konyaaltı ilçesine bağlanmış olan Beldibi dahil, Kemer ilçesinin yerleşik nüfusu 42.796 kişidir. Bu yalın karşılaştırma yörenin kullanımında gerçekleşen gelişmenin öngörüleni ne denli aştığını gösteren bir örnektir.)

1/25 000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nın yürürlüğe girmesini izleyen yıllarda, bu plana bağlı olarak yöredeki destek kent ve köylerle, turizm gelişme alanlarının nâzım ve imar uygulama planları, yörenin teknik ve sosyal altyapısına ilişkin kimi projeler geliştirilip uygulanmış, yöre kadastrosu tamamlanmış, Kemer kenti imar uygulamasında, belediye dışında olmasına karşın 6785 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesi (Bugünkü 18. Madde-Hamur) uygulandı. Üç bakanlığın ortaklaşa yürüttüğü “imar koşullarını belirleme, uygulamasını izleme ve denetleme” düzeni sayesinde yörenin gelişmesi göreli olarak disiplinli oldu. 6234 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 16.05.1982’de yürürlüğe girişini, Güney Antalya Turizm Gelişme Merkezi’nin belirlenerek ilan edilmesi izledi. Yeni teşvik yasasının ve yönetmeliklerinin yürürlüğe girişinin yanı sıra başta yeni Antalya sivil havaalanı ile Antalya-Kumluca karayolu olmak üzere çeşitli teknik altyapının tamamlanması ile yörede turizm yatırımları hızla başladı. Kemer’de belediye kurulması 1986 yılında karara bağlandı, yeni belediye yönetimi Haziran 1986 yerel seçimlerinden sonra işbaşına geçti. Yöredeki köy tüzel kişilikleri, turizm tesisleri temsilcilerinin katılımıyla Güney Antalya Turizm Altyapı Birliği (GATAB) ve bu birliğe bağlı ALTAŞ şirketi, 1991’de Kemer Kaymakamlığı, 1994 yılında Beldibi, Göynük, Çamyuva, Tekirova belediyeleri kuruldu.

1985 yılında 3194 sayılı İmar Kanunu’nun yürürlüğe girişiyle imar planı onama yetkisi belediyelere verildi. Ancak yöredeki yerleşme ve gelişme alanlarının Turizm Merkezi içinde olması nedeniyle 2634 sayılı yasanın Turizm ve Kültür Bakanlığı’na verdiği yetkiler kapsamında bu alanların imar düzenleme yetkisi anılan bakanlıkta kaldı. 1987 yılında Güney Antalya Turizm Merkezi’nin, 1988 yılında Beydağları-Olimpos Sahil Milli Parkı’nın sınırları yeniden düzenlendi. Bu değişikliklerle ilk belirlenmelerine göre sınırları genişlemiş olan Turizm Merkezi ve önemli bir orman alanı milli park dışına çıkartılarak, 69.800 hektar olan milli parkın yüzölçümü 34.425 hektara indi.

Yukarıda değinilen değişikliklere paralel olarak 1988, 1990, 1996 yıllarında Güney Antalya Çevre Düzeni planı toplu değişikliklere uğradı. Bu değişiklikler daha çok ve daha yoğun yapılaşma ile doğası korunacak ve kamuya açık tutulacak alanlarda önemli azalma getirdi.

Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi kapsamında, başından sonuna kadar Türkiye’de birçok “ilk” denendi, proje, ülke turizminde çok önemli bir dönüm noktası ve örnek oluşturdu. Bu yönüyle gerek uluslararası gerek ülkesel düzeyde irdeleme ve izleme konusu oldu ve bu özelliğini bugün de sürdürmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Kültür ve Turizm Bakanlığı Turizm İstatistikleri; Örs, Hülya (2017). Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi Bağlamında Turizmin Sürdürülebilirliği (Yayımlanmamış doktora tezi). Ankara: Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü: Örs, Seyhun; Yayınlanmamış, Özel Çalışma Notları: Turizm ve Tanıtma Bakanlığı, Planlama Dairesi ve Turizm Bankası A.Ş. (1976). Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi Sentez Raporu. Ankara: TAV Antalya Hava Limanı verileri.